Hafter’in askeri atamalar yapması ordu ve yürütme otoriteleri arasında krizin fitilini ateşledi

Mareşal Halife Hafter’in aldığı kararları reddeden Libya hükümeti, bunları yetkilerinin bir ihlali olarak tanımladı

LUO Başkomutanı Mareşal Halife Hafter, askeri bölgelerdeki kendisine bağlı komutanları yeniden atamak için bir dizi karar çıkardı (AF)
LUO Başkomutanı Mareşal Halife Hafter, askeri bölgelerdeki kendisine bağlı komutanları yeniden atamak için bir dizi karar çıkardı (AF)
TT

Hafter’in askeri atamalar yapması ordu ve yürütme otoriteleri arasında krizin fitilini ateşledi

LUO Başkomutanı Mareşal Halife Hafter, askeri bölgelerdeki kendisine bağlı komutanları yeniden atamak için bir dizi karar çıkardı (AF)
LUO Başkomutanı Mareşal Halife Hafter, askeri bölgelerdeki kendisine bağlı komutanları yeniden atamak için bir dizi karar çıkardı (AF)

Zayed Hediyye
Ülkeyi siyasi ve askeri bölünmeler, anlaşmazlıklar ve kavgalar ile dolu geçiş döneminden kurtarıp istikrar ve kurumları birleştirme dönemine geçirmek için Libya siyasi sürecindeki önemli dosyaların çözülmesinde gecikmeler yaşanırken, kriz tarafları, uzun soluklu olmayan kırılgan bir anlaşmanın ardından eski kavgalarına ve meşruiyet konusundaki anlaşmazlıklarına geri döndüler.
Libya sahasında yaşanan en son anlaşmazlık, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkomutanı Halife Hafter ve Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi arasında patlak verdi. Küçük çapta başlayan bu anlaşmazlık, gittikçe büyüyerek açık sözlü atışmalar ve askeri kararların alınmasının meşruiyeti ve geçerliliği hususunda karşılıklı suçlamalara vardı.
Bu anlaşmazlıklar ABD’nin Libya Özel Temsilcisi ve Trablus Büyükelçisi Richard Norland’ı, sekteye uğrayan siyasi yol haritasını desteklemek, bu yılın sonunda genel seçimlerin yapılmasını sağlamak ve ülkeyi içinde bulunduğu siyasi çıkmazdan kurtarmak için Mareşal Halife Hafter ve müttefiki Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ile Kahire’de görüşme talebinde bulunmaya iten sebeplerden birini oluşturuyor.

Askeri atamalar konusundaki anlaşmazlıklar
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, Bingazi'deki ordu komutanlığı ile Trablus'taki siyasi yürütme kurumları arasındaki anlaşmazlık, LUO lideri Mareşal Halife Hafter’in hafta ortasında askeri bölgelerde kendisine bağlı olan komutanların yeniden atanmasına ilişkin bir dizi karar çıkarmasının ardından başladı.
Hafter’in Ofisi’nin Müdürü Korgeneral Hayri et-Temimi, Libya Ordusu'nun kuruluşunun 81’inci yıldönümü vesilesiyle yapılan kutlama merasiminde Korgeneral Abdullah es-Sani’nin Başkomutanlığa bağlı Siyasi ve Askeri Danışmanlar Ofisi Direktörü olarak görevlendirildiğini, Hava Kuvvetleri Operasyon Komutanı Korgeneral Sakr el-Ceruşi’nin Askeri Teftiş Direktörü olarak atandığını ve Emrace el-Amami’nin Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı’na atandığını duyurdu.
Aynı zamanda Hafter, Tümgeneral Miftah Şakluf’un rütbesinin korgeneral rütbesine çıkarılıp Sınır Kurmay Başkanlığı’na atanması, Tümamiral Şuayb es-Sabir’in Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı’na atanması ve Tümgeneral Pilot Muhammed el-Menfur’un korgeneral rütbesine terfi ettirilip Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı’na atanması için bir dizi karar çıkardı.
Buna karşılık Trablus’taki Başkanlık Konseyi bu kararları Cenevre’deki siyasi ittifakın kendisine vermiş olduğu yetkilerin bir ihlali olarak değerlendirdi. Cenevre’deki oturumlar sonucunda kendisine Libya Silahlı Kuvvetler Başkomutanı sıfatı verilen konsey açıklamasında “Subayların normal ve istisnai olarak terfi ettirilmesi, kendilerine ayrıcalıklı bir pozisyon verilmesi, askeri birliklerin kurulması ve askeri bölge komutanları ile yardımcılarının atanması, Silahlı Kuvvetler Başkomutanı sıfatıyla yasal olarak Başkanlık Konseyi'nin esas yetkisidir. Herhangi bir taraf veya otorite tarafından bu yetkiye karşı çıkılarak verilen her türlü karar geçersiz sayılır ve buna yetkisi olmayan bir otorite tarafından verildiği için iptal edilmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

Hafter naipliği reddediyor
Bu açıklama Bingazi’deki Hafter’i kışkırttı. Hafter Libya Arap Ordusu'nun kuruluşunun 81’inci yıldönümü vesilesiyle yapılan kutlama merasiminde yaptığı konuşmada ordunun doğrudan halk tarafından seçilmemiş herhangi bir otoriteye boyun eğmeyeceğini söyleyerek ne halkın vekilliğini ne de onun naipliğini yapan bir otoriteyi kabul etmeyeceğini vurguladı.
Hafter “Silahlı kuvvetler, milislerin ve terörist grupların yönetiminden uzak adaletin ve istikrarın hakim olduğu bir devlet kurmak için pek çok fedakarlık yaptı. LUO’nun elleri adil bir barış sağlanması ve çatlakları kapatmaya, yaraları sarmaya ve ülkenin yüksek maslahatları adına bütün trajedileri geride bırakarak temiz bir sayfa açmaya çalışan herkes için uzanmaya devam edecek” dedi.
Hafter “LUO terörle mücadele etmeseydi hiçbir hükümet kurulamaz ve işlerini yürütemezdi. Yıldırım Operasyonu olmasaydı, petrol sahaları milislerin elinden kurtarılamazdı” şeklinde sözlerini sürdürdü.

Hükümet de anlaşmazlığa dahil oluyor
Anlaşmazlık Ordu Başkomutanlığı ile Başkanlık Konseyi arasındaki askeri atamalar meselesiyle sınırlı kalmadı. Bilakis Ulusal Birlik Hükümeti de anlaşmazlık hattına üçüncü bir taraf olarak girdi. Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı ve Savunma Bakanı Abdulhamid Dibeybe konuya ilişkin yaptığı açıklamasında askeri kurumun vasfı ne olursa olsun herhangi bir kişiye bağlı olamayacağını vurguladı.
Dibeybe, Libya Arap Ordusu'nun kuruluşunun 81’inci yıldönümü vesilesiyle yaptığı konuşmasında “Libya ordusu hepimizin ordusudur. Görevi, egemenliğimizi, onurumuzu ve kara, deniz ve hava sınırlarımızın güvenliğini herhangi bir bağlılık olmadan veya birinin safını tutmadan korumaktır. Bu geçmişte de böyleydi şimdi ve gelecekte de bu şekilde kalacak. Libya ordusu barışı korumak için doğmuştur. Ne tehdit eder ne de terör estirir. Sebepleri ne olursa olsun hiçbir zaman silahlarının namlusunu vatanın evlatlarının göğsüne doğrultması mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
İlk defa Bingazi’deki ordunun Trablus’a girmek için bir buçuk yıl önce başlattığı askeri operasyonu eleştiren Dibeybe “Başkentler değerli incilerdir ve ordular onları korumak için bulunur; saldırmak, halkını korkutmak ve mülklerini yıkmak için değil… Hiçbir ulusal ordu herhangi bir bahane veya sebep ile halkına ve şehirlerine korku salamaz” dedi.
Dibeybe açıklamasını şu sözlerle sona erdirdi:
“Hepimizin arzuladığı devlet, temelleri liyakat, vatan sevgisi ve vatanı koruma olan bir idarenin çatısı altında ordu da dahil olmak üzere herkesin sivil bir otoriteye tabi olduğu ve herhangi bir dikte veya ön şarta boyun eğmediği medeni sivil bir devlet olacak.”

Eski anlaşmazlık
Başkanlık Konseyi ile Mareşal Halife Hafter arasındaki askeri kararlar çıkarma yetkisi hususundaki anlaşmazlık yeni olmadığı gibi Hafter tarafından yapılan yeni askeri atamalarla da başlamadı. Bilakis bu anlaşmazlık aylar önce, Hafter’in DEAŞ unsurlarını temizlemek için güneyde bir askeri operasyon başlatmasından ve Başkanlık Konseyi’nin kendisine danışılmadan askeri kararlarlar verilmesini reddetmesinden sonra başlamıştı.
O dönem Başkanlık Konseyi Hafter’in karşı çıktığı bir açıklama yayınlamıştı. Söz konusu açıklamada “Başkanlık Konseyi, Libya Silahlı Kuvvetler Başkomutanı sıfatıyla, personel, silah veya mühimmat nakli de dahil olmak üzere, herhangi bir amaçla askeri konvoyların hareketlerini yasaklıyor” ifadelerini kullanmıştı. Ülkenin güvenliğinin tehlikeye girmesi durumunda nereye isterse oraya askerlerini gönderme yetkisi olduğunu söyleyen Hafter ise bu açıklamada yazanların hiçbirine uymuyordu.

Kahire'de önemli görüşme
Libya krizinin siyasi ve askeri tarafları arasında birden fazla düzeyde ve çok sayıda dosyada anlaşmazlık yaşanıyor. Bu anlaşmazlıklar öyle bir noktaya vardı ki seçimlerin Aralık ayında yapılması hususunda ciddi bir tehlike oluşturmaya başladı. Bu anlaşmazlıkları gidermek amacıyla Libya Özel Temsilcisi ve Trablus Büyükelçisi Richard Norland’ın temsilciliğinde ABD ve Mısırlı yetkililer, LUO Başkomutanı Mareşal Halife Hafter ve Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ile Kahire'de toplantı yapmak üzere harekete geçti. ABD'nin Libya Büyükelçiliği Twitter'dan yaptığı açıklamada bu görüşmelerin “ABD'nin önümüzdeki Aralık ayında yapılması beklenen Libya parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini destekleme çabalarının bir parçası olarak” geldiğini ifade etti.
ABD’nin Libya Büyükelçiliği Twitter üzerinden yaptığı ikinci bir paylaşımında “Libya’daki kilit isimlerle son zamanlarda yapılan görüşmelerde olduğu gibi Büyükelçi Richard Norland, bu yılın sonunda yapılacak seçimler için gerekli anayasal temelin ve yasal çerçevenin oluşturulması için kaçınılmaz olan zorlu uzlaşmaların desteklenmesinin zorunlu bir ihtiyaç olduğunu vurgulamaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Açıklamanın devamında “ABD, Libya halkının kendi liderlerini açık bir demokratik süreç ile seçme hakkını destekliyor. Önemli şahsiyetleri böyle bir kritik dönemde nüfuzlarını tüm Libyalılar için en iyi olanı yapmak için kullanmaya çağırıyor” ifadeleri kullanıldı.



Ateşkes görüşmelerine hangi Filistinli gruplar katıldı?

Ateşkes görüşmelerine hangi Filistinli gruplar katıldı?
TT

Ateşkes görüşmelerine hangi Filistinli gruplar katıldı?

Ateşkes görüşmelerine hangi Filistinli gruplar katıldı?

Hamas ve bazı Filistinli gruplar, Kahire'deki müzakereler sırasında arabulucuların sunduğu, Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanmasını ve 60 gün sürecek geçici ateşkes sağlanmasını ve kapsamlı bir anlaşma için derhal müzakerelerin başlatılmasını amaçlayan öneriye mutabakatla yanıt verdi..

Hamas'ın yanı sıra bu turda yer alan gruplar şunlardır: İslami Cihat, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Halk Cephesi-Genel Komutanlık ve Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi'nin yanı sıra, küçük grupların temsilcileri de yer aldı. Bu grupların bazıları Gazze'de savaşan askeri kanatlara sahiptir. “Direniş Komiteleri” olarak bilinen “El-Nasır Tugayları” ve “Mücahitler Hareketi” gibi. Ayrıca, Filistinli lider Muhammed Dahlan'ın önderliğindeki “El- Fetih” hareketinin demokratik reform akımı da görüşmelere katıldı.

Kaynaklar Şarku'l Avsat'a, Hamas'ın bu grupları ve diğerlerini önceki müzakere turlarının ayrıntıları hakkında bilgilendirdiğini, bazılarının ise herhangi bir anlaşmayla ilgili karar alma süreçlerine aktif olarak katıldığını veya en azından doğrudan görüşmeler yoluyla ayrıntılar hakkında kendilerine danışıldığını, bunun İslami Cihad ve zaman zaman Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nde olduğu gibi geçmişte ve günümüzde de devam ettiğini söyledi.

ıhjukı
Pazartesi günü Han Yunus'ta düzenlenen hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AP)

Hamas ve Filistinli gruplar arasında bazı görüşmeler Türkiye ve Katar'da yapılırken, Kahire görüşmeleri tüm bu grupların Mısır'da ilk kez bir araya geldiği buluşma oldu.

Şarku'l Avsat'a bilgi veren kaynaklar, Hamas'ın birçok kez Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) liderliğine, özellikle de anlaşmaya varılmak üzereyken, kendisine sunulan tekliflerin ayrıntılarını aktardığını belirtti.

Müzakerelere katılan gruplar hakkında bazı bilgiler aşağıdadır:

İslami Cihad, askeri güç bakımından Hamas'tan sonra Gazze Şeridi'ndeki en büyük ikinci, ancak halk desteği bakımından Fetih ve Hamas'tan sonra üçüncü büyük örgüttür. Dönem dönem Hamas ile anlaşmazlıklar yaşadıktan sonra, yaklaşık on yıl önce ilişkiler düzelip gelişti. İki örgütün liderleri arasında yakınlaşmalar yaşandı ve aralarında sürekli istişareler sürdürülüyor.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) çatısı altındaki örgütlerden biridir. Son yıllarda FKÖ'nün yöntem ve taktiklerine karşı bir yaklaşım benimseyerek, Hamas ve İslami Cihat'a yakınlaşmıştır. Bu durum, FHKC'nin Ramallah'ta FKÖ Merkez ve Ulusal Konseyleri ile FKÖ tarafından düzenlenen birçok oturumu boykot etmesinin ardından, FHKC'yi Fetih ile karşı karşıya getirmiştir.

Cephe, geçmişte önemli operasyonlar gerçekleştirmiş olmasına rağmen, şu anda orta düzeyde bir askeri güce sahiptir. Ancak FHKC’nin siyasi, sosyal, akademik ve sağlık sektöründe güçlü bir halk desteği vardır ve Hamas ile yakın dönemdeki ilişkilerine rağmen hem Fetih hem de Hamas'ın en kritik gruplarından biri olarak kabul edilmektedir.

dfgthyu
Salı günü Deyr el-Belah'ta düzenlenen hava saldırısında hayatını kaybeden Filistinlilerin cenazeleri, (AP)

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi- Genel Komutanlık (FHKC-GK), Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) bir üyesi olup, Hamas ve İslami Cihat ile bağlarını sürdürmektedir. FHKC'nin şu anda Filistin topraklarında zayıf bir askeri gücü bulunmaktadır, ancak 1980'lerde askeri açıdan en etkili gruplardan biriydi.

Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi (FDKC), Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) bir parçasıdır. Hamas ve İslami Cihat ile bağlantılı olup, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) ile kardeş örgüt olarak nitelendirilen bir ilişkiye sahiptir. FDKC şu anda orta büyüklükte bir askeri güç olarak kabul edilse de varlığı onlarca yıl önce belirgindi.

FDKC, Ramallah'ta Merkez ve Ulusal Konseyler başta olmak üzere birçok toplantıya katılarak Fetih hareketiyle iyi ilişkilerini sürdürmektedir. Ancak, özellikle bölünme dönemlerinde, Fetih ve Hamas'ın politikalarına sık sık karşı çıkmıştır.

Direniş Komiteleri, Eylül 2000'de patlak veren İkinci İntifada'nın başlarında ortaya çıkan bir örgüt olup, Hamas ve İslami Cihat'tan sonra Gazze Şeridi'ndeki üçüncü askeri güç olarak kabul edilmektedir. Ancak, daha sonra lağvedilen Fetih'in askeri kanadı El-Aksa Şehitleri Tugayları, bir dönem üçüncü büyük güç olarak kabul ediliyordu.

Komitelerin artık siyasi bir liderliği var ve genel sekreterleri Eymen el-Şaşniye şu anda Kahire'de bulunuyor. Son müzakerelere ve Doha'daki görüşmelere katıldı.

Mücahitler Hareketi, El Fetih'ten ayrılan bir grup olup, İkinci El-Aksa İntifadası'nın ilk yıllarında ortaya çıktı. Şu anda Hamas, İslami Cihat ve Direniş Komiteleri'nden sonra dördüncü büyük askeri güç olarak kabul ediliyor ve orta düzeyde bir askeri kapasiteye sahiptir. Mevcut savaş sırasında birçok siyasi lideri suikasta kurban gitti, bazıları ise tutuklandı. Gazze Şeridi'nin içinde ve dışında da birçok lider bulunuyor.

Fetih içindeki Demokratik Reformcu Akım, Muhammed Dahlan liderliğinde, eski Fetih liderleri ve yetkilileri ile Filistin güvenlik güçlerinin de katıldığı bir örgüttür. Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile yaşanan anlaşmazlıkların sonrasında ortaya çıktı.

xcfgh
Filistin lideri Muhammed Dahlan (Facebook sayfası)

Dahlan ile Hamas liderleri arasında önemli anlaşmazlıklar olmasına rağmen, hareketin önde gelen isimleri Hamas'la iyi ilişkiler sürdürdü. 2007'deki iç çatışmalar ("bölünme") sırasında her iki tarafın mensuplarının öldürülmesi ve tutuklanmasıyla ilgili toplumsal sorunları çözmek için birlikte bir plan benimsediler. Hareket ayrıca, savaştan önce ve savaş sırasında Hamas ile koordinasyon halinde Gazze'de çok sayıda hayır projesi gerçekleştirdi.