Filistin Yönetimi'nden Washington'a: Statükonun devamı imkânsız

Filistinli protestocular önceki gün Beyta'da İsrail güçleriyle çıkan çatışmalar sırasında (AFP)
Filistinli protestocular önceki gün Beyta'da İsrail güçleriyle çıkan çatışmalar sırasında (AFP)
TT

Filistin Yönetimi'nden Washington'a: Statükonun devamı imkânsız

Filistinli protestocular önceki gün Beyta'da İsrail güçleriyle çıkan çatışmalar sırasında (AFP)
Filistinli protestocular önceki gün Beyta'da İsrail güçleriyle çıkan çatışmalar sırasında (AFP)

Fetih Hareketi Başkan Yardımcısı Mahmud el-Alul, Filistin liderliğinin başta ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri olmak üzere dünyaya net mesajlar gönderdiğini belirterek, "Mevcut durumun devam etmesi imkânsız ve kabul edilemez" dedi.
Alul, Filistin’in resmi radyosuna yaptığı açıklamada, "İsrail işgalinin suçlarına tahammül edilecek gücün olmaması nedeniyle önümüzdeki günler belirleyici olacak" dedi.
Alul ayrıca, “İsrail işgalinin yoğunlaşması ve yerleşimcilerin insanlarımıza, cenaze törenlerine ve yas tutanlara saldırılarının şiddetlenmesi sonucunda şehit ve yaralı sayısında önemli bir artış oldu. İşgal altındaki Kudüs şehrine karşı sistematik bir gerilim ve Silvan ile Şeyh Cerrah mahallelerinin kuşatılmasıyla eşzamanlı olarak yapılan bu eylemler suçlarının boyutunu yansıtıyor” ifadelerini kullandı.
Filistinlilerin ABD ve AB’ye mesajı, otoritenin güçlendirilmesine yönelik ikili diyalogun başlatılmasının ardından İsrail ile yeni bir aşamanın başlatılmasına rağmen geldi.
İki taraf, geçen hafta uzun yıllar süren ayrılığın ardından bakanlar düzeyinde ikili görüşmelere başladı.
Görüşmeler, İsrail'deki yeni koalisyon hükümeti çerçevesinde Tel Aviv ve Ramallah arasında artan üst düzey temaslarla eşzamanlı olarak gerçekleşti.
Bakanlar düzeyindeki yeni toplantılar, Washington tarafından da çağrısı yapılan ikili diyaloğun başlangıcı oldu.
Her iki taraftan ortak siyasi, güvenlik, ekonomik ve teknik komiteler, özellikle şu anda Filistin yönetiminin yeniden düzenlenmesini talep ettiği Paris Protokolü başta olmak üzere Oslo Barış Anlaşması ve ekleri çerçevesinde uzun yıllar çalıştı.
Görüşmelerin ortak bir Filistin-İsrail komitesinin yeniden oluşturulmasını desteklemesi ve sorunların açıkça konuşulabileceği bir ortam oluşturması bekleniyor.
Ancak, ilgili bir Filistinli kaynak Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu toplantıların Filistinlilerin sivil yaşamıyla ilgili olduğunu, siyasi veya güvenlik konularını tartışmaya yetkili olmadığını belirtti. Kaynak açıklamasında, "Toplantılar başladı. Ancak yavaş ilerliyor. Filistinlilerin taleplerinin sadece birkaçı olmak üzere çok azı karşılandı” dedi.
İsrail, Filistin Yönetimi’ne Filistinli işçi sayısını artırmaya karar verdiğini ve yönetimin istikrarını ve ekonomisini desteklemek için atılan adımlar bağlamında yaklaşık 15 bin işçiye çalışma izni vereceğini bildirmişti.
İsrail medyası, İsrail hükümetinin Batı Şeria ve Gazze topraklarındaki faaliyetlerinin koordinatörü Gassan Alyan'ın Çarşamba günü Filistin Yönetimi yetkililerine, İsrail'in inşaat sektöründe Batı Şeria'daki kota ve Filistinli işçi sayısında 15 bin işçi artırmasını öngören İsrail’in kararı hakkında bilgi verdiğini aktardı.
Hükümetin kararının bu hafta tüm İsrail bakanlıkları arasında koordineli olarak onaylanması bekleniyor. Ayrıca İsrail ile Filistin Yönetimi arasındaki ekonomik ilişkileri güçlendirmek için ek adımlar atılması beklentiler arasında.
İsrail'in bu hamlesi, hükümetin ABD baskısı sonrasında Filistin Yönetimi'nin yaşadığı ekonomik krizi hafifletmek için önlemler alma eğiliminin bir parçası olarak geldi.
İsrail hükümeti haftalardır mali durumun istikrarını desteklemek amacıyla vergi geliri fonlarından mali otorite yükümlülüklerinin tahsilatını azaltma olasılığı da dahil olmak üzere bir dizi önlemi tartışıyor.
İsrail böylece, ABD’nin, Filistin yönetiminin benzeri görülmemiş ve tehlikeli bir siyasi ve ekonomik durumda olduğuna dair uyarısına yanıt verdi.
Ancak Filistinliler, güven artırıcı önlemler kapsamında İsrail'in taleplerini karşılaması amacıyla baskı yapması için ABD'ye onlarca talepte bulundu.
Filistin Yönetimi’nin talepleri arasında, Kudüs'teki kurumlarının yeniden açılması, bir grup Filistinli esirin serbest bırakılması, yerleşimlerin genişletilmesinin ve yıkımların durdurulması, Mescid-i Aksa Külliyesi ve çevresine İsrail polisinin konuşlandırılması kapsamındaki statükonun değişimi, Filistin güvenlik güçlerine ek silahlar verilmesi, polis, personel ve gümrük görevlilerinin Allenby geçidine iadesi yer alıyor. Ayrıca, Oslo Anlaşmaları’ndan sonra olduğu gibi Damian Köprüsü'nden mal geçişlerinin sağlanması, Batı Şeria'da uluslararası bir havalimanının kurulması, Eriha yakınlarında bir serbest ticaret bölgesi kurmak, fabrikaların, enerji santralinin ve turizm projelerinin kurulması için C Bölgesi'nde (İsrail sivil ve güvenlik kontrolü altındaki bir alan) arazi tahsisi, yakıt boru hatlarının döşenmesi, Batı Şeria içindeki trenler için demiryolları döşenmesi ve Paris Ekonomik Anlaşması'nda değişiklik yapılması bu talepler arasında yer alıyor.



Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım bugün yaptığı açıklamada, silahlarını teslim etmesi için ABD'nin sürekli baskısı altında olduğu bir dönemde İsrail'in tehditlerinin Hizbullah’ı ‘teslim olmaya’ ya da silah bırakmaya itmeyeceğini vurgularken, İsrail'in varlığını sürdürmesini ‘gerçek bir kriz’ olarak değerlendirdi.

Aşure günü münasebetiyle televizyonda yaptığı konuşmada Kasım şunları söyledi: “Bu tehdit bize teslim olmayı kabul ettirmiyor. Bize pozisyonlarınızı yumuşatın denmiyor ama saldırganlığa son verin deniyor... Bize silahlarımızı bırakmamız söylenmiyor.”

Kasım, ‘Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacaklarını’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre Kasım, “Koşullar zor ve karmaşık olsa da direniş ateşini yakmaya devam etme inancına sahibiz. Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacağız. Bir taviz ve aşağılama olan normalleşmeyi kabul etmeyeceğiz. Biz emanetin bekçileriyiz, devam edeceğiz ve yüzleşeceğiz” ifadelerini kullandı.

Kasım sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi tehdit etmek için çalışıyorlar ve bizden onlara yeni adımlar atılmazsa teslim olmamız gerektiğini söylüyorlar... Bu tehdit bizi teslim olmaya zorlamayacak. İsrail-ABD saldırganlığı, cinayetleri ve suçları durmalı. Sorun İsrail, direniş değil. Direniş çözümlerden biridir ve İsrail'in hayatta kalması gerçek bir krizdir.”

asdfrgt
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Reuters)

Kasım, “Önümüzde anlaşma ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının uygulanması olmak üzere iki aşama var. Bizim tutumumuz ilk aşamanın tamamlanması ve anlaşmanın uygulanmasının ardından kararı uygulamaya hazır olacağımız yönünde. Anlaşmaya varmak için esnekliğe sahibiz” dedi.

Kasım sözlerine şöyle devam etti: “ABD ve İsrail'in öldürmekle ya da teslim olmakla tehdit eden denklemiyle ilgilenmiyoruz. Biz haklarımıza bağlıyız. Şehit olmamız ya da galip gelmemiz gerekiyorsa biz varız. Bizim kabiliyetimizi, duygularımızı ve pozisyonlarımızı tartışmayın, biz sahanın adamıyız. Hizbullah adına her iki seçeneğe de hazır olduğumuzu beyan ediyorum. Barışa, ülkeyi inşa etmeye, ilerleme ve istikrar için iş birliğine hazırız. Çatışmaya ve savunmaya da hazırız; biz boyun eğmeyen, haklarımızdan ve onurumuzdan vazgeçmeyen bir halkız. Lübnan'da büyük bir hapishanede yaşamayı kabul etmiyoruz.”