ABD’nin hedefinde Taliban’ın uluslararası alanda kabul görmesi olduğu öne sürüldü

Afganistan’ın eski büyükelçilerinden olan Celal Kerim Bey’e göre ülkede meydana gelen çöküşten Eşref Gani sorumlu. (EPA)
Afganistan’ın eski büyükelçilerinden olan Celal Kerim Bey’e göre ülkede meydana gelen çöküşten Eşref Gani sorumlu. (EPA)
TT

ABD’nin hedefinde Taliban’ın uluslararası alanda kabul görmesi olduğu öne sürüldü

Afganistan’ın eski büyükelçilerinden olan Celal Kerim Bey’e göre ülkede meydana gelen çöküşten Eşref Gani sorumlu. (EPA)
Afganistan’ın eski büyükelçilerinden olan Celal Kerim Bey’e göre ülkede meydana gelen çöküşten Eşref Gani sorumlu. (EPA)

Afganistan’ın eski büyükelçilerinden Celal Kerim Bey, Devlet Başkanı Eşref Gani’nin inadı ve Taliban ile gerçek bir anlaşmaya varmadaki ciddiyetsizliğinin militanların elindeki eyaletlerin çöküşünün hızlandığını söyledi. Celal Kerim Bey, bu tutumun komşu müttefikler ile ilişkilerde başarısızlığa yol açtığını, yaygın yolsuzluk nedeniyle güvenilirliğin yitirildiğini ve  itibarın zedelendiğini vurguladı.
Kerim, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda Afgan hükümetinin, çözümün Taliban’ı ve diğer Afgan siyasi bileşenlerini içeren bir geçiş hükümeti kurmak olduğu konusunda hemfikir olan ve aralarında Çin, Rusya, İran, ABD ve Avrupa’nın da bulunduğu müttefiklerini kaybettiğini söyledi. Ancak Başkan Eşref Gani’nin herhangi bir araştırma yapmadan ve üzerinde düşünmeden bu öneriyi kabul etmediğini kaydetti. Kerim, Gani’nin Afganları uzlaşmaya değil savaşa hazırlamakla yetindiğinin altını çizdiği açıklamasında komşu ülkeleri de çatışmayı kızıştırmakla ve uluslararası arenayı büyükelçilerini geri çekmeye yöneltmekle suçladı.

Kerim sözlerini şöyle sürdürdü:
“ABD son dönemde Taliban ile anlaşma imzaladıktan sonra uzlaşma fikrini yaygınlaştırmak ve Taliban’ı uluslararası camiaya kabul ettirmek için büyük diplomatik çalışmalar yürüterek Çin, Rusya, Pakistan ve hatta Hindistan ve Türkiye gibi Afganistan’a yakın veya komşu olan tüm ülkeleri Afgan uzlaşı hattına dahil olmaya ve hareketin heyetini kabul etmeye ikna ettiler. Böylece Taliban hareketi tüm bu ülkelere delegasyonlarını gönderdi. Bu ise onlar için diplomatik bir başarıydı.”
Celal Bey, Taliban’ın Afgan vilayetleri üzerindeki hızla devam eden kontrol adımları ile ilgili de şunları söyledi:
“Taliban, köyleri ve semtleri yüzde 50’ye varan oranda kontrol etti. Kontrolü genişletmek için de aşiret liderleriyle temas kurdu. Bu, Afgan ordu liderleri arasında bir hayal kırıklığı havası yarattı. Böylece bölgelerini Taliban’a teslim etmeye zorladı.”
Celal Bey ülkenin geleceğine dair yaptığı değerlendirmede de olası iki senaryoya dikkat çekti:
“Öncelikler Taliban’ın tüm ülkeyi alması ve bunun sonucunda da hükümetin tam kontrolünü ele geçirmesi halinde Afgan seçkinlerinden bir kısmını teknokratlar hükümetine dahil edebilirler. Aynı şekilde hareketin uluslararası topluluğa katılımını sağlamak ve varlıklarını kabul ettirmek için kadınların çalışmasına ve eğitimine göz yumabilirler. Diğer senaryoya gelince; herhangi biri uluslararası alanda kabul görmüş bir başbakan olarak kabul ettirebilirlerdi. Ancak bu olasılık hükümetin bir arada kalması ve Taliban ile uzun müzakereler yürütmesi halinde mümkündü. Ama artık bu imkan ortada kalmadı.”



Norveç, Lübnan'da patlayan çağrı cihazlarıyla ilgili soruşturmayı iptal etti

Hizbullah üyelerinin Lübnan genelinde iletişim kurmak için kullandığı çağrı cihazlarının patlamasının ardından bir hastanenin önü... Beyrut, 17 Eylül 2024. (Reuters)
Hizbullah üyelerinin Lübnan genelinde iletişim kurmak için kullandığı çağrı cihazlarının patlamasının ardından bir hastanenin önü... Beyrut, 17 Eylül 2024. (Reuters)
TT

Norveç, Lübnan'da patlayan çağrı cihazlarıyla ilgili soruşturmayı iptal etti

Hizbullah üyelerinin Lübnan genelinde iletişim kurmak için kullandığı çağrı cihazlarının patlamasının ardından bir hastanenin önü... Beyrut, 17 Eylül 2024. (Reuters)
Hizbullah üyelerinin Lübnan genelinde iletişim kurmak için kullandığı çağrı cihazlarının patlamasının ardından bir hastanenin önü... Beyrut, 17 Eylül 2024. (Reuters)

Norveç polisi dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Lübnan’da eylül ayında patlayan ve onlarca kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına neden olan bubi tuzaklı çağrı cihazlarının Hizbullah’a tedarikiyle Norveç'in bağlantısını araştırmak için herhangi bir dayanak bulamadığını bildirdi.

İsrail, Hizbullah'a yönelik sürpriz bir saldırı olarak gerçekleşen çağrı cihazlarının patlatılmasının sorumluluğunu üstlendi ve bunu İran destekli militan gruba yönelik büyük bir hava ve kara askerî harekâtı takip etti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre, bir Bulgar şirketinin sahibi olan Norveçli bir kişinin Bulgaristan'da olayla olası bağlantıları nedeniyle soruşturma altında olduğunun tespit edilmesinin ardından, Norveç polisi olayla ilgili herhangi bir Norveç bağlantısı olup olmadığına dair bir ön soruşturma başlattı.

Polis avukatı Haris Hrynovica dün sözcüsü aracılığıyla Reuters'e yaptığı açıklamada, “Norveç polisinin genel değerlendirmesi, yetkimiz kapsamında düzenli bir soruşturma başlatmak için herhangi bir temel olmadığını gösteriyor” dedi.

Diğer yandan Bulgaristan Ulusal Güvenlik Ajansı 20 Eylül'de yaptığı açıklamada, Lübnan'daki saldırıda kullanılan çağrı cihazlarının ne Bulgaristan'da üretildiğini ne de ülkeden ihraç edildiğini ‘kesin olarak teyit ettiğini’ söyledi.

Bulgaristan'da soruşturma altında olan Bulgar şirketinin sahibi 39 yaşındaki Renson Jose, çağrı cihazlarının Lübnan'da patladığı gün olan 17 Eylül'de Norveç'ten ABD'ye gitti.

Jose, DN Media Group adlı Norveçli bir şirketin satış departmanında çalışıyordu ve bu şirket kaybolmasıyla ilgili olarak polise ihbarda bulundu. Polis, Jose'nin işvereniyle temasa geçmesinin ardından 5 Kasım'da kaybolma dosyasını kapattı.

Norveçli yetkililer Jose'nin nerede olduğunu açıklamadı. Reuters dün Norveç'teki telefon numarasını aradığında, sesli mesajda telefonun kapalı olduğu belirtildi. WhatsApp üzerinden yapılan yorum talebine ise yanıt vermedi.