Suriye hükümetinde 5 bakan değişti, cumhurbaşkanı adayı devlet bakanı oldu

Beşşar Esed ekonomik krizle mücadele için yeni bir bakan atadı

Suriye Başbakanı Hüseyin Arnus (AFP)
Suriye Başbakanı Hüseyin Arnus (AFP)
TT

Suriye hükümetinde 5 bakan değişti, cumhurbaşkanı adayı devlet bakanı oldu

Suriye Başbakanı Hüseyin Arnus (AFP)
Suriye Başbakanı Hüseyin Arnus (AFP)

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, dün, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin üzerinden iki ayı aşkın bir süre geçtikten sonra, Hüseyin Arnus başkanlığında yeni bir hükümetin kurulması için bir başkanlık kararnamesi yayınladı. Yeni hükümet, Başbakan Armus’un önceki hükümetinde önemli değişiklikler yapılmadan kuruldu.
Yeni hükümette sadece beş bakanlıkta değişikliğe gidilirken cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olan Abdullah Sellum Abdullah devlet bakanı olarak atandı. Enformasyon Bakanı İmad Sarah’ın yerine ise Butros Hallak getirildi.
Suriye Devlet Başkanı Esed, bu ayın başlarında, Başbakan Arnus'u yeni hükümeti kurmakla görevlendirdi. Suriye Anayasası’na göre hükümetin görev süresi, cumhurbaşkanlığı görev süresinin sona ermesiyle, yani her yedi yılda bir sona eriyor. Yeni hükümet, anayasal yeminini ettikten sonra istifa etmiş sayılıyor ve geçici bir hükümete dönüşüyor.
Esed, 17 Temmuz'da, yetkililerin oyların yüzde 95,1'ini kazandığını açıkladığı bir  seçim süreciyle yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinden yaklaşık iki ay sonra, dördüncü kez yedi yıllık bir cumhurbaşkanlığı dönemi için yemin etti. Batılı güçler ve muhalifleri ise seçimlerin bütünlüğünü ve sonuçlarını sorguladı.
Suriye Cumhurbaşkanlığı, Salı günü, Esed'in 29 bakandan oluşan yeni hükümetin kurulması için kararname çıkardığını duyurdu. Yeni hükümette beş bakanlıkta yapılan değişiklik dışında önceki ekibin çoğunluğu koltuğunu korudu.
Savunma, dışişleri, içişleri, maliye ve ekonomi gibi üst düzey bakanlıklarda herhangi bir değişiklik yapılmadı. Enformasyon Bakanlığı, İç Ticaret ve Tüketiciyi Koruma Bakanlığı, Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı ile iki devlet bakanlığında değişiklik yapıldı.
Başbakan Arnus, 2011 yılından bu yana kanlı bir çatışmaya tanık olan bir ülkede, ikinci kez başbakanlık görevini üstlendi. Esed, Arnus’u Haziran 2020'de İmad Hamis’in yerine geçici olarak başbakanlık görevine atadıktan sonra, Ağustos 2020'de yeni bir hükümet kurmakla görevlendirdi.
Ülke, komşu ülke Lübnan'da hızlanan ekonomik çöküşün yanı sıra savaşın yol açtığı ve Batı yaptırımlarının daha da ağırlaştırdığı en ağır ekonomik krizlerini yaşarken, bu durum hükümetin omuzlarına büyük bir sorumluluk yüklüyor.
Eski hükümet, geçtiğimiz aylarda sübvansiyonsuz benzin, motorin, ekmek, şeker ve pirinç fiyatlarının artırılması da dahil olmak üzere çok sayıda zorlu karar aldı. Mevcut durum elektrik kesintileri sorunu, gaz beslemeli elektrik santrallerinin kıtlığı ile daha da kötüleşti. Bazı bölgelerde elektrik kesintisi süresi günde yirmi saati geçti.
Hükümet bölgelerindeki Suriyeliler, 29 bakanlıktan beş bakanlığın değiştiği Hüseyin Arnus'un ikinci hükümetinin kurulduğu haberini büyük bir hayal kırıklığı ve umutsuzlukla karşıladılar.
Butros Hallak, İmad Abdullah Sarah'ın yerine Enformasyon Bakanı olarak atandı. Sarah, Esed'in danışmanı Luna Şibil ile on yıl sonra ilk kez televizyon ekranlarında görüldüğü bir televizyon programına katılmış ve Esed'in dördüncü dönemi için açıklamalarda bulunmuştu. Sarah’ın açıklamaları yoğun eleştirilere neden olmuştu. Bu nedenle bu değişiklik bekleniyordu. Butros Hallak’ın, 1999 yılında Kahire Üniversitesi’nde Halkla İlişkiler ve Reklamcılık alanında doktora yaptığı biliniyor.
İç Ticaret ve Tüketiciyi Koruma Bakanlığına, 2013-2020 yılları arasında Humus Valiliği görevini yürüten ve 2020 yılında İç Ticaret ve Tüketiciyi Koruma Bakanı olan Hamalı Talal Barazi'nin yerine eski Enformasyon Bakanı Amr Salim atandı. Ülke, Barazi’nin bakanlığı döneminde, tarihinin en kötü ekmek krizine tanık oldu. Barazi, sübvansiyonlu ekmek dağıtımında elektronik kart sisteminin uygulanması ve kişi başına günlük iki buçuk somun ekmek kotasının belirlenmesiyle ekmek tüketimini rasyonelleştirme programını hayata geçirildi.
2005-2007 yılları arasında Enformasyon Bakanı olarak görev yapan Amr Salim, Devlet Başkanı Esed'in danışmanlığını ve Suriye Bilimsel Bilişim Derneği'nin kurucu üyeliğini yaptı. Suriye hükümetinin son yıllardaki performansını eleştiren Salim, kırsal bölgelerin ve diğer illerin geliştirilmesine ve başkente göçün sınırlandırılmasına dikkat edilmediği takdirde Şam'ı tehlikeli bir sonun beklediği konusunda uyardı.
Değişiklik yapılan bakanlıklar arasında Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı da yer alıyordu. Suriye Arap Sosyalist Birliği Partisi'nin (ASB) merkez komite üyesi Mühendis Muhammed Seyfeddin, 1953 yılında Kuneytra'da doğan ve jinekolog olan Selva el-Abdullah'ın yerine Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı olarak atandı. Selva el-Abdullah, Arnus’un hükümetinde Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı görevine getirilmeden önce Örgütsel İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapıyordu. Arnus’un yeni hükümetinde Abdullah’ın yerine getirilen Muhammed Seyfeddin ise daha önce Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı'nda İdari ve Hukuki İşlerden Sorumlu Bakan Yardımcılığı, ardından aynı bakanlıkta Sosyal İşler Müdürlüğü görevlerinde bulundu.
Üç devlet bakanlığında yapılan değişikliklerde en dikkat çekici olanı, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylığını koyan Abdullah Sellum Abdullah'ın devlet bakanı olarak atanmasıydı. Üç devlet bakanlığı arasında Devlet Bakanı Fayiz al-Berşe koltuğunu korurken, Abdullah Sellum Abdullah ve Diyala Berekat, Muhammed Semir Haddad ve Melul el-Huseyin’in yerlerine atandılar.
Yeni Suriye hükümetinin kurulmasına ilişkin Salı günü yayınlanan 2021 tarihli ve 208 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çerçevesinde mühendis Hüseyin Arnus, Bakanlar Kurulu başkanlığında (başbakan) kalırken General Ali Abdullah Eyyüb, Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı, Muhammed Abdussettar es-Sayed Vakıflar Bakanı, Mansur Azzam Cumhurbaşkanlığı İşleri Bakanı ve Faysal el-Mikdad Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı olarak görevlerine devam edecekler.



Libya'nın yerel seçim haritasını askeri ve aşiret bağlılıkları ‘kontrol ediyor’

 Geçtiğimiz kasım ayında yapılan belediye seçimlerinin ilk turunda seçim merkezinde oyunu kullanan bir Libya vatandaşı (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)
Geçtiğimiz kasım ayında yapılan belediye seçimlerinin ilk turunda seçim merkezinde oyunu kullanan bir Libya vatandaşı (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)
TT

Libya'nın yerel seçim haritasını askeri ve aşiret bağlılıkları ‘kontrol ediyor’

 Geçtiğimiz kasım ayında yapılan belediye seçimlerinin ilk turunda seçim merkezinde oyunu kullanan bir Libya vatandaşı (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)
Geçtiğimiz kasım ayında yapılan belediye seçimlerinin ilk turunda seçim merkezinde oyunu kullanan bir Libya vatandaşı (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)

Askeri, siyasi ve aşiret bağlılıkları, tarihi henüz belirlenmemiş olan Libya genelindeki yerel seçimlerin ikinci turu için seçim manzarasının ‘büyük bir bölümünü’ kontrol ediyor.

Aktivistlere ve siyasi analistlere göre bu bağlılıklar ‘askeri oluşumların’ etkisinden Libya Ulusal Ordusu'na (LUO) ve Libyalı aşiretlere kadar uzanıyor. El-Aziziye’deki Evlad Salih aşiretinden bir milisin ‘barış’ listesinden aday olmak isteyenleri tehdit ettiği ve onları askeri karargahlarda alıkoyduğu yönündeki suçlamalarının ardından başkent Trablus'ta bu harita açıkça görüldü.

Tehditler ve gözdağı

İsmini vermek istemeyen bir kaynak ve bir sivil aktivist, Şarku’l Avsat'a bu olayın bazı detaylarını açıklayarak, ‘bir akademisyen ve bir adayın ekibinden bir kişinin, bir belediye başkanından seçimlerden çekilmeleri için doğrudan tehdit ve gözdağı aldıklarını’ belirtti.

El-Aziziye'de Evlad Salih aşireti üyeleri tarafından düzenlenen bir protestodan (videodan alınan ekran görüntüsü)El-Aziziye'de Evlad Salih aşireti üyeleri tarafından düzenlenen bir protestodan (videodan alınan ekran görüntüsü)

İki kaynağın ifadeleri, bu yerel yetkilinin nüfuzunu Milis 55 Komutanı Beşir ed-Davi ile olan ilişkisinden aldığı ve diğer adayları, güvenlik ve kötüleşen hizmet koşullarından mustarip bir şehirde toplumsal barış endişesiyle seçimlere katılmaktan kaçınmaya zorladığı konusunda örtüşüyor.

Belediyeye bağlı sosyal medya platformları, yerel yetkilinin aşiret aktörleriyle yaptığı toplantıların fotoğraflarını ve video kayıtlarını yayınlayarak yaklaşan seçim turunda kendisine bağlılığını gösterdi. En önemlisi de bu yerel yetkilinin 3 Şubat'ta Cefara Emniyet Müdürü Tümgeneral Abdunnasır et-Tayef'in evinde Milis 55 Komutanı ile bir araya gelmesi oldu.

Geçtiğimiz kasım ayında yapılan belediye seçimlerinin ilk turunda seçim merkezinde oyunu kullanan bir Libya vatandaşı (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)Geçtiğimiz kasım ayında yapılan belediye seçimlerinin ilk turunda seçim merkezinde oyunu kullanan bir Libya vatandaşı (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)

Sosyal medyada dolaşan bu suçlamalara yerel yetkililerden ya da ed-Davi'den resmi bir yanıt gelmezken, Şarku’l Avsat'ın konuştuğu Libyalı aktivistler Trablus'ta aday olmak isteyen vatandaşlara yönelik ‘ihlaller ve baskılar’ olduğunu söyledikleri bir liste hazırlamakla meşguldü.

Aralarında Trablus'un da bulunduğu 63 belediyede yapılan yerel seçimlerin ikinci turu, Libya Yüksek Seçim Komisyonu tarafından açıklanan takvime göre, geçen hafta sonunda tamamlandı.

Seçim dürüstlüğünün ciddiyeti

Şarku’l Avsat'a bir açıklama yapan siyasi aktivist Muhammed Kaşut, ‘adaylara sandık yoluyla belediyelerine hizmet etmeleri için baskı yapıldığı’ yönündeki haberlerin ortasında ‘seçim dürüstlüğünden’ bahsetmenin ciddiyetini sorguladı.

Libyalı siyasi analist Muhammed Amtarid'e göre, bu belediyelerin küçüklüğü ve seçmenleri üzerindeki sınırlı siyasi ve askeri etkileri göz önüne alındığında, nüfuz yarışının geçtiğimiz ekim ayında yapılan belediye seçimlerinin ilk turunda ortaya çıkmadığını belirtmek gerekli.

ABD Libya Özel Temsilcisi Richard Norland, Libya Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı ile daha önce yaptığı bir görüşmede. (UNSMIL)ABD Libya Özel Temsilcisi Richard Norland, Libya Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı ile daha önce yaptığı bir görüşmede. (UNSMIL)

Belediye seçimlerindeki sadakat ve tehdit tartışmalarının başkent Trablus'un diğer bölgelerinde de tekrarlanması muhtemel görünüyor. Milislerin etkisi üç ana bölgede artıyor: İstikrarı Destekleme Gücü Komutanı Abdulgani el-Kikli'nin etki alanına giren Ebu Selim bölgesi, Özel Caydırıcı Güç Komutanı Abdurrauf Kara'nın kontrolü altındaki Suk el-Cuma bölgesi, Tümgeneral Mahmud Hamza'nın komuta ettiği 444. Tugay’ın bulunduğu Ayn Zara.

Aktivist Muhammed Kaşut'a göre bu durum, ‘her partinin bir sonraki siyasi aşamaya hazırlık olarak belediyeleri kontrol etme ve bu belediyelerdeki sözleşme ve projelerden mali olarak yararlanma arzusunun pratik bir tercümesi.’

Komisyon tarafından yayınlanan karara göre ikinci aşama seçimleri 41'i batı bölgesinde, 13'ü doğu bölgesinde ve 9'u güney bölgesinde olmak üzere 63 belediyede yapılacak.

Hammad hükümetinin kontrolü

Libya'nın doğusunda da durumlar iyi değil. Libya Güvenlik ve Askeri Araştırmalar Merkezi Direktörü Eşref Bufarda'ya göre Libya Temsilciler Meclisi (TM) tarafından atanan hükümetin kontrolü seçim sahnesinde açıkça görünüyor. Bufarda, sonuçların LUO Genel Komutanlığı’nın isteklerine aykırı olması halinde askeri liderlerden oluşan yönlendirme konseylerinin atanmasını da göz ardı etmedi.

Hammad hükümeti daha önce de geçtiğimiz ocak ayında Sirte'nin doğusundaki Harava belediyesinin seçilmiş konseyini, Libya'nın batısındaki Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) önünde yasal yemin etmesinin ardından askıya almıştı.

Libyalıları belediye seçimlerine yoğun bir şekilde katılmaya teşvik etmek için yürütülen kampanyadan (Şarku’l Avsat)Libyalıları belediye seçimlerine yoğun bir şekilde katılmaya teşvik etmek için yürütülen kampanyadan (Şarku’l Avsat)

Libya'da Mart 2022’den bu yana iki hükümet iktidar mücadelesi veriyor. Bu hükümetlerden biri, başkent Trablus merkezli, Abdulhamid Dibeybe’nin başbakanı olduğu UBH. Diğeri ise Usame Hammad’ın başbakanı olduğu ve TM tarafından desteklenen, merkezi Libya'nın doğusunda bulunan Libya İstikrar Hükümeti (LİH).

Libyalı siyasi analist Amtarid'e göre buna paralel olarak aşiret bileşenlerinin Libya'nın doğusundaki belediye seçimlerinde önemli bir varlık göstermesi bekleniyor. Listeleri şehirli ve Bedevi kabileler arasında değişen Bingazi'nin özgünlüğüne işaret eden Amtarid, bu durumun Derne için de geçerli olduğunu, Tobruk ve el-Beyda gibi şehirlerde ise bazı kabilelerin hâkim olduğunu söyledi.

Tobruk kentindeki eş-Şifa ve Daru's Selam gibi seçim listelerinde yer alan isimler, Beyt Meryem kabilesi üyelerinin el-Katan kabilesi ile tarihi rekabeti ışığında bu ay bir toplantı sırasında gerçekleştirdikleri seçim istişarelerine paralel olarak ortaya çıkmaya başladı.

Şarku’l Avsat'a konuşan ve ismini vermek istemeyen bir sivil aktiviste göre, gözlemciler Libya'nın doğusunda ilk turda yaşanan ve aşiret gerilimleri olarak tanımlanan olayların tekrarlanmasından korkuyor. Örneğin Ecdebiye kenti, ez-Zaviye aşiretine bağlı bir listenin el-Meğaribe aşiretine bağlı başka bir listeye karşı kazanmasının ardından gerginliğe sahne oldu. Sivil aktivist, ilk listenin LUO’dan açık destek aldığına dikkat çekti.

Libya Yüksek Seçim Komisyonu verilerine göre, 16 Kasım'da 58 belediyede yapılan ilk tur seçimlerine, toplam seçmen sayısının yüzde 74'ü gibi yüksek bir katılım gerçekleşti.

Libya'nın güneyinde, LUO'nun güvenlik kontrolüne rağmen, özellikle Evlad Süleyman, et-Tabu ve el-Makarha arasındaki aşiret çatışmaları seçim sahnesine yansıyabilir. Bu bağlamda Libyalı analist Muhammed Amtarid, “Her kabilenin belirli bölgelerde etkisi var ve bazıları belediyeyi kontrol etmek için varlıklarını zorla dayatıyor” dedi.

Eşref Bufarda'ya göre, belediye seçimlerindeki sadakat haritasının bir başka tarafında, eski rejimin destekçileri en önde gelen menfaatçiler gibi görünüyor. Şarku’l Avsat'a konuşan Bufarda, belediye seçimlerinin Seyfulislam'ın destekçileri için altın bir fırsat olduğunu söyledi. Bufarda, “Öyle ki bu seçimler onların siyasi hayata ve devlet sistemine geri dönmelerini ve Şubat Devrimi'nden 14 yıldan fazla bir süre sonra Libyalılarla doğrudan iletişim kurabilmelerini sağlıyor” ifadelerini kullandı.

Libyalı siyasi analist Muhammed Mahfuz, ‘yasadışı atama ve tayinlerden bahsetmek yerine’ partilerin belediyelere siyasi katılım konusuna ilgi göstermesini önemli bir başarı olarak nitelendirdi ve bunu ‘krizin çözüm aracı olarak sandığa olan inancın devam ettiğinin’ bir kanıtı olarak değerlendirdi.