Libya’daki krizlere susuzluk tehlikesi de eklendi

Güneyde kuzeye doğru yeraltı suyu taşıyan tüplerde meydana gelen sızıntı susuzluk tehlikesini de beraberinde getiriyor. (Libya Haber Ajansı)
Güneyde kuzeye doğru yeraltı suyu taşıyan tüplerde meydana gelen sızıntı susuzluk tehlikesini de beraberinde getiriyor. (Libya Haber Ajansı)
TT

Libya’daki krizlere susuzluk tehlikesi de eklendi

Güneyde kuzeye doğru yeraltı suyu taşıyan tüplerde meydana gelen sızıntı susuzluk tehlikesini de beraberinde getiriyor. (Libya Haber Ajansı)
Güneyde kuzeye doğru yeraltı suyu taşıyan tüplerde meydana gelen sızıntı susuzluk tehlikesini de beraberinde getiriyor. (Libya Haber Ajansı)

Zayed Hediyye (Muhabir)
Libya’nın su güvenliğinin tehlikeli bir aşamaya girdiğine dair göstergeler arttı. Böylece ülkede yeni bir kriz daha oluşmaya başladı. Bu yeni kriz, başta elektrik başlığı olmak üzere özellikle hizmet sektöründe ağır krizler mirasını devralan Libya birlik hükümetine ek bir yük oluşturdu.

Çölün derinliklerindeki göl
Libya’da sosyal medya geçtiğimiz birkaç gün boyunca çölün derinliklerinde, vaha şehirleri (Jalu, Avcilah ve Ciharra) yakınlarında aniden ortaya çıkan tatlı su gölünün benzersiz fotoğraflarıyla dolup taştı. Bu göl, yaz mevsiminin zirvesinde çöl sıcağı sakinleri için bir sığınak haline gelirken vatandaşlar bir anda ortaya çıkan bu suda yüzmek için bölgeye akın etti.
Bu, işin mutlu kısmıydı. Ancak daha sonra parçalar halinde ortaya çıkan gerçek, bu görüntüleri Libya’da olası bir su krizinin rahatsız edici bir habercisi haline getirdi. Zira bu gölün, Büyük İnsan Yapımı Nehir olarak bilinen proje kapsamında, güney çölünden kuzeye doğru yeraltı suyu taşıyan tüplerden birinde büyük bir sızıntı meydana gelmesiyle ortaya çıktığı açıklandı.
Bu teknik sorun ülkede ilk kez yaşanmadı. Zira birkaç yıl öncesinin tekrarıydı. Sorun ilk kez, her zaman bu projeden gurur duyduğunu dile getiren Büyük İnsan Yapımı Nehir projesinin vaftiz babası Kaddafi döneminde ortaya çıkmıştı.

Başarı mı felaket mi?
Büyük İnsan Yapımı Nehir, 1984 yılında merhum Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi tarafından yapılan ve yeraltı suyunu kuzeydeki tarımsal ve yoğun nüfuslu bölgelere taşımak için 35 milyar dolara mal olan devasa bir proje. Bu meblağ o dönem için oldukça büyük bir finansal bedeldi.
Proje, çoğu 500 metre derinliğinde bin 300 derin kuyudan oluşuyor ve boru hatları güneydoğu ve güneybatıdan kuzeye altı sistemde 4 bin kilometre uzanarak Zaviye, Trablus, Bingazi, Tobruk, Sirte ve Ecdebiye gibi büyük şehirlere günde 6 milyon metreküp su taşıyor.
Bingazi Üniversitesi’nde ekonomi profesörü Ferid el-Amruni projeye dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Proje, uygulanmadan önce Birleşmiş Milletler raporları tarafından su kaynakları açısından dünyanın en yoksul 10 ülkesi arasında sınıflandırılan Libya’daki su sıkıntısı sorununu büyük ölçüde çözdü. Ancak özellikle güneydeki yeraltı suyu seviyesi üzerindeki etkisi açısından uzun vadeli fizibilitesi konusunda tartışmalar ve şüpheler devam etti. Suyu kuzeye taşıyan devasa borular, iklim değişikliklerinden ve bataklıklarla kaplı olan çöldeki toprak tabakasının hızlı hareketinden etkilendi. Kaddafi döneminde Libya devleti bu bilgilerin gerçekliğini sorgulasa da yıllar geçtikçe ve altlarındaki toprak tabakasının hareketi nedeniyle borular ardı ardına patlayınca durumun gerçek olduğu ortaya çıkmaya başladı. Ayrıca Libya’nın güneyinde çok sayıda çöl gölü ve vahası kurudu. Bu durum, yeraltı suyunun günlük olarak tükenmesi nedeniyle dünyanın derinliklerinde neler olup bittiğini gösteriyor.”
Günlük olarak büyük miktarlarda yeraltı suyunun çekilmesi nedeniyle Libya çölünün iç kısmında yaşananları ‘tehlikeli’ olarak tanımlayan Ferid el-Amruni sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu proje nedeniyle güneyi tehdit eden kuraklık krizinin ulaştığı boyutu ve yeraltı sularındaki yüksek tuz seviyelerini bilmek yeterli. Tatlı su seviyesindeki her bir metrelik düşüş için dört metre tuzlu su yükseliyor. Bu riskleri gözden geçirmenin amacı, Libya’daki içme suyu kaynağının geleceği hakkında uyarıda bulunmaktır. Nüfusun su ihtiyacının yüzde 75’ini, Büyük İnsan Yapımı Nehir sağlamaktadır.”
Profesör, başlıca yaşam kaynaklarına yönelik bu tehlikeyi önlemek ve ülkenin güneyine kuraklık gelmeden yer altı sularına olan yükü azaltmak için 2 bin kilometrelik Libya sahilinde vakit kaybetmeden arındırma tesislerinin inşasına başlanması gerektiğini vurguladı.

Büyük vahaların kuraklığı
Yeraltı sularıyla İnsan Yapımı Nehir projesi için en önemli beslenme kaynaklarından biri olarak kabul edilen Libya’nın güneydoğusundaki Kufra şehrinde yaşayan Libyalı gazeteci ve aktivist Abdulhamid el-Abiraş, ülkenin en büyük göllerinden biri olan Bezima’nın maruz kaldığı durumu gösteren, bir hafta önce çekilmiş bir fotoğraf yayınladı. Fotoğrafta gölün büyük bir kısmının kuruduğu ve bir tuz tabakasının ortaya çıktığı görülüyor. Fotoğraf, Kufra şehir merkezinde ve banliyölerinde bulunan diğer göllere benzer şekilde Bezima’nın kısa sürede tamamen kuruyacağına işaret ediyor.
Abiraş, uzmanlara ve sorumlu yetkililere ‘sorunu mümkün olan en kısa sürede düzeltmeleri’ için bir mesaj gönderdi.

Kuyulara saldırı
Libya’daki en önemli su kaynağını tehdit eden tek tehlike teknik sorunlar değil. İnsan Yapımı Nehir Projesi, yasa dışı gruplar tarafından hırsızlık amacıyla veya bazı sakinler tarafından yasa dışı nakil için bir dizi saldırıya maruz kaldı. Bu durum başta başkent Trablus başta olmak üzere birçok şehirde ve köyde su kesintilerine neden oldu.
Sanayi birimi yönetimi, kuzeye doğru uzun yolculuğunda su akış hızları üzerindeki bu saldırıların tehlikesi ve tekrarlı baskınların pompalamayı kalıcı olarak durdurabileceği konusunda defalarca uyarmıştı. Son olarak geçen temmuz ayı ortalarında, batı sahasında 241 numaralı kuyuya bir saldırı gerçekleştiği, kuyu kontrol odası ekipmanının, elektrikli aletlerin ve kabloların tahrip edildiği, sonuç olarak kuyunun tamamen hizmet dışı kaldığı bildirilmişti.
Sanayi birimi yönetiminden yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Saldırıya uğrayan toplam kuyu sayısı 174’e ulaştı. 29’u, bakımı yapıldıktan sonra hizmete yeniden açıldı. Kalan kuyular ise sabotajlar ve bileşenlerinin tahrip edilmesi nedeniyle kalıcı olarak hizmet dışı kaldı. Bu saldırıların devam etmesi, Libya'nın su güvenliğini tehdit ediyor. Bu durum, sivil toplum kuruluşları da dahil olmak üzere ilgili tüm yürütme ve diğer devlet kurumlarının, medyanın ve halkın iş birliğini gerektiriyor. Sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra medya da dahil olmak üzere tüm bu yasa dışı uygulamalara karşı duracak bir kamuoyu oluşturulmalıdır.”
İnsan Yapımı Nehir Projesi Yürütme ve Yönetim Otoritesi, Libyalılara ‘su haklarını tahrif eylemlerine karşı korumaları’ çağrısında bulundu.
Ayrıca güvenlik ve polis yetkililerinden de ‘şehirlere ve tüketim bölgelerine su akışının devamını sağlamak için kuyu alanlarını koruma sorumluluğunu üstlenmeleri’ istendi. Otorite tarafından yapılan çağrıda “Su temininin kaynağı olan kuyu alanlarının korunması, ülke için bir milli güvenlik meselesidir” ifadesi kullanıldı.

 


Filistinlilerden İsrailli protestoculara destek: Biz ölümü kutlamıyoruz

Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
TT

Filistinlilerden İsrailli protestoculara destek: Biz ölümü kutlamıyoruz

Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)

Öldürülen Filistinli çocukların fotoğraflarını taşıyan İsrailli eylemcilere karşı taraftan destek mesajı iletiliyor. Gazzeli eylemciler, Hamas'ın öldürdüğü İsrailli çocukların fotoğraflarıyla poz veriyor. 

Gazze Gençlik Komitesi'nin üyeleri, "Filistinli çocukların fotoğraflarını kaldırdıklarını gördük ve biz de açık bir şekilde 'İsrailli çocukların öldürülmesine biz de karşıyız' demek istiyoruz" ifadesini kullanıyor.

Geçen hafta İsrail'deki sosyal medya kullanıcıları arasında yayılmaya başlayan fotoğrafların bazıları, 4 yaşındaki Ariel Bibas ve 9 aylık kardeşi Kfir'i de içeriyor. 

İsrail'de Hamas öncülüğündeki örgütlerin 7 Ekim 2023'te düzenlediği saldırıların sembolü haline gelen bu iki çocuk, anneleri Şiri Bibas'la birlikte kaçırılmıştı. Bir yıl sonra üçünün de cesetleri iade edilirken Hamas, bu ölümlerden İsrail'in hava saldırılarını sorumlu tutmuştu. 

Gazze Gençlik Komitesi, Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa'da hem Binyamin Netanyahu yönetimini hem de savaşı protesto eden ve İsrail'in öldürdüğü Filistinli çocukların fotoğraflarını her hafta gündeme getirmeye çalışan göstericilere "barış içinde birlikte yaşama" mesajı verdi. 

İbranice ve Arapça "Yaşamak istiyoruz" yazıyor 

Örgütün Mısır'da yaşayan kurucusu Rami Aman, İsrail gazetesi Haaretz'e şöyle konuştu:

İsraillilere, çektiği tüm acılara rağmen Filistinlilerin de 'öteki'nin insanlığını tanıdığını göstermek istedik. Şiddeti meşru kılmayı asla düşünmedik, Filistinlilerin ölümleri kutladığı fikrine karşı çıkmayı hedefliyoruz. Gazze halkı bu savaşın bitmesini, İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını istiyor.

Aman, Gazze Şeridi'nin nüfusuna işaret ederek "7 Ekim'de yaşananlar, 2,5 milyon kişinin ölümünü meşrulaştıramaz. Mesajımız duymak isteyen her İsrailliye ulaştı. Fotoğraflar ve mesajlar beklediğimizden daha çok yayıldı" dedi. 

2010'de kurulan Gazze Gençlik Komitesi, 500'ü aşkın aktif üyesinin olduğunu bildiriyor. 

Sosyal medyada İsraillilerin "Bu bana barış umudu verdi" ve "Irkçılık ve korku dolu bir gerçekliğe üflenen taze bir nefes" gibi yorumlar yaptığı görüldü. 

Gazze Gençlik Komitesi'nin Hamas gibi örgütler tarafından hedef alınmasından korkanlarsa "Onlar kendilerini tehlikeye atmadı mı?" ve "Cesur adamlar. Umudun kazanmasını sağlamalıyız" gibi ifadeler kullandı. 

Diğer yandan bu mesajı samimi bulmayanlar da var: 

Bu, Hamas'ın psikolojik savaş hamlesi. Bebekleri ve çocukları öldürdüler ve şimdi onların fotoğraflarıyla birlikte acınası biçimde boy gösteriyorlar.

Gazze Gençlik Komitesi'nin kurucularından Aman, İsrail'in kamu yayımcısı Kan'ın da aralarında bulunduğu medya kuruluşlarının bunu Hamas'a karşı bir eylem gibi lanse etmesinden rahatsız olduğunu da söyledi. 

Amaçlarının İsrail'deki ailelere seslenmek olduğunu vurgulayan Aman, "Son 10 yılda Hamas'a karşı lafını sakınmayanlar ya Gazze'yi terk etmeye zorlandı ya da kendilerine uygulanan siyasi baskıları kullanarak yurtdışına iltica etti" demeyi de ihmal etmedi.

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı.

Hamas öncülüğündeki örgütlerin 7 Ekim 2023'te düzenlediği saldırılar, 1219 kişinin ölümüne neden olmuştu. 251 rehineden 49'u hâlâ Gazze'de. İsrail ordusu bunlardan 27'sinin öldüğünü bildiriyor. 

Independent Türkçe, Haaretz, AFP