Libya'daki geçiş yönetiminden yeni bir askeri bölge kurma kararı

5 + 5 Ortak Askeri Komite, ülkedeki paralı askerlerin sınır dışı edilmesiyle ilgili ‘acil bir plan’ duyurdu

Libya’nın başkenti Trablus’ta bitmemiş bir inşaat (AFP)
Libya’nın başkenti Trablus’ta bitmemiş bir inşaat (AFP)
TT

Libya'daki geçiş yönetiminden yeni bir askeri bölge kurma kararı

Libya’nın başkenti Trablus’ta bitmemiş bir inşaat (AFP)
Libya’nın başkenti Trablus’ta bitmemiş bir inşaat (AFP)

Libya’daki geçiş yönetimi dün yeni bir askeri bölge kurma kararı aldı. Askeri bölgenin komutanlığına da Türkiye ile olan yakınlığıyla tanınan bir ismi atadı. Öte yandan Libya'nın Avrupa Birliği (AB) Büyükelçisi Hafız Kaddur istifa etti. Kaddur istifa mektubunda, Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti’ni (UBH) yaklaşan seçimleri engellemeye çalışmakla suçladı. Bir diğer gelişmede ise Libya Siyasi Diyalog Forumu (LSDF), kendisine öncülük eden Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) ve Sirte kentinde gerçekleşen toplantıların sonunda, paralı askerleri ve yabancı güçleri Libya topraklarından çıkarma planını açıklayan 5+5 Ortak Askeri Komite tarafından eleştirildi.
Muhammed el-Menfi başkanlığındaki Başkanlık Konseyi, Batı Sahili Askeri Bölgesi'ni kurma kararı alırken, Batı Sahili Askeri Bölgesi Komutanlığına yakın bir zamanda tuğgeneral rütbesine terfi eden eski Ulusal Mutabakat Hükümeti Savunma Bakanı Selahaddin en-Nemruş'u atadı. Türkiye ile olan yakın ilişkileriyle tanınan Nemruş, iki taraf arasındaki tartışmalı askeri anlaşmaların en önde gelen savunucularından biriydi.
Batı Sahili Askeri Bölgesi, Trablus'un batısındaki el-Giran'dan Tunus sınırına, güneydeki Batın el-Cebel bölgesinden Akdeniz'e kadar uzanan alanı kapsıyor. Yeni askeri bölge, taktiksel olarak Libya Ordusu’nun Başkomutanı, mali olarak Savunma Bakanlığı ve idari olarak Genelkurmay Başkanı olduğundan Başkanlık Konseyi'ne bağlı.
Bu arada Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Tobruk ziyareti sırasında, el-Butnan ilindeki Libya Genel Elektrik Şirketi (GECOL) yetkililerinden, doğu bölgelerinde yaşanan elektrik kesintileri sorunu ve durdurulan projeleri hızlandırmanın yolları hakkında bilgi aldıktan sonra elektrik kesintisi sorunlarını ele alındı.
Öte yandan sürpriz bir gelişme yaşandı. Libya'nın AB Büyükelçisi Hafız Kaddur, UBH’nin ve Başkanlık Konseyi’nin iç ve dış alandaki politika ve uygulamaları olarak nitelendirdiği, kamu işlerinin yönetiminde ve devletin kamu yönetimindeki kafa karışıklığı nedeniyle görevinden istifa ettiğini açıkladı. Kaddur, yerel basına sızdırdığı istifa mektubunda UBH’yi, 24 Aralık'ta yapılması planlanan seçimleri engellemeye çalışmakla suçladı.
Ancak Libya Dışişleri Bakanlığı kaynakları, daha önce Libya'nın Roma Büyükelçisi olarak görev yapan Kaddur'un istifasının, Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş’un yurtdışındaki birkaç büyükelçilikte değişiklik yapma niyetinin arka planında görevden alınması ihtimalinden dolayı böyle bir kararın önüne geçmek amacıyla geldiği belirtildi.
Diğer taraftan, UNSMIL, LSDF üyeleri tarafından onaylanan ‘yol haritası çerçevesi dışındaki tekliflerin’ tartışılmasına izin verdiği yönündeki suçlamaları reddederek LSDF üyelerini ‘birçok durumda kendi partizan ve özel çıkarlarını n peşinden gitmekle’ suçladı.
UNSMIL tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“(LSDF’nin) rolü, tarafların bir uzlaşıya varmaya istekli olmaları koşuluyla, Libyalıları bir araya getirmek, meseleleri masaya yatırmalarını kolaylaştırmak veya aralarında arabuluculuk yapmaktır. Yol haritasını hazırlayan LSDF üyeleri, çoğu zaman yol haritasından sapan fikirler ve çözümler öne sürerek, yol haritasının mevcut gerçeklikle tutarsız ve fazla iddialı olduğunu öne sürdüler. Genellikle kendi partizan ve közel çıkarlarının peşinden koşuyorlar. Yaptıkları, yol haritasına uygun bir uzlaşı için çalışmak yerine Libya toplumu arasında bölünmeleri yansıtıyor. Seçimlere giden yolun önünü açmayan tekliflerin kabul edilmemesi gerekiyor.”
Bir diğer gelişmede 5+5 Ortak Askeri Komite, Cumartesi günü Sirte şehrinde UNSMIL heyetinin de katılımıyla yaptığı kapalı toplantının ardından, paralı askerlerin ve yabancı savaşçıların bir an önce sınır dışı edilmesi için acil bir plan geliştirme konusunda anlaşmaya varıldığını duyurdu.
Ortak Askeri Komite, paralı askerleri, yabancı savaşçıları ve yabancı güçleri, herkesi kapsayacak şekilde en kısa sürede sınır dışı etmek için gerekli önlemlerin alınmasını ve acil bir planın ortaya koyulmasını kabul ettiklerini açıkladı. Komite, Başkanlık Konseyi’nin ve UBH’nin, herhangi bir ülke ile yapılan askeri anlaşmaların veya mutabakat zabıtlarının ateşkes anlaşmasının maddelerinde belirtilenlere göre dondurulması zorunluluğundan sorumlu olduğunu açıkladı.
Derhal bir savunma bakanının atanması talebini yineleyen Ortak Askeri Komite, Ebu Kureyn-Cufra yolunun açılması için prosedürlerin başlatıldığını belirterek sahil yolunu kullananların güvenliği için önlemlerin sıkılaştırıldığını vurguladı.
Ayrıca LSDF’yi, çalışmalarında başarısız olması durumunda, Cenevre'de imzalanan ateşkes anlaşmasının ihlaline yol açabilecek sonuçlardan sorumlu tutan Ortak Askeri Komite, Sirte ile Misrata arasındaki sahil yolunda güvenlik düzenlemelerinin yapıldığını ve yolu kullananların güvenliği için alınan tedbirlerin artırıldığını kaydetti.
Sahil yolunun her iki tarafındaki mayınların temizlenmesi çalışmalarının ikinci aşamasının tamamlanması için düzenlemelerin yapıldığını da belirten Komite, önümüzdeki günlerde listelerin hazırlanmasının ardından iki taraf arasında tutuklu takasının yapılacağını duyurdu.
5+5 Ortak Askeri Komite’nin Sirte’deki toplantısını yakından takip eden kaynaklar, ülkenin güneyinden bir ismin atanması beklenen savunma bakanlığına aday olarak belirli bir isim üzerinde anlaşmaya varılmadığını söylediler. Kaynaklar, Dibeybe’nin başbakanlığın yanı sıra savunma bakanlığı makamını da korumakta ısrar ettiğinin altını çizdiler.
Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Ortak Askeri Komite’de yer alan Libya Ulusal Ordusu (LUO) heyetinin, başta Kazazife kabilesi olmak üzere Sirteli kabilelerin ileri gelenleriyle, LUO Genel Komutanlığını desteklemeleri ve iki taraf arasındaki eski görüş ayrılıklarını unutmaları amacıyla görüştüğünü bildirdiler. Kaynaklar, şuan Sirte'yi ziyaret eden LUO’ya bağlı Genelkurmay Başkanı Abdurrezzak en-Nazuri’nin dün benzer bir toplantı yaptığına işaret ettiler.



Suudi Arabistan: Bölgesel barış Filistin devletinin tanınmasıyla başlar

Menal Rıdvan, iki devletli çözüm konferansına hazırlık amacıyla New York'ta düzenlenen toplantıya katıldı. (Şarku’l Avsat)
Menal Rıdvan, iki devletli çözüm konferansına hazırlık amacıyla New York'ta düzenlenen toplantıya katıldı. (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan: Bölgesel barış Filistin devletinin tanınmasıyla başlar

Menal Rıdvan, iki devletli çözüm konferansına hazırlık amacıyla New York'ta düzenlenen toplantıya katıldı. (Şarku’l Avsat)
Menal Rıdvan, iki devletli çözüm konferansına hazırlık amacıyla New York'ta düzenlenen toplantıya katıldı. (Şarku’l Avsat)

New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda düzenlenen üst düzey bir etkinlikte Suudi Arabistan, uluslararası toplumu ‘bölgesel barış için stratejik bir gereklilik olarak’ Filistin devletinin kurulması yönünde ortak çaba sarf etmeye çağırdı. Suudi Arabistan tarafından yapılan açıklamada, “Durumu sakinleştirmenin, istikrarı sağlamanın ve bölgede entegrasyon ve refahın temellerini atmanın yolu budur” denildi.

Suudi Arabistan'ın açıklaması, Suudi Arabistan ve Fransa'nın haziran ayında yapılması çağrısında bulunduğu, Filistin sorununun barışçıl çözümü ve iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin üst düzey uluslararası konferans için BM'de yapılan hazırlık toplantısı sırasında gerçekleşti.

Hazırlık toplantısına katılan Suudi Arabistan heyetinin başkanı Menal Rıdvan, “Bu diplomatik çaba, Filistin sorununun nihai barışçıl çözümünü sağlamak için gerçek, geri dönüşü olmayan ve dönüştürücü bir değişime yol açmalıdır. Hazırlık toplantısı sadece düşünce değil, bir eylem rotası çizmelidir. Gazze tarifsiz acılar çekiyor. Siviller derhal sona ermesi gereken bir savaşın bedelini ödemeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.

“Batı Şeria'daki gerilim de aynı derecede rahatsız edici” uyarısında bulunan Rıdvan, “Umutsuzluk her geçen gün artıyor. Ancak tam da bu nedenle sadece mevcut savaşı sona erdirmekten değil, yaklaşık seksen yıldır süren bir çatışmayı sona erdirmekten bahsetmeliyiz” dedi.

Rıdvan, ‘bölgede barış ve refahın hâkim olması için işgalin sona ermesi gerektiğini’ vurgulayarak şunları söyledi: “Bu konferans çatışmanın sona ermesinin başlangıcı olmalıdır. Önemli olan söz değil, eylemdir.”

Konferans kapsamında kurulan çalışma gruplarından ‘uygulamanın temel itici güçleri’ olarak bahseden Rıdvan, her bir grubun ‘pratik ve zamana bağlı sonuçlar elde etmek üzere’ tasarlandığını açıkladı. Rıdvan, “İleriye gitmek, daha önceki barış çabalarını sık sık baltalayan bir dizi temel gerçeği kabul etmeyi gerektirir. Uluslararası hukuka saygı, insan haklarına bağlılık ve yasal standartların eşit uygulanması isteğe bağlı değildir; bunlar esastır” şeklinde konuştu.

“Filistin sorununa adil bir çözüm bulunması sadece ahlaki ve hukuki bir zorunluluk değil, aynı zamanda karşılıklı tanıma ve bir arada yaşamaya dayalı yeni bir bölgesel düzenin de temel taşıdır. Bölgesel barış, Filistin devletinin sembolik bir jest olarak değil, stratejik bir gereklilik olarak tanınmasıyla başlar” diyen Rıdvan, bunun ‘devlet dışı aktörler tarafından istismar edilen alanı ortadan kaldırmanın ve herkes için güvenlik ve haysiyet sağlamanın tek yolu’ olduğunu ifade etti.

Rıdvan, “Yaşayabilir ve egemen bir Filistin devleti barışın sonu değil, başlangıcıdır. Bölgeyi sakinleştirmenin, istikrara kavuşturmanın ve entegrasyon ile refahın temellerini atmanın yolu budur” dedi.

“Güçlendirilmiş bir Filistin hükümeti barış için elzemdir” diyen Rıdvan, Suudi Arabistan’ın ‘Filistin liderliği tarafından atılan önemli adımları’ memnuniyetle karşıladığını belirtti. Rıdvan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı ‘başkan yardımcısının atanması da dahil olmak üzere kurumsal reform girişiminden dolayı’ takdir ederken, Başbakan Muhammed Mustafa ve hükümetinin ‘şeffaflık, hesap verebilirlik ve ekonomik iyileşmeyi amaçlayan reformları ilerletme çabalarını’ övdü.

Rıdvan sözlerini şöyle sürdürdü: “Suudi Arabistan'ın barışı destekleme konusundaki liderliği tutarlı ve sürekli olmuştur. Her şey, yirmi yıldan fazla bir süre önce, barış için toprak ve karşılıklı tanıma ilkesine dayalı, cesur ve kapsamlı bir barış çerçevesi olan Arap Barış Girişimi'nin başlatılmasıyla başladı. Yirmi yıl sonra bu kararlılık, Arap Birliği, Avrupa Birliği (AB) ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ortaklığında ve Mısır Arap Cumhuriyeti ve Ürdün Haşimi Krallığı ile iş birliği halinde Barış Günü çalışmalarının başlatılmasıyla yenilendi ve güçlendirildi.”

Rıdvan, “Suudi Arabistan, bu konferansın sonucuna doğru ilerlerken uluslararası toplumu eşgüdümlü siyasi, mali ve güvenlik tedbirleri yoluyla iki devletli çözümü desteklemek üzere harekete geçirmek amacıyla İki Devletli Çözümün Uygulanması için Küresel İttifak'ı başlatmış olmaktan gurur duymaktadır” ifadesini kullandı.

“Bu sadece bir uzlaşı platformu değil, aynı zamanda burada verilen taahhütlerin sahada somut adımlara dönüştürülmesini sağlayacak operasyonel bir çerçeve olmalıdır. Beklenen sonuç bildirisi, eş başkanlar liderliğindeki yuvarlak masa toplantılarındaki kolektif eylem ruhunu yansıtmalı ve resmi bir deklarasyondan daha fazlası olmalıdır” ifadelerini kullanan Rıdvan sözlerine şöyle devam etti:

“Bu uygulama, konferans çerçevesinde toplanan tüm yuvarlak masa toplantıları ve çalışma gruplarının çalışmalarına rehberlik etmesi gereken beş temel ilkeye bağlı kalmalıdır. Birincisi, hızlı, zamana bağlı ve geri döndürülemez olmalıdır. İkincisi, bir Filistin devletinin tanınmasının barışın ön koşulu olarak kabul edilmesiyle birlikte somut olmalıdır. Üçüncüsü, esnek ve kapsayıcı olmalıdır. Dördüncüsü, konferans bağımsız olmalı, bozgunculardan arınmış olmalı ve geniş, kararlı bir koalisyon tarafından korunmalıdır. Beşinci olarak, her iki halkın adil ve müreffeh bir bölgede barış ve güvenlik içinde yaşama hak ve isteklerine dayanmalıdır.”

Menal Rıdvan ve Anne-Claire Legendre, iki devletli çözüm konferansına hazırlık amacıyla New York'ta düzenlenen toplantıda (Şarku’l Avsat)Menal Rıdvan ve Anne-Claire Legendre, iki devletli çözüm konferansına hazırlık amacıyla New York'ta düzenlenen toplantıda (Şarku’l Avsat)

Fransa... İki devletli çözüm tehlikede

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Ortadoğu ve Kuzey Afrika İşlerinden Sorumlu Danışmanı Anne-Claire Legendre, önümüzdeki ay New York'ta düzenlenecek konferansın ‘çok kritik bir zamanda gerçekleştiğini; İsrailliler ve Filistinliler arasında iki devletli çözüme dayalı adil ve kalıcı bir siyasi çözümün geleceğinin tehlikede olduğunu’ söyledi.

Üç temel mesajdan söz eden Legendre, bunlardan ilkinin konferans öncesinde bir ‘seferberlik mesajı’ olduğunu ve ‘uluslararası toplumun Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme ve tüm esirleri serbest bırakma çabalarını desteklemeye hazır olması gerektiğini’ söyledi. Legendre, ikincisinin sadece iki devletli siyasi çözümün uygulanmasının İsraillilere, Filistinlilere ve tüm bölgeye barış, refah ve güvenlik getireceğini vurgulayan ve siyasi çözüm arayışını yeniden ön plana çıkarma ihtiyacına odaklanan bir ‘acil durum mesajı’ olduğunu belirtti. Legendre, “Üçüncüsü, haziran ayında gerçekleşecek konferans, iki devletli çözümün etkin bir şekilde uygulanması yönünde kararlı bir adım olmalıdır. İki Devletli Çözümün Uygulanmasına İlişkin Uluslararası Konferans aracılığıyla sözden eyleme geçmeliyiz” dedi.

Diğer yandan BM Genel Kurul Başkanı Philemon Yang, ‘iki devletli çözümün uygulanmasına yönelik geri dönülmez bir yol çizmek için değerlendirmemiz gereken kritik bir fırsatı temsil eden’ konferansın toplanması için Suudi ve Fransızların gösterdiği çabaları överken, ‘bu konferansın başarıyla taçlandırılmasının elzem olduğunu’ belirtti.

Yang, “Uluslararası toplum, uluslararası hukuk, BM Şartı ve ilgili BM kararları temelinde kapsamlı, adil ve kalıcı bir barışa ulaşma konusundaki kesin kararlılığını bir kez daha teyit etmelidir” diyerek, ‘bu kararlılığın eyleme dönüştürülmesi’ çağrısında bulundu.

Yang sözlerini şöyle noktaladı: “Gazze Şeridi'nde 19 ayı aşkın bir süredir tanık olduğumuz dehşet, İsrail-Filistin çatışmasını sona erdirmek üzere acilen harekete geçmemiz için bizi motive etmelidir. Yıkıcı ölüm, yıkım ve yerinden edilme döngülerinin devam etmesine izin verilemez. Bu çatışma ne sürekli savaşla ne de sonu gelmeyen işgal veya ilhakla çözülemez.”