Libya Meclis Başkanı karargahına yapılan saldırının ardındaki belirsizlik devam ediyor

Ülke tarihindeki ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin yasanın görüşülmesi için toplanıldı.

Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, kendisine yönelik saldırı haberlerinin ardından bir üniversiteden gelen heyeti kabul etti. (Libya Temsilciler Meclisi)
Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, kendisine yönelik saldırı haberlerinin ardından bir üniversiteden gelen heyeti kabul etti. (Libya Temsilciler Meclisi)
TT

Libya Meclis Başkanı karargahına yapılan saldırının ardındaki belirsizlik devam ediyor

Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, kendisine yönelik saldırı haberlerinin ardından bir üniversiteden gelen heyeti kabul etti. (Libya Temsilciler Meclisi)
Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, kendisine yönelik saldırı haberlerinin ardından bir üniversiteden gelen heyeti kabul etti. (Libya Temsilciler Meclisi)

Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’in ülkenin doğusundaki el-Kubba kasabasındaki ikametgahı dün, Temsilciler Meclisi’nin bugün planlanan toplantısı öncesinde silahlı kişilerin ani saldırısına uğradı. Söz konusu saldırıyla eş zamanlı olarak Birleşmiş Milletler (BM) misyonu tarafından desteklenen siyasi diyalog forumu komitesinin, yaklaşan seçimler için anayasal temeli yeniden tartışmaya başlamasıylabir meclis komitesi ülke tarihinde ilk kez doğrudan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasına izin veren yasanın hazırlıklarını tamamladı.
Bugün düzenlenen meclis oturumundan birkaç saat önce silahlı kişiler doğudaki Tobruk şehrinde, el-Kubba kasabasında başkanlık muhafızlarının karargahına saldırdı. Video görüntüleri, grubun karargahı ele geçirdiğini gösterdi. Ancak resmi olmayan kaynaklar, Salih'in korumalarının saldırıya karşılık verdiğini ve saldırganlarla çatıştığını aktardılar.
Meclis Başkanlığı Ofisi saldırı hakkında açıklama yapmazken olaydan birkaç saat sonra Salih’in Derne Üniversitesi’nden bir heyet ile el-Kubba’daki ofisinde ‘üniversiteyle ilgili konuları ve çalışmalarını engelleyen sorunları’ görüşmek üzere bir toplantı düzenlediğini bildirdi. Toplantının fotoğraflarını yayınladı.
Temsilciler Meclisi Sözcüsü Abdullah Belihak, Seçim Mevzuatı Hazırlama Komitesi üyesi Salah es-Sahbi’den alıntı yaptığı açıklamasında “Komite, Yüksek Seçim Komisyonu başkanı BM misyonu ile Libya tarihinde ‘cumhurbaşkanını ilk kez doğrudan halktan seçme’ eyleminin ve bir sonraki Temsilciler Meclisi seçim yasasının ayrıntılarını tartışmayı sonlandırdı” dedi.
Belihak, geçen cumartesi akşamı yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bu yasaya dayanarak ve Temsilciler Meclisi tarafından onaylanması sonrasında 24 Aralık’ta doğrudan halk tarafından cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak.  Temsilciler Meclisi doğrudan halk tarafından belirlenecek. Böylece Libya vatandaşları, ülkeyi kimin yöneteceğini ve kimin başkanlık edeceğini belirleyecek. Bu, devletin kalıcı bir aşamaya geçişinin önünü açacak.”
Komitenin barışçıl demokratik yolu güçlendirme amacıyla yasa maddelerini tartışmak ve onaylamak için çalışmalarının sonuçlarını Temsilciler Meclisi’ne sunması bekleniyor.
Meclis, devlet genel bütçesine ilişkin yasa tasarısını oylamak, cumhurbaşkanlığı seçim yasası ve milletvekili seçim yasasını çıkarmak, seçim bölgelerinin dağılımını onaylamak ve Genel İstihbarat Teşkilatı başkanı olarak Başkanlık Konseyi adaylığını onaylamak üzere bugün Tobruk kentindeki genel merkezinde toplanacak. Meclis Sözcüsü’nün yaptığı açıklamada kamu yararının gerektirdiği durum ve ülkenin içinden geçtiği koşullar göz önüne alındığında bu yetkilerin ve sorumluluğun tamamlanmasının hedeflendiği belirtildi.
BM heyeti, Libya Siyasi Diyalog Forumu’ndan doğan Uzlaşma Komitesi üyelerinin geçen cumartesi günkü üçüncü sanal toplantısında, yaklaşan seçimlerin yapılması için anayasal temele ilişkin olarak sunduğu dört öneriyi ele aldıklarını açıklamıştı.
BM misyonunun açıklamasına göre üyeler, Hukuk Komitesi tarafından sunulan mevcut taslağa ilişkin anlaşmazlıkları ele alma yollarını tartıştı. Görüşmelerin bir veya daha fazla önerinin ortaya konabilmesi, önerilerin değerlendirilmesi ve karara bağlanması amacıyla diyalog forumunun genel kuruluna sunulabilmesi için bugün devam edeceği bildirildi. Heyet, kabulü gecikmiş olan anayasal temel üzerinde anlaşmaya varmada zaman unsurunun önemine de dikkat çekti.
Aynı şekilde Başkanlık Konseyi’ndeki seçim yetkilisi, Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Sayeh ile , 1 Ağustos’ta bir araya geldi. Görüşmede cumhurbaşkanlığı seçimlerini zamanında yapma konusundaki isteğini vurguladı. Sayeh de komisyonun seçim sürecini tamamlanıncaya kadar takip etmek için Başkanlık Konseyi ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu vurguladı.
Diğer yandan Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi’nin geçen cumartesi günü Trablus’ta, Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile iki yardımcısının katılımıyla gerçekleştirdiği sürpriz toplantıya ‘güvenlik meselesi ve koronavirüs pandemisiyle mücadele’ damga vurdu. Hükümet bildirisinde toplantıda özellikle sağlık ve güvenlik düzeylerinde ülkedeki son gelişmelerin ele alındığı belirtildi. Ayrıca ‘geçmiş dönemde bazı güvenlik ihlallerine tanık olan bazı bölgelerdeki güvenlik durumu, güvenliğin sağlanması için ilgili kurumlar arasında koordinasyonun sürdürülmesi ve tüm bu kurumların kamu güvenliğinin sağlanmasında görevlerini yerine getirmeleri’ meselesi ele alındı.
Birlik hükümetinde İçişleri Bakanı Halid Mazen, Avrupa Birliği (AB) heyeti ile yaptığı görüşmede, seçim meselesi, anlaşmazlıkların çözümü, Seçim Komisyonu ile koordinasyon, doğu ve batı bölgelerini birbirine bağlayan yolun açılması konularındaki gelişmelerin masaya yatırıldığını aktardı.
Başkanlık Konseyi Sözcüsü Necva Vehibe, Menfi’nin bazı üst düzey pozisyonlarda değişiklik yapma ve yurt dışına bir dizi büyükelçi atama niyetine ilişkin haberler hakkında sessiz kaldı. Vehibe, Dibeybe hükümetinden de ‘elektrik krizini çözmesini, bu durumdan sorumlu devlet şirketinin görevlerini yerine getirememesi nedeniyle yönetim kurulunun görevden alınmasını ve değiştirilmesini’ talep etti.
Dibeybe, 1 Ağustos akşamı Libya’nın tüm şehirlerinden sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle düzenlenen bir diyalog forumuna katıldı. Vatandaşlar ile çeşitli devlet kurumları arasındaki role ve sivil toplumun hizmet sağlamadaki tamamlayıcı etkisine dikkat çekti.



Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA
TT

Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA

Aliya Mansur

Yeni Suriye ulusal logosunun (görsel kimlik) lansman töreni, Suriye'deki her etkinlik gibi Suriyeliler arasında geniş çaplı bir tartışmanın eşlik ettiği, etkileyici ve güzel bir etkinlikti. Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın katıldığı Halk Sarayı'ndaki görkemli törene, “Suriye Demokratik Güçleri”nin kontrolü altındaki Rakka ve Haseke hariç olmak üzere Suriye'nin çeşitli bölgelerinde aynı anda düzenlenen kutlamalar eşlik etti. Gösteriler ve sloganlar Suriye devriminden sahneleri çağrıştırdı.

Şara'nın tören sırasında yaptığı etkileyici konuşma Suriye'nin birliğinin ve çeşitliliğinin altını çizdi ama daha tören bitmeden önce Suriyeliler arasında şu tartışma başlamıştı; bu ulusal logo gerçekten Suriyeli mi yoksa başka ülkelerden “ilham mı” alındı? Bazıları bunun bir alkollü içecek şirketnin ticari logosu olduğunu söyleyecek kadar şüphelerinde ileri gittiler.

Suriye şahininin “çalıntı” olduğu suçlamaları - ki bu kesinlikle doğru değil - ve bunlara verilen karşılıklar arasında meselenin özü neredeyse kayboldu. Oysa meselenin özü şu: Nasıl bir Suriye istiyoruz? Hukuk devleti olan bir Suriye mi yoksa halkın ruh hallerinin dalgalanmalarına tabi bir Suriye mi?

Konuya ilişkin yorumunda Anayasa Bildirgesi Taslağı Komitesi üyesi Dr. Ahmed el-Karbi, resmi logoların kabulü tartışılırken yasal temellere dayanmanın gerekliliğini vurguladı. Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesinde açıkça “devletin logosu kanunla belirlenir” ifadesinin yer aldığına ve hukuka dayalı bir devletin anayasal çerçevelere uygun olarak onaylanmamış bir logoya indirgenemeyeceğine işaret etti.

Suriye'deki tartışma ve çekişmenin özü bu olmak yerine, bazı Suriyeliler binlerce yıllık Suriye anıtlarına kazınmış olan Suriye şahininin kökeni ve sembolizmiyle ilgili suçlamalarda bulunmakla meşgul oldular.

Esed rejiminin devrilmesinden ve Şara'nın yönetime gelmesinden bu yana, Suriye halkı hükümetin, özellikle de Başkan Şara'nın her eylemini mutlak biçimde destekleyenler ile hükümetin yaptığı her eylemi veya açıklamayı mutlak biçimde reddedenler arasında bölündü. İki grup arasında, bir şeyleri düzeltmek amacıyla eleştirenlerin ve teşvik etmek amacıyla destekleyenlerin sesleri kayboldu.

Esed rejiminin devrilmesinden bu yana 7 ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı analize göre Esed rejiminin devrilmesinden bu yana yedi ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak. Bu da yorumlara kapıyı açıyor ve Suriye halkının doğasını ve doğruluğunu bilinmediği söylentilerin yayılmasına katkıda bulunuyor.

17 Mayıs'ta Suriye Cumhurbaşkanlığı, eski rejim tarafından işlenen ihlallerle ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak, sorumlularından hesap sormak, mağdurlara tazminat ödemek ile görevli bir geçiş adaleti komisyonu kurulacağına dair bir kararname yayınladı. Kararname, Abdulbasıt Abdullatif'in komisyon başkanı olarak atanmasını ve duyuru tarihinden itibaren 30 günü geçmeyecek bir süre içinde bir çalışma grubu oluşturma ve iç yönetmelikler hazırlama görevini üstlenmesini öngörüyordu.

Bu kararnamenin yayınlanmasının üzerinden yaklaşık bir buçuk ay geçti, yani komisyonun kurulması için öngörülen 30 günlük süre geçti. Peki bu komisyon hangi aşamada? Cevap yok. Bu sadece şeffaflığın eksik olduğunu değil, aynı zamanda hükümetin kendi yayınladığı kararnamelere ve mevzuata, örneğin Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesine bağlı olmadığının da bir örneği.

İşte meselenin özü de budur: Nasıl bir Suriye istiyoruz?

Hukuk ve kurumlar devleti Suriye'nin sesi, iki grubun kopardığı gürültü arasında neredeyse duyulmuyor. Bir tarafta destekçiler var ve bunların çoğu Suriyelilerin “Aralık 2024 devrimcileri” olarak adlandırdığı, devrimin 14 yılı boyunca önemli bir rol veya sese sahip olmayan, şimdiyse hükümetin sağ tarafında yer alan kişiler. Diğer taraftaki hükümetin muhalifleri arasındaysa, hükümetin her türlü eylemini çarpıtmakla meşgul olan, çoğunluğu eski rejim kalıntısı ve solcu olan sesler bulunuyor. İkisi arasında aklın sesi kayboluyor.

Suriye'nin istikrarı sadece Suriye için değil, bölge için de bir öncelik. İstikrarlı bir Suriye, komşu ülkelerin istikrarının başlangıcıdır ve bir vatandaşlık devleti ve hukukun üstünlüğünün inşası, Suriyelilerin onlarca yıllık geleceğinin temel taşıdır. Sağlam olmayan temeller üzerine inşa edilen her yapı, özellikle Suriye'nin düşmanları hâlâ pusuda beklediğinden, çökme riski altındadır. Hukukun üstünlüğü, adalet, özgürlük, vatandaşlık ve şeffaflık, istediğimiz devleti inşa etmek için önceliklerdir.