Michael Stipe: Losing My Religion'ın hit olmasını beklemiyordum

R.E.M 2011'de dağıldı (YouTube / remhq)
R.E.M 2011'de dağıldı (YouTube / remhq)
TT

Michael Stipe: Losing My Religion'ın hit olmasını beklemiyordum

R.E.M 2011'de dağıldı (YouTube / remhq)
R.E.M 2011'de dağıldı (YouTube / remhq)

Dünyaca ünlü R.E.M'in solisti Michael Stipe, grubun en popüler parçası "Losing My Religion" hakkında konuştu.
Stipe, parçanın bütün dünyada bu denli yayılmasını beklemediğini söyledi.
"Losing My Religion" 1991'de Out of Time adlı albümle piyasaya çıkmış ve Billboard Hot 100 listesinde 4 numaraya kadar yükselmişti.

Şarkının ismi, ABD'nin güneyinde yaşayanlar arasında sinir bozucu bir olay karşısında kullanılan bir ifade. "Losing My Religion" (Dinimi kaybetmek), anlamından dolayı, şarkının dinle ilgili olduğu düşünülse de durum böyle değil.
Solist daha önce "Kimileri parçanın dinle ilgili olduğunu düşünüyor. Halbuki bu, sadece aşık olmakla bir parça" demişti.
NME'nin aktardığına yeni röportajda da Stipe'a şarkının adı hakkında sorular yöneltildi.
"Aslında Georgia'da büyümedim. Orada doğdum. Çok seyahat ettim. Büyükannemin konuşma tarzının farkında değildim. Büyükannemin ne dediği hakkında Güneyli olmayan arkadaşlarımın hiçbir fikri yoktu. Buradan aldığım bazı ifadeler var" diyen Stipe, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eski bir ifade olan "Lost My Religion"ı [Dinimi Kaybettim] dönüştürüp "Losing My Religion" [Dinimi Kaybetmek] yaptım. Güneyde yaşayanlar "I almost lost my religion" [Neredeyse dinimi kaybettim] derdi. Bunu sonsuza kadar değiştirdim. Parçanın hit olmasını beklemiyordum."
"Losing My Religion," 1991 MTV Video Müzik Ödülleri'nde 9 dalda aday gösterilmişti. Parça, Yılın Videosu, En iyi Grup Videosu, Atılım Yapan Video, En İyi Sanat Yönetmenliği, En İyi Yönetmenlik ve En İyi Düzenleme ödüllerini kazanmıştı.
Independent Türkçe, NME, Shmoop, remhq



Düğmeye basıldı: Araştırmacılar hayvanlarla iletişim kurmanın yollarını arıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Düğmeye basıldı: Araştırmacılar hayvanlarla iletişim kurmanın yollarını arıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Hayvanların bilincini araştırmaya odaklanan ilk bilimsel kurum kurulurken, yapay zeka araştırmacıları insanların evcil hayvanlarıyla nasıl "konuşabileceğini" keşfetmeye hazırlanıyor.

Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu'ndaki (LSE) 4 milyon sterlinlik (yaklaşık 218 milyon TL) Jeremy Coller Hayvan Duyarlılığı Merkezi, insan dışı hayvanları çeşitli disiplinlerden uzmanlarla araştıran çalışmalarını 30 Eylül'de başlatacak.

Merkezin projeleri arasında, yapay zekanın insanların evcil hayvanlarıyla nasıl "konuşmasını" sağlayabileceğini incelemenin yanı sıra sürecin neresinde sorunlar çıkabileceğini ve potansiyel tehlikelerden nasıl kaçınılacağını araştıracak bir çalışma da yer alıyor.

Merkezin ilk direktörü Profesör Jonathan Birch, Guardian'a konuştu:

Evcil hayvanlarımızın insani özellikler göstermesini çok seviyoruz ve yapay zekanın ortaya çıkmasıyla, evcil hayvanınızın sizinle konuşabileceği yollar yepyeni bir seviyeye taşınacak. Ancak yapay zeka genellikle nesnel gerçekliğe dayanmak yerine kullanıcıyı memnun eden uydurma yanıtlar üretir. Bu, evcil hayvanların refahına uygulanırsa felaket olabilir. Hayvanlarla ilgili sorumlu ve etik yapay zeka kullanımını yöneten düzenlemelere acilen ihtiyacımız var. Bu alanda tam bir düzenleme eksikliği var. Merkez, dünya çapında kabul görecek etik kurallar geliştirmek istiyor.

Merkez, daha sonra küresel lobi faaliyetlerinde kullanılabilecek rehberlik ve araştırmalar geliştirmek amacıyla sivil toplum örgütleriyle çalışacak.

New York Üniversitesi Çevre ve Hayvanları Koruma Merkezi Direktörü Jeff Sebo gazeteye, hayvan sezgisi ve refahı, yapay zekanın hayvanlar üzerindeki etkisi ve kamuoyunun hayvanlara yönelik tutumu gibi konuların "toplumca karşı karşıya olduğumuz en önemli, zor ve ihmal edilmiş konular arasında yer aldığını" söyledi.

"İnsanlar dünyayı milyonlarca tür ve kentilyonlarca bireysel hayvanla paylaşıyor ve hoşumuza gitse de gitmese de dünyanın her yerindeki hayvanları etkiliyoruz" diye ekledi.

Yeni merkezin mütevelli heyeti üyelerinden Profesör Kristin Andrews, yeni projenin bilimdeki en büyük soru olarak gördüğü insan bilinci ve bunun ne olduğu sorusuna bile yanıt verebileceğine inandığını söyledi.

İnsanları bilinçli yapan şeyin ne olduğunu ya da birinin neden bilinç kazandığını veya bilincini neden kaybettiğini hâlâ anlayabilmiş değiliz. Ancak cevaplara ulaşmanın yolunun önce basit sistemleri incelemekten geçtiğini biliyoruz: Bilim, genomik ve tıp alanlarındaki büyük ilerlemeleri basit organizmaları inceleyerek elde etti.

Independent Türkçe