Tunusun önde gelen isimleri ev hapsinde

Tunus'ta bir çok bakana, hakime ve iş insanına seyahat yasağı getirildi.

Tunus İçişleri Bakanlığı binası.
Tunus İçişleri Bakanlığı binası.
TT

Tunusun önde gelen isimleri ev hapsinde

Tunus İçişleri Bakanlığı binası.
Tunus İçişleri Bakanlığı binası.

Tunus resmi yargı ve güvenlik kaynakları, yeni İçişleri Bakanı Halid el-Yahyavi'nin  çıkardığı bir kararla eski bakanları, hakimleri ve tanınmış kişileri “yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma şüpheleri” ile ev hapsine aldırdığını aktardılar. Söz konusu isimler arasında yaklaşık yirmi yıldır yargının en üst düzeyinde görev yapan Tayyib Raşid ve Beşir Al-Akrimi, eski Ulaştırma ve İletişim Teknolojileri Bakanı Enver Maruf ve 2019 seçimleri öncesinde Çevre ve Yerel Yönetimler Bakanı olan Riyad El-Müehhar da bulunuyor.
Parlamento Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu Başkanı ve Kartaca Sarayı'na yakın isimlerden olan Halk Partisi lideri Bedreddin el-Kamudi, aralarında eski Başbakan Yusuf El-Şahid döneminde görev yapmış üst düzey yetkililerin de bulunduğu tanınmış birçok kişinin ev hapsine alındığını ve seyahat yasağı konulduğunu aktardı.
Avukatlar, soruşturmaya dahil olduğu bilinmeyen Yargıç İman el-Ubeydi de dahil olmak üzere bir çok isme yakın zamanda seyahat yasağı getirildiğini bildirdiler. Avukatlar, tutuklanan veya ev hapsine alınan kimseler hakkında başlatılan soruşturmaların 2011 öncesi ve sonrası dönemde görev yapan bazı büyük kaçakçıları, bakanları, politikacıları ve yöneticileri hedef aldığını aktardılar. Devlete ait gayrimenkullerde ve anlaşmalarda büyük çaplı yolsuzluğun yanı sıra mali ve idari suiistimallere dair soruşturma açılmasının beklendiğini kaydettiler. 
Davaların aynı zamanda merhum Cumhurbaşkanı El-Beci Kaid es-Sibsi ve başbakan Yusuf El-Şahid'in iktidarının son üç yılında, söz konusu dönemde ‘yolsuzluğa karşı savaş’ olarak isimlendirilen soruşturmalar kapsamında yetkililer tarafından mülklerine ve mali varlıklarına el konulan iş insanları ve politikacılarla ilgili ağır dosyaların yeniden açılmasını sağlaması bekleniyor.

‘Ekonomi hükümeti’
Yargı, insan hakları ve sendika örgütleri bir bildiri yayınlayarak yetkilileri hukuka ve insan haklarına saygı göstermeye, yeni ‘ekonomi hükümeti’nin oluşumunu ve başkanının belirlenmesi işlemlerini hızlandırmaya çağırdılar. Ayrıca Başbakan Hişam El-Meşişi, ardından da bakanlar, valiler ve üst düzey kadrolardan oluşan yaklaşık 15 kişinin cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile görevden alınmasına ve çoğu devlet kurumunun yaşadığı “siyasi ve idari boşluğa” son verilmesini istediler.
Sendikalar Genel Sekreteri Nureddin Tabubi ve Tunus Genel İşçi Sendikası Sözcüsü Sami Tahiri, Başkan Kays Said'e ekonomik ve sosyal önceliklere sahip bir hükümetin oluşumunu hızlandırması ve ülkeyi derinleşen siyasi, ekonomik ve sosyal krizden çıkarmak için izlenecek yol haritasını açıklaması için yeni bir çağrı yaptılar.
Tabubi, "Cumhurbaşkanı’nın kararları ve sivil toplum girişimleriyle olumlu etkileşim içerisindeyiz. Ancak hiçbir siyasi partiye açık çek vermiyoruz" dedi.

Sol geri döndü
Tunus solunun lideri ve İşçi Partisi Genel Sekreteri Hamma el-Hemmami, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, yakın zamanda İşçi Sendikası Genel Sekreteri ve siyasi ve insan hakları liderleriyle görüştüğünü ve kendilerinin ve birçok Tunuslu politikacı ve hukukçunun, "anayasaya ve seçim meşruiyetine karşı darbe" olarak gördükleri duruma karşı tutumları hakkında onları bilgilendirdiğini söyledi.
Hammami açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Nahda hareketinin siyasi ve toplumsal projesine en çok karşı çıkanlardan biri olduğumu herkes biliyor. Ülkedeki kötüleşen durumdan siyasi olarak onları sorumlu tutuyorum. Ancak 25 Temmuz protestolarından yaklaşık iki hafta sonra halen bir hükümet açıklanmamasının ve Meşişi hükümetinin devrilmesinin, durumun yeniden patlayabileceğini ve kontrolden çıkabileceğini gösteren olumsuz göstergeler arasında olduğunu düşünüyorum.”
Muhalefet lideri Ahmed Necib El-Şabi ve Tunus Projesi Partisi Başkanı Muhsin Merzuk dün, siyasi sınıfın kendisiyle etkileşime geçebilmesi için bir hükümetin ve yol haritasının acilen açıklanmasını istediler.
Ancak Halk Partisi lideri Bedreddin El-Kamudi, geçen yıl tartışmalara konu olan, İlyas el-Fahfah ve ardından Hişam el-Meşişi'yi hükümet başkanlığına getirme kararı nedeniyle muhalefet tarafından sert bir şekilde eleştirilen Cumhurbaşkanı Kays Said'in ekonomik, mali, sosyal, siyasi ve güvenlik sorunlarıyla karşılaşacak, bunun yanı sıra özellikle parlamentonun dondurulması ve Cumhuriyet Savcılığı’nın Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması hususlarında bazı muhafazakar başkentlerden baskılara maruz kalacak olan yeni hükümet başkanını seçmek için biraz zamana ihtiyacı olduğunu ifade etti.

Partilerin finanse edilmesi
Gözlemciler, Cumhurbaşkanı Kays Said'in iki haftadır parlamento ve muhalefetteki siyasi partilerin liderlerinden herhangi biriyle yüz yüze görüşmediğini, sadece kısa bir süre için sendika ve sivil toplum temsilcilerini kabul ettiğini aktardılar.
Said bu tutumu ile tekrar tekrar ifade ettiği ve ‘partilerin ve geleneksel temsil biçimlerinin modasının geçmiş olduğunu’ söylediği eski tavrını yeniden hayata geçirmiş oldu.
Said, son açıklamalarında isim vermeden bazı partileri, siyasi ve parlamenter liderleri mali yolsuzluk yapmakla suçlarken, yolsuzluk yapanlarla ve onlarla ittifak kuranlarla diyalog kurmayacağını söyledi. Bu ifadeleri ile 2019 seçim kampanyaları sırasında dış finansman almakla suçladığı Tunus’un Kalbi Hareketi’ne ve Nahda Hareketi’ne işaret etti.
Ancak iki partinin liderleri suçlamalardan aklandı. Nahda dün, Tunus'taki liderliğinin ve resmi şubelerinin 2019 veya bu yılki seçimler sırasında küresel bir iletişim ve halkla ilişkiler ajansı ile sözleşme yaptığı iddialarını kabul etmedi.
Ancak Yargı Başkanlığı Sözcüsü dün yaptığı açıklamada, "Cumhuriyet Savcılığı, 2019 yasama seçimlerindeki lobi sözleşmeleri ile ilgili yeni bir soruşturma açılmasına veya konunun mevcut davaya dahil edilmesine karar vermek için gerekli soruşturmaları yürütüyor" dedi.
Tunus, Mısır ve Körfez medyası, Nahda hareketi’nin Burson Cohen & Wolfe Ajansı ile 29 Temmuz 2021'de imzaladığı belirtilen 30 bin dolarlık bir sözleşmeye ilişkin bilgileri ve belgeleri yayınlamaya devam ediyor. Sözleşmeye göre Ajans, partinin ABD’deki kilit aktörlerle iletişimini kolaylaştıracak, medya desteği sağlayacak ve stratejik iletişim tavsiyesi verecekti.
İnsan hakları savunucusu ve 2012 ve 2013 yıllarında Cumhurbaşkanlığı’nda Bakanlık Müşavirliği yapan İmad el-Daimi başkanlığındaki Sansür Gözlemevi, dosyalar yayınlayarak Hişam El-Meşişi hükümetindeki yetkililere karşı dava açtı.Çok sayıda şirket ve iş adamının yararına “mali imtiyazlar ve yasa dışı kolaylıklar sağlama suçlamaları yöneltti.



Gazze ateşkesi: Anlaşmanın imzalanacağına dair sinyaller artıyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda yaralanan ve tedavisi altına alınan küçük bir kız çocuğu (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda yaralanan ve tedavisi altına alınan küçük bir kız çocuğu (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Anlaşmanın imzalanacağına dair sinyaller artıyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda yaralanan ve tedavisi altına alınan küçük bir kız çocuğu (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda yaralanan ve tedavisi altına alınan küçük bir kız çocuğu (AFP)

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes müzakereleri, arabulucu ABD'nin Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes için sunduğu yeni öneriyle yeni bir aşamaya girdi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın yaptığı açıklamada, ilk kez Hamas'ın talep ettiği savaşın sona erdirilmesi konusunun tartışılacağı vurgulanırken Hamas’ın öneriyi kabul etmesi gerektiği, aksi takdirde durumun daha da kötüye gideceği belirtildi. Şarku’l Avsat’a konuşan Hamas liderlerinden biri, bu sözlerin müzakerelere ivme kazandırdığını ve ABD tarafından İsrail üzerinde gerçek bir baskısı oluşturulması durumunda bir ateşkes anlaşması imzalanabileceğine dair yeni bir işaret taşıdığını söyledi.

Hamas Hareketi tarafından dün yazılı olarak yapılan basın açıklamasında, arabulucu kardeş ülkelerin, savaşan taraflar arasındaki uçurumun kapatılması, bir çerçeve anlaşmaya varılması ve ciddi müzakerelerin başlatılması için yoğun çaba sarf ettikleri belirtildi. Açıklamada Hamas’ın yüksek sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini ve arabulucuların önerilerini tartışmak üzere ulusal istişareler yürüttüğünü, saldırıların sona erdirilmesi, geri çekilmenin sağlanması ve Gazze Şeridi'ndeki halkımızın acil olarak yardım alması için bir anlaşmaya varılması için çalıştığını vurguladı.

gthy
Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda ölen Filistinlilerin cenaze töreninde yakınlarını kaybedenlerin gözyaşları ve feryatları (AFP)

Hamas'tan üst düzey bir yetkili dün Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, müzakere masasında, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un daha önce önerdiği çerçeve anlaşmasını içeren ve Katar'ın arabuluculuğunda üzerinde değişiklikler yapılan bir öneri olduğunu ve bu önerinin 60 günlük bir ateşkes ve bu süre içinde savaşı tamamen sona erdirecek bir anlaşma sağlanmasını öngördüğünü söyledi.

Hamas’ın İsrail'in Filistinlilere yönelik soykırımını sona erdirecek tüm önerilere açık olduğunu vurgulayan kaynak, Kahire'de bir Hamas heyetinin bulunduğunu belirterek, savaşın tamamen durdurulması, yardımların ulaştırılması ve İsrail'in Gazze'den çekilmesi olmak üzere üç temel talebin yerine getirilmesinin önemine dikkati çekti.

Hamas'ın şu anki tutumunu, Trump'ın Washington'da ABD’li ve İsrailli yetkililerle yaptığı toplantının ardından sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı, “İsrail, 60 günlük ateşkesin tamamlanması için gerekli şartları kabul etti ve bu süre zarfında savaşı sona erdirmek için tüm taraflarla birlikte çalışacağız” şeklindeki açıklamasından sonra sergilemeye başladı.

frgty
İsrail'in Han Yunus'un kuzeyindeki mülteci kampına düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Barışı sağlamak için yoğun çaba sarf eden arabulucular Katar ve Mısır’ın bu nihai öneriyi sunacaklarını söyleyen Trump, “Ortadoğu'nun iyiliği için Hamas'ın bu anlaşmayı kabul etmesini umuyorum. Aksi takdirde durum düzelmeyecek, hatta daha da kötüye gidecek” ifadelerini kullandı.

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Witkoff, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Başkan Yardımcısı JD Vance ve İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ile bir araya geldi.

İsrail gazetesi Haaretz, İsrailli bir kaynağın Dermer'in yeni öneriye insani yardım ve ateşkes süresince İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden kademeli olarak çekilmesini öngören maddeyi kabul ettiğini söylediğini bildirdi. Bunu ‘İsrail'in verdiği bir taviz’ olarak değerlendiren kaynak, buna karşın önerinin savaşı sona erdirmek için açık ve net bir taahhüt içermediğinin altını çizdi.

ABD Başkanı Trump salı günü gazetecilere yaptığı açıklamada, önümüzdeki hafta rehinelerin serbest bırakılması karşılığında ateşkes anlaşması sağlanmasını umduğunu söyledi. ABD merkezli haber sitesi Axios'a göre Trump, pazartesi günü Beyaz Saray'da Netanyahu ile görüşecek.

“Temel sorun”

Filistinli siyasi analist ve Hamas uzmanı İbrahim el-Medhun, mevcut bilgilere göre önerinin Hamas liderlerinin sınır dışı edilmesi veya silahlarının toplatılmasına ilişkin açık bir madde içermediğini söyledi. Medhun, “Öneri, ateşkesin sağlanmasına ve aşamalı bir takas anlaşmasının uygulanmasına odaklanıyor. Anlaşma, ilk günlerde sekiz rehinenin serbest bırakılmasıyla başlayacak ve 60’ıncı güne kadar aşamalı olarak devam edecek” dedi.

Ancak Medhun, Hamas’a göre önerinin savaşın kalıcı ve kapsamlı bir şekilde durdurulması için gerçek garantiler sunmaması ve özellikle Gazze Şeridi'ndeki felaketi ele almak için etkili bir insani protokolün uygulanmasını garanti etmemesi temel bir sorun teşkil ediyor.

cdfrgth
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde yer alan ve yerinden edilmiş kişilerin sığındığı UNRWA'ya ait bir okuldaki yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)

Hamas'ın bu konudaki tutumuna değinen Medhun, Hamas’ın devam eden girişimlere büyük bir ciddiyet ve açıklıkla yaklaşacağını ve anlaşmanın sağlanacağına dair işaretlerin artmasıyla birlikte şartlı bir esneklik sergilediğini düşünüyor. Medhun’a göre bu tutum, iki önceliğe dayanıyor. Bunlardan biri saldırıların tamamen durdurulması, ikincisi ise herhangi bir bahaneyle soykırım ve açlık politikasına geri dönülmeyeceğine dair gerçek garantiler verilmesi ve bunun süre dolduğunda kapsamlı bir anlaşmaya varılamaması durumunda da geçerli olması.

Medhun'a göre Hamas, aşamalı çözümleri kabul etmeye karşı değil, ancak bunun için ‘önce savaşın durdurulması, ardından saldırı sonrası düzenlemelere geçilmesi, şantaj veya askeri baskı yapılmaması’ gibi açık ve kesin şartlar konulması gerektiğini savunuyor.

Washington'ın müzakerelere başlamadan önce savaşın durdurulmasını şart koşarak İran meselesini ele aldığı önceki deneyiminin, bu konuda örnek alınabilecek bir model olduğunu vurgulayan Filistinli siyasi analist, “Bombardıman altında müzakere yapılamaz ve katliamlar devam ederken güven inşa edilemez” dedi.

Trump'ın savaşı sona erdireceğine dair sözleri müzakerelere ivme kazandırsa da bu sözlerin ötesine geçip somut adımlar atılması gerekiyor.

“Fırsat kaçırılmamalı”

İsrail'in tutumu da bu gelişmelerden uzak değildi. ABD Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar dün sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı bir paylaşımda, Gazze Şeridi'nde tutulan rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla bir anlaşmaya varılması için ‘bu fırsatın kaçırılmaması’ gerektiğini söyledi. İsrailli Bakan paylaşımında “Halkın ve hükümetin büyük çoğunluğu rehinelerin serbest bırakılmasına yol açacak bir anlaşmayı destekliyor. Böyle bir fırsat kaçırılmamalı” diye yazdı.

Eski muhalefet lideri Yair Lapid, dün X platformundaki hesabından Netanyahu'ya tüm rehineleri geri getirmesini tavsiye ederek, “(Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar) Ben-Gvir ve (Maliye Bakanı Bezalel) Smotrich'in 13 milletvekiline karşı durmak için, rehine anlaşması için 23 milletvekilini güvenlik ağı olarak kullanabilirsiniz. Hepsini şimdi evlerine geri getirmeliyiz” diye seslendi.

İsrail televizyonu Kanal 12’nin aktardığına göre Lapid, Ben-Gvir ve Smotrich'in, Gazze Şeridi'nde ateşkes ve esir takası anlaşmasının imzalanmasını engellemek için hükümet koalisyonu içinde ortak hareket etme niyetinde olduklarını belirtti.

İsrail'de hem iktidar hem de muhalefet tarafından ateşkesin önemi hakkında konuşulurken, medya da bu konuya büyük ilgi gösteriyor. İsrail Yayın Kurumu (IBA), İsrail'e sunulan yeni öneriye göre 60 günlük bir ateşkesin ilan edileceğini, ilk gün sekiz rehinenin serbest bırakılacağını ve 50’nci günde iki rehinenin daha serbest kalacağını aktardı.

Haaretz gazetesi ise, yeni esir takası anlaşması taslağında, 60 günlük ateşkes süresi içinde bir anlaşmaya varılamaması halinde, arabulucuların İsrail ile Hamas arasındaki müzakereleri nihai bir anlaşmaya varılana kadar sürdürmekle yükümlü olacağını belirten bir maddenin yer aldığını doğruladı.

Bu değişiklikler çerçevesinde Medhun, yakında bir anlaşmaya varılması olasılığını dışlamazken, aksine ABD'nin uluslararası bir irade ortaya koyması ve İsrail’e saldırılarını açıkça ve kesin olarak durdurması için baskı yapması halinde, ateşkes anlaşmasına varılmasının her zamankinden daha mümkün olduğunu düşünüyor.

O, topun artık arabulucuların, özellikle de ABD'nin sahasında olduğunu ve onların girişimlerinin sadece bir kriz yönetimi değil, savaşın sona ermesi ve yeni bir dönemin başlaması için bir kapı olduğunu kanıtlamaları gerektiğini düşünüyor.

Topun artık arabulucuların, özellikle de ABD'nin sahasında olduğunu söyleyen Medhun, arabulucuların girişimlerinin sadece bir kriz yönetimi değil, savaşın sona ermesi ve yeni bir dönemin başlaması için aralanacak bir kapı olduğunu kanıtlamaları gerektiğini vurguladı.