İsveç’te görülen 1988’deki infazlarla ilgili duruşmada İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin de adı geçti

Halkın Mücahitleri Örgütü’nün destekçileri Stockholm'de, 1988'de yapılan infazlarla duruşmaların görüldüğü mahkeme önünde protestolarını sürdürüyorlar. (Reuters)
Halkın Mücahitleri Örgütü’nün destekçileri Stockholm'de, 1988'de yapılan infazlarla duruşmaların görüldüğü mahkeme önünde protestolarını sürdürüyorlar. (Reuters)
TT

İsveç’te görülen 1988’deki infazlarla ilgili duruşmada İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin de adı geçti

Halkın Mücahitleri Örgütü’nün destekçileri Stockholm'de, 1988'de yapılan infazlarla duruşmaların görüldüğü mahkeme önünde protestolarını sürdürüyorlar. (Reuters)
Halkın Mücahitleri Örgütü’nün destekçileri Stockholm'de, 1988'de yapılan infazlarla duruşmaların görüldüğü mahkeme önünde protestolarını sürdürüyorlar. (Reuters)

İsveç’te İranlı eski yetkili Hamid Nuri'nin 1988'de İran'daki infazlardaki rolü nedeniyle yargılanmasının başlamasından iki gün sonra davada, yeni İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin de adı geçti. İsveç Cumhuriyet Savcısı, Stockholm'deki mahkemede "Ölüm Komitesi" başlıklı bir sunum yaptı. Sunum sırasında büyük ekranda Reisi’nin yakın tarihli bir fotoğrafını gösterildi.  Ölüm Komitesi, söz konusu dönemde Tahran'da savcı yardımcısı olan mevcut Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin de aralarında bulunduğu dört hâkimden oluşan bir ekip olarak biliniyor.
İsveç Cumhuriyet Savcısı Kristina Lindhof Karlsson, Hamid Nuri'nin Tahran'ın batısındaki Kerec kentinde bulunan Gohardeşt Hapishanesi’nde mahkumları "ölüm salonuna" götüren kişilerden biri olduğunu söyledi. Cumhuriyet Savcısı, İran cezaevlerinde infaz emirlerini yerine getirmek için oluşturulan "ölüm yan komiteleri" bulunduğunu ve Nuri'nin bunlardan birinin üyesi olduğuna dikkat çekti. Savcılık, İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin yer aldığı ve Şeriat Mahkemesi Hakimi Hasan Ali Nuri başkanlığındaki ‘Ölüm Komitesi’nde’ yer alan dört hakimin fotoğraflarını mahkemeye sundu. Komitede, Reisi ve Nuri dışındaki hakimler; Tahran Savcısı Murteza İşraki ve dönemin İstihbarat Bakanı Mustafa Pürmuhammedi olarak sıralandı.
Savcılık makamı ayrıca Humeyni'den gelen bir fetvaya dayanarak oluşturulan ‘Ölüm Komitesi’ni’ inceledi. İsveç Cumhuriyet Savcısı, mahkeme salonunun içindeki büyük ekranda İran-Irak Savaşı’nın sonunda Velayet-i Fakih rejiminin kurucu rehberinin verdiği fetvayı görüntüledi. Bu, İsveççe tercüme edilen, el yazısıyla yazılmış orijinal fetvaydı. Cumhuriyet Savcısı, ‘tövbe etmeyen, konumlarından ve bağlılıklarından vazgeçmeyen’ Halkın Mücahitleri Örgütü destekçilerinin öldürülmesi çağrısında bulunan fetvayı okudu.
Nuri'nin savunma avukatı, fetvanın "doğru olmadığını" belirterek iddialara itiraz etti. Savcılık, İran rejimine bağlı bir internet sitesinde yayınlanmış olması da dahil olmak üzere fetvanın geçerliliğine dair birtakım kanıtlar göstererek bu itiraza yanıt verdi. Savcılık ayrıca Hamid Nuri'nin Stockholm Havaalanı’nda tutuklanma anını gösteren fotoğrafları ve Nuri’ye ait sıradan bir İran pasaportunu da mahkemeye sundu. Daha sonra, Nuri’nin ailesiyle birlikte Tahran'da çekilmiş fotoğrafları da gösterildi. Yaklaşık 50 tanıktan bu fotoğraflardaki kişinin Hamid Nuri olduğuna dair teyit aldığını söyleyen İsveç Cumhuriyet Savcısı Kristina Lindhof Karlsson, “Hamid Nuri, Tahran'ın batısındaki Kerec kentindeki Gohardeşt Hapishanesi’nde Hamid Abbasi olarak biliniyordu” dedi.
Hamid Nuri'nin ekibinin hangi savunma planını benimseyeceği ise henüz belli değil. Hamid Nuri, ilk oturumda Hamid Abbasi olduğu iddiasını yalanlamıştı. Şarku’l Avsat'ın Nuri'nin savunma ekibine "kimlik hatası" savunmasını benimseyip benimsemeyeceğine ilişkin sorusuna yanıt olarak mahkeme tarafından atanan avukatlardan biri şunları söyledi:
“Müvekkilim aleyhindeki tüm suçlamaları reddediyorum. Savunma planımı şimdi açıklamayacağım. Önümüzdeki hafta mahkemeye sunacağım.”
Savcılık makamı, İran-Irak Savaşı’ndan başlayarak 1980'lerin sonunda İran'da yargısız infazlara yol açan olayların kronolojik bir hesabını yapmaya başlamıştı. O dönemde İran rejiminin, Halkın Mücahitleri Örgütü’ne yönelik uyguladığı baskıdan söz eden Cumhuriyet Savcısı şunları söylemişti:
“Bu nedenle örgüt Irak'a sığındı ve İran rejimini devirmek için Bağdat'tan destek istedi. Örgüt ile İran rejimi arasındaki mücadele, uluslararası değil, bir iç çatışmadır. Muhalefetteki bir taraf ile iktidardaki bir tarafın çatışmasıydı. İki taraf arasındaki bu askeri çatışma çerçevesinde toplu infazlar gerçekleşti. Halkın Mücahitleri Örgütü destekçilerine yönelik cezaevlerinde gerçekleşen infazlar ‘organize tasfiyeydi.’ İran daha sonra sürekli olarak, 2003 yılına kadar, örgütün Irak'taki merkezine saldırılar gerçekleştirdi.”
Savcılık ayrıca, Uluslararası Af Örgütü'nün toplu ölümlere ilişkin toplu mezarların olası yerlerine ışık tutan ve olası konumlarının uydu görüntülerini gösteren bir raporu da delil olarak mahkemeye sundu. Kurbanların cesetleri ailelerine teslim edilmedi. Diğer yandan Nuri’nin, mahkemenin ikinci günü öğleden sonra, duruşmanın bitimine doğru dışarıdan gelen göstericilerin seslerine itiraz etmesi üzerine yargıç duruşmayı kısa bir süreliğine durdurdu. İsveç polisi, Halkın Mücahitleri Örgütü yanlısı protestocuların öğleden sonra mahkeme önünde toplanmasına izin verdi. Protestocular sabah oturumları sırasında daha uzakta duruyorlardı. Duruşma, göstericilerin toplandığı ana yola bakan mahkeme salonunun ikinci katında gerçekleşiyor. Bu da protestocuların seslerinin mahkeme salonunda net bir şekilde duyulmasına neden oluyor.



G7 toplantısının gündeminde Ortadoğu ve Ukrayna var

İtalya'nın Lazio bölgesindeki Anani'de G7 dışişleri bakanları toplantısı öncesinde güvenlik nöbet tutuyor  (EPA)
İtalya'nın Lazio bölgesindeki Anani'de G7 dışişleri bakanları toplantısı öncesinde güvenlik nöbet tutuyor  (EPA)
TT

G7 toplantısının gündeminde Ortadoğu ve Ukrayna var

İtalya'nın Lazio bölgesindeki Anani'de G7 dışişleri bakanları toplantısı öncesinde güvenlik nöbet tutuyor  (EPA)
İtalya'nın Lazio bölgesindeki Anani'de G7 dışişleri bakanları toplantısı öncesinde güvenlik nöbet tutuyor  (EPA)

G7 dışişleri bakanları bugün Roma yakınlarında toplandı; İki gün boyunca bölgesel mevkidaşlarının katılımıyla Ortadoğu'daki çatışmanın yanı sıra, Ukrayna'daki savaşa odaklanan görüşmelerde bulunulacak.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Roma yakınlarında bulunan Fiuggi ve Anani'deki toplantıda, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Galant ve Hamas hareketindeki askeri yetkili Muhammed Al-Dayf hakkında çıkardığı tutuklama emirleri müzakere edilecek.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in de katılımıyla bugün öğleden sonra başlayan oturumların ilk konusu, ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nde Gazze'de ateşkes öngören bir karar tasarısını veto etmesinden beş gün sonra Ortadoğu ve Kızıldeniz'deki durum olacak.

İtalya Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, “Ortaklarımızla birlikte Gazze ve Lübnan'da ateşkesin sağlanmasına yönelik çabaları desteklemenin yollarını, halkı desteklemeye yönelik girişimleri ve bölgenin istikrarı için güvenilir bir siyasi ufku teşvik etmeyi görüşeceğiz” denildi.

İtalya, en gelişmiş yedi ülkeden oluşan Grubun (Fransa, ABD, Japonya, Kanada, Birleşik Krallık, Almanya ve İtalya) dönüşümlü başkanlığını yürütüyor ve bu toplantının gündemine genişletilmiş bir diyalog oturumu dahil edildi. Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Emirlikler ve Katar'dan bakanların yanı sıra Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Aboul Gheit de toplantıda yer alacak.

Salı günü yapılacak ikinci gün görüşmelerinde, Ukrayna'daki savaş ve Hint-Pasifik bölgesindeki durum ele alınacak ve oturuma birçok Asya ülkesinden bakanlar katılacak. G7 bakanları ayrıca Haiti, Sudan ve Venezüella'da devam eden krizleri de görüşecek.

Bu arada Akdeniz ülkelerinin dışişleri bakanları, Batı Balkan ülkelerinin ilk kez bulunacağı “Akdeniz Diyalogları”nın onuncusuna katılmak üzere saat 9.00'da (08.00 GMT) Roma'da bir araya gelecek. Katılımcılar arasında Hırvatistan, Ürdün, Mısır, Hindistan, Libya, Lübnan, Yemen ve Filistin'in yanı sıra Arnavutluk, Bosna-Hersek, Kuzey Makedonya ve Karadağ'ın dışişleri bakanları da yer alıyor.