İran: 1988 “Ölüm Komitesi” davası İsveç’te sürüyor

Savcılık, dönemin iki numaralı ismi Muntazeri’nin rejim lideri Humeyni’ye siyasi mahkumlar hakkında yazdığı mektupları inceledi

 İranlı eski Savcı Hamid Nuri’nin (soldan ikinci) 10 Ağustos 2021’deki duruşmasının açılışında Stockholm mahkemesinde oturduğunu gösteren bir grafik  (AFP)
İranlı eski Savcı Hamid Nuri’nin (soldan ikinci) 10 Ağustos 2021’deki duruşmasının açılışında Stockholm mahkemesinde oturduğunu gösteren bir grafik  (AFP)
TT

İran: 1988 “Ölüm Komitesi” davası İsveç’te sürüyor

 İranlı eski Savcı Hamid Nuri’nin (soldan ikinci) 10 Ağustos 2021’deki duruşmasının açılışında Stockholm mahkemesinde oturduğunu gösteren bir grafik  (AFP)
İranlı eski Savcı Hamid Nuri’nin (soldan ikinci) 10 Ağustos 2021’deki duruşmasının açılışında Stockholm mahkemesinde oturduğunu gösteren bir grafik  (AFP)

İran devriminin lideri İmam Humeyni’nin 1988’de verdiği fetva sonucu gerçekleştirilen toplu infazlara katıldığı iddia edilen eski Savcı Hamid Nuri İsveç’te yargılanıyor.
1988’de İran’ın Kerec şehrindeki Gohardeşt Hapishanesi'nde görev yapan eski savcı yardımcısı Hamid Nuri (60), geçen hafta başlayan davasının dördüncü duruşmasında dün yeniden İsveçli hakimlerin karşısına çıktı.
Dördüncü oturumda, seksenlerde, Halkın Mücahitleri örgütü destekçilerini ve diğer siyasi parti üyelerini hedef alan birinci ve ikinci infaz dalgalarına dayanan suçlamalar listesi okundu.
Raporlara göre, İsveç savcısı, İmam Humeyni ile yardımcısı Ayetullah Hüseyin Ali Muntazeri arasındaki tüm yazılı mektupları inceledi. Farsça yayın yapan Amerikan Radyosu Farda’ya göre, Savcılık Hamid Nuri’nin “ölüm komitesi” önüne çıkarılan siyasi mahkumları belirlemedeki rolünü vurguladı.
Muntazeri’nin ofisi tarafından yayınlanan 1988 yazına ait bir ses kaydının tekrar yayınlanmasından sonra infaz konusu yeniden gündeme geldi. Kayıtta, Muntazeri, “Ölüm Komitesi” olarak bilinen infazları yürütmekten sorumlu dört yetkiliyle yaptığı görüşmenin ayrıntılarını anlatıyor.
Kayıtta yer alan bilgilere göre Muntazeri, komiteyi yasaları ihlal etmekle eleştiriyor. Aynı şekilde, infazların Humeyni’nin tarihini olumsuz etkileyeceği ve tarihin onu “kan ve gözyaşı döken” olarak hatırlayacağı konusunda yetkilileri uyarıyor. O dönemde idam edilmeyi bekleyenleri “yönetimde işlenen en büyük suç ve tarih faillerini en büyük suçlular arasında hatırlayacaktır” diye tanımlıyor.
“Ölüm komitesi”, Yüksek Mahkeme’nin şu anki başkanı Hasan Ali Nuri, İstihbarat Bakan Yardımcısı Mustafa Bur Muhammedi, Tahran Devrim Mahkemesi Savcısı Murtazavi ve dönemin savcı yardımcısı olan İran’ın yeni Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’den oluşuyordu.
Hasan Ali Nuri’ye, tanık, mağdur veya mağdurların yakınları olan sivil partiler tarafından yaklaşık otuz suç yöneltiliyor. Geçen hafta Nuri’nin hukuk ekibi, İsveç yargısının evrensel yargı yetkisi kapsamında “savaş suçları” ve “cinayet suçları” işlemekle suçlanan müvekkili aleyhindeki tüm suçlamalara itiraz etti.
Mahkeme tanıklarından Ladin Bazergan (52) dün Twitter üzerinden şu açıklamaları yaptı: “Nuri’nin yargılandığı mahkemesinin dördüncü günü yeni başladı. Cumhuriyet savcısı, katliama karşı çıkan ve ölüm komisyonundan infazların durdurulmasını isteyen Muntazeri’nin anılarını okuyor.”
Bazergan, infaz edilen kurbanlardan biri olan ağabeyi hakkında ifade veriyor. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin ölüm komitesi’ne üye olması, bu konudaki hassasiyeti artıran önemli bir ayrıntı.
Mayıs ayı başlarında, aralarında Nobel ödüllü sanatçıların,  eski devlet ve hükümet başkanlarının ve eski BM yetkililerinin de bulunduğu 150’den fazla kişi, 1988’deki infazlarla ilgili uluslararası soruşturma açılması çağrısında bulunmuştu.



"Amerikan paralı askerleri, yardım kuyruğundaki Filistinlileri katlediyor"

GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinli yardım bölgelerinde öldürüldü (AFP)
GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinli yardım bölgelerinde öldürüldü (AFP)
TT

"Amerikan paralı askerleri, yardım kuyruğundaki Filistinlileri katlediyor"

GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinli yardım bölgelerinde öldürüldü (AFP)
GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinli yardım bölgelerinde öldürüldü (AFP)

ABD'li güvenlik şirketlerine bağlı paralı askerlerin Gazze'de yardım almaya çalışan Filistinlileri öldürdüğü iddiaları gündemden düşmüyor.

ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) erzak dağıtım bölgelerinde görev yapan eski güvenlik görevlilerinden biri, paralı askerlerin savunmasız sivillere ateş açtığını savunuyor.

Kimliğinin gizli kalması koşuluyla BBC'ye konuşan görgü tanığı, paralı askerlerin hiçbir tehdit oluşturmayan aç Filistinlilere makineli tüfeklerle saldırdığını ileri sürüyor.

Kaynak, bir paralı askerin, erzak dağıtım noktasından yavaş ayrıldıkları gerekçesiyle kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan bir gruba makineli tüfekle ateş açtığını iddia ediyor.

GHF'nin yardım bölgelerinde görev yapmış paralı asker, şahit olduğu bir diğer olayı da şöyle anlatıyor:

Paralı askerler kalabalığa 15 ila 20 el ateş açtı. Filistinli bir adam yere düştü, hareketsiz kaldı. Orada duran diğer paralı asker de 'Vay canına, sanırım bir tane vurdun' dedi. Sonra da gülüştüler.

Kaynak, olayın GHF'ye raporlandığını fakat yöneticilerin Filistinli adamın "yorgun düşüp bayılmış ya da ayağı takılmış" olabileceğini savunduğunu iddia ediyor.

Ayrıca paralı askerlere standart operasyon prosedürleri verilmediğini ve bir ekip liderinin kendilerine "Tehdit altında hissederseniz öldürmek için ateş edin" dediğini savunuyor. Kaynak, GHF'nin kültürünü şöyle özetliyor:

Gazze'ye gidiyoruz, o yüzden kural yok. Ne istiyorsanız onu yapın.

Diğer yandan ABD-İsrail destekli yardım kuruluşu, bir dönem kendileriyle çalışmış bu kişinin iddialarının gerçeği yansıtmadığını iddia ediyor.

Amerikan haber ajansı Associated Press de dünkü haberinde, ABD'li paralı askerlerin gerçek mermi kullandığını ve Filistinlileri öldürdüğünü yazmıştı. GHF bu haberi de yalanlamıştı.

Bunlara ek olarak eski Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell, Amerikan paralı askerlerinin bir ayda 550 Gazzeliyi öldürdüğünü savunmuştu.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Öte yandan İsrail-Hamas arasında ateşkes görüşmeleri de hızlandırıldı. Suudi Arabistan merkezli medya kuruluşu Şark News'ün aktardığına göre Hamas, silah bırakma meselesinde "esnek" davranabilir.

Filistinli örgütün, Katar ve Mısır aracılığıyla silah kaçakçılığına son vermeyi, Gazze Şeridi'ndeki silah üretim faaliyetlerini durdurmayı ve mevcut silah stoklarını başka bir yerde depolanması için teslim edebileceği savunuluyor. Hamas'ın İsrail ve ABD'nin 60 günlük ateşkes teklifine henüz yanıt vermediği aktarılıyor.

Independent Türkçe, BBC, Times of Israel, AP