İran, uranyum zenginleştirme adımlarını nükleer silah üretme yolunda hızlandırıyor

Altıncı nesil IR6 santrifüjlerinin çalışması, uranyum saflığını yüzde 60 oranına artırmaya ivme kazandırıyor. (Tasnim)
Altıncı nesil IR6 santrifüjlerinin çalışması, uranyum saflığını yüzde 60 oranına artırmaya ivme kazandırıyor. (Tasnim)
TT

İran, uranyum zenginleştirme adımlarını nükleer silah üretme yolunda hızlandırıyor

Altıncı nesil IR6 santrifüjlerinin çalışması, uranyum saflığını yüzde 60 oranına artırmaya ivme kazandırıyor. (Tasnim)
Altıncı nesil IR6 santrifüjlerinin çalışması, uranyum saflığını yüzde 60 oranına artırmaya ivme kazandırıyor. (Tasnim)

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) son raporu, İran'ın nükleer silah yapımında kullanılan saflığa yakın seviyelerde uranyumun zenginleştirildiğini ortaya koydu. Raporun ardından söz konusu faaliyetlerin 2015’te imzalanan nükleer anlaşmada belirtilen kısıtlamaları ihlal ettiği ve Batı ile gerilimi artırdığı uyarısında bulunan Almanya, her iki tarafı da anlaşmayı yeniden hayata geçirmeyi amaçlayan müzakereleri sürdürmeye davet etti.
Berlin, UAEA’nın İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin yüzde 60 oranında hızlandığına işaret ettiği söz konusu raporuna ilişkin açıklamalarında Tahran'ı yapıcı bir yaklaşımla müzakerelere geri dönmeye çağırdı. Zira İran’ın bu adımı, Tahran'ın nükleer silah yapımı için yüzde 90 oranında saflık seviyesi elde etmesini sağlayabilir.
UAEA Genel Müdürü Rafael Grossi, son rapor ile üye ülkelere, Tahran'ın Natanz tesisinde yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum üretimi için yeni bir operasyonel mekanizma geliştirdiğini bildirdi. Bu, UAEA'nın 48 saat içindeki ikinci raporu oldu.. Pazartesi günü Reuters’ın aktardığı bir raporda, İran'ın uranyum metali zenginleştirme çalışmalarında Batılı güçlerin itirazlarına rağmen ilerleme kaydettiği, bu tür çalışmaların güvenilir bir sivil kullanım amacı taşımadığı belirtilmişti.
Uranyum metali nükleer bombanın temel malzemesini üretmek için kullanılabiliyor. Ancak İran, amaçlarının barışçıl olduğunu ve nükleer reaktör yakıtı geliştirdiğini öne sürüyor. Grossi, söz konusu raporda yeni mekanizmanın, nisan ayında gerçekleştirilen ilk deneme haricinde, bir yerine iki set santrifüj kullanıldığına dayandığını söyledi.
Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü düzenlediği basın toplantısında İran'ın bu adımlara dair makul bir sivil gerekçesi olmadığını, bunun yerine askeri bilgi ve beceri kazandığını belirterek “İran'ı yapıcı bir tavırla müzakere masasına dönmeye çağırıyoruz” dedi.
İran Dışişleri Bakanlığı salı günü, İran'ın nükleer faaliyetlerinin ‘barışçıl ve uluslararası yükümlülüklere uygun’ olduğu konusunda ısrarcıydı. AFP’nin haberine göre Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade şu ifadeleri kullandı:
“İran İslam Cumhuriyeti'nin tüm nükleer programları ve eylemleri, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması (NPT) ve İran'ın güvence sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerine tam olarak uygundur. Bu programlar, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın gözetiminde, önceden haber verilerek uygulanmıştır. ABD ve anlaşmanın diğer tarafları nükleer anlaşmanın tam ve koşulsuz olarak uygulanmasına devam etmedikçe İran'ın tamamen barışçıl nükleer programını NPT kapsamındaki yükümlülükleri çerçevesinde egemen ihtiyaçları ve kararları temelinde sürdüreceği açık.”
İran, Mayıs 2019'dan bu yana nükleer programını sınırlama yönünde verdiği taahhütleri dondurarak anlaşmadan kademeli olarak çekilmişti. İran Parlamentosu, geçtiğimiz aralık ayında da ABD yaptırımlarına yanıt olarak nükleer alanda daha fazla adımlar atılmasını sağlayan bir yasayı onaylamıştı.
Tahran, ABD Başkanı Joe Biden’ın göreve gelişinin ardından Natanz’daki tesiste yaşanan patlama ve elektrik kesintisine yanıt olarak uranyumu yüzde 20'ye kadar zenginleştirmeye geri dönmüş, ardından da uranyum zenginleştirme saflığını nisan ayında yüzde 60'a çıkarmıştı. İran, Natanz’daki yeraltı zenginleştirme tesisindeki üretimi etkileyen söz konusu patlamadan İsrail'i sorumlu tutuyor.
UAEA, mayıs ayında İran'ın Natanz'da uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştirmek için bir dizi gelişmiş santrifüj kullandığını duyurdu. Reuters'ın haberine göre UAEA, ajansa üye devletlere İran'ın şu an bu amaç için ikinci bir grup kullandığını bildirdi.
ABD Başkanı Biden nükleer anlaşmaya geri dönmek istiyor. Bu yönde Avrupa arabuluculuğundaki dolaylı görüşmeler, nisan ayında Viyana'da başladı. Ancak 20 Haziran'da yapılan son oturumda somut bir ilerleme sağlanamadı.



Pakistan, ayrılıkçılara karşı ABD taktiklerini kullanıyor

Pakistan, drone teknolojisini geliştirmeyi hedefliyor (Reuters)
Pakistan, drone teknolojisini geliştirmeyi hedefliyor (Reuters)
TT

Pakistan, ayrılıkçılara karşı ABD taktiklerini kullanıyor

Pakistan, drone teknolojisini geliştirmeyi hedefliyor (Reuters)
Pakistan, drone teknolojisini geliştirmeyi hedefliyor (Reuters)

Pakistan, ayrılıkçı örgütlere karşı ülke içinde drone operasyonları düzenliyor. 

New York Times’ın (NYT) analizinde, Pakistan’ın özellikle Afganistan sınırına yakın bölgelerdeki militanlara yönelik harekatlarda insansız hava araçlarını (İHA) daha sık kullanmaya başladığı yazılıyor.  

Pakistan’ın Afganistan sınırındaki Kuzey Veziristan bölgesinde geçen hafta düzenlenen saldırılarda 4 çocuğun ölmesi üzerine halk sokaklara inmişti. İslamabad yönetimi, saldırıdan Pakistan Talibanı’nı (Tehrik-i-Taliban Pakistan/TTP) sorumlu tutmuştu. Ancak muhalefet, olayın hükümetin hatalı güvenlik stratejisi sonucu yaşandığını savunmuştu. 

Pakistan, Taliban yönetiminin Afganistan’da TTP’ye sığınak sağladığını öne sürerken, Kabil ise iddiaları reddediyor. 

İslamabad yönetimine karşı silahlı mücadele veren örgütler arasında, İran'ın güneyi ve Pakistan'da temellenmiş ayrılıkçı grup Belucistan Kurtuluş Ordusu (BLA) da var. 

TTP, geçen ay iki savaşçısının Pakistan ordusuna ait drone’la öldürüldüğünü duyurmuştu. Örgüt, ordu için casusluk yapmakla suçladığı bir sivili öldürmüştü. Bu kişinin cep telefonunu kullanarak İHA’yı yönlendirdiğini iddia etmişti. 

BLA da İran sınırındaki Panjgur bölgesinde bir sivilin öldürüldüğünü duyurmuş, bu kişinin orduya drone operasyonlarında destek sağladığını öne sürmüştü. BLA’ya bağlı sosyal medya hesapları, Pakistan ordusunun drone saldırılarında en az 40 militanın öldürüldüğünü savunmuştu. 

NYT, İHA operasyonlarında sivillerin de tehlike altında olduğunu yazıyor. Afganistan sınırındaki Güney Vezisiristan’da geçen ay düzenlenen voleybol müsabakasında drone’larla ateş açılmış, en az 20 sivil yaralanmıştı. Bazıları saldırının TTP tarafından düzenlendiğini öne sürerken, bazıları da operasyondan Pakistan ordusunu sorumlu tutmuştu. 

Haberde, İslamabad yönetiminin militan örgütlere karşı drone operasyonu yürütüldüğünü resmen doğrulamadığı aktarılıyor. 

Analizde, ABD’nin geçmişte Afganistan-Pakistan sınırında düzenlediği İHA saldırıları da hatırlatılıyor. Amerikan ordusu bölgedeki ilk drone saldırısını 2004’te gerçekleştirmişti. Harekatta Taliban komutanı Nek Muhammed öldürülmüştü. 

Eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde 353 saldırıyla drone operasyonları sayıca zirveye çıkmıştı. ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk döneminde azalan saldırıların, 2018 sonrası durdurulduğu aktarılıyor. İslamabad yönetiminin bu dönemlerde sözkonusu operasyonları eleştirdiği de anımsatılıyor.

Hindistan ve Pakistan arasında geçen ay yaşanan çatışmalarda iki taraf da drone teknolojisinden sıkça faydalanmıştı.

Independent Türkçe, New York Times, The Diplomat