Petrol tankerinin akıbetiyle ilgili belirsizlik Umman Denizi'nde endişelere neden oldu

İngiliz kaynaklar, petrol tankerinin İran destekli güçler tarafından alıkonulduğunu öne sürdü... DMO iddiayı reddetti... İsrail Başbakanı Bennett, uluslararası eyleme odaklanmasına rağmen Tahran'ı tehdit etmeye devam ediyor

İsrail Zodiac Maritime Şirketi tarafından işletilen Liberya bandıralı Mercer Street isimli petrol tankeri dün Umman açıklarında Birleşik Arap Emirlikleri'nin Fuceyra Limanı yakınlarında saldırıya uğradı (Reuters)
İsrail Zodiac Maritime Şirketi tarafından işletilen Liberya bandıralı Mercer Street isimli petrol tankeri dün Umman açıklarında Birleşik Arap Emirlikleri'nin Fuceyra Limanı yakınlarında saldırıya uğradı (Reuters)
TT

Petrol tankerinin akıbetiyle ilgili belirsizlik Umman Denizi'nde endişelere neden oldu

İsrail Zodiac Maritime Şirketi tarafından işletilen Liberya bandıralı Mercer Street isimli petrol tankeri dün Umman açıklarında Birleşik Arap Emirlikleri'nin Fuceyra Limanı yakınlarında saldırıya uğradı (Reuters)
İsrail Zodiac Maritime Şirketi tarafından işletilen Liberya bandıralı Mercer Street isimli petrol tankeri dün Umman açıklarında Birleşik Arap Emirlikleri'nin Fuceyra Limanı yakınlarında saldırıya uğradı (Reuters)

Dün bir petrol tankerinin kaybolmasının ardından Umman Körfezi'nde seyrüsefer güvenliğine ilişkin endişeler artarken, denizcilik verilerine göre en az 5 petrol tankeri otomatik tanımlama sistemini (AIS) ‘komuta altında değil’ olarak güncelledi. Üç deniz güvenliği kaynağı, İngiltere Deniz Ticareti Kurumu’nun (UKMTO), tankerlerin kaçırılmış olabileceği uyarısında bulunmasının ardından İran destekli güçlerin Körfez'de Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) açıklarında bir petrol tankerine el koyduklarını öne sürdüğünü belirttiler. Bu gelişme, geçtiğimiz hafta İsrailli bir şirket tarafından işletilen bir petrol tankerine düzenlenen saldırının ardından bölgedeki gerilimi artırdı.
The Times tarafından benzer bir haberin yayınlanmasından birkaç dakika sonra Reuters’ın iki kaynaktan aktardığı bilgilere göre İran destekli güçler tarafından Fucayra kıyılarında el konulduğu ileri sürülen geminin Asphalt Princess tankeri olduğuna inanılıyor.
Fransız Haber Ajansı (AFP) ise UKMTO’dan alıntı yaparak, BAE kıyılarındaki bir geminin kaçırılmış olabileceğini bildirdi. UKMTO daha önce BAE kıyılarında ‘bir kaçırılma olayının meydana gelmiş olabileceğini’ bildirmişti. Kaynaklardan ikisi, bu geminin Panama bandıralı asfalt tankeri Asphalt Princess olduğunu ileri sürdü. Kaynaklara göre olay, Umman Denizi’nde dünyanın deniz yoluyla yapılan petrol ihracatı taşımacılığını yapan yaklaşık her beş gemiden birinin içinden geçtiği Hürmüz Boğazı'na giden bir bölgede meydana geldi.
UKMTO, Fuceyra kıyılarının yaklaşık 61 deniz mili doğusundaki bölgeden geçen gemilere son derece dikkatli olmalarını tavsiye eden bir not gönderdi. Öte yandan Refinitiv gemi izleme verileri dün öğleden sonra Fuceyra açıklarında aşağı yukarı aynı konumda bulunan Singapur bandralı kimyasal tankeri Golden Brilliant’ın AIS’sini ‘komuta altında değil’ şeklinde güncellediğini gösterdi. Bu güncelleme, geminin istisnai durumlardan dolayı manevra yapamayacağını gösteriyor.
Reuters, dün öğleden sonra BAE ile İran arasındaki bölgede en az 5 geminin, Refinitiv gemi izleme verilerine göre AIS’lerini ‘komuta altında değil’ olarak güncellediğini bildirdi. Bu arada Associated Press (AP) tarafından bildirilen hava verilerine göre Umman Hava Kuvvetlerine ait bir Airbus C-295 MPA uçağı, tankerlerin üzerinde uçuş gerçekleştirdi.
Hassas denizcilik seyrüsefer bölgesindeki bu gelişme, bir Japon şirketine ait olan ve İsrail Zodiac Maritime Şirketi tarafından işletilen Liberya bandıralı Mercer Street tankerini hedef alan ve biri İngiliz, biri Rumen olmak üzere iki denizcinin ölümüyle sonuçlanan saldırıdan 5 gün sonra gerçekleşti. ABD, İngiltere ve İsrail, İran’ı şüpheli saldırıyı İran yapımı insansız hava aracıyla (İHA) gerçekleştirmekle suçladı. Geçtiğimiz Perşembe günü saldırıya uğrayan petrol tankeri, Pazartesi akşamı BAE'nin Fuceyra Limanı’na getirildi.
Öte yandan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, bölgedeki güvenlik gelişmeleri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Haberleri ‘şüpheli’ olarak nitelendiren Hatibzade, ‘siyasi amaçlarla belli bir atmosfer üretilmeye çalışıldığı’ uyarısında bulundu. Ülkesinin bu alanda bölge ülkeleriyle iş birliğine hazır olduğunu ifade eden Bakanlık Sözcüsü, İran Deniz Kuvvetleri’nin bölgeye yardım etmeye ve kurtarma çalışmalarına katılmaya hazır olduğunu söyledi. Hatibzade, “Deniz seyrüsefer sisteminde bir sorun olması durumunda İran İslam Cumhuriyeti destek vermeye ve konuyu değerlendirmeye hazırdır” dedi.
Bu açıklamadan yaklaşık bir saat sonra, İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), İran kuvvetlerinin veya müttefiklerinin BAE kıyılarında meydana gelen bir gemi olayına karıştığı iddialarını yalanladı. DMO, bu iddiaları, Tahran'a karşı ‘düşmanca bir eylem için üretilmiş bir bahane’ olarak gördü.

İsrail’den tepki
İsrail Başbakanı Naftali Bennett, dün olaydan saatler önce İran'a doğrudan bir mesaj göndererek, İsrail'in Umman açıklarında bir İsrail tankerine düzenlenen saldırının ardından İran'a karşı küresel eylemi harekete geçirdiğini vurguladı. Ancak Bennett daha sonra İran’ı ağır bir bedel ödetmekle tehdit ederek, İsrail’in gerektiğinde İran’a kendi başına cevap verebileceğini de sözlerine ekledi.
Bennett, Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi ve diğer kuvvet komutanlarıyla birlikte İsrail ordusunun Kuzey Komutanlığını ziyaretinde yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Gemi ve İran konusunda dünyayı bir araya getirmek için çalışıyoruz ama aynı zamanda yalnız hareket etmeyi de biliyoruz. İranlılar, Tahran'da barış içinde oturmanın ve oradan tüm Ortadoğu'yu yakmanın imkansız olduğunu anlamalı. Bitti. İran, biri güvenliğimizi tehdit ettiğinde bedelinin ne olduğunu çok iyi biliyor.”
Ziyareti sırasında Kochavi ile birlikte Kuzey Komutanlığı karargahını denetleyen Bennett, burada İsrail Kuzey Komutanlığı Komutanı Tuğgeneral Amir Baram ve İsrail ordusu Askeri Operasyonlar Komutanı Tuğgeneral Oded Basyuk'dan kuzey cephesindeki durumla ilgili bilgi aldı. Bennett açıklamasında, “İran'ın gemiye saldırısının hemen ardından istihbaratımızı ABD, İngiltere ve diğer ülkelerdeki dostlarımızla paylaştık. Olayın arkasında kimin olduğuna dair kimsenin şüphesi olmasa da emin olunması için somut deliller sağladık” ifadelerini kullandı.

NATO’dan İran’a çağrı
Bir diğer gelişmede ise Alman Haber Ajansı’nın (DPA) haberine göre NATO, Mercer Street petrol tankerine yapılan saldırının ardından İran'ı uluslararası yükümlülüklerine uymaya çağırdı.
NATO Sözcüsü Vekili Dylan White tarafından yapılan açıklamada, NATO’nun müttefikleri gibi Umman kıyılarında Mercer Street tankerini hedef alan son kanlı saldırıyı şiddetle kınadığı belirtilerek, “Romanya ve Birleşik Krallık'a uğradıkları kayıplardan dolayı taziyelerimizi iletiyoruz” denildi. Sözcü Vekili White açıklamada, “Seyrüsefer özgürlüğü tüm NATO üyeleri için hayati öneme sahiptir ve uluslararası hukuka uygun olarak korunmalıdır” dedi. NATO müttefiklerinin, İran'ın bölgedeki istikrarı bozan uygulamalarından endişe duyduklarını kaydeden White, Tahran'ı uluslararası yükümlülüklerine uymaya çağırdı.
Bir başka gelişme ise ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın ‘ticari gemiciliğe karşı açıkça kabul edilemez ve çirkin bir saldırı’ olarak nitelediği saldırıya ‘ortak yanıt’ verileceğini söyledi. Blinken, Pazartesi akşamı gazetecilere yaptığı açıklamada, “Kapsamlı bir soruşturmada bulunduk ve İran'ın bu saldırıyı gerçekleştirdiğinden eminiz” ifadelerini kullandı.
AFP’nin haberine göre ABD Dışişleri Bakanı Blinken, gazetecilere şunları söyledi:
“İran'ın aylardır deniz taşımacılığı dahil bir dizi eylemlerde bulunduğunu gördük. Bu nedenle, bu son hamlenin yeni bir durumu temsil edip etmediğinden ya da bir şekilde yeni hükümetin (doğasının) habercisi olup olmadığından emin değilim. Ancak olay,  İran'ın, bu durumda, denizciliği ve ticaret yollarını tehdit etmeye ve yalnızca uluslararası sularda ticari geçiş yapan masum denizcilere karşı son derece sorumsuzca hareket etmeye devam ettiğini gösteriyor.”
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki ise Pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında, gemi saldırısının ardından İsrail'in İran'a misillemede bulunma olasılığına ilişkin bir soruyu, “İsrail egemen bir ülkedir ve kendi kararlarını kendisi verecektir” diyerek yanıtladı. Psaki, “Nükleer anlaşma ile ilgili müzakerelere katılımımız açısından, elbette bir karar vermemiz gerekiyor. İran'dan gelen her zorluk ve tehditle birlikte, İran'ın sınırsız nükleer programının daha da netleştiğini ve tehlikeli bir hale geldiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

 


Suudi Arabistan, güvenlik konusundaki uzmanlığını Suriye heyetiyle paylaştı

Suriye heyetine Suudi Arabistan'daki güvenlik hizmetlerinin deneyimi hakkında bilgi verildi (SPA)
Suriye heyetine Suudi Arabistan'daki güvenlik hizmetlerinin deneyimi hakkında bilgi verildi (SPA)
TT

Suudi Arabistan, güvenlik konusundaki uzmanlığını Suriye heyetiyle paylaştı

Suriye heyetine Suudi Arabistan'daki güvenlik hizmetlerinin deneyimi hakkında bilgi verildi (SPA)
Suriye heyetine Suudi Arabistan'daki güvenlik hizmetlerinin deneyimi hakkında bilgi verildi (SPA)

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı, Krallığın güvenlik birimlerinin deneyimlerini öğrenmek ve uzmanlıklarından faydalanmak üzere 14-16 Nisan tarihleri arasında Suriyeli bir güvenlik heyetini ağırladı.

Bu adım Riyad'ın Suriye'de egemenlik, bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü koruyacak şekilde güvenlik ve istikrarın sağlanması için Suriye hükümetini destekleme çabalarının bir parçası olarak atıldı.

Suriye İçişleri Bakanlığı, resmi SANA haber ajansında yer alan açıklamasında, İçişleri Bakanlığı'ndan bir heyetin, "iki ülke arasında güvenlik ve polis alanlarındaki ikili iş birliğinin güçlendirilmesi çerçevesinde" yakın zamanda Riyad'a resmi ziyarette bulunduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre Bakanlık, "Ziyaretin amacı, Suudi güvenlik kurumlarının deneyimlerini öğrenmek ve ilgili güvenlik alanlarındaki ileri düzeydeki uzmanlıklarından yararlanmak, bunun Suriye'deki güvenlik sisteminin geliştirilmesine ve zorluklarla başa çıkma kabiliyetinin artırılmasına katkı sağlamak" ifadelerini kullandı.

Bu adımın, "iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi ve Suriye'nin, ulusal çıkarlara hizmet edecek ve bölgede güvenlik ve istikrarı sağlayacak şekilde ortak iş birliğini destekleme konusundaki istekliliği" bağlamında atıldığını kaydetti.

Şubat ayının başlarında Suudi Arabistan Veliaht Prensi Başbakan Muhammed bin Selman, göreve başlamasından sonra ilk yurtdışı ziyaretini gerçekleştiren Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı Riyad'da kabul etti.

Prens Muhammed bin Selman ve Eş-Şara, Suriye'deki son gelişmeleri ve ülkenin güvenlik ve istikrarını destekleme yollarını, ayrıca ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bunları çeşitli alanlarda güçlendirme fırsatlarını ele aldı.

Toplantının ardından Suriye Arap Haber Ajansı'nda (SANA) yer alan açıklamada, Şara, "Suriye'nin geleceğini inşa etmesinde samimi bir destek arzusu ve Suriye halkının iradesini, topraklarının birliğini ve bütünlüğünü destekleme konusunda istekliliği hissettik ve duyduk" dedi.

Suudi Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, bu yılın başlarında Riyad'da Suriye heyetiyle yaptığı görüşmenin ardından, "Suriye'nin istikrara kavuşması, ayağa kalkması ve kaynaklarından, özellikle de kardeş Suriye halkından yararlanmasının zamanı geldi" ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan Savunma Bakanı, "X" platformunda yaptığı paylaşımda, toplantıyı "verimli" olarak nitelendirerek şunları söyledi: "Suriye'deki kardeşlerimiz yıllarca süren savaşlardan, yıkımlardan ve zor yaşam koşullarından acı çektiler."

rr4t5y6
Suudi Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Suriye heyetiyle Riyad'da yaptığı görüşme sırasında, Ocak 2025 (SPA)

Suudi Arabistan 25 Şubat'ta Suriye Ulusal Diyalog Konferansı'nın toplanmasını memnuniyetle karşılayarak, konferansın Suriye halkının isteklerinin gerçekleştirilmesine ve ulusal birliğin güçlendirilmesine katkıda bulunmasını temenni etti.

Açıklamada, Suudi Arabistan'ın Suriye devlet kurumlarını inşa etme ve vatandaşları için istikrar ve refah sağlama çabalarına verdiği destek teyit edilirken, Suriye'nin güvenlik, istikrar, egemenlik, birlik ve toprak bütünlüğüne olan destek yinelendi.