ABD: Taliban, sivillerin Kabil Havaalanı’na güvenli erişimini sağlama konusunda güvence verdi

Kabil sokaklarında askeri bir aracın içindeki Taliban militanı (Reuters)
Kabil sokaklarında askeri bir aracın içindeki Taliban militanı (Reuters)
TT

ABD: Taliban, sivillerin Kabil Havaalanı’na güvenli erişimini sağlama konusunda güvence verdi

Kabil sokaklarında askeri bir aracın içindeki Taliban militanı (Reuters)
Kabil sokaklarında askeri bir aracın içindeki Taliban militanı (Reuters)

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Taliban’ın sivillerin Afganistan’ın başkenti Kabil’deki havaalanına güvenli şekilde erişimini sağlama konusunda kendilerine güvence verdiğini bildirerek, bu sözlerine sadık kalmalarını beklediklerini söyledi.
Sullivan, Beyaz Saray’da gazetecilere yaptığı açıklamada, “İnsanların havaalanına güvenli şekilde erişimini sağlamak için Taliban ile temas halindeyiz. Bunu sağlamaya hazır olduklarını söylediler” dedi.
Öte yandan, Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid, Kabil’deki ilk basın toplantısında, hareketin eski askerlerden ve Batı destekli hükümet üyelerinden intikam almayacağını, ayrıca yabancı güçler için çalışan tercümanların ve taşeronların da affedildiğini söyledi.
Mücahid, “Size hiç kimse zarar vermeyecek, kimse kapınızı çalmayacak, kimse sizi sorguya çekmeyecek” diye konuştu.
Afganistan’ın krizden çıkmak, ekonomiyi canlandırmak ve refaha ulaşmak için herkesle iyi ilişkiler kurmak istediğini vurgulayan Mücahid, “Afganistan toprakları, başka ülkeleri tehdit etmek için kullanılmayacak.  ABD veya uluslararası toplumdan kimseye zarar verilmeyecek” ifadelerini kullandı.
Devlet veya özel medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerin suçlu olmadığını söyleyen Mücahid, “Hiçbiri hakkında dava açılmayacak” diyerek, bu gazetecilerin sivil ve kendileri için zenginlik kaynağı olan yetenekli gençler olduğuna dikkat çekti.
Taliban’ın elde ettiği zaferin ülke için gurur kaynağı olduğunu söyleyen Mücahid, “Afganistan'ı kutluyorum” dedi.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. Ancak uzmanlara göre gözlerin Çin'e çevrilmesi için henüz erken.

Olayla ilgili inceleme yürüten İsveç ve Danimarka, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıyor.

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan 20 Kasım'da yapılan açıklamada Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. 

Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. İsveç polisi de dün incelemelerde Yi Peng 3'e odaklanıldığını duyurmuştu.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün paylaştığı uydu takip verilerine göre, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden Mısır'ın başkenti Kahire'ye giden kargo gemisi, Finlandiya ve Almanya arasında uzanan C-Lion 1 kablosu kesildiğinde bölge civarındaydı. Geminin daha sonra rotasını değiştirerek İsveç ve Litvanya arasında uzanan BCS kablosunun yakınına gittiği ve bu kablonun da arızalandığı belirtiliyor. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. Gözler Çin ve Rusya'ya çevrildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Diğer yandan France 24'ün görüştüğü uzmanlar, olayda Çin'in suçlanmasının riskli bir hamle olduğunu söylüyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden deniz güvenliği uzmanı Christian Bueger, Çin'in olayla ilgili olduğuna dair henüz hiçbir kanıta rastlanmadığını hatırlatarak, Pistorius'un açıklamasının "erken ve şaşırtıcı" bulduğunu belirtiyor ve ekliyor: 

Böyle bir açıklama, Almanya'nın diplomatik manevra için hareket alanını kısıtlıyor. Almanya savunma bakanı, açıkça Çin'i Alman altyapısına sabotaj yapmakla suçluyor.

Bueger, Çin'in Rusya'yı desteklemek için Avrupa sularında hibrit savaş taktikleri kullandığının tespit edilmesi halinde bunun "daha önce duyulmamış, çok provokatif ve şaşırtıcı bir şey olacağını" söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nden Basil Germond, Baltık Denizi'nin hibrit savaş stratejileri için uygun bir bölge olduğuna dikkat çekerek, "Burada şüpheli ve kötü niyetli faaliyetleri önlemek zor" diyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov iddialara tepki göstererek şunları söylemişti: 

Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savunmuştu. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Financial Times, geminin ait olduğu Ningbo Yipeng firmasıyla iletişime geçmişti. Şirket, Pekin yönetiminin kendilerinden "incelemeye katkı sağlamalarını istediğini" bildirmiş, daha fazla detay paylaşmamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Financial Times