Daniel Radcliffe: Şöhretin beni mahvetmemesine şaşırıyorlar

Daniel Radcliffe 2020 yapımı Pretoria'dan Kaçış'ta (Escape from Pretoria) başrol oynadı (AP)
Daniel Radcliffe 2020 yapımı Pretoria'dan Kaçış'ta (Escape from Pretoria) başrol oynadı (AP)
TT

Daniel Radcliffe: Şöhretin beni mahvetmemesine şaşırıyorlar

Daniel Radcliffe 2020 yapımı Pretoria'dan Kaçış'ta (Escape from Pretoria) başrol oynadı (AP)
Daniel Radcliffe 2020 yapımı Pretoria'dan Kaçış'ta (Escape from Pretoria) başrol oynadı (AP)

J.K. Rowling'in aynı isimli romanlarından uyarlanan Harry Potter filmlerinde büyücülük evreninin baş karakteri Harry'yi canlandıran Daniel Radcliffe çocuk yaşta şöhret olmanın zorluklarına dair konuştu.
Mirror'ın haberine göre geçen hafta 32 yaşına basan oyuncu bu yaşa kadar işleri daha fazla berbat etmediği için başkalarının epey şaşırdığını ifade etti. 
Ünlü aktör şu ifadeleri kullandı:
"Diğerlerinin benim nasıl biri olacağıma dair beklentilerinin çok düşük olduğunu önceden biliyordum. Bu harika çünkü bu beklentileri her zaman aşma ihtimali oluyor. Bir defasında bir filmde görüntü yönetmeniyle yemek yiyordum ve başıma gelen bir olayı eğlenceli bir şekilde anlattım. Hikayenin sonuna geldiğimde bana bakıp, 'İşleri nasıl daha fazla berbat etmiyorsun?' dedi."
Küçük yaşta şöhreti yakalayan Macaulay Culkin ve Justin Bieber gibi isimler bağımlılıkla ve tutuklanmayla sonuçlanan skandallar yaşamıştı. Radcliffe de uzun süre alkolle yaşadığı sıkıntılarla gündeme gelse de büyük bir skandala karışmadı. 
Oyuncu ailesinin kendisine bu süreçte çok destek olduğunu ifade etti. 
Harry Potter ekibinin 4 Kasım'da film serisinin 20. yılını kutlamak için bir araya gelebileceğine dair iddialara yönelik Radcliffe daha önce verdiği röportajda şu ifadeleri kullanmıştı:
"Şu anda Dominik Cumhuriyeti'ndeyim, film çekiyorum ve sonrasında meşgul olacağım, yıl sonuna kadar ufak tefek şeylerle uğraşacağım. Bu nedenle bilmiyorum, böyle bir kutlama olacağından emin değilim."
Independent Türkçe, Mirror, Wion



Baby Reindeer, Netflix'teki tahtından indirildi

David E. Kelley'nin yaratıcısı olduğu A Man in Full, ortalama 45 dakika süren 6 bölümden oluşuyor (Netflix)
David E. Kelley'nin yaratıcısı olduğu A Man in Full, ortalama 45 dakika süren 6 bölümden oluşuyor (Netflix)
TT

Baby Reindeer, Netflix'teki tahtından indirildi

David E. Kelley'nin yaratıcısı olduğu A Man in Full, ortalama 45 dakika süren 6 bölümden oluşuyor (Netflix)
David E. Kelley'nin yaratıcısı olduğu A Man in Full, ortalama 45 dakika süren 6 bölümden oluşuyor (Netflix)

11 Nisan'da gösterime giren Baby Reindeer, ABD'de Netflix'in en çok izlenenler listesindeki tahtından indirildi.

Richard Gadd'ın yaratıcısı olduğu ve başrolünü oynadığı mini dizi, izleyiciyle 2 Mayıs'ta buluşan A Man in Full'ün ardından en çok izlenen ikinci yapım oldu.

Emmy ödüllü isim başrolde

İflasın eşiğindeki bir emlak kralını konu alan yepyeni mini dizi A Man in Full'ün başrolünde iki Emmy ödüllü aktör Jeff Daniels var.

A Man in Full'de ayrıca Diane Lane, Tom Pelphrey, William Jackson Harper ve Lucy Liu da rol alıyor.

Daniels dizide, 1 milyar dolardan fazla ödenmemiş banka borcu olmasına rağmen "Atlanta'daki en büyük emlak kahramanı" olarak anılan Charlie Croker'ı canlandırıyor.

Charlie, emlak imparatorluğunun sonsuza dek dağılmasını önlemek için elinden gelen her şeyi yapmak zorunda kalıyor.

Charlie'nin yanlış kararlarından faydalanmaya çalışan kişiler arasında Diane Lane'in canlandırdığı eski eşi Martha Crocker ve Tom Pelphrey'nin oynadığı Raymond Peepgrass adlı bankacı da var.

Karakterlerinin çoğunun açgözlülüğünü vurgulayan yeni dizi, izleyicileri şoke eden finaliyle de konuşuluyor.

Gösterime girer girmez sansasyon yaratan Baby Reindeer ise komedyen ve barmen Donny Dunn'ın hayatının, Martha Scott adlı bir kadının kendisini takip etmeye başlamasıyla alt üst olmasını merkeze alıyor.

Eleştirmenlerin favorisi belli

Her iki dizi de Netflix'in zirvesine çıkmayı başardı ancak biri, eleştirmenler tarafından diğerinden daha çok sevildi.

A Man in Full, eleştirmenlerden çoğunlukla olumsuz eleştiriler alırken Baby Reindeer, sinema ve televizyon yazarlarının gönüllerini fethetti.

Bununla da kalmayan Baby Reindeer, Stephen King gibi usta isimlerden de övgü dolu yorumlar aldı.

Amerikalı yazar Tom Wolfe'un 1998 tarihli aynı adlı romanından uyarlanan A Man in Full ise sığ bulunan karakterlerinden dolayı eleştiriliyor.

Dizinin hikayesi zaman zaman ödüllü drama Succession'a benzetilse de dağınık bulunuyor.

Türkiye'de en çok izlenen üçüncü dizi konumundaki A Man in Full'ün ABD'de Netflix zirvesinde ne kadar kalabileceğini zaman gösterecek.

Independent Türkçe, Daily Mail, Forbes


"Bilinmeyen koronavirüslere karşı koruma sağlayan" aşı üretildi

Aşılamada, yarasalarda dolaşanlar da dahil 8 farklı koronavirüste bulunan antijenler (vücutta bağışıklık tepkisini tetikleyen bir madde) kullanılıyor (Unsplash)
Aşılamada, yarasalarda dolaşanlar da dahil 8 farklı koronavirüste bulunan antijenler (vücutta bağışıklık tepkisini tetikleyen bir madde) kullanılıyor (Unsplash)
TT

"Bilinmeyen koronavirüslere karşı koruma sağlayan" aşı üretildi

Aşılamada, yarasalarda dolaşanlar da dahil 8 farklı koronavirüste bulunan antijenler (vücutta bağışıklık tepkisini tetikleyen bir madde) kullanılıyor (Unsplash)
Aşılamada, yarasalarda dolaşanlar da dahil 8 farklı koronavirüste bulunan antijenler (vücutta bağışıklık tepkisini tetikleyen bir madde) kullanılıyor (Unsplash)

Araştırmalar, yeni bir aşının henüz ortaya çıkmamış koronavirüslere karşı etkili olabileceğini ve gelecekteki pandemilerle mücadelede kullanılabileceğini gösteriyor.

Cambridge Üniversitesi, Oxford Üniversitesi ve ABD'deki Caltech'ten bilim insanları, vücudun bağışıklık sistemini birkaç farklı koronavirüsü tanıyacak şekilde eğitmeyi amaçlayan "proaktif aşı bilimi" adı verilen yeni bir yaklaşım geliştiriyor.

Aşıda, yarasalarda dolaşanlar da dahil 8 farklı koronavirüste bulunan antijenler (vücutta bağışıklık tepkisini tetikleyen bir madde) kullanıldı. Bu antijenlerin virüsler arasında paylaşılan kısımlarının ve aşıda bulunmayanlar dahil diğer benzerlerinin peşinden gitmesi için bağışıklık sistemini eğitiyor.

Örneğin aşı, 2003 SARS salgınına yol açan Sars-CoV-1 virüsünü içermiyor ancak buna karşı bir bağışıklık tepkisi oluşturabiliyor.

Kovid-19 salgınları için kullanılanlara benzeyen aşılar genellikle bağışıklık sistemini belirli ve tek bir virüsü hedef alacak şekilde eğitmek için tek bir antijen kullanarak çalışır.

Cambridge Üniversitesi Farmakoloji Bölümü'nde yüksek lisans araştırmacısı ve raporun ilk yazarı olan Rory Hills, "Odak noktamız, bizi bir sonraki koronavirüs pandemisine karşı koruyacak bir aşı yaratmak ve bunu pandemi başlamadan önce hazır hale getirmek" dedi.

Hills sözlerine şöyle devam etti:

Henüz bilmediklerimiz de dahil çok çeşitli farklı koronavirüslere karşı koruma sağlayan bir aşı yarattık.

Sonuçlar Nature Nanotechnology adlı akademik dergide yayımlandı.

Raporun kıdemli yazarı, Cambridge Üniversitesi Farmakoloji Bölümü'nden Profesör Mark Howarth şunları söyledi: 

Yeni koronavirüslerin ortaya çıkmasını beklemek zorunda değiliz. Koronavirüsler ve onlara karşı oluşan farklı bağışıklık tepkileri hakkında yeterince bilgi sahibi olduğumuzdan, bilinmeyen koronavirüslere karşı koruyucu aşılar geliştirmeye hemen başlayabiliriz. Bilim insanları son pandemi sırasında son derece etkili bir Kovid aşısını hızlı bir şekilde üreterek harika bir iş çıkardı ancak dünya yine de muazzam sayıda ölümle sonuçlanan devasa bir kriz yaşadı. Gelecekte bundan daha iyisini nasıl yapabileceğimizi bulmamız gerekiyor ve bunun güçlü bir bileşeni de aşıları önceden üretmeye başlamak.

Çalışma, "Quartet Nanocage" adı verilen yeni aşının, 2020 pandemisine yol açan Sars-CoV-2'ye bağışıklığı olanlar da dahil farelerde kapsamlı bir bağışıklık sistemi tepkisi oluşturduğunu gösterdi.

Çalışmaya göre bu aşı, geliştirilmekte olan diğer aşılara kıyasla "daha basit" bir tasarıma sahip ve diğer sağlık sorunlarına yönelik aşıların geliştirilmesinde de kullanılabilecek. Çalışmanın 2025 başlarında Faz 1 klinik denemelerine girmesi bekleniyor.

Araştırma, Birleşik Krallık Biyoteknoloji ve Biyolojik Bilimler Araştırma Konseyi (Biotechnology and Biological Sciences Research Council) tarafından finanse edildi.

Independent Türkçe


"En saf silikon" üretildi: Dünyayı değiştirebilir

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

"En saf silikon" üretildi: Dünyayı değiştirebilir

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Bilim insanları şaşırtıcı derecede saf bir silikon üretti ve çığır açan bu yeni malzeme kuantum bilgisayarları nihayet mümkün kılabilir.

Malzemenin arkasındaki bilim insanları, mühendislerin büyük kuantum bilgisayarlar üretmek için mükemmel bir malzeme olan yüksek oranda saflaştırılmış silikon üretmesine yeni bir tekniğin olanak sağladığını söylüyor. Bu kuantum bilgisayarlar, günümüz teknolojisiyle yüzyıllar sürebilecek sorunları çözerek nihayetinde "insanlık için dönüştürücü" olabilir.

Çığır açan bu malzeme, "kırılgan kuantum uyumluluğu" diye bilinen ve bu tür bilgisayarları üretme girişimlerini engelleyen bir sorunun üstesinden gelmeyi sağlayacak. Bu, kuantum bilgisayarların çok hızlı bir şekilde hata biriktirme eğiliminde olduğunu ifade ediyor, yani kısa sürede güvenilmez hale gelebiliyorlar.

Kuantum bitleri ya da kübitler, tıpkı klasik bir bilgisayardaki bitler gibi kuantum bilgisayarların yapı taşlarıdır. Ancak sıcaklıktaki dalgalanmalar da dahil çevrelerindeki küçük değişikliklerden etkilenebilirler. Bu yüzden bugün sahip olduğumuz ve onları neredeyse mutlak sıfır derecede tutan buzdolaplarına konan kuantum bilgisayarlar bile yalnızca saniyenin çok küçük bir kısmı için hatasız çalışabilir.

Yeni malzemenin üretilmesi bu sorunların üstesinden gelmeyi sağlayabilir. Bu malzemede fosfor atomlarından yapılan kübitler daha sonra saf kararlı silikon kristallerine yerleştirilerek çok daha sağlam hale getiriliyor.

Bu süreç, odaklanmış saf silikon ışınını bir silikon çipe göndererek istenmeyen atomları uzaklaştırıyor ve bunların yerine saf silikon yerleştiriyor. Böylece istenmeyen atomların miktarı yüzde 4,5'ten yüzde 0,0002'ye düşürüldü.

Projeye danışmanlık yapan isimlerden, Melbourne Üniversitesi'nden David Jamieson, "Harika haber şu ki, silikonu bu seviyeye kadar saflaştırmak için artık herhangi bir yarı iletken üretim laboratuvarında bulabileceğimiz standart bir makineyi (bir iyon yerleştirici) tasarladığımız belirli bir konfigürasyona ayarlanmış olarak kullanabiliyoruz" dedi.

Çalışmanın büyük kısmının yapıldığı Manchester Üniversitesi'nde ileri elektronik malzemeler profesörü olan Richard Curry, bu buluşun kullanışlı bir kuantum bilgisayarı üretme çalışmalarını "önemli ölçüde" hızlandırmış olabileceğini söyledi. Curry, daha önce 10 yıl uzakta olan bir şeyin şimdi 5 yıl ya da daha kısa sürede yapılabileceğini belirtti.

Bilim insanları klasik bilgisayarlara güç veren çipleri üretmek için onlarca yıldır silikon kullanıyor. Ancak doğal silikon, kübitlerin bilgi kaybetmesine yol açabilecek ve ona bel bağlayan herhangi bir kuantum bilgisayarı güvenilmez hale getirebilecek küçük kirliliklere sahip.

Manchester Üniversitesi'nin bu büyük buluşundaysa sözkonusu kirlilikleri ortadan kaldırarak dünyanın en saf silikonu üretiliyor. Bu da sonunda küçük bir boyutta büyük bir güç sağlayabilecek ölçeklendirilmiş bir kuantum bilgisayara olanak sağlayabilir.

Araştırmacılar, kullanışlı kuantum bilgisayarlarla mümkün olabilecek bir dizi potansiyel atılıma işaret etti: Yapay zeka için yeni güçler, iletişim, yeni ilaçların yaratılması ve enerji kullanımının yeni yolları.

Ancak araştırmacılar önce, aynı anda uyumluluğunu koruyabilen çok sayıda kübit içeren bir bilgisayar geliştirmek için saf silikonun kullanılabileceğini göstermeli.

Independent Türkçe


TikTok, Z kuşağının harcamalarını nasıl belirliyor?

Borsalarda alım ve satım yaparak günde iki saat çalışmayla geçindiğini söyleyen TikTok fenomenleri, sabah 9'dan akşam 5'e kadar çalışmayı değersizleştiriyor (Unsplash)
Borsalarda alım ve satım yaparak günde iki saat çalışmayla geçindiğini söyleyen TikTok fenomenleri, sabah 9'dan akşam 5'e kadar çalışmayı değersizleştiriyor (Unsplash)
TT

TikTok, Z kuşağının harcamalarını nasıl belirliyor?

Borsalarda alım ve satım yaparak günde iki saat çalışmayla geçindiğini söyleyen TikTok fenomenleri, sabah 9'dan akşam 5'e kadar çalışmayı değersizleştiriyor (Unsplash)
Borsalarda alım ve satım yaparak günde iki saat çalışmayla geçindiğini söyleyen TikTok fenomenleri, sabah 9'dan akşam 5'e kadar çalışmayı değersizleştiriyor (Unsplash)

30 yaşın altındaki birçok Amerikalı, haberleri Çin merkezli ByteDance'in sahip olduğu TikTok'tan takip ediyor. 

ABD'nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Z kuşağının para yönetimini de bu sosyal medya platformunda gördükleriyle yaptığını belirterek durumu mercek altına aldı.

Tiktok'ta popüler olan Z kuşağının ev alamayacağı, gıda fiyatlarının kontrolden çıktığı ve kredi kartı borcunun kaçınılmazlığı fikirleri, pahalı marka çantalar ve nemlendiricilerin "olmazsa olmaz" görülmesiyle birleşince tüketim çılgınlığı da büyüyor. 

Onu aşkın genç yetişkinle ve finans uzmanlarıyla röportaj yapan WSJ, bu durumun "Madem ekonomik durum kötü, neden hayatın tadını şimdi çıkarmıyoruz?" önermesinden kaynaklandığını bildiriyor. 

Ekonomistler, "para algısı bozukluğu" diye nitelenen bu bakış yüzünden kötü mali kararlar alınabileceğini, emeklilik ve ev alma gibi somut planların popüler ürünlere sahip olma uğruna feda edilebileceğini vurguluyor. 

27 yaşındaki Caitlyn Sprinkle, TikTok akışında hem cilt bakım kremleri ve el çantaları gibi ürünlerin hem de borç sahibi olmanın kötülüklerine dair ekonomi önerilerinin yer aldığını anlatıyor:

Arkadaşlarınız ve TikTok sayesinde, etrafınıza uyum sağlayabilmek için bazı şeyleri almaya zorlanıyorsunuz. Bu durum her zaman böyle olsa da TikTok'la birlikte daha belirginleşti.

ABD'deki bir varlık yönetimi şirketinde finansal analist olarak çalışan Sprinkle, para biriktirmek için bir bütçe uygulaması kullandığını ve evde yemek pişirdiğini, bu sayede meşhur Lululemon taytlarını alabildiğini söylüyor. 

23 yaşındaki BreAunna Rodriguez, TikTok fenomenlerinin önerdiği ürünleri iki çocuğuna ve kendisine aldığını ifade ediyor:

Eğer bana yarayacağını söylüyorlarsa almak zor olmuyor.

29 yaşındaki içerik üreticisi Evelyn Hidalgo, yaklaşık bir yıl önce işinden kovulmuş. TikTok'ta gördüğü pahalı evlerin, 20 aylık oğlu ve eşiyle sürdürdüğü hayattan çok uzak olduğunun altını çiziyor.

LendingTree'ye göre 1997-2012 doğumlu Z kuşağı mensupları, son iki yılda mortgage dışı borçlarını iki katına çıkardı. Her birinin ortalama 11 bin dolar daha fazla borcu var. Her ne kadar gelirler de artsa da ev almak bir hayal gibi görülüyor.

Washington merkezli Ekonomi Politikaları Enstitüsü'nden (Economic Policy Institute / EPI) kıdemli ekonomist Monique Morrissey gençleri uyarıyor:

Y kuşağının daha genç kesimi ve Z kuşağı, daha sıkı bir işgücü piyasasından faydalandığını fark etmiyor olabilir. Bu durum, daha genç ve düşük maaşlı çalışanlarda sıradışı bir maaş artışına yol açtı.

Pew Araştırma Merkezi verilerine göre ABD'de 18-34 yaşındaki yetişkinlerin yarısından fazlası TikTok kullanıyor. Ülkede yasaklanması gündemde olan bu uygulama, 29 yaş altının yaklaşık üçte birinin düzenli haber kaynağı. 

Citizens Pay'in anketine göre de Z kuşağının yüzde 91'i sosyal medyada gördüğü bir şeyi almış. 

ABD, TikTok'u yasaklayacak mı?

ABD Senatosu iki hafta önce TikTok'un devredilmesinin, aksi haldeyse yasaklanmasının önünü açan yasa tasarısına onay vermişti.

"Ulusal güvenlik tehdidi oluşturduğu" gerekçesiyle TikTok'un yasaklanmasının önünü açan tasarının yasalaşması halinde, ana ortak konumundaki Çin ByteDance firması, platformu devretmek zorunda kalacak. Aksi takdirde TikTok'un ABD'deki internet uygulama mağazalarından 5 ay süreyle veya tamamen çıkarılması öngörülüyor.

Tasarının yasalaşması halinde TikTok'un ana ortağı ByteDance'in, şirketin devri konusunda Washington ve Pekin'in birbirine zıt taleplerinin baskısıyla karşı karşıya kalması muhtemel.

Öte yandan, TikTok Sözcüsü, ABD'nin sosyal medya platformunu yasaklama girişiminin milyonlarca ABD'linin ifade özgürlüğü hakkının ihlal edileceği konusunda uyarıda bulunmuştu.

Çin hükümetinin ByteDance'in TikTok'u ABD'li bir alıcıya satmasına izin verip vermeyeceği belirsizliğini korurken, TikTok CEO'su Shou Zi Chew, satışın bir seçenek olmadığını ima etmişti.

Independent Türkçe


Kim Kardashian'ın Met Gala'daki korsesi görenleri şoke etti

Korse, Kardashian'ın görünümünü tamamlamak için yeniden tasarlandı ve gecenin kıyafet kodu olan "Zamanın Bahçesi"ni yansıtmak için dantelli çiçekler, dallar ve ayna parçalarıyla kaplı şeffaf gümüş metal bir etekle eşleştirildi (AP)
Korse, Kardashian'ın görünümünü tamamlamak için yeniden tasarlandı ve gecenin kıyafet kodu olan "Zamanın Bahçesi"ni yansıtmak için dantelli çiçekler, dallar ve ayna parçalarıyla kaplı şeffaf gümüş metal bir etekle eşleştirildi (AP)
TT

Kim Kardashian'ın Met Gala'daki korsesi görenleri şoke etti

Korse, Kardashian'ın görünümünü tamamlamak için yeniden tasarlandı ve gecenin kıyafet kodu olan "Zamanın Bahçesi"ni yansıtmak için dantelli çiçekler, dallar ve ayna parçalarıyla kaplı şeffaf gümüş metal bir etekle eşleştirildi (AP)
Korse, Kardashian'ın görünümünü tamamlamak için yeniden tasarlandı ve gecenin kıyafet kodu olan "Zamanın Bahçesi"ni yansıtmak için dantelli çiçekler, dallar ve ayna parçalarıyla kaplı şeffaf gümüş metal bir etekle eşleştirildi (AP)

Kim Kardashian, 2022'nin Met Gala'sında, Marilyn Monroe'nun 1962'de dönemin ABD Başkanı John F. Kennedy'ye 45. doğum gününde serenat yapmak için giydiği meşhur Happy Birthday Mr. President elbisesiyle poz vermişti. 

4 çocuk annesi realite şov yıldızı, bu elbiseye sığabilmek için aşırı sıkı bir diyet yaptığını itiraf ettiğinde ortalık karışmıştı.

Kardashian, bu yıl da farklı bir sansasyona imza attı. Kıvrımlı vücudu ve dolgun kalçalarıyla tanınan 43 yaşındaki Kardashian böylece, New York'ta düzenlenen Met Gala 2024'ün en çok konuşulan ismi oldu.

Kardashian'ın, ünlü tasarımcı John Galliano imzalı Maison Margiela marka couture elbisesi, belden o kadar sıkı bağlanmıştı ki realite şov yıldızı gerçek bir kum saatini andırıyordu.

Korse o kadar dardı ki müzenin içinde yemek yemek bir yana, nefes alabildiğini hayal etmek bile zordu.

Sosyal medya kullanıcıları bu durumu hemen fark etti. 

"Çok rahatsız görünüyor"

Bir gözlemci, "Kim Kardashian gerçekten çok rahatsız görünüyor. Sanki zar zor hareket edebiliyor ve hatta zor nefes alabiliyor" diye yazarak ekledi: 

Moda böyle olmamalı.

Birçok kişi Kardashian'ın bu görüntüsüne tepki gösterirken bir sosyal medya kullanıcısı da şöyle yazdı:

Kim'in kaç kaburgası alınmış?

Korse, Galliano'nun ocakta gerçekleşen ve çok konuşulan Margiela couture defilesinin bir parçasıydı. Hem erkekler hem de kadınlar tarafından giyilen korsenin dikkat çektiği defilede, Kardashian da ön sırada yer almıştı.

"Bir ya da iki kaburgasını mı aldılar?"

Kardashian'ın kaburgalarını aldırmış olabileceğine değinen başka bir sosyal medya kullanıcısı da şöyle yazdı:

Tanrım, gecenin sonuna kadar hastanelik olacak. Bir ya da iki kaburgasını mı aldılar?!

Kaburga teorisine destek veren biri daha ekledi:

Bir kaburgası mı alındı? Aman Tanrım.

Bir başkası ise SKIMS markasının kurucusunun, önceki Met Galalar için geçirdiği vücut dönüşümlerine atıfta bulundu:

Kim Kardashian yine yaptı yapacağını, bununla nasıl nefes aldığını merak ediyorum.

Independent Türkçe, New York Times, Daily Mail


Yeni aksiyon destanına ilk tepkiler: Gerçekten çok iyi

Furiosa: Bir Mad Max Destanı, prömiyerini Cannes Film Festivali'nde yapacak (Warner Bros)
Furiosa: Bir Mad Max Destanı, prömiyerini Cannes Film Festivali'nde yapacak (Warner Bros)
TT

Yeni aksiyon destanına ilk tepkiler: Gerçekten çok iyi

Furiosa: Bir Mad Max Destanı, prömiyerini Cannes Film Festivali'nde yapacak (Warner Bros)
Furiosa: Bir Mad Max Destanı, prömiyerini Cannes Film Festivali'nde yapacak (Warner Bros)

George Miller'ın heyecanla beklenen yeni epik aksiyonu Furiosa: Bir Mad Max Destanı'na (Furiosa: A Mad Max Saga) ilişkin ilk tepkiler, filmin bu ayın sonunda gerçekleşecek dünya prömiyeri öncesinde sosyal medyaya düşmeye başladı. İlk yorumlara göre görünen o ki Mad Max: Fury Road'un yönetmeninin elinde harika bir aksiyon destanı daha var.

IndieWire sinema eleştirmeni David Ehrlich, sosyal medya hesabında şunları yazdı: 

Furiosa'nın gerçekten ama gerçekten çok iyi olduğunu söylemekten büyük mutluluk duyuyorum. Fury Road'dan (bazılarını hayal kırıklığına uğratacağından şüphelendiğim şekillerde) son derece farklı bir viteste işliyor ama aynı zamanda çorak topraklarda kendi efsanesini yaratırken o filmi daha da zenginleştirmeyi başarıyor.

Miller'ın aksiyon klasiği Mad Max: Fury Road'un başrollerinde Tom Hardy, Charlize Theron, Nicholas Hoult, Hugh Keays-Byrne, Rosie Huntington-Whiteley, Riley Keough ve Zoë Kravitz yer almıştı. 

6 Oscarlı film, dünya çapında 380 milyon dolar hasılat elde etmiş ve eleştirmenleri de hayran bırakmıştı.

Eğlence yazarı ve New York Film Eleştirmenleri Birliği üyesi Esther Zuckerman, filmi "harika" diye nitelerken, Fandango'dan Erik Davis Furiosa için "aksiyon sinemasının en güçlü örneklerinden biri" ifadesini kullandı.

Davis, "Furiosa ve Çorak Topraklar'ın hikayesini genişletirken en çılgın kovalamacaları, en bomba karakterleri ve sadece çarpıcı sinematografiyi sunan vahşi ve acımasız tempolu bir destan" diye ekledi.

Davis, Anya Taylor-Joy ve Chris Hemsworth'ün Çorak Topraklar'a "eşit derecede daldığını ve her ikisinin de inanılmaz şeyler ortaya koyduğunu" yazarak yorumunu şöyle tamamladı:

Mad Max filmlerine bayılıyorum ve bu filme de bayıldım. Motorlarınızı çalıştırın!

Anya Taylor-Joy'un filme adını veren rolü Charlize Theron'dan devraldığı yapımda, Furiosa'nın küçük bir çocukken Savaş Lordu Dementus ve onun Motorcu Sürüsü tarafından kaçırılması ve intikam alarak ailesiyle vatanına kavuşma arayışı merkeze alınıyor.

Gazeteci Simon Thompson da filmle ilgili düşüncelerini şöyle dile getirdi: 

Tanrım George Miller! Furiosa sizi içine çekiyor. Zaman zaman neredeyse IMAX formatının tuvalini aşıyor gibi görünüyor, o kadar büyük ve yine de zaman zaman derinden etkileyen bir samimiyete sahip. 1950'lerden 1980'lere uzanan sinemasal öğelerin yankılandığı bu film, oyuncuların keyif aldığı zengin bir vizyon.

Geçen ay Total Film dergisine konuşan Miller'ın uzun süredir yapımcılık yapan ortağı Doug Mitchell, "Furiosa'nın çekimi 78 gün süren 15 dakikalık bir sekans" içerdiğini ve sette günde 200 dublör olması gerektirdiğini söylemişti.

24 Mayıs'ta sinemalarda

Furiosa'nın oyuncu kadrosunda 27 yaşındaki Anya-Taylor Joy'un yanı sıra Chris Hemsworth, Charlee Fraser, Nathan Jones, Tom Burke ve Lachy Hulme yer alıyor.

Filmin 24 Mayıs'ta gösterime girmesi bekleniyor.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter


Yapay zeka, viral Katy Perry fotoğrafıyla sosyal medyayı kandırdı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Yapay zeka, viral Katy Perry fotoğrafıyla sosyal medyayı kandırdı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Katy Perry 2024 Met Gala'ya gelmedi ancak bu durum hayranlarının onu müzenin merdivenlerinde poz verirken gösteren yapay zeka tarafından üretilmiş bir fotoğrafı dolaşıma sokmasını engellemedi.

Met Gala, 6 Mayıs 2024'te New York'taki Metropolitan Sanat Müzesi'ne geri döndü; yıldızlar, tasarımcılar ve diğer önemli isimler "yeşil" halı üzerinde poz verdi. Ancak kırmızı halı hâlâ devam ederken, Perry henüz ortaya çıkmadı.

Galada yer almamasına rağmen birçok hayranı şarkıcının yapay zeka tarafından oluşturulmuş bir görüntüsüne "kandıklarını" açıkladı.

Eskiden Twitter diye bilinen X'te geniş çapta yayılan fotoğrafta, Fireworks'le tanınan şarkıcı çiçeklerle işlenmiş ve yosun süslemeleri olan soluk renkli bir elbise giyerken görülüyor. Perry'nin beline kadar gelen saçları ortadan ayrılmış ve dalgalandırılmış, makyajındaysa sade bir kırmızı ruj kullanılmış.

Ancak X'te 7 milyondan fazla görüntülenen fotoğraf aslında American Idol jürisinin gerçek bir görüntüsü değildi. Hem Perry henüz Met Gala halısında görünmedi hem de yapay zeka tarafından oluşturulan görüntünün arkasındaki halı aslında 2018 Met Gala'dan.

Viral görselin açıklamasında, "Katy Perry. İşte bu. #MetGala" yazıyor.

Paylaşımın altındaki yorumlarda çok sayıda kişi şarkıcının üzerinde oynanmış görüntüsüne kandıklarını itiraf etti.

Bir kişi "İlk başta bu yapay zeka düzenlemesine kanmama ne demeli" diye yazarken, bir başkası da şöyle dedi:

Bekle. Bu yapay zeka tarafından mı oluşturulmuş?! Kandırıldım.

Bazılarıysa yapay zeka olduğunu fark etmeden önce bu tarzın favorilerinden biri olduğunu itiraf etti.

 

100 bin ve artıyor. Robotlar bizi canlı canlı yiyecek.

Bunun yapay zeka olması gecemi mahvetti

Bir kişi "Bu yapay zeka ürünü ama gerçek olsaydı kesinlikle en iyi tarzlardan biri olurdu" derken, bir başkası şöyle yazdı:

Güncelleme: Bu yapay zekayla oluşturulmuş. İşte bu yüzden teknolojinin düzenlenmesi gerekiyor. Eğer bu gerçek olsaydı herkesi gölgede bırakırdı.

Görüntü gerçek olmasa da X'teki doğrulanmış hesabından görüntüyü "beğenen" Perry'den onay aldı.
Independent Türkçe


Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: 20 bin öğretmen ataması yapılacak

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: 20 bin öğretmen ataması yapılacak
TT

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: 20 bin öğretmen ataması yapılacak

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: 20 bin öğretmen ataması yapılacak

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, düzenlediği basın toplantısında, 20 bin öğretmen ataması konusunda uzlaşıldığını açıkladı. 

Bakan Tekin'in konuşmasından satır başları şöyle:

Personel genel müdürlüğümüz branş dağılımlarıyla ilgili çalışmalarını yürüttü. Ben daha önce de çok defa söylemiştim. Milli Eğitim Bakanı olarak benim şu branş önemlidir ya da şu branş önemsizdir diye bir bakış açım yok. Atama alanlarına başlık olarak seçilen 130'a yakın branşın tamamı benim için eşit önemdedir. Bunu yaparken de daha önce söylediğim gibi ihtiyaçlarımız, elimizdeki kadro miktarı bu çerçevede bir simülasyon oluşturduk. Branş isimlerini kapatarak ihtiyaç doğrultusunda bir dağılım yapılmasını istedik. Bunlar tamamen sadece mülakat yoluyla atama değil, yüzde 50 yüzde 50 yani KPSS skorunun yüzde 50'si mülakatın yüzde 50'si olarak yapılacak. Ekonomik parametreler açısından sıkıntılı bir dönemdeyken bize bu konuda destek olan kurumlarımıza ve Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı sunuyorum. Eğitim camiamıza hayırlı olsun. Bir diğer sürecimizle ilgili bir açıklama yapmak istiyorum. O da eğitim programlarında yaptığımız değişikliklerle ilgili. Geçtiğimiz hafta cuma günü itibarıyla programımızı askıya çıkarmıştık ve 1 haftalık süre vermiştik bu konuda da bize teklif sunacakların tekliflerine açığız. Süreyle ilgili sıkıntı olursa uzatabiliriz demiştik. Yoğun bir öneri talebi geldi. Bu hafta sonu cuma günü akşam mesai bitimine kadar da önerilere açık olacağız. 26 Nisan'dan itibaren programlarımız 1 milyon 542 bin defa indirilmiş.  Bu vesileyle iyi niyetli bir biçimde tekliflerini ileten kişilere samimiyetle teşekkür ediyorum. Her bir öneri ilgili genel müdürlüklerde titizlikle değerlendirilecek.

MEB atama takvimini açıkladı

MEB, 20 bin sözleşmeli öğretmen atama takvimini ve branş bazında kontenjan dağılımını internet sitesinden yayımladı.

Buna göre, ön başvuru ve sözlü sınav merkezi tercihleri 20-31 Mayıs'ta yapılacak. Adayların sözlü sınava alınacakları sınav merkezleri 10 Haziran'da ilan edilecek. Sözlü sınavlar, 1 Temmuz'dan itibaren gerçekleştirilecek.

Öğretmenlik için atamaya esas teşkil eden 87 alandan en fazla kontenjan ayrılan beş branş ise şöyle:

Sınıf öğretmenliği 3 bin 263, özel eğitim 2 bin 499, rehberlik 1597, din kültürü ve ahlak bilgisi 1594, İngilizce 968.

Independent Türkçe


Eski Eurovision şampiyonu Jamala: Ukrayna boykotu göze alamaz

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Eski Eurovision şampiyonu Jamala: Ukrayna boykotu göze alamaz

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Eurovision'un eski galibi Jamala, Ukrayna'nın şarkı yarışmasını boykot etmeyi "göze alamayacağını" çünkü ülkenin gündemde kalmaya ihtiyacı olduğunu belirtti.

İsrail'in bir yandan Gazze'de savaşı sürdürürken diğer yandan yarışmaya katılması nedeniyle etkinliğin boykotuna yönelik çağrılar yapılıyor.

2016'da 1944 adlı şarkısıyla yarışmayı kazanan 40 yaşındaki Ukraynalı Jamala, insanlar özellikle de bundan "yorulmaya başlamışken", Ukraynalı sanatçıların ülkedeki savaşın hâlâ devam ettiğini dünyaya hatırlatmak için "seslerini yükseltmeleri ve yaratıcı olmaları" gerektiğini söyledi.

PA haber ajansına konuşan Jamala, "Bazı ülkeler katılmayı reddedebilir ama biz reddetmiyoruz. Özellikle de savaş zamanında böyle bir yarışmadan vazgeçmeyi göze alamayız" dedi.

Şu anda dünyada pek çok savaş var ve tabii ki insanların bizim savaşımızdan bıkmaması için dikkatleri sürekli üzerinizde tutmak kolay değil.

Jamala, "Ancak bu bizim görevimiz; seslerini yükseltmek ve yaratıcı olmak, Ukrayna'da kalanların, savaşanların görevi" dedi.

Bu, ülkelerini nasıl öne çıkaracakları ve gösterecekleriyle ilgili yeni yollar bulmak için sanatçıların görevi.

Eurovision boykotu için yapılan çağrılar son zamanlarda önemli bir tartışma konusu oldu. Birleşik Krallık'ın katılımcısı Olly Alexander yakında yayımlanacak BBC belgeselinde katılımına gösterilen tepkinin "çok aşırı" olduğunu söyledi.

Alexander, Times'a verdiği röportajda "Açıkçası, keşke savaş ya da bu amansız insani kriz olmasaydı. Barış diliyorum ve bu deneyimi zaman zaman son derece… Gerçekten üzgün ve sıkıntılı hissettim" dedi. 

Ama yine de eğlence için bir araya gelinmesinin iyi bir şey olduğuna inanıyorum. Bu yüzden Eurovision'a katılmak istedim.

Alexander, Danimarkalı sanatçı Saba ve bazı katılımcılarla birlikte bir açıklama yayımlamıştı:

Ezilenlerle dayanışma içinde olmak ve içten dileğimiz barış, acil ve kalıcı bir ateşkes ve tüm rehinelerin güvenli bir şekilde geri dönüşünü ifade etmek bizim için önemli. Antisemitizm ve İslamofobi de dahil her türlü nefrete karşı birlik içinde duruyoruz.  Bu yıl Ukrayna'yı rapçi ve şarkıcı ikilisi Alyona Alyona ve Jerry Heil temsil edecek.

Yarışmanın açılış turu salı günü İsveç'in Malmö kentinde başlıyor.

Gerçek adı Susana Alimivna Jamaladinova olan Jamala, Ukrayna'nın temsilcilerinin yaratıcılıklarını farkındalık yaratmak ve "Ukrayna'daki savaşın devam ettiği gerçeğinden bahsetmek" için kullanacaklarını umduğunu söyledi.

Şarkıcı, "Alyona Alyona & Jerry Heil'in bir ikili olarak yine de birçok röportaj vereceğini ve Ukrayna'daki savaşın devam ettiği gerçeğinden bahsedeceğini umuyorum" dedi.

Jamala, "Savaş hâlâ devam ediyor, ülkemizde kadınlarla çocuklar Rus bombaları ve füzeleriyle öldürülüyor. Ayrıca her gün askerler ölüyor ve bu korkunç bir şey" diye ekledi.

Ukrayna'ya özel bir ithafta bulunulacağına güvenmek doğal bir beklenti ancak açıkçası bu mantıklı değil.

Independent Türkçe

 


Amerika yerlilerinin yerleşim alanlarını deniz kabukları belirlemiş

Topluluk liderlerinin boru olarak kullandığı deniz kabuklarıyla çok kuvvetli sesler çıkardığı düşünülüyor (Temsili/Metropolitan Sanat Müzesi)
Topluluk liderlerinin boru olarak kullandığı deniz kabuklarıyla çok kuvvetli sesler çıkardığı düşünülüyor (Temsili/Metropolitan Sanat Müzesi)
TT

Amerika yerlilerinin yerleşim alanlarını deniz kabukları belirlemiş

Topluluk liderlerinin boru olarak kullandığı deniz kabuklarıyla çok kuvvetli sesler çıkardığı düşünülüyor (Temsili/Metropolitan Sanat Müzesi)
Topluluk liderlerinin boru olarak kullandığı deniz kabuklarıyla çok kuvvetli sesler çıkardığı düşünülüyor (Temsili/Metropolitan Sanat Müzesi)

Bilim insanları, bin yıl önce Pueblo halkının deniz kabuklarını iletişim için kullandığını ve belki de yerleşim yerlerini buna göre inşa ettiklerini buldu. 

MS 850 ila 1150 döneminde Pueblo kültürünün merkezi olan Chaco Kanyonu'ndaki kazılarda, çeşitli deniz salyangozlarının kabuğundan yapılan aletler daha önce bulunmuştu. Pueblo halkı, deniz kabuğu borusu denen bu aletleri ritüellerinde hâlâ kullanıyor. 

Öte yandan ABD'nin New Mexico eyaletindeki bu bölgenin denize yaklaşık 1000 kilometre mesafede olması nedeniyle, bilim insanları deniz kabuklarının farklı bir görev görebileceğini düşündü. 

Bu dönemdeki Chaco yerleşim yerleri "büyük evler" diye bilinen devasa kumtaşı yapıların yanı sıra bunları çevreleyen daha küçük evlerden meydana geliyordu. Antiquity adlı bilimsel dergide perşembe günü yayımlanan araştırmada büyük evlerden üflenen deniz kabuğu borusu sesinin ne kadar uzağa ulaştığı hesaplanarak üstlendikleri görev anlaşılmaya çalışıldı.

Sesin biçimi, rakım ve çevredeki diğer sesler gibi koşulları hesaba katarak 5 ayrı Chaco yerleşiminde bu hesaplamayı yapan dijital bir model oluşturuldu. Araştırmacılar, merkezdeki büyük evlerden deniz kabuğu borusu üflendiğinde, sesin bu yerleşim alanının neredeyse tamamına ulaştığını tespit etti.

Bilim insanları Chaco Kanyonu'ndaki toplulukların muhtemelen yerleşim yerlerini, liderlerin istediği zaman sadece deniz kabuğu kullanarak bütün halkla iletişim kurabileceği şekilde tasarladığı sonucuna vardı. 

Araştırmacılar bu aletlerin dini törenler gibi toplumsal etkinlikleri başlatan sinyaller göndermek üzere kullanılmış olabileceğini düşünüyor. Makalenin başyazarı Ruth Van Dyke bulgular hakkında şöyle diyor: 

Ortaçağ'daki kilise çanının topluluğu ayine çağırmasından pek farklı değil.

Chaco yerleşim yerlerinde sesin öneminin altını çizeren Van Dyke, "Arkeolojik ve miras alanlarının yönetiminde, işitsel çevre de hesaba katılmalı" diyor.

Independent Türkçe, Heritage Daily, IFL Science, Antiquity