Fas’ta Özgünlük ve Modernlik Partisi seçim programını açıkladı

Seçim programında devletin sosyal rolünün güçlendirilmesi vurgulandı

Özgünlük ve Modernlik Partisi (PAM) Genel Sekreteri Abdullatif Vehbi
Özgünlük ve Modernlik Partisi (PAM) Genel Sekreteri Abdullatif Vehbi
TT

Fas’ta Özgünlük ve Modernlik Partisi seçim programını açıkladı

Özgünlük ve Modernlik Partisi (PAM) Genel Sekreteri Abdullatif Vehbi
Özgünlük ve Modernlik Partisi (PAM) Genel Sekreteri Abdullatif Vehbi

Fas’ın ana muhalefet partisi Özgünlük ve Modernlik Partisi (PAM) dün akşam, 8 Eylül'de yapılması planlanan belediye, bölge ve milletvekili seçimlerine yönelik seçim programını açıkladı. Programda, ‘Faslıların beklentilerine cevap veren bir seçim programı aracılığıyla yeni bir siyasi vizyonun bir an önce belirlenmesi ve insanların siyasete yönelik ilgisizlik, aşırılık, nefret söylemi ve bozgunculuk tuzaklarına düşmesinin engellenmesinin’ vurgulandığı yeni vaatler yer aldı.
PAM’ın programında özgünlük ve ulusal değerlerin korunmasına vurgu yapıldı. Temsili ve katılımcı demokrasiyi teşvik etmenin, vatandaşlığı ve sivil inisiyatifleri destekleyerek insan haklarına saygıyı güçlendirmenin öneminin altı çizildi. Programda ayrıca kamu özgürlüklerine destek vererek vatandaşların yasalar ve ulusal değerler çerçevesinde sosyal refahını güvence altına alacak yönetim mekanizmalarını modernleştirmek de yer aldı. PAM, başta sağlık ve eğitim sektörlerinde olmak üzere sosyal hizmetleri iyileştirmeye ve modernleştirmeye, girişimciliği ve özel yatırımları destekleyerek rekabet gücünü ve kaliteyi artırmaya ve bu yolla ülke ekonomisini geliştirmeye ağırlık vereceklerini vurguladı. Programda yenilikçiliği teşvik ederek ve devletin sosyal rolünün yanı sıra milli dayanışmayı güçlendirerek 21’inci yüzyıl Fas'ının güçlü ve birlik içinde olmasını sağlayacak kapsamlı bir vizyon önerdi.
Faslılara bu ‘birleşik vizyon’ temelinde öneride bulunduğunu vurgulayan parti, vatandaşlara yakın olunması ve onların dinlenmesi, sosyal, ekonomik ve kültürel aktörlerle ortak hareket edilmesi ve ülkenin sosyal, kültürel ve politik kazanımlarını korumak için toplumun uyanık olma yeteneğini güçlendirmeye dayalı bir siyaset uygulanmasının altını çizdi.
Parti, tamamen benimsediğini vurguladığı yeni kalkınma modelinin stratejik cepheleri için nitelikli elitlerin seçilmesinin gerekliliğinin altını çizerek seçim programı aracılığıyla Faslılara iki temel vaatte bulundu. Bunlardan ilki, kamu işlerinin yönetiminde tüm aktörlerin şeffaflık ve hesap verebilirliğine bağlı olma, ikincisi de devlet işlerini net bir stratejik planlamaya ve başarılara değer veren sonuçlara dayalı bir ölçü çerçevesinde yürütmeydi.
Parti, Fas için önümüzdeki beş yılın, ülkenin on yıldır vizyonsuz bir hükümet tarafından yönetilmesinin yanı sıra 2020 yılının gayri safi milli hasılası (GSYİH) üzerinde güçlü bir etkiye sahip olan koronavirüs (Kovid-19) salgının sonucu olarak ekonomik büyüme hızının düşmesine ve yoksulluk, kırılganlık ve işsizlik oranlarının artmasına yol açan ekonomik krizin yansımalarına dikkat çekti. Bunun üstesinden gelmek için ülkenin stratejik sektörlerinin başarılarının bir tablosunu çıkarmayı gerektiren zorluklarla dolu olacağı değerlendirmesinde bulundu.
Ekonomik kalkınmanın desteklenmesi, yönetimin modernize edilmesi ve vatandaşların sosyal hayatlarında ilerlemenin sağlanması için uygun koşulların yaratılması hedefinin ortaya çıkardığı temel sorunların bilincinde olduğunu vurgulayan parti, ‘abartılı beklentilerden uzak inandırıcı programlar’ isteyen Faslıların hizmetinde olmaya çalıştığını ve bu nedenle yeni kalkınma modeli tarafından tanımlanan genel çerçeveye ilişkin yaklaşımında gerçekçiliği, hırslarında nesnelliği ve tüm Faslıları ulusal geleceğin inşasına dahil ederek yeteneğine güvenin yanı sıra modern bir devlet ve güçlü ve birleşik bir toplum inşa edilmesinin temsilcisi olmayı seçtiğini vurguladı.
Parti, herkesin lider ve kaliteli bir devlete, sağlık hizmetlerine ve vatandaşlar için kapsayıcılığı ve saygınlığı garanti eden yeterli barınma imkanına erişimine verdiği öneme dikkat çekti. Tarım, sanayi ve turizm politikalarının sektörler arası bir dinamizm ile ekonomik büyümeye daha güçlü bir katkıda bulunmasını sağlayacak gerekli yeniden yapılanma ve iyileştirmenin bir ön koşulu olarak yönetimi geliştirmeye odaklanacakları ı vurguladı. PAM, devlet gelirlerini harekete geçirerek ve makro-ekonomik dengeleri korumak için bir dizi tedbiri uygulamaya koyarak ülkeye güçlü, olumlu ve etkili bir ivme kazandırılması ihtiyacı nedeniyle vatandaşlarla doğrudan görüş alışverişinde bulunmaya dayalı yeni bir yönetim modeli uygulayacağını bildirdi. Tüm bunların gerçekleşmesi için enerji alanında rekabet edebilirliğinin yanı sıra bağımsızlığı artırmanın, yanı kapsamlı kamu politikalarının uygulanmasıyla gençlere özel önem verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Parti, 2026 yılına kadar yıllık yüzde 6'lık bir ekonomik büyüme beklediğini ve böylece programındaki faaliyetleri finanse edebileceğini belirterek sadece bu büyüme hızının Fas ekonomisini yeterli istihdam yaratabilecek, işsizliği azaltabilecek ve böylece nüfusun yaşam standardını iyileştirebilecek hale getireceğine dikkat çekti. PAM söz konusu beklentilerin ulusal ekonominin gerçeklerini yansıtan referans yılı olan 2019'un ekonomik verilerine dayanan genel, dinamik ve çok sektörlü bir denge modeli ile şekillendiğini kaydetti.
Bu bağlamda parti, ülkenin mevcut ekonomik politikasının değiştirilmemesi halinde 2026 yılına kadar ekonomik büyümenin yıllık ortalama yüzde 4'ü geçmeyeceğini ve bunun da halkın beklentilerini karşılamak için yetersiz olacağını vurguladı.
Parti, seçim programında önerilen tedbirlerin 2022 ile 2026 yılları arasında toplam üretkenlikte tahmini yüzde 10'luk bir artışa olanak sağlayacağı, bunun da 2024 yılından itibaren ortalama yüzde 6'lık bir ekonomik büyümeye yol açacağı ve 2026 yılına kadar sektörlere göre değişen oranlarda istihdam olanaklarında artış olarak yansıyacağı değerlendirmesinde bulundu.
Ülkede 2024 yılından itibaren yıllık 175 bin kişiye istihdam sağlanacağını ve işsizlik oranının 2026'da yüzde 8,3 civarına gerileyeceğini öngören parti, bunun da 2022 ile 2026 yılları arasında yaratılacak toplam istihdamın, her yıl işsiz kalan kişilerin de sayısı dikkate alındığında yaklaşık 882 bin 500 olacağı anlamına geldiğini bildirdi.



Iraklı silahlı gruplar, İran'ın baskısıyla ‘arenaların birliğini’ yeniden canlandırmak istiyor

 Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
TT

Iraklı silahlı gruplar, İran'ın baskısıyla ‘arenaların birliğini’ yeniden canlandırmak istiyor

 Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)

Irak'taki Ketaib Hizbullah, Lübnan'daki Hizbullah’ın direnişin silahsızlandırılmasını reddetme kararını savundu ve modern ve gelişmiş bir silah cephanesi ile desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Iraklı siyasetçiler ise bölgede olası bir çatışmaya hazırlık olarak, vekil güçler arasında ‘birlikteliği’ yeniden canlandırmak için İran'ın bir planı olduğunu ifade ettiler.

Ketaib Hizbullah Genel Sekreteri Ebu Hüseyin el-Hamidavi, herhangi bir tehditle yüzleşmek için ‘direnişin cephaneliğini’ gelişmiş silahlarla destekleme ve teknik kapasitesini güçlendirme çağrısında bulundu. Bu, Lübnan hükümetinin Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına yönelik çabaları sürerken gerçekleşti.

El-Hamidavi yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi: “Suriye'deki rejimin düşüşü, ABD ve İsrail'in Yemen halkına yönelik saldırısı, İran'a karşı haince yürütülen savaş ve sistematik uluslararası baskı gibi son gelişmeler, halkları boyun eğdirmek ve iradelerini elinden almak için yapılan girişimlerden başka bir şey değil.”

El-Hamidavi, “İşgalcilere direnmek ve saldırganları caydırmak, yasalar ve şeriat tarafından güvence altına alınmış meşru bir haktır. Halkların silahları, namuslarını, kutsallarını ve topraklarını savunmak için bir kalkan olmaya devam edecektir. Bu nedenle, direnişin cephaneliğini gelişmiş silahlarla desteklemek, teknik kapasitesini güçlendirmek, savunma ve imha kabiliyetini artırmak, en yüksek hazırlık düzeyine ulaşmak ve her türlü tehdide karşı koymak için gerekli” ifadelerini kullandı.

İran destekli Iraklı örgütün bu tutumu, Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın ‘direnişin silahlarını teslim etmeyi’ reddettiğini açıklamasından bir gün sonra geldi. Kasım, Lübnan hükümetini ‘Hizbullah'ı silahsızlandırma’ kararıyla ‘İsrail projesine hizmet etmekle’ eleştirdi.

Ketaib Hizbullah mensupları, Eylül 2024'te Bağdat'ta düzenlenen geçit töreninde (Reuters)Ketaib Hizbullah mensupları, Eylül 2024'te Bağdat'ta düzenlenen geçit töreninde (Reuters)

Arenaların birliği

Iraklı gözlemciler, Ketaib Hizbullah’ın Hizbullah ile uyumlu tutumunun, İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani'nin geçen hafta iki ülkeye yaptığı ziyaretle aynı zamana denk geldiğini ifade etti. Gözlemciler, nispeten sakin bir dönemin ardından ortaya çıkan bu yeni tutumları, İran'ın bölgedeki temsilcileri arasında ‘arenaların birliği’ ilkesini yeniden tesis etme girişimi olarak değerlendirdi.

Adının açıklanmasını istemeyen bir Iraklı siyasetçi, Laricani'nin ziyaretinin sadece iki ülke arasında bir mutabakat zaptı imzalamak amacıyla yapılmadığını, bunun ülkesinin ABD ile gelecekte karşılaşabileceği endişelerini teyit etmek için bir bahane olduğunu ve Irak'ın bu konudaki tutumunu öğrenmek istediğini söyledi.

Diğer yandan Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci ile İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani arasında bir güvenlik mutabakat zaptının imza törenine katıldı.

ABD Dışişleri Bakanlığı, mutabakatı reddettiğini açıklayarak, ABD'nin hedefleriyle çelişen ve Irak'taki mevcut güvenlik kurumlarını güçlendirme çabalarına aykırı olan her türlü adıma karşı olduğunu vurguladı.

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak ile İran arasındaki sınır iş birliğini koordine etmek için bir mutabakat zaptının imza törenine katıldı. (Irak Başbakanlığı)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak ile İran arasındaki sınır iş birliğini koordine etmek için bir mutabakat zaptının imza törenine katıldı. (Irak Başbakanlığı)

İran'ın endişeleri

Şarku’l Avsat’a konuşan Iraklı siyasetçi, “Söz konusu mutabakat zaptıyla İran, Amerikalılara Bağdat ile ilişkilerinin hiçbir koşulda gerilemeyeceğini ima etmek istiyor” dedi.

Iraklı siyasetçi şöyle devam etti: “Mutabakat zaptının imzalanma nedeni, Tahran'ın ABD'nin İsrail hava desteğiyle karadan işgal etme olasılığından korkması olabilir. Bu da Tahran'ın, düşündüğü olasılıklar arasında yer alan bu karadan işgali önlemek için mutabakat zaptını imzalamasına neden oldu.”

Iraklı siyasetçiler, İran'ın Halk Seferberlik Güçleri’ni (Haşdi Şabi) korumadaki ısrarının bu endişelerle bağlantılı olduğunu yaygın olarak tartışıyor.

İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Danışmanı Ali Ekber Velayeti, ülkesinin Lübnan hükümetinin Hizbullah’ın silahsızlandırılması kararını reddettiğini doğruladı. Velayeti, Irak'taki Haşdi Şabi’nin Lübnan'daki Hizbullah’ın rolünü üstlendiğini belirterek, “Haşdi Şabi olmasaydı, Amerikalılar Irak'ı yutardı” dedi.