Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, yeni bir hükümetin yakın zamanda göreve başlayacağını duyurdu

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (AP)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (AP)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, yeni bir hükümetin yakın zamanda göreve başlayacağını duyurdu

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (AP)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (AP)

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Tunus halkının iradesi ve belirledikleri yola göre yeni hükümetin yakında kurulacağını, geri adım atılmayacağını söyledi. Tunus Cumhurbaşkanı, askıya alınan parlamentonun faaliyetlerinin tekrar başlaması, yolsuzluk şüphesi bulunanların yasal prosedürler olmaksızın takibinin durdurulması ve yeni hükümetin kurulmasının hızlandırılması gibi çok sayıda isteğe atıfta bulunarak, “Geri döneceğini (Parlamentoya) düşünen, hayalperesttir” dedi.
Tunus'ta, Tunus cumhurbaşkanı tarafından desteklenen başkanlık sisteminde başbakanlık pozisyonu için bazı kişilerin isimleri sızmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı Mahkemesi Direktörü Nadya Akkaşe’nin adı bu pozisyon için en güçlü ve bu pozisyona en yakın isim olarak öne sürüldü. Bunun birçok gerekçesi olmakla birlikte en önemlisi, Kays Said'e yakınlığı ve aralarında bir güven unsurunun varlığıdır. Cumhurbaşkanı'na yakın çevreler, bir sonraki başbakanın belirlenmesinde güven faktörünün yetkinlik faktörünün önüne geçebileceğini ve Cumhurbaşkanının güvendiği bir ismin bu pozisyonu elde etme şansının iki kat daha fazla olduğunu söylüyorlar.
Aynı kaynaklara göre, hukuk doktorası ve kamu ve mali hukuk alanında yüksek lisans derecesine sahip olan Naya Akkaşe, Fransa ve İtalya gibi bazı komşu ülkelerden önemli destek görüyor. Ancak geçtiğimiz günlerde Tunus'u ziyaret eden Amerikan heyeti seçim sürecini aksattı. Amerikan heyeti, Tunus cumhurbaşkanından başbakanlık pozisyonuna reformları uygulayabilecek ve ekonominin çarkını döndürebilecek bir ekonomik figür atamasını istedi.
Tunus Cumhurbaşkanı, Tunus-Kartaca Havaalanı’nda (Tunus'un başkenti) yaptığı açıklamada bazı dürüst politikacılardan durum istikrara kavuşana kadar biraz beklemelerini istedi. Seyahat yasağının ve zorunlu ikamet prosedürünün, yolsuzluk şüphesi bulunanlara ve halkın parasını kaçıranlara yönelik olduğunu söyleyen Said, “Tunus diktatörlük dönemine girmedi ve darağacı da kurulmadı” dedi.
25 Ağustos’ta sona erecek, olağanüstü tedbirler döneminin uzatılıp uzatılmayacağı ile ilgili geri sayım başladı. Bununla birlikte Said üzerindeki baskı arttı ve bir sonraki başbakanı bir an önce açıklaması için çağrılar yoğunlaştı.
Parlamentoda temsil edilen siyasi partiler, Kays Said'in açıklayacağı yol haritasını bekliyor. Diğer yandan Cumhurbaşkanı'na yakın kişiler, Tunus Cumhurbaşkanının yeni başbakanı seçme sürecinde iyi bir seçim yapmak ve daha önceki hatalardan kaçınmak için kendisine tanınan tüm anayasal süreyi, yani 30 günün tamamını kullanacağını ileri sürüyor. Said, daha önce bu görev için İlyas el-Fahfah'ı seçmiş ancak çıkar çatışması nedeniyle görevden alınmıştı. Said’in bu görev için seçtiği bir başka isim Hişam el-Meşişi de Cumhurbaşkanının kararlarına itaat etmemiş ve o da görevden alınmıştı.
Tunus cumhurbaşkanı, diyalog düzeyinde özellikle Nahda Hareketi başta olmak üzere önceki siyasi sistemle diyalog kapısını kapattı. Said, Nahda’nın “ulusal yetkinliğe sahip bir hükümet atamak, Kasbah'taki hükümet karargahındaki kuşatmayı kaldırmak ve devletin çarklarının normal işleyişini bozan kamu hizmetini engellemeyi durdurmak için gerekli ve acil ihtiyaç” konularındaki çağrısını görmezden geldi.
Nahda Hareketi, yürütme ofisi toplantısından sonra yaptığı açıklamada, yargı izni ve yasal gerekçe olmaksızın zorunlu ikamet altına alma ve on binlerce Tunuslunun mesleki nitelikleri ve siyasi veya insan hakları faaliyetleri doğrultusunda seyahatlerinin sözlü talimatlarla yasaklanması gibi keyfi uygulamaları reddettiğini duyurdu.
Cumhurbaşkanlığı'nın bir sonraki başbakanın adını açıklaması konusunda herhangi bir gecikme görmediğini söyleyen Tunus cumhurbaşkanı danışmanı Velid el-Haccam, “Mesele, bu dosyada tanınan sürenin dolmasını beklemek ve Cumhurbaşkanının birlikte çalışacağı hükümet ekibi hakkında net bir fikrinin oluşmasıdır. Ayrıca mesele sadece cumhurbaşkanlığı ve hükümetin kurulmasıyla ilgili olmayıp, dikkate alınması gereken başka siyasi, ekonomik ve sosyal konular da bulunmaktadır.”
Tunus ulusal radyosuna konuşan Haccam, “Bazılarının başbakanın adını mümkün olan en kısa sürede öğrenme arzusunu anlıyorum. Başbakanın adının açıklanmasını talep edenler Cumhurbaşkanının seçimlerine güvenmeli ve uygun zamanda uygun kişinin yönetimi devralacağı konusunda da endişe etmemeliler” dedi.
Tunus Savcılığı, mali ve idari yolsuzluklar yaptıklarından şüphelenilen 12 kişinin “fosfat çıkarma ve transfer anlaşmaları” olarak bilinen “seyahat etme hakkını” yasaklayan bir emir yayınladı. Tunus Asliye Mahkemesi Sözcüsü Muhsin ed-Dali, idari ve mali yolsuzluk şüphesiyle dosyanın Başsavcılığa sevk edildiğini açıkladı. Tüm davalarda toplam 22 sanık hakkında dolandırıcılık, gasp ve hileli yollardan yararlanma, hukuka aykırı menfaat sağlama, yönetime zarar verme, kamu görevlisine rüşvet teklif etmek ve rüşvet alma suçlarından dava açıldı.



Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.


Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.