İsrail-Lübnan gerilimi: Tel Aviv dünyanın dikkatini İsrail ve uluslararası toplumun İran'la olan çatışmasından başka yöne çekmek istemiyor

Lübnan-İsrail sınırında bir UNIFIL devriyesi (AFP)
Lübnan-İsrail sınırında bir UNIFIL devriyesi (AFP)
TT

İsrail-Lübnan gerilimi: Tel Aviv dünyanın dikkatini İsrail ve uluslararası toplumun İran'la olan çatışmasından başka yöne çekmek istemiyor

Lübnan-İsrail sınırında bir UNIFIL devriyesi (AFP)
Lübnan-İsrail sınırında bir UNIFIL devriyesi (AFP)

İsrail ordusunun Lübnan sınırında güçlerini yüksek teyakkuzda tuttuğu ve siyasi liderliğin tırmanış konusundaki kararını beklediği bir dönemde, Tel Aviv'deki siyasi ve askeri yetkililer İran uygulamalarını ve Hizbullah'ın eylemlerini ABD Başkanı Joe Biden ve İsrail Başbakanı Naftali Bennet’in yeteneklerinin bir testi olarak gördüler.
İsrail Başbakanı Naftali Bennett, dün (Pazar) İsrail hükümetinin olağan oturumunda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: "Lübnan'dan İsrail kasabalarına ve Celile bölgesine yönelik ateş açılmasını ve füze saldırılarını hiçbir şekilde kabul etmeyeceğiz. Füzelerin ateşlenmesinden tamamen Lübnan hükümeti sorumludur. Filistinli bir örgütün ya da bağımsız milislerin ateş açması bizi ilgilendirmez, İsrail Devleti kendi topraklarında ateş açılmasını kabul etmeyecektir. Lübnan tarafında bir uyanış var. Birçok vatandaş Hizbullah ve İran'ın ülkeye müdahalesine karşı çıkıyor. Ülkedeki ciddi ekonomik ve siyasi krizin ışığında, İran ve Hizbullah Lübnan halkını İsrail ile çatışmaya sürüklemeye çalışıyor.”
Şarku'l Avsat, dün yayınlanan sayısında, “Lübnan cephesinde gerilimi tırmandırmaktan vazgeçmesi ve önümüzdeki ay başlaması beklenen İran nükleer programıyla ilgili Viyana müzakereleri öncesinde Hizbullah ile çatışma kurallarını değiştirmemesi” için Washington'un Bennett'e baskı uyguladığını kaydetti. Washington, Tahran'ın müzakerelerden kaçmak ve geri çekilmek için bir bahane elde etmemesi amacıyla bu adımı attı. 
Washington’un bu adımı aynı zamanda, İsrail ordusunun, mevcut güvenlik durumu ışığında, üst üste üçüncü gün Lübnan sınır şeridi boyunca alarm durumunu yükseltmeye devam ettiğini duyurduğu bir zamanda geldi. İsrail resmi televizyonu Kan 11’in dün aktardığına göre Tel Aviv'deki üst düzey bir güvenlik kaynağı şu açıklamalarda bulundu: “Yeni savaş günlerine yakınız. Lübnan'daki durum endişe verici, sınırda bir cephenin açıldığı artık anlaşılıyor. İsrail'in tansiyonu yükseltmeye niyeti yok ama Lübnan'dan ateş açılmasına izin vermeyecek ve tüm senaryolara hazır.”
Maarib gazetesine konuşan eski bir üst düzey askeri istihbarat yetkilisi, “İran ve bölge ülkelerindeki milisleriyle bölgesel savaş fiilen başladı. Tartışma şu anda bu savaşın ne zaman, nasıl ve hangi kapsamda başladığı hakkında yapılıyor” dedi. Bu arada siyasi yetkililer Yediot Aharonot gazetesine yaptıkları açıklamada, “İsrail'in Hizbullah'a karşı caydırıcılığı etkilenmedi. Ancak doğru savaş için doğru zaman seçilmelidir. Kabadayılığını kırmak için Hizbullah'a karşı "akıllı ve zorunlu bir saldırı" yapılmalı.” ifadelerini kullandılar.
İsrail'deki askeri uzmanlar, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın açıklamalarına uygun yanıtı seçmede "İsrail'in kafa karışıklığı" olduğunu ileri sürdü. Nasrallah son açıklamasında güçlerinin geçen Cuma günü Güney Lübnan'da Şeba Çiftlikleri'ndeki açık alanlara 19 roket güdümlü el bombası atmasıyla övünmüştü. Nasrallah’ın bu açıklaması Güney Lübnan'dan İsrail’e 3 roket atılmasından iki gün sonra gelmişti. Roketlerin ikisi Kiryat Shmona kenti yakınlarına düştü. Sonrasında İsrail’in üç parti şeklinde top atışları ve hava saldırısıyla karşılık vermesi üzerine güney Lübnan'daki çeşitli yerlerde altyapı zarar görmüştü. İsrail ayrıca Hizbullah’ın gönderdiği sınırlı sayıda füzelere karşılık olarak 2014'ten bu yana ilk kez Lübnan'a hava saldırısı düzenledi. Tel Aviv'deki tahminlere göre bu füzeler son olmayacak. İsrailli bir yetkili, “Savaş günlerine ulaşabileceğimizin bilincinde olarak, ne zaman daha güçlü yanıt vereceğimizi seçmek zorunda kalacağız. Ancak kamuoyunun şu anda istediği son şey savaştır” diye konuştu.
İsrail’de, Hizbullah' vurmak için uygun zaman olup olmadığı konusunda kafa karışıklığı yaşanıyor. Tel Aviv dünyanın dikkatini İsrail ve uluslararası toplumun İran'la olan çatışmasından başka yöne çekmek istemiyor. İsrailli siyasi bir yetkili, "İran'ın güçlü bir şekilde kınanmasına yönelik İsrail çağrısının BM Güvenlik Konseyi görüşmelerinde ele alınmasını beklemeliyiz. İran'a çok odaklandık” dedi. İsrail Milli Güvenlik Konseyi'nin eski başkanı emekli tümgeneral Giora Eiland, Başbakan Bennett'in Washington'a yapacağı ziyarette özellikle Lübnan meselesine odaklanacağını açıkladı. Eiland, Yediot Aharonot gazetesinde, dün yayınlanan bir makalesinde şu ifadeleri kullandı: “İran dosyası ve İsrail-Filistin çatışması gibi İsrailliler ve Amerikalıların tam olarak anlaşmaya ulaşması muhtemel olmayan farklılıklar var. Ama sadece Lübnan dosyasında uzlaşı sağlanabilir, evet. Buna odaklanmakta fayda var. İsrail'in ikilemi üç alternatiften birini seçme ihtiyacıdır: Birincisi, Lübnan devletini kendi içinde çökertmek; bu eninde sonunda Hizbullah’ı zayıflatacak. İkincisi, Lübnan topraklarına yönelik agresif bir şekilde karşılık vermek için Hizbullah'ın roket güdümlü füzeler fırlatmasının bahane edilmesi; bu da Lübnan vatandaşlarının Hizbullah'a öfkelenmesine neden olur. Lübnan içinden Batı'ya yönelik yapılan acil ekonomik yardım çağrılarına katılmak gerek. Ancak bu yardım Batılı ülkelerin, Fransa’nın ve ABD’nin yalnızca finansal reformlar yoluyla değil, aynı zamanda Hizbullah'ın askeri yeteneklerini de azaltarak yardım etmesi şeklinde gerçekleşmelidir. Bu da tüm Hizbullah üslerinin İsrail sınırlarından kaldırılması veya füze isabet projesinin iptal edilmesine ilişkin 1701 sayılı BM Kararı'nın uygulanmasıyla olur.”
Eiland, "Üçüncü olasılık en doğru ve en az tehlikeli olanıdır. Üç madde uygularsak başarılı olabiliriz: Birincisi, medya ile siyasi adım atmak arasındaki ayrımı yapmaktır. Medya, bizim haklı olduğumuza ve düşmanlarımızın kötüler olduğuna ikna etmeye yönelik bir adımdır ve etkisi asgari düzeydedir. Siyasi adım atmak, üçüncü bir tarafın devreye girmesini gerektirir. O da ABD yönetimidir. ABD yönetimi, bize olduğu kadar kendisine de hizmet eden bir girişimde bulunabilir. Bu bağlamda Hizbullah'ın terör örgütü olarak tanınması gerektiğini açıklamaya devam etmek aptallıktır ama tam tersi bir durum doğrudur. Hizbullah'ın Lübnan'daki yönetimin resmi bir parçası olduğu mesajı güçlendirilmelidir. Hizbullah’ın yaptıklarının sonuçlarına tüm Lübnan katlanacak” dedi.
Bennett, Washington'un İsrail'e verdiği desteği ve İran konusundaki tutumunu övdü. İsrail Başbakanı, Arap Denizi'nde İsrail gemisine yapılan saldırıyla ilgili G7 ülkelerinin saldırıyı kınayan ve bu saldırının sorumlusu olarak İran'ı işaret eden açıklamasını memnuniyetle karşıladığını dile getirdi. Bennett açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Şimdi sınama sadece sözlerle değil, eylemlerle de yapılıyor. İran'da İbrahim Reisi yeni cumhurbaşkanı olarak göreve getirildi ve İran rejiminin kullandığı kavramlara göre çok kötü ve aşırılık yanlısı bir figür olarak kabul ediliyor. Ortadoğu'nun tüm bölgelerinde denizde, havada ve karada saldırgan İran uygulamalarının tırmandığını gözlemliyoruz. Tahran, bölgenin istikrarını ve uluslararası barışı tehdit eden bir unsur olarak ağırlığını artırmıştır. Dünya bunu kabul etmemeli. Böyle pervasızca hareket etmeye devam etmenin uygun olmadığını ve bedel ödemeden ve yaptıklarının sonuçlarına katlanmadan kurtulmanın mümkün olmayacağını İranlıların anlaması için her şey yapılmalı.”



İsrail, ‘Filistin devletinin kurulmasını engellemek’ amacıyla Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim yerinin inşasını onayladı

Batı Şeria'nın Nablus kentinin doğusunda bulunan bir İsrail yerleşim yeri (AFP)
Batı Şeria'nın Nablus kentinin doğusunda bulunan bir İsrail yerleşim yeri (AFP)
TT

İsrail, ‘Filistin devletinin kurulmasını engellemek’ amacıyla Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim yerinin inşasını onayladı

Batı Şeria'nın Nablus kentinin doğusunda bulunan bir İsrail yerleşim yeri (AFP)
Batı Şeria'nın Nablus kentinin doğusunda bulunan bir İsrail yerleşim yeri (AFP)

İsrail güvenlik kabinesi bugün işgal altındaki Batı Şeria’da 19 yeni yerleşim biriminin kurulmasına onay verdi. Aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, bu adımın ‘bir Filistin devletinin kurulmasını engellemeyi’ amaçladığını söyledi.

Smotrich’in ofisinden yapılan açıklamaya göre, söz konusu kararla birlikte son üç yılda onay verilen yerleşim sayısı 69’a yükseldi.

İsrail’in bu kararı, Birleşmiş Milletler’in (BM) Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerinin hız kazandığını ve 2017’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştığını duyurmasından birkaç gün sonra geldi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Smotrich’in ofisinden yapılan açıklamada, “İşgal altındaki Batı Şeria’da 19 yeni yerleşim yerinin onaylanması ve düzenlenmesine ilişkin Maliye Bakanı ile Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın önerisi, güvenlik kabinesi tarafından kabul edildi” denildi.

Açıklamada söz konusu adım ‘tarihi’ olarak nitelendirilirken, bunun bir Filistin devletinin kurulmasını engellemeyi amaçladığı ifade edildi. Smotrich, “Fiili olarak bir Filistin terör devletinin kurulmasını engelliyoruz” dedi.

Smotrich sözlerini şöyle sürdürdü: “İzlediğimiz yolun doğru olduğuna inanarak, tarihi miras alanımızdaki yerleşim yerlerini geliştirmeye, inşa etmeye ve güçlendirmeye devam edeceğiz.”

Açıklamaya göre, onaylanan yerleşimlerin bulunduğu bölgeler yüksek stratejik öneme sahip. Bunların başında, yaklaşık 20 yıl önce Batı Şeria’nın kuzeyinde kaldırılan Ganim ve Kadim yerleşimlerinin yeniden kurulması geliyor.

Onay verilen yerleşimler arasında, fiilen mevcut olan ancak bugüne kadar yasal statüye sahip olmayan beş kaçak yerleşim de bulunuyor.

ABD Başkanı Donald Trump, daha önce İsrail’i Batı Şeria’yı ilhak etme konusunda uyarmıştı. Buna karşın İsrail’deki aşırı sağcı hükümette yer alan bazı bakanlar, bu adımı mümkün olan en kısa sürede hayata geçirmeye çalışıyor.

Batı Şeria’daki tüm İsrail yerleşimleri uluslararası hukuka göre yasa dışı kabul edilirken, yerleşim karakolları İsrail yasalarına göre de illegal sayılıyor.

İsrail’in 1967’de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs hariç olmak üzere, Batı Şeria’da yaklaşık 500 bin İsrailli yerleşimci ile birlikte yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor.


Güney Afrika’da silahlı saldırı: 10 ölü, 10 yaralı

Johannesburg kent merkezinde 18 Aralık 2025 tarihli polis baskınından bir kare (AFP)
Johannesburg kent merkezinde 18 Aralık 2025 tarihli polis baskınından bir kare (AFP)
TT

Güney Afrika’da silahlı saldırı: 10 ölü, 10 yaralı

Johannesburg kent merkezinde 18 Aralık 2025 tarihli polis baskınından bir kare (AFP)
Johannesburg kent merkezinde 18 Aralık 2025 tarihli polis baskınından bir kare (AFP)

Güney Afrika polisi, Johannesburg yakınlarında düzenlenen silahlı saldırıda 10 kişinin öldüğünü, 10 kişinin ise yaralandığını açıkladı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin haberine göre olay, Johannesburg’un 40 kilometre batısındaki Bekkersdal kentinde, ruhsatlı bir barın bulunduğu caddede meydana geldi. Saldırının nedenine dair herhangi bilgi açıklanmadı. Polis sözcüsü AFP’ye yaptığı açıklamada, saldırganların kimlikleriyle ilgili henüz “ayrıntılı bilgi” bulunmadığını söyledi.

Reuters haberine göre polis, saldırıda yaklaşık 12 kişinin yer aldığı bilgisini verdi. Saldırganların beyaz bir minibüs ve gri bir sedanla olay yerine gelip bara ateş açtığı, ardından kaçarken etrafa gelişigüzel ateş ettikleri bildirildi. Yetkililer, saldırı nedeninin soruşturmayla ortaya çıkacağını duyurdu.

Güney Afrika’da suç oranları yüksek ve organize suç örgütlerinin etkisi dikkat çekiyor. Ülkede bireyler, kişisel güvenlik amacıyla ruhsatlı silah taşıyabiliyor ancak yasa dışı silahların dolaşımı da ciddi bir sorun oluşturuyor.

6 Aralık’ta da Pretoria’da bir işçilerin kaldığı bir eve düzenlenen silahlı baskında, aralarında üç yaşındaki bir çocuğun da bulunduğu 11 kişi öldürülmüştü. Söz konusu evde yine bir bar bulunuyordu.

Ülkede silahlı şiddet oranı son derece yüksek. Polis verilerine göre, Nisan ile Eylül ayları arasında her gün ortalama 63 kişi silahlı saldırılarda hayatını kaybediyor.


Tayvan, ada çevresinde 7 askeri uçak ve 8 Çin gemisi tespit etti

Tayvan çevresinde icra edilen askeri tatbikatlarda, Shandong uçak gemisinden kalkışa hazırlanan Çin savaş uçağı (Arşiv – AP)
Tayvan çevresinde icra edilen askeri tatbikatlarda, Shandong uçak gemisinden kalkışa hazırlanan Çin savaş uçağı (Arşiv – AP)
TT

Tayvan, ada çevresinde 7 askeri uçak ve 8 Çin gemisi tespit etti

Tayvan çevresinde icra edilen askeri tatbikatlarda, Shandong uçak gemisinden kalkışa hazırlanan Çin savaş uçağı (Arşiv – AP)
Tayvan çevresinde icra edilen askeri tatbikatlarda, Shandong uçak gemisinden kalkışa hazırlanan Çin savaş uçağı (Arşiv – AP)

Tayvan Savunma Bakanlığı, son 24 saatte Çin’in ait yedi askeri uçak ve sekiz geminin ada çevresinde görüldüğünü duyurdu.

Bakanlığın açıklamasına göre, tespit edilen uçaklardan beşi Tayvan Boğazı’ndaki orta hattı geçerek ülkenin kuzey ve güneybatı Hava Savunma Tanımlama Bölgesi’ne girdi. Şarku’l Avsat’ın Taiwan News’ten aktardığı habere göre Tayvan ordusu bu hareketliliğe karşı deniz ve hava unsurlarını görevlendirerek sahil füze sistemleri de bölgede hazır konuma getirildi.

Tayvan, bu ay şu ana kadar Çin ordusuna ait uçakları 235, gemileri ise 148 kez tespit etti. Çin, Eylül 2020’den bu yana Tayvan çevresindeki askeri uçak ve gemi faaliyetlerini kademeli şekilde artırarak gri bölge taktiklerini yoğunlaştırmış durumda.

Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS), gri bölge taktiklerini, “Bir devletin doğrudan ve yoğun güç kullanımına başvurmadan güvenlik hedeflerine ulaşmasını amaçlayan çaba veya çabalar bütünü” olarak tanımlıyor.