İsrail nüfusunun en yoksul kesimi: Negev Arapları

Resmi bir rapora göre sıralamada Negev Arapları’ndan sonra Ultra Ortodoks Yahudiler ve Etiyopya Yahudileri yer alıyor.

Negev'de yaşayan Bedevi köyü Savanin'deki öğrenciler (AFP)
Negev'de yaşayan Bedevi köyü Savanin'deki öğrenciler (AFP)
TT

İsrail nüfusunun en yoksul kesimi: Negev Arapları

Negev'de yaşayan Bedevi köyü Savanin'deki öğrenciler (AFP)
Negev'de yaşayan Bedevi köyü Savanin'deki öğrenciler (AFP)

İsrail Devlet Denetçisi Matanyahu Englman tarafından dün (Çarşamba) yayınlanan resmi bir raporda, genel olarak bedevi Arapların, özellikle ülkenin güneyinde yaşayan Negev (Necef) Arapları, ardından Etiyopya Yahudileri ve Ultra Ortodoks Yahudiler’in (Harediler), otoritenin ihmaline ve devlet kurumlarında güven eksikliğine maruz kalan İsrail’in en yoksul kesimi oldukları kaydedildi.
Rapor, Binyamin Netanyahu hükümetlerinin, 13 yıl boyunca devlet hizmetlerinde Arap toplumunun temsiline ilişkin belirledikleri nicel hedefi güncellemedikleri için Arap toplumunun devlet dairelerinde temsili alanında Araplar arasında ayrımcılığı sürdürme politikasını eleştirdi. Bu topluluklar, nüfusun yüzde 21'ini oluşturmalarına rağmen devlet hizmetlerindeki yüzdeleri yüzde 10'u geçmiyor.
Dün devlet başkanına teslim edilen raporda, Negev'deki 268 bin Arap vatandaşının ve özellikle de tanınmayan köylerin 105 bin sakininin ayrımcılığa, ihmale ve otorite yokluğuna maruz kaldığı belirtildi. Aynı zamanda altyapı, elektrik, temiz su ve füzelere karşı uyarı sisteminin olmaması gibi hayatın çeşitli yönlerindeki bariz ihmaller nedeniyle birçoğu hayati tehlike altında yaşıyor.
Rapor bu koşullara örnek olarak el-Azazime Bedevi topluluğunu örnek göstererek, iki ilkokulda (el-Azazime A ve el-Azazime B) ve 13 anaokulunda yaklaşık 3 bin öğrenci olduğunu ve bunların tehlikeli bir sanayi bölgesindeki binalarda eğitim gördüğünü belirtti. Hükümetin havaya salınan gazlar ve kimyasallar nedeniyle eğitim kompleksini taşımaya karar verdiği ancak kararın uygulanmadığı ifade edildi. Söz konusu bölge Sanayi Konseyi (Neot Hovav) olarak biliniyor ve tehlikeli maddelerden yapılmış kimyasallar, böcek ilaçları ve diğer kimyasal ürünler üreten 20 fabrikayı içeriyor.
Ayrıca raporda, ekonomik ve sosyal durumu iyileştirmeyi vaat eden tüm hükümet kararları ve açıklamalarının ve beraberindeki kaynak tahsisinin, Negev'deki Arapların durumunu değiştirmediği ve onları İsrail'deki nüfusun en fakir kesimi haline getirdiği kaydedildi. Bu topluluklar hükümet hizmetlerinde bir yetkiye sahip değillerken, aynı zamanda resmi kurumlar kendi aralarında gerçek Bedevi nüfusu konusunda ihtilafa düşüyor.
Raporda, bu koşulların bireysel ve organize suçun büyümesi ve alevlenmesi, haraç ve vergi ücretlerinin yayılması için verimli bir zemin oluşturduğu belirtilirken, polisin ve tüm devlet kurumlarının prestijini kaybettiğine ve hükümet dairelerinin temsilcilerinin Bedevi topluluklarına ve bölgelerine girmeleri konusunda zorluk oluşturduğuna dikkat çekildi. Yasalarca yasaklanan çok eşlilik olgusunun yayılmasına karşı uyarıda bulunulan raporda, 10 binden fazla kadının ikinci, üçüncü ve hatta dördüncü eş olarak kayıtlı olduğu ve bu kadınların Batı Şeria'dan yasadışı yollarla getirildiği açıklandı. Yetkililerin bu duruma göz yumduğu ve sadece 18 davanın yargılandığı belirtildi.
Etiyopyalı Falaşa Yahudilerine de değinilen raporda şunlar kaydedildi:
“Bugün sayıları 155 bin 700 kişi ve nüfusun sadece yüzde 1,7'sini oluşturuyorlar. Ancak suç dünyasındaki yüzdeleri bundan 4 kat fazla. Eğitimliler arasındaki yüzdeleri ise yüzde birden azken, küçük ve orta sınıflarda bu yüzde 0,5'ten az. 2015 yılında polis tarafından vurulan genç yaştaki Demas Fekadeh nedeniyle polise ve diğer devlet kurumlarına güvenleri yok denecek kadar az ve bariz ırk ayrımcılığına maruz kalıyorlar.”
Nüfusun yüzde 12'sini oluşturan 1,2 milyonu aşan Haridiler’in ise, devlet memurları arasındaki payları yüzde 3'ü geçmiyor. Raporda bu topluluğun yüzde 43'ünün yoksulluk sınırının altında yaşıyor (bu yüzde genel olarak yüzde 11'i geçmiyor).



Gazze'de yetersiz beslenme nedeniyle çocuk ölümleri 66'ya yükseldi

İsrail'in Gazze'deki ablukası ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybeden Ahmed Tuleyb (Filistin Medya Merkezi
İsrail'in Gazze'deki ablukası ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybeden Ahmed Tuleyb (Filistin Medya Merkezi
TT

Gazze'de yetersiz beslenme nedeniyle çocuk ölümleri 66'ya yükseldi

İsrail'in Gazze'deki ablukası ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybeden Ahmed Tuleyb (Filistin Medya Merkezi
İsrail'in Gazze'deki ablukası ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybeden Ahmed Tuleyb (Filistin Medya Merkezi

Gazze'deki hükümet basın bürosu bugün, İsrail'in sınır kapılarını kapatmaya ve bebek maması girişini engellemeye devam etmesi nedeniyle, Gazze'de yetersiz beslenmeden dolayı ölen çocukların sayısının 66'ya yükseldiğini açıkladı.

Büro, yaptığı açıklamada, İsrail'in bu davranışını “savaş suçu ve insanlığa karşı suç” olarak nitelendirerek, “İsrail işgalinin, uluslararası insani hukuk ve Cenevre Sözleşmeleri'ni açıkça ihlal ederek, sivilleri, özellikle de çocukları yok etmek için açlığı bir silah olarak kullandığını” ortaya koyduğunu belirtti.

 İsrail'in Gazze'yi bombalamaya devam etmesi ve yardımların kendilerine ulaşmasını engellemesi nedeniyle yetersiz beslenmeden ölen Filistinli çocukların aileleri, Han Yunus'taki Nasır Tıbbi Kompleksi'nin dışında (DPA)İsrail'in Gazze'yi bombalamaya devam etmesi ve yardımların kendilerine ulaşmasını engellemesi nedeniyle yetersiz beslenmeden ölen Filistinli çocukların aileleri, Han Yunus'taki Nasır Tıbbi Kompleksi'nin dışında (DPA)

Açıklama, uluslararası toplum, Birleşmiş Milletler, Arap ve İslam ülkelerini İsrail'e baskı yapmaya ve geçişleri açarak gıda ve tıbbi yardımların girişine izin vermeye çağırdı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Ortadoğu Bölge Direktörü Hanan Balkhy bugün yaptığı açıklamada, WHO'nun Gazze ve Batı Şeria'daki sağlık krizinin derinleşmesinden büyük endişe duyduğunu belirterek, “Gazze'deki hastaneler yaralılarla dolup taşıyor, kan stokları azaldı ve laboratuvarlar tahrip edildi” ifadelerini kullandı.