Kuzey Kore, bölgeye savaş gemileri konuşlandıracağını açıklayan Birleşik Krallık'a tepki gösterdi: "Siz Brexit'e odaklanın"

HMS Queen Elizabeth uçak gemisi, 27 Mayıs'ta Portekiz açıklarındaydı (Reuters)
HMS Queen Elizabeth uçak gemisi, 27 Mayıs'ta Portekiz açıklarındaydı (Reuters)
TT

Kuzey Kore, bölgeye savaş gemileri konuşlandıracağını açıklayan Birleşik Krallık'a tepki gösterdi: "Siz Brexit'e odaklanın"

HMS Queen Elizabeth uçak gemisi, 27 Mayıs'ta Portekiz açıklarındaydı (Reuters)
HMS Queen Elizabeth uçak gemisi, 27 Mayıs'ta Portekiz açıklarındaydı (Reuters)

Kuzey Kore, Asya-Pasifik bölgesinde kalıcı olarak iki savaş gemisini konuşlandıracağını açıklayan Birleşik Krallık'a (BK) tepki gösterdi.
Dışişleri Bakanlığı'ndan salı günü yapılan açıklamada, BK'nin kararı kınandı ve Londra'nın "azalan saygınlığını düzeltmek" yerine Brexit'e odaklanmasının daha iyi olacağı kaydedildi.
Yetkililer, BK'nin eylemlerini "tehlikeli" ve "provokatif" diye niteledi:
"Asya-Pasifik bölgesine savaş gemilerini göndererek durumu kötüleştiren BK, 'tehdidimizi' bahane ediyor."
Açıklamada Kuzey Kore ve Çin'in, Güney Kore ve Japonya'yı bölgede izole etmek için birlikte çalıştığı yönünde "saçma bir fikirden" yola çıkarak hareket edildiği öne sürüldü.
Kuzey Kore, BK'nin hamlesinin "Küresel Britanya" inşa etme amacı taşıdığını iddia etti.
BK, F-35 hayalet uçakları taşıyan HMS Queen Elizabeth uçak gemisinin, kendisine eşlik edecek iki destroyer, iki firkateyn ve iki destek gemisiyle Güney Çin Denizi'nden geçerek Japonya'ya gideceğini iki hafta önce açıklamıştı.
BK gemilerinin ABD, Avustralya, Fransa, Japonya, Yeni Zelanda, ve Güney Kore'yle Filipinler Denizi'nde askeri tatbikat yapması planlanıyor. Bunun ardındansa HMS Spey ve HMS Tamar, Asya sularında konuşlanacak. Gemiler şu an Japonya'ya doğru hareket halinde.
Almanya da 20 yıl sonra ilk kez Güney Çin Denizi'ne bir savaş gemisi gönderme kararı aldı. Yetkililer, Bayern adlı fırkateynin Avustralya, Japonya, Güney Kore ve Vietnam'a gideceğini 2 Ağustos'ta duyurdu. Geminin aralık ortasında Güney Çin Denizi'nden geçmesi bekleniyor.

Çin'in iddiaları
Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki egemenlik hakkı iddiaları, bölgedeki ülkelerin arasındaki gerilimi artırıyor. Hollanda'nın Lahey kentindeki Daimi Hakemlik Mahkemesi 12 Temmuz 2016'da, Çin'in iddialarının hukuka aykırı olduğuna hükmetse de Pekin, kararı tanımadığını açıklamıştı.
Kaynak bakımından zengin Paracel Adaları ve çevresi üzerinde Tayvan ve Vietnam da hak iddia ediyor. Üç taraf da bölgeye bir askeri geminin girişi için izin alınmasını veya haber verilmesini istiyor.
Çin, Doğu Çin Denizi'nde Japonya'nın kontrol ettiği Senkaku Adaları üzerinde de hak talep ediyor. Bu yılın şubat ayında Çin'e ait iki gemi tartışmalı adalara yaklaşmış, Tokyo "kabul edilemez" diye nitelediği ihlali protesto etmişti.
 
Independent Türkçe, RT, Reuters

 


Birleşmiş Milletler: 138 milyon çocuk zorlu ve tehlikeli koşullarda çalışıyor

 İki Bangladeşli çocuk, küçük bir tekne ile Boriganga Nehri'nden çöp toplamaya çalışıyor (EPA)
İki Bangladeşli çocuk, küçük bir tekne ile Boriganga Nehri'nden çöp toplamaya çalışıyor (EPA)
TT

Birleşmiş Milletler: 138 milyon çocuk zorlu ve tehlikeli koşullarda çalışıyor

 İki Bangladeşli çocuk, küçük bir tekne ile Boriganga Nehri'nden çöp toplamaya çalışıyor (EPA)
İki Bangladeşli çocuk, küçük bir tekne ile Boriganga Nehri'nden çöp toplamaya çalışıyor (EPA)

Birleşmiş Milletler dün yaptığı açıklamada, 2024 yılında dünya çapında yaklaşık 138 milyon çocuğun tarlalarda ve fabrikalarda çalıştığını açıkladı ve mevcut yavaş ilerlemeyle çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılmasının yüzlerce yıl sürebileceği uyarısında bulundu.

Fransız Haber Ajansı'nın (AFP) haberine göre 10 yıl önce, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin kabul edilmesiyle, dünya ülkeleri 2025 yılına kadar çocuk işçiliğini ortadan kaldırmak gibi iddialı bir hedef benimsemişti.

UNICEF ve Uluslararası Çalışma Örgütü ortak raporunda, “Süre doldu... ama çocuk işçiliği sona ermedi” ifadesini kullandı.

Geçen yıl, 5 ila 17 yaşları arasındaki 137,6 milyon çocuk çalışıyordu; bu, her 4 yılda bir yayınlanan verilere göre bu yaş grubundaki toplam çocukların yaklaşık yüzde 7,8'ine tekabül ediyor.

Bu rakamın büyüklüğüne rağmen, 2000 yılında 246 milyon çocuğun, çoğu yoksul ailelerine yardım etmek için çalışmak zorunda kaldığı düşünülürse, yine de bir azalma olduğu söylenebilir.

2016 ile 2020 yılları arasında endişe verici artışın ardından, bu eğilim tersine dönerek 2024 yılında çalışan çocukların sayısı önceki dört yıla kıyasla 20 milyon azaldı.

UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell, zorla çalıştırılan çocukların sayısında “önemli ilerleme” kaydedildiğini, ancak “hala çok sayıda çocuğun madenlerde, fabrikalarda ve tarlalarda çalışmak zorunda olduğunu ve çoğu zaman hayatta kalmak için tehlikeli işler yaptığını” ifade etti.

Rapora göre, 2024 yılında çalışan yaklaşık 138 milyon çocuğun yüzde 40'ı, “sağlıklarını, güvenliklerini veya gelişimlerini tehlikeye atabilecek” çok tehlikeli işlerde çalışıyordu.

Bazı umut verici işaretlere rağmen, Uluslararası Çalışma Örgütü Genel Direktörü Gilbert Houngbo, “Çocuk işçiliğini ortadan kaldırma hedefimize ulaşmak için önümüzde hala uzun bir yol olduğunu unutmamalıyız” dedi.

Yüzde 61'i tarımda

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre UNICEF uzmanı Claudia Caba yaptığı açıklamada, çocuk işçiliğinin mevcut azalma hızıyla ortadan kaldırılmasının “yüzlerce yıl” süreceğini belirtti. Caba, ülkelerin 2000 yılından bu yana kaydedilen ilerlemeyi dört katına çıkarsa bile, “2060 yılına kadar” hedefe ulaşılamayacağını ifade etti.

Raporda, en küçük yaş grubundaki çocuklarda ilerlemenin çok yavaş olduğu sonucuna varıldı. Geçen yıl, 5 ila 11 yaşları arasındaki yaklaşık 80 milyon çocuk çalışıyordu; bu, bu yaş grubundaki çocukların yaklaşık %8,2'sine tekabül ediyor.

Bununla birlikte, Caba, çocuk işçiliğini azaltan toplumsal faktörlerin iyi bilindiğini ve bunların başında ücretsiz ve zorunlu eğitimin geldiğini, bunların sadece çocukları çocuk işçiliğinden kurtarmakla kalmayıp, “büyüdüklerinde tehlikeli veya uygun olmayan çalışma koşullarından da koruduğunu” söylüyor.

Başka bir faktör ise “sosyal korumanın yaygınlaştırılması”nın, yoksul aileler ve topluluklar için bir telafi veya yük hafifletme aracı olmasıdır.

Ancak UNICEF Genel Müdürü Catherine Russell, uluslararası örgütlere sağlanan fon kesintilerinin "zorlukla elde edilen kazanımları geriye götürme tehlikesi taşıdığını" söyledi.

Raporda, tarım sektörünün çocuk işçiliğinin en yaygın olduğu sektör olduğu (toplam vakaların %61'i), bunu ev işleri ve diğer hizmetler (%27) ve sanayi (yüzde 13, madencilik ve imalat dahil) izlediği belirtilmekte.

“Sahra Altı Afrika” bölgesi, yaklaşık 87 milyon çocuk işçiyle en çok etkilenen bölge olmaya devam etmektedir.

Asya ve Pasifik bölgesi ise en büyük ilerlemeyi kaydederek, çalışan çocukların sayısı 2000 yılında 49 milyondan 2024 yılında 28 milyona düşmüştür.