Suriye: Dera’da ‘endişeli ve kırılgan’ ateşkes

Dera’nın el-Beled bölgesi endişeli bir ateşkese tanık oluyor (Suriye Gözlemevi)
Dera’nın el-Beled bölgesi endişeli bir ateşkese tanık oluyor (Suriye Gözlemevi)
TT

Suriye: Dera’da ‘endişeli ve kırılgan’ ateşkes

Dera’nın el-Beled bölgesi endişeli bir ateşkese tanık oluyor (Suriye Gözlemevi)
Dera’nın el-Beled bölgesi endişeli bir ateşkese tanık oluyor (Suriye Gözlemevi)

Suriye’nin güneyinde yer alan Dera kenti, dün bir çok gelişmeye tanık oldu. Ancak kentte yaşananlarla ilgili yeterli bilgiye ulaşılamadı. Suriye Savunma Bakanı Ali Eyyub, öğle saatlerinde Esad rejiminin güvenlik komitesi ile görüşmek üzere Dera el-Mahatta Havaalanı mahallesindeki parti binasına geldi. Bakanın gelişi ile eş zamanlı olarak Dara el-Beled kentinin mahalleleri üzerinde rejime ait bir keşif uçağı uçtu.
Bir Rus heyeti de rejimle müzakerelerin sona ermesinin ardından merkez komitelerle müzakere sürecini tamamlamak üzere dün Dera’nın el-Beled bölgesine geldi. Bu görüşme, rejimin önde gelen bir askeri figürü (savunma bakanı olması muhtemel) ve bölge temsilcileriyle bugün yapılacak görüşmenin ardından olacak.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Rus heyetinin Dera kentinden ayrılmasının ardından dün akşam Dera el-Beled'de ağır silah sesleri duyulduğunu bildirdi. SOHR, rejim güçlerinin Dera kırsalındaki noktalarını güçlendirmeye devam ettiğini açıkladı. Dera'nın doğusundaki En-Naime'deki noktalar takviye edilirken, Suriye ile Ürdün arasındaki iki kapıdan biri olan Cabir-Nasib sınır kapısından takviye kuvvetler gönderildi. Diğer takviyeler ise Dara'nın batı kırsalındaki Şeyh Said'e gönderildi. Diğer yandan Rejim güçleri dün öğleden sonra Dera el-Beled'i orta makineli tüfeklerle hedef aldı.
SOHR bünyesinde görev alan eylemciler, gıda taşıyan bir arabanın Sevami Garez'in batısındaki çiftlik alanına girdiğini bildirdi. Gözlemevi, Rusya'ya bağlı 8. Tugay güçlerinin, birkaç gün önce çatışmaların başlamasından bu yana mahsur kalan aileleri tahliye etmek için Dera kentindeki Eş-Şeyah bölgesine girdiğini söyledi. Bölgeden dün itibariyle 70'den fazla aile tahliye edildi. Muhalif “Tecemmu Ahrar Horan” (Horan’ın Özgür Direnişcileri) isimli web sitesi, geçtiğimiz haftalarda İran rejiminin askeri üniforma ve teçhizatıyla donanımlı mezhepçi milisleri Dera vilayetine taşıyan onlarca araçlık askeri konvoyu getirdiğini bildirdi.
Tecemmu Ahrar Horan sitesinden bir kaynak, eyaletin batısındaki 4.Tümen'in bazı askeri kışlalarının İran ve Irak milislerinin de yer aldığı kışlalara dönüştüğünü söyledi.  29 Temmuz'da Dera el-Beled kentinin mahallelerinde rejimin şiddeti tırmandırması ile rejime ait bazı askeri bölgelere yönelik saldırıların peş peşe geldiğini söyleyen kaynak, bu durumun, çeşitli askeri noktalarda rejim saflarında ölü ve yaralıların meydana gelmesine neden olduğunu bildirdi. Ölen askerlerin cesetlerinin incelenmesi sonucu bu askerlerin paralı milisler oldukları anlaşıldı.
Er-Rey bölgesinde batı bölgesi halkıyla çıkan çatışmalarda yaralanan askerlerden birinin cep telefonunun incelenmesi sonucunda, adının “Muhammed Fuad Şibli” olduğu ortaya çıktı. Şibli’nin Hizbullah milislerine bağlı ve İmam Ali Tugayları’nın adını taşıyan Şii mezhepçisi grupların bir parçası olduğu tespit edildi.
Dera kenti, Cumartesi akşamı temkinli bir sükunete tanık oldu. Ancak kentte aralıklı olarak ihlallerin devam ettiği görüldü. Dera kentindeki Es-Sed Yolu mahallesi, rejim güçlerinin orta ve hafif makineli tüfeklerle bölgenin çevresini hedef alan saldırılarına tanık oldu. Casim ilçesinde Pazar akşamı stadyumun yakınında yerel halktan silahlı kişilerle rejim güçleri arasında çatışmalar yaşandı. Rejim güçlerinin askeri takviyeleri, Dera'nın orta kırsalındaki kontrol noktalarının çoğunun geri çekilmesinin ardından Casim yakınlarına da ulaştı.
4. Zırhlı Tümeni unsurları, geçtiğimiz Pazar günü Dera şehri içindeki Dera el-Beled’i havan toplarıyla hedef aldı. Bu saldırı Rejim güçleri ve güvenlik güçlerinin Dera kırsalındaki kontrol noktalarının çoğunu geri çekmesi ışığında geldi. Hava Kuvvetleri İstihbaratı, Dera'nın kuzeyindeki Karfa beldesindeki kontrol noktalarından çekildi. İstihbarat ayrıca Dera'nın orta kırsalındaki Dael kentindeki kontrol noktalarından birini geri çekti. Bu, 5. Kolordu kuvvetlerinin başta Dera el-Beled olmak üzere çeşitli noktalarda ve kontrol noktalarında konuşlandırılması amacıyla Rusya'nın aracılık ettiği anlaşmanın uygulanması beklentisiyle birlikte geldi.



İsrail: Hizbullah, Beyrut limanındaki patlamayla bağlantılı olarak 4 Lübnanlıyı öldürdü

Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
TT

İsrail: Hizbullah, Beyrut limanındaki patlamayla bağlantılı olarak 4 Lübnanlıyı öldürdü

Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)

İsrail, Lübnanlı Hizbullah örgütünü, 2020 yılında Beyrut limanında meydana gelen ölümcül patlamada örgütün rolünü ifşa edebilecekleri gerekçesiyle çok sayıda Lübnan vatandaşını öldürmekle suçladı.

İsrail ordusunun dün yaptığı açıklamaya göre dört kurban, patlamanın Hizbullah'ın yüksek patlayıcı amonyum nitrat depolamasından kaynaklandığını ortaya koymuş olabilir.

İsrail ordusu, ölen kişilerin Hizbullah ile patlama arasında bir bağlantı olduğunu ileri süren gümrük memurları ve gazeteciler olduğunu iddia etti.

Bilgiler bağımsız kaynaklarca doğrulanamadı. Hizbullah daha önce patlamanın sorumluluğunu reddetmişti.

Ağustos 2020'de Beyrut limanında meydana gelen patlamada 200'den fazla kişi hayatını kaybetmiş, 6 bin kişi yaralanmış ve mahalleler yerle bir olmuştu.

Patlamaya, güvenlik önlemleri alınmadan yıllarca depolanmış yüzlerce ton yüksek patlayıcı amonyum nitrat neden oldu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu, dünyanın en büyük nükleer olmayan patlamalarından biriydi.

Patlamadan bugüne kadar kimse sorumlu tutulmadı.

Soruşturma, öncelikle siyasi nüfuz, yargısal engeller ve yaygın yolsuzluk nedeniyle tıkandı.

Yetkililer soruşturmadan kaçıyor ve hâkimler engelleniyor.

Hükümet, yılın başında soruşturmayı yeniden başlatacağını duyurdu. Bu girişim, siyasi açıdan güçlü Hizbullah'ın İsrail'le savaş nedeniyle zayıflaması ve soruşturmaların yıllardır ilerlemesinin engellenmesiyle de desteklendi.


Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

TT

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentindeki tünellerde Kassam Tugayları’na bağlı unsurları öldürdüğüne ve esir aldığına dair ardı ardına yaptığı açıklamalar, bu kişilerin kim olduklarına ve özellikle Mayıs 2024’te İsrail’in kenti işgal etmeye başlamasından, ardından operasyonu genişleterek tam kontrol sağlamasından sonra, tünellerde nasıl bu kadar uzun süre gizlenebildiklerine ilişkin pek çok soruyu beraberinde getirdi.

Bir aydan uzun bir süre boyunca, bu unsurların tünellerden silahsız ve can güvenliklerini sağlayacak bir yöntemle çıkarılmasına yönelik temaslar yürütülüyordu. Bu girişimler, İsrailli subay Hadar Goldin’in naaşının 9 Kasım’da teslim edilmesini hızlandırdı. Ancak İsrail, dosyayı Türkiye ile birlikte takip eden ABD ile yapılan sözlü mutabakatları daha sonra ihlal ederek bu kişilere güvenli çıkış izni tanımadı.

Günler ilerledikçe İsrail, söz konusu unsurları tünellerden veya sığınaklarından çıktıkları anda hava saldırılarıyla ya da doğrudan takip ederek öldürmeye veya esir almaya başladı. Bu durum, Refah’ın doğusundaki Ceninah Mahallesi’nde tünellerin son kalan ceplerinin tamamen kuşatılmasıyla daha da yoğunlaştı.

Tünellerde ve pusu bölgelerinde 8 ay

Şarku’l Avsat’a  konuşan Hamas içindeki sahaya yakın kaynaklar, “Bu direnişçilerin, savaşın büyük kısmını, İsrail ordusunun kentte konuşlanmasına ve çok sayıda tünele girmesine rağmen, çoğu zaman tünellerin içinde geçirdiklerini” söyledi. Kaynaklara göre tüneller, İsrail’in tüm ayrıntılarını hâlâ çözemediği bir yapıda inşa edilmişti.

Aynı kaynaklar, Kasım 2023’teki ilk 7 günlük ateşkes sırasında söz konusu savaşçıların yer üstüne çıktığını, çatışmalar yeniden başlayınca tekrar tünellere döndüğünü aktardı. Bu süreçte zaman zaman yer üstünde hareket ettikleri, pusu noktaları arasında geçiş yaptıkları, ardından yeniden tünellere çekildikleri belirtildi. Komutanlarıyla temas, Ocak 2024’te varılan ikinci ateşkese kadar sürdü. Bu ateşkes 18 Mart’a kadar devam etti.

Kaynaklardan biri, çatışmaların yeniden başlaması öncesinde, İsrail ordusunun Refah’ta konuşlanmasına rağmen bazı savaşçıların yer üstüne çıkarak Han Yunus’a ulaştığını, burada komutanlarıyla buluştuğunu ve bazılarıyla birlikte Şubat 2024’te İsrailli esir Avraham Mengistu’nun teslim sürecine katıldığını söyledi. Mengistu, 2014 savaşından beri Gazze’de tutuluyordu.

Savaş yeniden başlayıp diplomatik girişimler sonuçsuz kaldıktan sonra Kassam unsurları tüneller aracılığıyla tekrar Refah’a döndü ve yer üstündeki pusu bölgelerine geri yerleşti.

rth
İsrailli rehine Avraham Mengistu, Hamas ile İsrail arasında geçen Şubat ayında Refah'ta imzalanan esir değişim anlaşması kapsamında teslim platformunda görülüyor (Reuters)

Mart ayı sonunda itibaren bu kişiler, Ağustos ayına kadar komutanlıklarıyla irtibat hâlinde kaldı. Bu süre zarfında İsrail’in Refah’ı tamamen kontrol altına aldığı yönündeki açıklamalarına rağmen, İsrail güçlerine kayıplar verdiren bir dizi saldırı gerçekleştirdiler.

Bu dönemde Kassam Tugayları “Cehennem Kapıları” adını verdiği operasyonlar dizisini başlattı. Askeri araçların, tuzaklanmış evlerin ve tünel çıkışlarının patlatıldığı saldırılarda yaklaşık 6 İsrail askerinin öldürüldüğü açıklandı. Bu saldırılardan birinde Kassam unsurlarının bir İsrail askerini esir almaya çalıştığı belirtildi.

Hamas, o dönem yürütülen ateşkes müzakerelerinde, Refah Taburu’nun hâlâ sahada aktif olduğuna dair bir mesaj vermeyi hedefliyordu. Buna karşın İsrail’in askeri kaynakları, taburun tümüyle dağıtıldığını savunuyordu.

Doğrulanabilen bilgilere göre, Kassam komutanlarıyla birlikte Refah’ta bulunan savaşçılar yer altı tünellerinde ve yer üstündeki pusu noktalarında toplamda 8 aydan fazla süre geçirdi.

Yiyecek ve suya nasıl ulaştılar?

Ateşkesin ardından İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede sıkışan bu savaşçıların iaşesiyle ilgili soruları yanıtlayan saha kaynakları, tünellerde belirli miktarda yiyecek ve suyun önceden stoklanmış olduğunu aktardı.

Kaynaklardan biri, geçmişte benzer şekilde erzakın tükendiği bir savaş deneyimine atıfla, savaşçıların muhtemelen İsrail askerlerinin daha önce kullandığı evlerde bıraktığı yiyeceklerden ya da hasar görmemiş Filistinli evlerindeki malzemelerden faydalanmış olabileceğini söyledi. Sosyal medyada aylar önce paylaşılan, “ev sahiplerinden aldıkları yiyecekler için helallik isteyen Hamas ve İslami Cihad mensuplarının bıraktığı notlar” buna örnek gösterildi.

Kaynaklar, Kassam’ın elit birliklerinin görevleriyle yer altındaki destek gruplarının görevlerinin birbirinden farklı olduğuna da dikkat çekti. Bazılarının lojistik ve ikmal, bazılarının pusu operasyonları yürüttüğü, bazılarının ise farklı gruplar arasında geçiş yaparak doğrudan saha komutanlığı ile temas kurduğu belirtildi.

Öne çıkan komutanlar

İsrail medyasının öldürülmelerinin ardından fotoğraflarını yayımladığı kişiler arasında, Refah’ın doğu tabur komutanı Muhammed el-Bavab, yardımcısı ve aynı zamanda eniştesi İsmail Ebu Lebde, ayrıca elit birlik komutanı Tufik Salim bulunuyor.

Kaynaklara göre Ebu Lebde, Avraham Mengistu’nun teslim edilmesi sürecinde Kızılhaç ekibiyle doğrudan temas kuran isimdi. Bavab ise süreci uzaktan takip etti.

Her iki isim de 2014 savaşında İsrailli subay Hadar Goldin’in kaçırılması operasyonunu yöneten kişiler olarak biliniyor.

df
Kızılhaç araçları, Hadar Goldin'in cenazesini geçtiğimiz kasım ayında Gazze Şeridi'nde taşıyor (Reuters)

İsrail’in öldürdüğü isimler arasında ayrıca, Hamas Siyasi Büro üyesi Gazi Hamad’ın oğlu Abdullah Hamad da bulunuyor. Abdullah Hamad’ın müzakere heyetinin üyesi olduğu, savaş öncesinde Hamas yönetimine bağlı Rubat Askerî Koleji’nden mezun olduğu ve eğitimci olarak görev yaptığı aktarıldı. Abdullah Hamad, kuzeni Ahmed Said Hamad ile birlikte, tünelde Kassam komutanları ve diğer savaşçılarla aynı noktada öldürüldü.

Kaynaklar, Gazi Hamad’ın kardeşi Said Hamad’ın ise 7 Ekim saldırısına katılan damatlarının öldürülmesinin ardından üç kızını İsrail bombardımanında kaybettiğini belirtti.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.