Kamışlı'daki kitap fuarında Kürtlerin siyasi kazanımları anlatılıyor

Şarku’l Avsat tercüme edilen yayınları ve komşu bir ülkeden etkinliğe katılan yayınevlerini yerinde gözlemledi.

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da açılan kitap fuarı. (Şarku'l Avsat)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da açılan kitap fuarı. (Şarku'l Avsat)
TT

Kamışlı'daki kitap fuarında Kürtlerin siyasi kazanımları anlatılıyor

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da açılan kitap fuarı. (Şarku'l Avsat)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da açılan kitap fuarı. (Şarku'l Avsat)

Dilan Hoşi adlı genç bir kadın, geleneksel kıyafetleriyle ve Kürt geleneksel müziğinin ritmine uygun bir biçimde Kürtçe yayınlar listesinin önünde duruyor. Elinde Selim Tammo'nun Kürtçe yazılmış "Akşamın Başlangıcı, Bir Hikaye" adlı kitap var. Bu kitap Diyarbakır'daki Dara yayınları tarafından basılmış. Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde düzenlenen kitap fuarına ilk kez yabancı ülkelerdeki Kürt yayınevleri katılıyor.
24 yaşındaki Dilan, "Kitap, bir ebeveynin çocuklarına yatmadan önce okuduğu Kürtçe 365 hikayeden oluşuyor. Bunlar 12 yaş ve üstü için uygun olan kahramanlık, mücadele ve sadakat hikayeleri. Kelile ve Dimne’yi andırıyor" açıklamasında bulundu. Yüzünde gülümsemeyle “Anadilimiz olan Kürtçe bir kitap okumak tarif edilemez bir duygu. Bu bir hayaldi ve gerçek oldu. Umarım ülkem Suriye'de ulusal haklarımızı elde ederiz” ifadesini kullandı.
"Kitap Hayatın Nabzıdır" sloganıyla, 44 yayınevinin, 130 bine yakın kitabın ve siyasi, edebi, kültürel ve çocuklara özel kitapların 13 bin farklı başlık altında tasnif edilmesiyle gerçekleşen Herkül Kitap Fuarı'nın beşinci oturumunun etkinlikleri düzenlendi. 29 Temmuz - 6 Ağustos tarihleri ​​arasındaki etkinlik tam bir hafta sürdü.
Hazırlık Komitesi üyesi Abdulmecid Halef, Şarku'l Avsat'a, yaptığı açıklamada serginin Kürtçe kitapların edinilmesi ve satın alınması açısından motive edici bir faktör olduğunu, bu nedenle Kürtçenin yayılmasına büyük katkıda bulunduğunu ve yerli ve yabancı yayınevlerinin Kürtçe edebi üretimi hakkında bilgi edinme fırsatı sağladığını söyledi. Ayrıca sergiye, Türkiye ve Irak'tan 10'dan fazla Kürt yayınevinin katıldığını, serginin düzenlenmesinin önündeki en büyük zorluğun sınır geçişlerinin kapatılması ve Arap ve Batı ülkelerinden katılımın sınırlandırılması olduğunu kaydetti.  Halef açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Pek çok yayınevi katılım için istek gönderdi. Ancak geçişlerin kapatıldığını ve Suriye’ye seyahatin kısıtlandığını öğrendikten sonra geri çekildiler.”
Fuar hazırlık komitesi, Suriye lirasının değer kaybetmesi ve satın alma gücünün azalması sebebiyle kitap alımını teşvik etmek amacıyla ücretsiz imza günleri düzenledi. Bazı yayınevleri de yüzde 40'a varan indirimler yaptı.
Fuara, yerel olanların yanı sıra Irak Türkiye, İran, Suriye ve Lübnan, Tunus ve BAE’den yayınevleri ile yayıncı Halid Nasıri’nin İtalyanca yayın yapan Mütevassıt yayınevi katıldı. Fuarın kültürel programları arasında entelektüel seminerler, şiir akşamları, edebi atölye çalışmaları ve kısa film gösterileri yer aldı.
Nakış Yayınları Direktörü Abdullah Şeyho, fuara ikinci yıl üst üste katıldıkları bilgisini verdiği açıklamasında bu yıl Arapça ve Kürtçe olarak yayınlanan 14 civarında yayına katkı sağladıklarını aktardı. Bunların en öne çıkanlarını ise şöyle sıraladı:
6 kitaptan oluşan Anarşist Kitaplar Serisi, İngilizceden Kürtçeye çevrilen bir hikaye kitabı olan “Uçmayı Düşleyen Tavuk” ve Afgan yazar Halid el-Hüseyni'nin “Bin Muhteşem Güneş” romanı.
Abdullah Şeyho sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kuveytli Han Yayınevi ile birlikte meşhur yazar Bahtiyar Ali'nin ‘Hüzünlü Kuşlar Sarayı’ adlı romanını Kürtçeden Arapçaya tercüme ettik. Tercüme, yazar İbrahim Halil tarafından yapıldı. Ayrıca ‘Kürtlerin Dağlardan Başka Dostu Yoktur’ adlı kitabı da İngilizceden Arapçaya tercüme ettik.”
Söz konusu katılımın, ülkede devam eden savaş koşullarında gerçekleştiğine dikkat çeken Şeyho, kültürel etkinliğin organizasyona ilişkin yaptığı değerlendirmede “Yayınevlerinin ve diğer katılımcı cenahların sınırlı katılımına rağmen sonuçta fuar Suriye’nin merkezindekilere kıyasla küçük bir şehirde gerçekleşti. Ancak çok iyi bir etki bıraktı” dedi.
Dikkat çekici bir diğer konu da Halid Nasıri’nin, çeviriler ve uluslararası romanlarla ilgilenen ve İtalyanca yayın yapan Mütevessıt Yayınevi’nin de fuara katılması oldu. Bu yıl yaklaşık 250 başlık altında fuara katılan Mütevessıt, en çok satan yayınevleri arasında yer aldı. Yayınevinin sergilediği eserler arasında “Suriye Solu”, “Halep Trajedileri”, “El Kaide’den DEAŞ’a Cihat Resimleri”, Suriyeli bir çevirmen olan Mensur Mimari’nin “Bir Teröristin İtirafları” ve yazar Samar Yazbek’in “On dokuz Suriyeli Kadın Anlatıyor” yer aldı.
20 yıldır çeviri alanında çalışan ve dört kitabı Kürtçeye, üç kitabı da Arapçaya çeviren çevirmen ve yazar İbrahim Halil de bu yılki oturuma Rus yazar Pyotr Kropotkin 'in Fransa'da sürgündeyken yazdığı ve kendisinin Arapçaya çevirdiği "Hüzünlü Kuşlar Sarayı" ve "Ekmeğin Fethi" isimli iki kitap ile katıldı.
Çeviri alanında çalışmaktan ve eserleri ana diline aktarmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren İbrahim Halil şunları söyledi:
“Bir kitabı Kürtçeye tercüme etmeyi bitirdiğimde kendimi harika hissediyorum. Kürt kütüphanesine bir başlık, bir kitap ekliyorum. Böylece Kürt mimarisine yeni bir tuğla eklemiş oluyorum.”
Bir kitabı Kürtçeden Arapçaya aktardığında duyduğu hisleri de “Kürt edebiyatını tanımaları için Arap okuyucu ile Kürtçe eserler arasında bir vesile oluyorum” diyerek ifade etti.



İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
TT

İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)

İsrail daha önce güvenlik yetkililerini hedef aldıktan sonra şimdi de Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü. Son olarak ‘Lübnan’da ve özellikle Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim ekipmanlarının konuşlandırılmasından sorumlu’ olduğunu söylediği bir kişiyi Sayda yakınlarındaki el-Gaziye bölgesinde aracını hedef alarak öldürdü. İsrail saldırısı sonucu araç tamamen yandı.

Lübnan-İsrail sınırına yaklaşık 50 kilometre mesafede bulunan el-Gaziye'nin hedef alınması, yolun kapanması nedeniyle güneyi kısa süreliğine izole etti. Bölge son savaş sırasında da birkaç kez vurulmuştu.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, ‘İsrail ordusunun Sayda-el-Gaziye yolunda bir araca düzenlediği saldırıda bir kişinin şehit olduğunu’ ve İsrail saldırılarında ölenlerin sayısının son bir hafta içinde altıya yükseldiğini bildirdi.

Öte yandan İsrail ordusu, ‘hava kuvvetlerine ait bir uçağın Sayda bölgesinde bir araca hassas mühimmatla saldırdığını ve Hizbullah mensubu Muhammed Cafer Menah Esad Abdullah’ın öldürüldüğünü’ açıkladı. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Öldürülen Hizbullah mensubu, İsrail devletine karşı terörist faaliyetlerde bulunuyordu ve Lübnan bölgesinde, özellikle de Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim cihazlarının konuşlandırılmasından sorumluydu” ifadesini kullandı. Adraee, Hizbullah mensubunun son dönemdeki faaliyetlerini ‘İsrail ile Lübnan arasındaki anlaşmaların ihlali ve İsrail devleti ile vatandaşlarına yönelik bir tehdit’ olarak değerlendirdi.

İsrail ordusu üç gün önce ‘Hizbullah'ın özel operasyonlar sistemindeki bir hücrenin’ komutanını ortadan kaldırdığını açıkladı.

Bu olay, İsrail bombardımanının güneydeki prefabrik evleri hedef almaya devam ettiği bir döneme denk geldi. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre, bir insansız hava aracı (İHA) perşembe gecesi hedef aldığı Lübnan'ın güneyindeki Muhaybib'deki prefabrik odaları tekrar hedef aldı. Genel olarak güney hava sahası İsrail savaş uçaklarının yoğun alçak irtifa uçuşlarına tanık oluyor.

İsrail ordusu Hizbullah'ı bölgedeki altyapısını rehabilite etmek için sivil tesisleri kullanmaya çalışmakla suçluyor. İsrail Ordu Sözcüsü geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Hizbullah'ın sivil altyapıyı istismar ettiğini ve Lübnanlıları canlı kalkan olarak kullandığını belirterek, İsrail ordusunun Hizbullah'ın yeteneklerini yeniden inşa etme ya da sivil örtü altında askeri olarak konumlanma girişimlerine karşı harekete geçeceğini vurguladı.

İsrail, Lübnan'ın güneyindeki sınır bölgesinde prefabrik evleri, sağlık merkezlerini, kasabalarına yerleşmeye çalışan bölge sakinlerini ve İsrail'in topçu ateşi ve bombardıman operasyonları sonucu bölgede oluşan enkazı kaldırmak için çalışan sivil araçları ve buldozerleri hedef almak da dâhil olmak üzere dört kısıtlama getirdi.

Hizbullah ile İsrail arasında geçtiğimiz kasım ayında ateşkes sağlanmasıyla sonuçlanan anlaşma, ordu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) İsrail sınırı yakınlarındaki konuşlanmalarını güçlendirmesi karşılığında Hizbullah savaşçılarının Güney Lübnan'daki Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeden çekilmesini ve buradaki askeri yapılarının dağıtılmasını öngörüyordu. Lübnan, uluslararası toplumu, İsrail'e saldırılarını durdurması ve anlaşma uyarınca 18 Şubat'ta sona eren sürenin ardından kuvvetlerini bulundurduğu beş ‘stratejik’ tepeden çekmesi için baskı yapmaya çağırıyor.