Viyana’daki müzakerelerde anlaşmaya varılmasının önündeki dört engel

Macron, Reisi ile yaptığı ilk telefon görüşmesinde nükleer anlaşma diplomasinin canlanmasını ve seyrüsefer güvenliğinin önemini vurguladı

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin geçtiğimiz Mayıs ayında çekilen bir fotoğrafı (Getty)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin geçtiğimiz Mayıs ayında çekilen bir fotoğrafı (Getty)
TT

Viyana’daki müzakerelerde anlaşmaya varılmasının önündeki dört engel

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin geçtiğimiz Mayıs ayında çekilen bir fotoğrafı (Getty)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin geçtiğimiz Mayıs ayında çekilen bir fotoğrafı (Getty)

İbrahim Reisi’nin seçilmesiyle İran İslam Cumhuriyeti cumhurbaşkanlığına muhafazakar çizgideki bir ismin gelmesine rağmen, Batılı (ABD ile üç Avrupa ülkesi: Fransa, İngiltere ve Almanya) yetkililerin Viyana'daki şuan dondurulmuş halde olan müzakerelere ‘güçlü bir şekilde’ geri dönmeye kararlı oldukları görülüyor. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler Servisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Siyasi Direktörü Enrique Mora’nın, Reisi’nin yemin törenine AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in resmi temsilcisi olarak katılması da bunu kanıtlar nitelikteydi. Birkaç İranlı yetkiliyle görüşen Mora, İran ile ABD arasındaki dolaylı müzakereleri yönettiğinden Viyana’daki altı müzakere turunun sonucuna en fazla aşina olan kişidir. Ancak Avrupa kaynaklarına göre önümüzdeki ay yeniden başlaması beklenen Viyana’daki müzakerelere dönüş, ‘tartışmalı konuların çözüldüğü’ anlamına gelmiyor. Aksine, müzakerelerin ‘daha zorlaştığı’ düşünülüyor. Bu bağlamda 4 ana engel üzerinde duruluyor:
Birinci engel; ABD yönetiminin eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye vermediğini, yeni cumhurbaşkanına da vermeyeceğine dair köklü inançtır. ABD yönetimi, Ruhani’nin görev süresinin son aylarında müzakereleri sonlandırmaya çalışsa da sonuçsuz kaldı. Bunun temel nedeni ise Abbas Arakçi başkanlığındaki İran müzakere heyetinin taleplerine yanıt vermeyi reddetmesiydi. İran’ın dini lideri (Rehber) Ali Hamaney, Ruhani’nin ikinci görev süresinin sona ermesi vesilesiyle yaptığı konuşmada, ABD'nin başta Tahran'ın ihtiyaç duyduğu yasal güvencelerin sağlanması olmak üzere İran'ın taleplerini reddettiğini açıkladı. Tahran söz konusu yasal güvencelerin sağlanmasını, tıpkı eski Başkan Donald Trump'ın gözden geçirilmiş bir nükleer anlaşma müzakere etme talebiyle yaptığı gibi, sonraki yönetimlerinin göreve geldiklerinde bir kez daha nükleer anlaşmadan çekilmelerinden endişe ettiği için istiyor.
İkinci engel; Tahran'ın, nükleer anlaşmanın uygulanması için Washington'ın bağlı olduğu bir koşulu kesin bir şekilde reddetmesidir. Washington’ın söz konusu koşulu, İran tarafının, Tahran'ın balistik füze programı ve Batı'yı ve bölge ülkelerini endişelendiren bölgesel politikasıyla ilgili müzakerelere ‘daha sonra’ kapıyı açmayı kabul etmesini öngörüyor. İran, ABD’nin sunduğu ve İran’ın ihlal ettiği nükleer anlaşmadaki taahhütlerine yeniden uymaya başlamasından önce ABD yaptırımlarının kaldırılması için çok kısa bir süre tanınan öneriyi de reddetti.
İşler bununla sınırlı kalmıyor. ABD tarafı, müzakere masasına dönülmesi halinde İran heyetinin daha zorlu taleplerle geri gelmesinden çekiniyor.  ABD'nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley, New York Times (NYT) gazetesine verdiği röportajda bu çekinceyi, “İranlıların, elde edebilecekleri şeyler açısından gerçekçi olmayan taleplerle (müzakerelere) dönmeleri konusunda gerçek bir tehlike var” diyerek dile getirdi. Malley’in sözleri, ‘dirençli bir ekonomi’ ve yüzünü doğuya yani Çin ve Rusya'ya çevirmek isteyen Reisi'nin yeni sert İranlı ‘tonu’ ya da Hamaney'in ‘Batı'ya güvenmeme’ çağrısıyla çakışıyordu. Öte yandan İsrail Savunma Bakanı'nın yakın zamanda İran'ı doğrudan hedef alma tehditleriyle birlikte İran'ın Körfez sularında son zamanlardaki eylemleri sakinlik eğilimi göstermiyordu.
Tüm bu engeller, Viyana’daki müzakerelerin yeniden başlaması veya başarı olasılığı konusunda iyimser bir havanın esmesini de engelliyor. Avrupalılara göre İran, ABD Başkanı Joe Biden’la ilgili ‘hayal kırıklığına’ uğradı. Çünkü Biden’ın vakit kaybetmeden nükleer anlaşmaya geri döneceğini ve yaptırımların bir an evvel kaldırılacağını düşünüyordu. Tahran, yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum üretiminin hızlandırılması, uranyum madeni üretimine başlanması, gelişmiş santrifüjlerin kurulması ve nükleer silah elde etmenin eşiğine gelmesiyle elde ettiği baskı kartlarının, Washington'ın nükleer anlaşmaya dönüşünü hızlandıracağına dair bahse girmişti. Ancak, Batılıların İran nükleer programının hızla ilerlemesinden korkmalarına rağmen işler Tahran’ın beklediği gibi olmadı. Nükleer tesislerdeki denetimlerin yeniden başlamasına ilişkin herhangi bir gecikmenin 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın artık bir şey ifade etmediği anlamına geleceğini varsaydılar.
Bugün, “Peki, ne yapmalı?” sorusu soruluyor. İran yapımı silahlı insansız hava aracının (SİHA), Londra merkezli İsrailli bir şirketin işlettiği Liberya bayraklı Mercer Street isimli petrol tankerini hedef alınmasının ardından yayınlanan kınama açıklamalarına rağmen Batılıların gerek özelde gerekse NATO ve G7 düzeyinde İran ile en üst düzeyde iletişimi sürdürmek istedikleri açık.
Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un dün İran’ın yeni Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'yi telefonla araması dikkat çekti. İran Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada Macron-Reisi görüşmesinin bir saat sürdüğü bildirildi. Fransa Cumhurbaşkanlığı konutu Elysee Sarayı'ndan yapılan açıklamada ise Macron'un ‘bir anlaşmaya varılması ve 2015 yılında imzalanan anlaşmayı ihlal eden tüm nükleer faaliyetlere son verilmesi için Viyana’daki müzakerelere hızlı bir şekilde geri dönülmesi’ çağrısında bulunduğu belirtildi. Açıklamaya göre Macron, ‘ülkesinin bir çözüm arayışına daha fazla katılım göstermeye hazır’ olduğunu ifade etti. Ayrıca Macron, büyük bir batı ülkesinden İranlı mevkidaşı ile temasa geçen ilk cumhurbaşkanı olarak bölgede istikrar ve güvenlik için müzakerelerde bulunmanın önemi, seyrüsefer özgürlüğü ve deniz güvenliğinin korunması konularına değinerek Mercer Street olayına ince bir göndermede bulundu.
Buna karşın İran Cumhurbaşkanlığı, Reisi'nin ABD ve Avrupa ülkelerinin nükleer anlaşmada belirtilen taahhütlere saygı göstermelerinin yanı sıra ‘herhangi bir müzakerede İran halkının haklarının ve çıkarlarının korunması gerektiğini’ vurguladığı aktarıldı. Cumhurbaşkanlığı açıklamasına göre Reisi, deniz yasalarını ihlal etmekle suçlanan ülkesinin, güvenliği sağlamak, Körfez bölgesi ve Umman Denizi'nde (Arap Denizi) caydırıcılığı sürdürmek ve bölgeyi güvenlikten yoksun bırakan unsurlarla mücadele etmek konusunda son derece ciddi olduğunu söyledi.
Bu telefon görüşmesinden Paris’in ve onunla birlikte Berlin ve Londra’nın, Tahran'ı yeniden müzakere masasına oturmaya zorlamak için ‘acele ettikleri’ anlaşılıyor. Ancak bu başkentler, AB'nin İran nükleer dosyasından sorumlu müzakerecisi Mora’nın oynadığı postacı rolüyle yetiniyor. Müzakerelerdeki çıkmazı kıracak ‘yeni’ öneriler ise gerçek eksiklik olarak kalmaya devam ediyor.
Ancak herkes, çözümün anahtarının Washington’da olduğunun farkında. Buna göre ABD’li bazı yetkililer tarafından sızdırılan yeni teklifler sunmaya hazırlanıyor olabilir. Bloomberg Haber Ajansı dün, Washington’daki isimsiz kaynaklardan, dört ay içinde altı müzakere turu gerçekleşmesine rağmen ABD’li yetkililerin İran ile yeni bir anlaşmaya varmanın zorluğu çerçevesinde ‘alternatif seçenekler’ üzerinde çalıştıklarını aktardı.
ABD tarafının bir çıkış yolu arayışını, ABD'nin İran'ın nükleer programının gelişmesine ilişkin korkularına bağlayan Bloomberg, Washington’ın halen ‘daha uzun süreli ve daha güçlü’ bir anlaşmaya varmaya istekli olduğuna, ancak, Tahran'ın 2019 yılı baharından bu yana anlaşmayı ihlal ederek başlattığı nükleer faaliyetlerinin ‘çoğunluğunu’ dondurması karşılığında İran’a uygulanan ABD yaptırımlarının sınırlı bir şekilde kaldırılmasını öngören ‘geçici’ veya dönemsel bir anlaşmanın imzalanmasına dayalı bir seçenek üzerinde çalışıyor.
Bloomberg, halen incelenmekte olan yeni öneride yer alan yaptırımların ayrıntılarına değinmezken ABD’li müzakerecilerin karşılaştığı zorluğun, Biden yönetiminin nükleer anlaşmanın şartlarının (daha fazla) ihlal edilmesini önlemek için yaptırımları kullanmaması olduğuna’ işaret etti. Bloomberg’e göre Avrupalılarla birlikte Biden yönetimi de zamanın hızla geçeceğinden ve İran'ın nükleer bilgi ve becerilerinin nükleer anlaşmaya herhangi bir dönüşün anlamsız olacağı ve tamamen yeni bir anlaşmaya varılması gerektiği noktaya kadar artacağından endişe ediyorlar.
Bloomberg sadece bir ‘öneriden’ bahsetse de diğer çelişkili önerilerle birlikte inceleneceğine şüphe götürmüyor. Söz konusu diğer önerilerden biri Wall Street Journal (WSJ) gazetesi tarafından yakın bir tarihte bildirildi. WSJ’nin haberine göre Biden yönetimi, İran'ın 25 yıllık bir ‘stratejik’ anlaşma imzaladığı Çin'e İran petrol satışlarına yeni yaptırımlar uygulamayı düşünüyor. Yeni ‘seçeneğin’, müzakere masasında bir ‘öneriye’ dönüşmesi halinde, geniş bir eleştiri dalgasına yol açacağına şüphe yok. Çünkü bu, ABD yönetimini ‘sertleşmiş’ ve beklemeye gücü yeten bir İran karşısında zayıf ve aceleci gösterecektir. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, dün, Biden yönetimine İran ile eski ABD Başkanı Trump'ın zihniyetiyle ilgilenmeyi bırakması çağrısında bulundu. Hatbzade, ‘bununla bir sonuca varılamayacağını’ ve ‘(Biden yönetiminin) bu zihniyeti değiştirip sahadaki gerçekle yüzleşmesi’ gerektiğini vurguladı. Bunun yanı sıra Tahran'ın müzakereleri bıraktığı yönündeki iddiaları yalanlayan Hatibzade, müzakerelerdeki kesintiye müzakere ekibinde değişiklik yapılmasını gerektiren Tahran'da yeni bir dönemin başlamasının neden olduğunu ifade etti.



Sosyal medyada Trump - Musk gerilimi "çılgınlığı"

Trump'ı (solda) "Epstein Dosyaları"nda yer almakla suçlayan Musk, ABD Adalet Bakanlığı'nın dosyaları bu yüzden yayımlamadığını iddia etti (Reuters)
Trump'ı (solda) "Epstein Dosyaları"nda yer almakla suçlayan Musk, ABD Adalet Bakanlığı'nın dosyaları bu yüzden yayımlamadığını iddia etti (Reuters)
TT

Sosyal medyada Trump - Musk gerilimi "çılgınlığı"

Trump'ı (solda) "Epstein Dosyaları"nda yer almakla suçlayan Musk, ABD Adalet Bakanlığı'nın dosyaları bu yüzden yayımlamadığını iddia etti (Reuters)
Trump'ı (solda) "Epstein Dosyaları"nda yer almakla suçlayan Musk, ABD Adalet Bakanlığı'nın dosyaları bu yüzden yayımlamadığını iddia etti (Reuters)

Ariana Baio & Josh Marcus


ABD Başkanı Donald Trump ve Elon Musk arasındaki kopuşun yankıları sürerken, sosyal medya kullanıcıları perşembe günü patlamış mısırlarını alıp iki güçlü figürün internetten birbirlerine hakaretler yağdırmasını izledi.

Komplo teorisyeni Alex Jones, rapçi Kanye West, sağcı aktivist Laura Loomer ve diğerleri, Musk'ın Trump'ın "Büyük Güzel Yasa Tasarısı"na (Big Beautiful Bill) yönelik aşağılayıcı sözlerinin ardından başlayan dramatik ayrılık hakkında kendi yorumlarını paylaştı.

Ye diye de bilinen West, X'te "Kardeşleriiim, lütfen yapmayıııııın. İkinizi de çok seviyoruz" diye yazdı.

Trump'ın sadık müttefiki Loomer ise "BBB aslında Big Beautiful Breakup (Büyük Güzel Ayrılık) anlamına geliyor" dedi.

Teknoloji devinin sosyal medya platformunu kullanarak başkanın imza attığı tasarıya karşı çıkması nedeniyle Trump ve Musk'ın ilişkisinin birkaç gündür gergin olduğu bildiriliyordu.

Ancak perşembe günü Trump'ın, Truth Social'da Musk'a "deli" diyeek Tesla CEO'sundan yönetiminden ayrılmasını istediğini iddia etmesiyle olaylar patladı. Musk daha sonra X'te Trump'ı "Epstein dosyaları"nın parçası olmakla suçlayarak başkanlık seçimlerinin kazanılmasını kendisine mal etti.

Jones, Musk'ın suçlamasının ardından X'te "Tanrı HEPİMİZİN Yardımcısı Olsun…" yazdı.

Musk'ın hükümetteki rolüne karşı çıkan sağcı aktivist Steve Bannon, New York Times'a Musk'ın "sınır dışı edilmesi" ve hükümetin, "göçmenlik statüsü hakkında resmi soruşturma başlatması" gerektiğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.
Donald Trump ve Elon Musk arasındaki kavga sosyal medyada tırmanmaya devam ederken, mim üreticileri internette coştu. Görselde "Umarım iki takım da kaybeder" yazıyor (Bluesky / @mattthiessen)


İçeriden bilgi sahibi kişiler ve müttefikler seslerini yükseltirken, bu kavgayı spor müsabakalarına, Alien Predator'e Karşı (Alien vs. Predator) filmlerine, önceki aylarda Las Vegas'taki bir Trump oteli önünde patlayan Tesla Cybertruck'a ve Oyuncak Hikayesi (Toy Story) serisindeki çocuğun en sevdiği oyuncağını atmasına benzeten çok sayıda internet mimi de paylaşıldı.

Görsel kaldırıldı."Seninle oynamak istemiyorum" (Bluesky / @69thsb) 


Musk'ın arasının açık olduğu trans kızı Vivian Jenna Wilson, Trump ve Musk arasındaki kavga devam ederken Threads'te "Hayat ne kadar güzel" diye yazdı.
 

Görsel kaldırıldı.Sosyal medyada, Trump ve Musk arasındaki sert tartışmanın Tesla'nın sahibi milyarderin Mars'a gitme planlarını etkileyip etkilemeyeceğini sorgulayan mimler paylaşıldı. Görselin alt kısmında "Trump ve Musk birbirine kaba tweet'ler atar", üst kısmındaysa "ABD, Mars'a nükleer bomba atar" yazıyor (Bluesky / ‪@mattthiessen)


Musk'la velayet savaşına tutuşan sağcı sosyal medya fenomeni Ashley St. Clair de Musk'la kavga eden Trump'a "ayrılık tavsiyesi" vermeyi teklif etti.

Karşılıklı hakaretler arasında ABD Başkanı, Musk'ın alt şirketleriyle yapılan hükümet sözleşmelerini iptal etme tehdidi savururken, diğeri de Trump'ın görevden azledilip yerine Başkan Yardımcısı JD Vance'in geçmesi fikrini destekledi.

Görsel kaldırıldı.
 

Donald Trump ve Elon Musk perşembe günü boyunca savaşırken, sosyal medya kullanıcıları ocakta Vegas'taki Trump kulesinin önünde patlayan Cybertruck'ın görüntüsünü yeniden dolaşıma soktu (Alcides Antunes/Reuters).


Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Üyesi Thomas Massie, X'te ikili arasındaki anlaşmazlığın "kaçınılmaz" olduğunu iddia etti.

Massie, "Aptallara tahammül ederek roketleri geriye doğru indirmek veya kendi kendini süren araba yapmak mümkün değil" diye yazdı.
 

Görsel kaldırıldı.Trump, Musk'ın bağlı şirketlerinin hükümet sözleşmelerini iptal etmekle tehdit etti (AFP)


Podcast programı Pod Save America'nın sunucusu Jon Favreau, "@DavidSacks'ın velayetini kimin alacağını çok merak ediyorum" diye espri yaptı.

Demokrat Senatör Adam Schiff de X'te "Bu çirkin kavga için Büyük Güzel Bir Kova patlamış mısıra ihtiyacım var" diye şaka yaptı.

Meghan McCain, Piers Morgan ve Tim Pool gibi yorumcular, hızla tırmanan kavgaya keyifle düpedüz şok arasında değişen tepkilerini paylaştı.

Jim Acosta, X'te "Bu internet sitesi bugün harika" diye yazdı.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news