The Crown'ın silinen sahnesi paylaşıldı: Leydi Di'nin, Charles'a 7. evlilik yıldönümü hediyesinin hikayesi

Prenses Diana'yı canlandıran Emma Corrin başarılı performansı sayesinde bu yıl düzenlenen Altın Küre Ödülleri'nde "Drama Dalında En İyi Kadın Oyuncu" ödülüne layık görülmüştü (Netflix)
Prenses Diana'yı canlandıran Emma Corrin başarılı performansı sayesinde bu yıl düzenlenen Altın Küre Ödülleri'nde "Drama Dalında En İyi Kadın Oyuncu" ödülüne layık görülmüştü (Netflix)
TT

The Crown'ın silinen sahnesi paylaşıldı: Leydi Di'nin, Charles'a 7. evlilik yıldönümü hediyesinin hikayesi

Prenses Diana'yı canlandıran Emma Corrin başarılı performansı sayesinde bu yıl düzenlenen Altın Küre Ödülleri'nde "Drama Dalında En İyi Kadın Oyuncu" ödülüne layık görülmüştü (Netflix)
Prenses Diana'yı canlandıran Emma Corrin başarılı performansı sayesinde bu yıl düzenlenen Altın Küre Ödülleri'nde "Drama Dalında En İyi Kadın Oyuncu" ödülüne layık görülmüştü (Netflix)

Netflix, sevilen dizilerinden The Crown'ın silinen sahnesini hayranlarla paylaştı. Söz konusu sahne Prenses Diana ve Prens Charles'ın kırılgan ilişkisini gözler önüne seriyor. 
Videoda Prenses Diana'yı canlandıran 25 yaşındaki Emma Corrin, Operadaki Hayalet (Phantom of the Opera) müzikalinden "All I Ask Of You" parçasını seslendiriyor. 
The New York Post'un aktardığına göre söz konusu sahne 1988'de Prenses Diana'nın Prens Charles'a 7. evlilik yıldönümü hediyesi olarak bahsi geçen şarkıyı söylediği iddiasına dayanıyor. Çift 4 yıl sonra boşanmıştı. 
Bustle'ın haberindeyse sahnenin, 4. sezonun 9. bölümü için çekildiği belirtildi. Bölümde Prenses Diana, Prens Charles'a şunları söylüyor:
"Performans sergilemeyi seviyorum, kendimi en iyi bu şekilde ifade edebiliyorum."
The Crown'ın hikaye akışında müzikalin hayranı olan Diana, bu kişisel hediyenin zor durumdaki evliliklerini onaracağını umuyor. 

Silinen sahne Diana'yı, performansının kaydını odasında tek başına, sessizce izlerken gösteriyor. 
Vulture'a daha önce verdiği röportajda Corrin sahnenin çekimlerinin çok zor olduğunu söylemişti:
"Şan eğitimi aldım ama bu çok tuhaftı çünkü Diana gibi şarkı söylemek zorundaydım ve aynı zamanda yapabileceğimden daha kötü olması gerekiyordu çünkü Diana'nın sesi eğitimli değildi."
Sahne Diana'nın performansını West End tiyatrosunda sergilediğini gösteriyor ancak Leydi Di'nin şarkıyı söylerken dans edip etmediği konusunda kesin bir bilgi olmadığı ifade edildi. 
Dizinin geçen yıl kasımda yayımlanan 4. sezonunda yer alan sahne ilk kez paylaşıldı.
Independent Türkçe, The New York Post, Bustle, Vulture
 



Su ayılarının sıradışı bir özelliği daha ortaya çıktı

Su ayıları ilk kez 1777'de İtalyan biyolog Lazzaro Spallanzani tarafından tanımlandı (Amerikan Doğal Tarih Müzesi)
Su ayıları ilk kez 1777'de İtalyan biyolog Lazzaro Spallanzani tarafından tanımlandı (Amerikan Doğal Tarih Müzesi)
TT

Su ayılarının sıradışı bir özelliği daha ortaya çıktı

Su ayıları ilk kez 1777'de İtalyan biyolog Lazzaro Spallanzani tarafından tanımlandı (Amerikan Doğal Tarih Müzesi)
Su ayıları ilk kez 1777'de İtalyan biyolog Lazzaro Spallanzani tarafından tanımlandı (Amerikan Doğal Tarih Müzesi)

Nasıl kayalar denizde parçalanıp kuma dönüşüyorsa insanların yarattığı çöpler de okyanusta çözülerek mikroplastik oluyor. 

Bu da denizde yaşayan canlıların sindirim sistemlerinin plastikle dolmasına yol açıyor. 

Ancak uzay seyahatine gönderilme, dondurulma, kaynatılma, boğulma ve hatta radyasyona maruz bırakılma gibi durumlarda dahi hayatta kalabilerek dikkat çeken bir küçük organizma bu konuda da avantajlı görünüyor.

Çeşitli küçük organizmalar üzerine yapılan bir araştırma, su ayısı diye de bilinen tardigradların mikroplastik yutmadığını ortaya koydu. Çalışma kapsamına alınan diğer tüm canlılara plastiğin nüfuz ettiği düşünüldüğünde bu sıradışı bir bulgu. 

Brezilya'daki Pernambuco Federal Üniversitesi'nden zoolog Flávia de França'nın başını çektiği araştırmacılar, deniz tabanı faunasındaki omurgasız hayvanları topladı.

45 mikronla 1 milimetre uzunluğundaki bu canlılardan 5 bin 629'unu incelediler. 

Bunların arasında nematodlar, halkalı solucanlar, yassı solucanlar, karnı kıllı solucanlar, polychaetalar, ostracodalar, akarlar, kabuklular ve larvalarıyla birlikte su ayıları da vardı. 

Bu hayvanlar, doğal ortamı mümkün mertebe taklit etmeyi hedefleyen su tanklarına 100 gramlık plastik parça tortusuyla birlikte yerleştirildi. 

Analizler su ayıları dışındaki tüm canlıların mikroplastikleri yuttuğunu ortaya koydu. Mikroplastiklerin yassı solucanlar ve karnı kıllı solucanlara nüfuz ettiği ilk kez kanıtlandı. 

Bilim insanları, tardigradların yarısının vücudunun üstüne yapışsa da, mikroplastiklerin onların içlerine niye nüfuz edemediğini PeerJ Life and Environment adlı bilimsel dergide yayımlanan makalede şöyle açıklıyor: 

Tardigradların mikroplastiği yutmamaları muhtemelen beslenme organlarından kaynaklanıyor. Stileli ağız tüpleri, diğer organizmaları bütün halinde değil, delip emerek yemelerini sağlıyor.

Çevre kirliliğinin boyutlarının tahminlerin çok ötesine geçebileceğini işaret eden araştırmacılar, su ayılarının da çeşitli türleri olduğunu ve bunların hepsinin mikroplastikten kaçınıp kaçınamadığının henüz bilinmediğini de sözlerine ekliyor. 

Su ayıları aşırı sıcağa, soğuğa, basınç ve radyasyona karşı hayatta kalabiliyor. Yaklaşık 600 milyon yıldır yeryüzünde olan bu minik canlılar, bilinen 5 kitlesel yok oluş olayının hepsinden sağ çıktı. 

Su ayıları bu süpergüçlerini kriptobiyoz denen bir özelliğe borçlu. Çoğu tardigrad türünde görülen kriptobiyoz, ekstrem durumlarda metabolizmanın yavaşlamasını ve vücuttaki suyun büyük ölçüde atılmasını sağlıyor.

Aynı zamanda DNA'larını koruyan bir proteinden yardım alan mikroskobik canlılar, bir nevi metabolizmalarını askıya alarak ortam koşullarının iyileşmesini bekliyor. 
Independent Türkçe, Science Alert, Scientific American