Irak, “yeni versiyon Taliban” karşısında ikiye bölündü

2003’te tankların sırtı … 2021’de uçakların sırtı

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi (AFP)
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi (AFP)
TT

Irak, “yeni versiyon Taliban” karşısında ikiye bölündü

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi (AFP)
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi (AFP)

Afganistan’da yaşanan gelişmeler son 4 gündür Irak’taki haber bültenleri ve sosyal medya gündeminde birinci sırayı işgal ediyor. Afganistan’daki gelişmelerden önce Iraklıların gündemini seçimlerin Ekim ayında yapılıp yapılmayacağı sorusu meşgul ediyordu. Bunun yanı sıra Irak’ın düzenlemeyi planladığı Bölgesel Komşu Ülkeler Konferansı’na katılımın yüksek düzeyli mi olacağı yoksa Irak’ın davet ettiği komşu ülkeler ve uzak coğrafyadan ülkelerin arasındaki ihtilaflar nedeniyle katılımın sınırlı bir düzeyde mi kalacağı sorusu, enerji nakil hattı ve kulelere yönelik saldırılar meselesi, bazı bölgelerdeki DEAŞ hareketliliği ve Irak’ın orta kesimindeki protesto gösterilerini batıdaki Anbar vilayetine taşıma çabası da yine Irak’taki gündem maddelerinden bazılarıydı.
Afganistan’ın Irak’tan uzak bir mesafede bulunmasına, komşu ülkeler arasında yer almamasına ve konferansa davet edilmemesine rağmen bugün Afganistan’da yaşananlar Irak’ın yakın dönem hafızası (18 yıl önceki) ile önemli ölçüde benzerlikler taşıyor. Biri Irak’ta 2003’te yaşanan olay ile diğeri 2021’de Afganistan’da yaşanan olay statükoyu tümüyle değiştirdi. 9 Nisan 2003’te sabahın erken saatlerinde Amerikan tankları Bağdat sokaklarında gezinirken ikindi vakti saat tam 16.00’da Bağdat’ın kalbinde yer alan Firdevs Meydanı’ndaki Saddam heykeli bulunduğu dev alandan sökülüp atıldı. Bu gelişmeyi, güvenlik ve askeri kurumlarda çeşitli mevkilerde bulunan Baasçıları derdest etme operasyonları takip etti. Kabil’de ise iki gün önceki manzara daha garipti. Zira yüzlerce Afgan bir Amerikan uçağına binmek için uçağın kenarlarına tırmanıyor ve uçağın sırtına çıkma girişiminde bulunuyordu ki bu durum uçağa binmek için imkansız bir yol.
Irak’ta 2003’ten bu güne durumlar değişti. Zira Iraklı muhalif liderler ülkeyi yönetmek için Amerikan tanklarının sırtında Bağdat’a gelirken daha sonraki yıllarda bu liderler ters düştükleri Amerikalıları işgalci olarak nitelemeye başladılar. Bu durum Afganistan’da farklı oldu. Nitekim 2002’de Taliban’ın düşüşünden sonra ülkeyi yöneten Kuzey İttifakı zaten sahadaydı yani tankların sırtında ülkeye girmedi. Fakat bu sefer Afgan hükümeti savaşmadan Taliban eliyle düştüğünde, herkes Amerikan ‘tanklarının’ sırtında kaçmayı istiyor.
İran ile yaklaşık bin kilometre sınır hattı bulunan Afganistan’da meydana gelen son gelişmeler, Irak’ta tartışılmaya devam ediyor. Taliban’ın Kabil’e girmesinin İran için bir endişe oluşturup oluşturmayacağı sorusu, Irak’ta bir ihtilaf konusu oldu. Şii siyasi elitler bundan iki gün öncesine kadar Afgan hükümetinin yenilgiye uğramasının yol açacağı sonuçları ve El Kaide’nin yanı sıra muhtemelen DEAŞ’ın da eski müttefiki olan Taliban’ın kontrolü ele geçirmesinin Irak’ın İran ile olan ilişkisini etkileme biçiminden endişe ediyordu.
Sünni siyasi elitler bu gelişmelerin başında farklı bir tutum benimseyerek, neler olacağını görmek için beklemeyi tercih etti. Bu arada Sünni bir din adamı internetten paylaştığı makalesinde Afganistan Taliban’ının ılımlı görüşlere sahip olduğunu ve Pakistan Taliban’ına benzemediğini, Afganistan’da temelleri atıldığında başta komşu ülkeler olmak üzere hiç kimseye zarar vermeyeceğinin işaretlerini verdiğini yazdı.
Ancak ne var ki Taliban’ın Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı ele geçirdiği gün hareket mensupları Şii nüfusun yoğunlukta olduğu Mezar-ı Şerif’e asılan İmam Hüseyin pankartlarını indirdi. Bunun üzerine bir Taliban yöneticisi olayın hemen ardından Hüseyniye merasimine katılarak pankartın indirilmesi hadisesinden ötürü özür diledi. Hatta Taliban özür dilemekle de yetinmedi hareketin üyeleri İmam Hüseyin pankartları yeniden astı. Bu olayın akabinde Kabil’de manzara ve Bağdat’ta da tartışmaların seyri değişti. Taliban gerçekten de yeni bir versiyon görüntüsü çizdi ancak yine de Taliban, Şiilere güven telkin etmeye çalışan Sünni din adamının zihnindeki Taliban değildi. Taliban’ın yeni versiyonu, Şii siyasi ve entelektüel grup ile Sünni siyasi ve entelektüel grup arasındaki tartışmanın gidişatını, Şii grubun Sünnilere (Tahran ile yakınlaştığı görülen) “Taliban’ın El Kaide ve DEAŞ gibi olmadığı” konusunda güven telkin etmek için çabaladığı bir forma dönüştürdü. Nitekim Irak’taki Sünni yetkililer ve din adamları DEAŞ’a mensup olmakla suçlanıyor. Halbuki DEAŞ’ın Irak’ta öldürdüğü Sünni Arapların sayısı diğer mezhep ve din mensuplarından kat kat daha fazla.



Edebiyat klasiğinin beklenen Netflix uyarlaması tepki çekti

Gurur ve Önyargı'nın çekimlerinin bu yılın sonunda Birleşik Krallık'ta tamamlanması planlanıyor (Netflix)
Gurur ve Önyargı'nın çekimlerinin bu yılın sonunda Birleşik Krallık'ta tamamlanması planlanıyor (Netflix)
TT

Edebiyat klasiğinin beklenen Netflix uyarlaması tepki çekti

Gurur ve Önyargı'nın çekimlerinin bu yılın sonunda Birleşik Krallık'ta tamamlanması planlanıyor (Netflix)
Gurur ve Önyargı'nın çekimlerinin bu yılın sonunda Birleşik Krallık'ta tamamlanması planlanıyor (Netflix)

Netflix'in yeni Gurur ve Önyargı (Pride & Prejudice) dizisine dair oyuncu kadrosunu paylaşması sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Bazı izleyiciler, dizi daha başlamadan boykot çağrısı yapmaya başladı.

6 bölümlük mini dizi, Jane Austen'in 1813 tarihli klasik romanı Aşk ve Gurur'daki Elizabeth Bennet ve Bay Darcy'nin unutulmaz aşk hikayesini merkezine alıyor.

Romanın 1995 tarihli BBC uyarlamasıyla 2005 yapımı beyazperde versiyonu, hem edebiyat tutkunları hem de sinemaseverler tarafından hâlâ büyük bir sevgiyle anılıyor.

Ancak bu yeni uyarlama, şimdiden bazı hayranları hayal kırıklığına uğrattı.

Netflix dün, sosyal medya hesaplarında Bennet ailesinin kadınlarını sette gösteren bir kareyi paylaşarak şöyle yazdı:

Bu anı sabırsızlıkla beklediğinizi biliyoruz. Gurur ve Önyargı'nın çekimleri resmen başladı! İşte Emma Corrin, Freya Mavor, Olivia Colman, Hopey Parish, Rhea Norwood ve Hollie Avery'nin Bennet kadınlarını canlandırdığı ilk kare.

Dizide, The Crown'la çıkış yapan Emma Corrin zeki ve asi Elizabeth Bennet'a hayat verirken, Bay Darcy rolünü casus dizisi Slow Horses'la tanınan Jack Lowden üstleniyor. Olivia Colman ise endişeli anne Bayan Bennet'ı canlandırıyor.

Netflix Türkiye de aynı kareyi paylaşarak takipçilerine şu notu düştü:

Zamanın silemeyeceği bir aşk hikayesi. Başrolde Emma Corrin, Jack Lowden ve Olivia Colman. Mini dizi Gurur ve Önyargı'nın çekimleri başladı.

Ancak paylaşımların hemen ardından bazı izleyiciler, oyuncu kadrosuna dair tepkilerini yorumlarda dile getirdi. Bir kullanıcı, "Kendime not: Bugün Netflix aboneliğimi iptal et" diye yazdı.

Başka biri, "Bu oyuncu kadrosu korkunç, ne halt etmişsiniz böyle?" dedi.

Bir başka yorumda "Ciddi olamazsınız" ifadesi yer aldı.

Bir izleyici ise, "Aslında boşverin, bu bana abonelikten çıkmam gerektiğini hatırlattı" dedi.

Az da olsa, Netflix Türkiye'nin yaptığı paylaşıma gelen olumsuz yorumlar da dikkat çekti. Bir kullanıcı "Filmi izleyen, filmdeki karakterleri benimseyen aynı tadı alabilir mi bilmiyorum, muhteşem kadrosu vardı..." yorumunu yaptı.

Bir diğeriyse ekledi:

Elizabeth hangisi? Hiçbiri olamaz gibi.

Variety'nin haberine göre dizide ayrıca Rufus Sewell, Freya Mavor, Jamie Demetriou ve Daryl McCormack gibi isimler de yer alıyor.

Dizinin yönetmen koltuğunda Heartstopper'la tanınan Euros Lyn otururken, senaryoyu Dolly Alderton kaleme alıyor.

Alderton, Variety’ye yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Bu hikayeyi yeniden anlatmak, insanın hayatında bir kez karşılaşabileceği bir fırsat. Bu projenin parçası olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Jane Austen'in Aşk ve Gurur'u romantik komedi türünün temelini oluşturuyor. Bu sevilen eseri hayata geçirmenin hem tanıdık hem de yeni yollarını bulmak için sayfalarına geri dönmek bir zevkti.

Independent Türkçe, Daily Mail, Mint, Variety