Sisi, Cezayirli Bakan Lamamra’ya Mısır'ın Nil sularındaki haklarına bağlı kalacağını bildirdi

Sisi, Rönesans Barajı üzerinde anlaşmaya varılması için ciddi bir müzakere sürecini şart koştu.

Sisi, Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan Lamamra ile görüşmesi sırasında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi, Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan Lamamra ile görüşmesi sırasında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Sisi, Cezayirli Bakan Lamamra’ya Mısır'ın Nil sularındaki haklarına bağlı kalacağını bildirdi

Sisi, Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan Lamamra ile görüşmesi sırasında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi, Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan Lamamra ile görüşmesi sırasında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi dün, Etiyopya'nın Nil'in ana kolu üzerine inşa ettiği ve Mısır ve Sudan ile gerilime neden olan Nahda (Rönesans) Barajı anlaşmazlığında Cezayir'in arabuluculuk rolü oynama çabalarına cevaben, ülkesinin Nil suları üzerindeki tarihi haklarına bağlı kalacağını vurguladı. 
Sisi, Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan Lamamra ile Kahire’de yaptığı görüşmede, Nahda Barajı’nın doldurulması ve işletilmesinde kapsamlı, adil ve bağlayıcı bir anlaşmaya varmak için ilgili tüm tarafların ciddi bir müzakere sürecine dahil olması ve gerçek siyasi iradeye sahip olması gerektiğini şart koştu. Lamamra, birkaç gün önce Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'yı, ardından Hartum ve son olarak Kahire'yi ziyaret etti. Lamamra, ziyareti sırasında Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun'dan Rönesans Barajı sorununun çözümüne ilişkin bir tartışmayı ve Cezayir’in dosyada olumlu bir rol oynayabileceği fikrini içeren mesajlar iletti.
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ise, dün Lamamra ile yaptığı görüşmede, Mısır'ın kardeş Cezayir ile çeşitli alanlarda ikili işbirliğini geliştirmeye istekli olduğunu vurguladı. Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın resmi sözcüsüne göre Sisi, iki ülke arasındaki tarihi ikili ilişkileri överek, Cumhurbaşkanı Tebbun'a selamlarını iletti. Cezayirli Bakan ise, Cumhurbaşkanı Sisi'ye Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun'un selamlarını ileterek, Cezayir'in Mısır ile resmi ve halk düzeyinde yakın ve seçkin ilişkilerinden gurur duyduğunu ve Cezayir'in Mısır ile ikili işbirliği alanlarını güçlendirmeye ve işbirliği alanında yeni ufuklar keşfetmek için çalışmaları yoğunlaştırmaya istekli olduğunu vurguladı. Ayrıca, Mısır'ın Cumhurbaşkanı Sisi liderliğinde özellikle terörle mücadele, güvenlik, istikrar, kalkınma ve bölgesel meseleler başta olmak üzere çeşitli düzeylerde elde ettiği başarılara övgüde bulundu.
Toplantıda, başta Libya'daki durum olmak üzere, ortak çıkarları ilgilendiren bir dizi bölgesel meseledeki gelişmeler ele alındı. Mısır tarafından yapılan açıklamada, tarafların Libya devlet kurumlarını destekleyerek, halkın iradesini aktif hale getirmek amacıyla Cezayir ile Mısır arasındaki koordinasyonu güçlendirmenin önemi konusunda hemfikir olduğu belirtildi. Görüşmede ayrıca, Rönesans Barajı dosyasındaki son gelişmelerde masaya yatırıldı. Cumhurbaşkanı Sisi, Mısır'ın Nil suları üzerindeki tarihi haklarına bağlı kalma ve Mısır'ın su güvenliğini sağlama konusundaki kararlı tutumunu yineleyerek, yasal ve bağlayıcı bir anlaşmaya varmak için ilgili tüm tarafların müzakere sürecine ciddi ve gerçek bir siyasi irade ile katılmasının önemini vurguladı. Cezayir Dışişleri Bakanı ise Mısırlı mevkidaşı Samih Şukri ile düzenlediği ortak basın toplantısında Mısır, Sudan ve Etiyopya'nın Nahda Barajı dosyasında tatmin edici çözümlere ulaşması gerektiğini dile getirdi.
Bakan Lamamra açıklamasında, "Mısır, Etiyopya ve Sudan ilişkileri hassas bir aşamadan geçiyor. Nahda Barajı dosyasında bir anlaşmaya varılması önemli. Cezayir, Arap ve Afrika ülkelerinin karşılaştığı sorunların, özellikle Rönesans Barajı sorununun çözümünün bir parçası olmayı umuyor. Rönesans Barajı sorunu küresel bir sorun ve uluslararası toplumun dikkatini çekiyor” ifadelerini kullandı. Mısır, Sudan ile birlikte, özellikle Nil'in sularına bağlı oldukları için Etiyopya’nın inşa ettiği baraj nedeniyle su kıtlığı yaşamaktan endişe ediyor.



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.