Beyrut Limanı patlamasının birinci yıl dönümünde suçlamalar sürüyor

Patlamanın gerçekleştiği Beyrut Limanı’nın ve çevresinin bugünkü görüntüsü. (Reuters)
Patlamanın gerçekleştiği Beyrut Limanı’nın ve çevresinin bugünkü görüntüsü. (Reuters)
TT

Beyrut Limanı patlamasının birinci yıl dönümünde suçlamalar sürüyor

Patlamanın gerçekleştiği Beyrut Limanı’nın ve çevresinin bugünkü görüntüsü. (Reuters)
Patlamanın gerçekleştiği Beyrut Limanı’nın ve çevresinin bugünkü görüntüsü. (Reuters)

Beyrut Limanı patlamasının birinci yıl dönümünde politikacıların olayı siyasi olarak istismar etme suçlamaları sürüyor.
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, liman patlamasının yol açtığı ulusal yaranın “gerçeğin farkına varılmadıkça, tüm gerçekler veya eksiklikler ortaya çıkmadıkça iyileşmeyeceğini” söyledi. Berri açıklamasında adaletin, yargının bağımsızlığı ve anayasaların uygulanmasında yer alan bir hak olduğunu vurgulayarak şehitlerin davasını ve kanlarını nefret dolu siyasi, seçim veya mezhepsel değerlerin üzerine çıkarmak gerektiğini bildirdi. Berri, siyasi ve yasama konumu ne olursa olsun adaletten yana olduğunu belirterek patlamaya sebep olan ve başkent Beyrut’ta ölümlere yol açan amonyum nitratların kimler tarafından getirildiğinin bilinmesi gerektiğini vurguladı.
Lübnan eski Başbakanı Saad Hariri, Beyrut Limanı’nda geçtiğimiz yıl yaşanan patlamaya ilişkin şeffaf bir uluslararası soruşturma çağrısında bulunarak adaletin siyasi düellolardan ve siyasi yatırımlardan kurtarılması çağrısında bulundu.
Hariri açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“4 Ağustos 2020’deki patlamadan bir yıl sonra, devletin siyasi, adli, idari ve askeri kurumlardaki kayıp, inkar, ihmal durumunda kara bir leke var. Beyrut’u, halkını ve mahallelerini harap eden patlama, bundan etkilenen vatandaşların üzüntülerine karşı siyasi yatırım yapılacak bir platform değildir. Bu, seçim kampanyaları başlatmak ve Lübnan kamuoyuna rüşvet verme değil, adaleti siyasi düellolardan ve medya muhakemelerinden kurtarma günüdür.”
Yargı Konseyi’ne havale edilen suçların çoğunun siyasi olarak görmezden gelindiğini öne süren Hariri sözlerinin devamında şunları söyledi:
“Limanda işlenen suç, Lübnan tarihindeki tüm suçların anasıdır. Adaletsizliği tüm Lübnanlılar ve burada yaşamını yitiren kurbanların aileleri yaşıyor. Şeffaf bir uluslararası soruşturma açılmadan ya da en tepeden en aşağıya kadar herkesin dokunulmazlığını ortadan kaldırmak için bazı anayasa maddelerinin askıya alınması olmadan herhangi bir gerçek ortaya çıkmayacak.”
Başbakan Hassan Diyab da liman patlamasının ülkenin kusurlarını ortaya çıkardığını belirttiği açıklamasına şöyle devam etti:
“Bu, Lübnan'ı yiyen yolsuzluğun bir kısmını gün yüzüne çıkardı. Olay derin devletin belirtilerini, yolsuzluk devletinin görülmesini sağladı. Beyrut Limanı'ndaki 12 numaralı ambar Lübnan gerçeğini özetliyor. Beyrut Limanı'ndaki patlamayla ilgili gerçekler ortaya çıkmadığı sürece Lübnan'da adalet yerini bulmaz.Felaketle ilgili gerçekler tüm boyutlarıyla açıklanmadığı sürece Lübnanlıların kendilerini güvende hissetmeleri mümkün olmayacak. Felaketle ilgili gerçeklerin ortaya çıkması için de şu sorulara net cevaplar gerekir: Bu maddeler nereden geldi, neden ve nasıl 7 yıl boyunca orada tutuldu ve patlama nasıl oldu?”
Adaletin gerçeğin ortaya çıkması, sorumluların bulunması, şehitlerin kanının korunması ve yaralıların yaralarının sarılmasıyla sağlanabileceğini vurgulayan Diyab, Lübnan'ın geleceğini ve bekasını tehdit eden çok tehlikeli bir aşamadan geçtiğini, ülkeyi çöküşten kurtarmanın tek yolunun adaleti sağlamak olduğunun herkesçe bilindiğini vurguladı.



İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde 7 kilometre uzunluğundaki bir Hamas tünelini 20 bin metreküpten fazla yalıtım malzemesi pompalayarak kapattığını duyurdu

Gazze Şeridi'ndeki bir tünelde yürüyen İsrail askerleri (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki bir tünelde yürüyen İsrail askerleri (Reuters)
TT

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde 7 kilometre uzunluğundaki bir Hamas tünelini 20 bin metreküpten fazla yalıtım malzemesi pompalayarak kapattığını duyurdu

Gazze Şeridi'ndeki bir tünelde yürüyen İsrail askerleri (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki bir tünelde yürüyen İsrail askerleri (Reuters)

İsrail ordusu dün, Hamas'ın Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kullandığı 7 kilometre uzunluğundaki bir yeraltı tünelini kapattığını açıkladı.

Ordu, internet sitesinde yayınladığı açıklamada, Beyt Hanun bölgesinde gerçekleştirilen operasyon sırasında tünele ‘20 bin metreküpten fazla yalıtım malzemesi’ pompalandığını belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre Hamas, 2006 yılında Gazze Şeridi'nin kontrolünü ele geçirdiğinden beri, uzunluğu 45 kilometreyi geçmeyen ve genişliği 6 ila 14 kilometre arasında değişen kıyı şeridinin çeşitli yerlerinde kesişen geniş bir yeraltı tünel ağı kurdu. Savaşın patlak vermesinden önce tünellerin toplam uzunluğunun en az 500 kilometre olduğu söyleniyor.

Hamas mensupları tünelleri kaçakçılık ve savaş amaçlı kullanıyor. 7 Ekim 2023'te İsrail'in güney yerleşimlerine eşi benzeri görülmemiş bir saldırı düzenlediler. Söz konusu saldırıda yaklaşık bin 200 kişi öldü, 250 kişi ise esir alınarak Gazze Şeridi'ne götürüldü.

İsrail'in 7 Ekim saldırısının ardından başlattığı askeri harekatla Hamas'ın gücü büyük ölçüde zayıflasa da, Hamas mensupları kontrol ettikleri topraklarda tünelleri direnişçi nakli, silah ve gıda depolama amacıyla kullanmaya devam ediyor.

Tüneller, komuta merkezleri ve Hamas'ın karargahının bulunduğu zırhlı sığınaklara bağlı.

İsrail, kalan bazı esirlerin Gazze şehri ve Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki mülteci kamplarının altındaki tünellerde tutulduğunu düşünüyor.

Kapatılan tünel, bir süredir İsrail güçlerinin kontrolü altında olan İsrail sınırına yakın bir bölgede bulunuyor.