Taliban'ın Afganistan'ı bu kadar çabuk geri almasının gerçek nedeni

Taliban kuvvetlerine mensup bir kişi 16 Ağustos 2021'de Kabil Uluslararası Hamid Karzai Havalimanı’nın dışındaki bölgeyi teftiş ediyor (Reuters)
Taliban kuvvetlerine mensup bir kişi 16 Ağustos 2021'de Kabil Uluslararası Hamid Karzai Havalimanı’nın dışındaki bölgeyi teftiş ediyor (Reuters)
TT

Taliban'ın Afganistan'ı bu kadar çabuk geri almasının gerçek nedeni

Taliban kuvvetlerine mensup bir kişi 16 Ağustos 2021'de Kabil Uluslararası Hamid Karzai Havalimanı’nın dışındaki bölgeyi teftiş ediyor (Reuters)
Taliban kuvvetlerine mensup bir kişi 16 Ağustos 2021'de Kabil Uluslararası Hamid Karzai Havalimanı’nın dışındaki bölgeyi teftiş ediyor (Reuters)

Taliban'ın 80 bin askeri Afganistan'ı geri alır ve şehirler domino taşları gibi devrilirken, daha iyi teçhizata ve eğitime sahip 300 bin kişilik hükümet güçleri büyük ölçüde eridi ve savaşmaya dair hiçbir istek göstermeden teslim oldu. Peki neden böyle oldu?
Batı medyası bize bunun birkaç açıklaması olabileceğini söylüyor. İlk açıklama açıkça ırkçı: Afgan halkı demokrasi için yeterli olgunluğa sahip değil, köktendinciliğin özlemini çekiyorlar. Böyle bir iddia varsa bile çok gülünç. Yarım yüzyıl önce Afganistan (kısmen) aydınlanmış, Afganistan Halkın Demokratik Partisi olarak bilinen güçlü Komünist Parti’nin birkaç yıl iktidarda kalmayı bile başardığı bir ülkeydi. Afganistan daha sonra, komünist iktidarın yıkılışını engellemeyi amaçlayan Sovyet işgaline karşı verilen tepkiyle köktendinci oldu.
Medyanın bize sunduğu bir diğer açıklamaysa, Taliban'ın siyasetine karşı çıkanları acımasızca infaz etmesi sebebiyle terör.
Öteki açıklamaysa inanç: Taliban, eylemleri üzerinden Tanrı tarafından kendilerine verilen görevi icra ettiğini ve zaferin garanti edildiğine inanıyor. Bu yüzden sabırlı olmayı göze alabiliyorlar çünkü zaman onlardan yana.
Taliban'ın ülkeyi nasıl bu kadar çabuk geri almayı başardığına dair daha karmaşık ve gerçekçi bir açıklama ise, devam eden savaş ve yolsuzluğun neden olduğu kaos. Bu durum, baskı getirse ve şeriat kanunu dayatsa bile Taliban rejiminin en azından bir miktar güvenlik ve düzen sağlayabileceği yönünde bir inancın gelişmesine sebebiyet vermiş olabilir.
Ancak tüm bu açıklamalar, liberal Batılı görüş için travmatik temel gerçeği göz ardı ediyor gibi duruyor. Bu gerçek, Taliban'ın hayatta kalmayı umursamaması ve savaşçılarının sadece savaşta değil, intihar eylemlerinde bile ölerek "şehitlik" kazanmaya hazır olmasıdır. Köktendinci Taliban mensuplarının şehit olup öldüklerinde cennete gittiklerine "gerçekten inandığı" açıklaması, entelektüel içgörü olarak inanç ("cennete gideceğimi biliyorum, bu bir gerçek") ile öznel bağlı konum olan inanç arasındaki farkı yakalamadığı için yetersiz.
Diğer bir deyişle bu açıklama, ideolojinin maddi gücünü (bu durumda inanç gücünü) hesaba katmıyor. Maddi güç ise, sadece kanaatimizin kuvvetine değil, aynı zamanda inancımıza varoluşsal bağlamda nasıl adandığımıza da dayanıyor: Bu manada şu veya bu inancı seçen özneler değil, bu inancın yaşamımıza nüfuz etmesi bakımından "bizler" inancın ta kendisiyiz.
Fransız filozof Michel Foucault işte bu özellik sebebiyle 1978 İslam Devrimi’nden o kadar etkilenmişti ki İran'ı iki kez ziyaret etti. Foucault'yu orada büyüleyen şey sadece şehitliği kabul eden duruş ve birinin kendi hayatını yitirmesine karşı kayıtsızlık değildi. Foucault, "Modern batı iktidarının pasifleştirici, nötrleştirici ve normalleştirici biçiminin aksine, partizan ve kavgacı bir hakikat anlatımı biçimini, mücadele ve çile yoluyla dönüşümü vurgulayan 'hakikat öyküsünün' çok özel bir anlatımıyla" meşguldü. "Bu noktayı anlamak için hayati önem taşıyan şey, tarihsel-politik söylemde geçerli hakikat kavramının, hakikatin partizanlara mahsus taraflı oluşunun anlaşılmasıdır."
Veya Foucault'nun kendisinin de belirttiği üzere:
"Eğer haktan (ya da daha doğrusu haklardan) söz eden bahse konu özne hakikatten bahsediyorsa, o hakikat artık filozofun evrensel hakikati olmaktan çıkar. Genel savaşa dair bu söylemin, savaşı barışın altında yorumlamaya çalışan bu söylemin, gerçekte savaşı bir bütün halinde tanımlama ve savaşın genel gidişatını yeniden inşa etme çabası olduğu bir gerçek. Ancak bu durum onu bütüncü veya tarafsız bir söylem kılmaz. O, her zaman için bakış açısıyla ilgili bir söylemdir. Bütünlük ile ancak onu tek taraflı görebildiği, çarpıtabildiği ve kendi bakış açısından bakabildiği ölçüde ilgilenir. Diğer bir deyişle gerçek, sadece muharebe konumundan, zafer için arzu edilen bakış açısından ve nihayetinde, tabiri caizse bizatihi öznenin kurtuluşu tarafından konuşlanabilen bir gerçektir."
Böylesine angaje bir söylem, henüz modern bireyciliğe geçmemiş, modern öncesi "ilkel" topluma ait bir işaret olarak reddedilebilir mi? Peki bugün yeniden canlanması faşist gerileme işareti olarak mı reddedilmeli?
Batı Marksizmine asgari düzeyde aşina herkes bakımından cevap açık: Macar filozof Georg Lukacs, Marksizmin taraflılığına karşın değil, sadece belirli öznel konumdan erişilebilen "taraflı" bir şey olması sebebiyle nasıl "evrensel doğru" olduğunu gözler önüne sermişti. Bu görüşe katılırız veya katılmayız fakat gerçek şu ki, Foucault'un uzaktaki İran'da aradığı şey (hakikat anlatımının uzlaşmaz ["savaş"] biçimi) Marksist görüşte zaten güçlü biçimde mevcuttu. Bu, sınıf mücadelesinin "nesnel" tarih bilgisinin önünde bir engel değil, aksine bir şartı olduğu (söyleminde) yakalanmıştı.
Belirli bir öznellik tarafından çarpıtılmamış gerçeğe "nesnel" (tarafsız) yaklaşım olarak (Foucault'nun "modern Batı iktidarının pasifleştirici, nötrleştirici ve normalleştirici biçimleri" şeklinde nitelediği) alışılagelmiş pozitivist bilgi kavramı en saf haliyle bir ideolojidir ("ideolojinin sonu" ideolojisi).
Bir yandan, ideolojik olmayan "nesnel" uzman bilgisine sahibiz. Diğer yandansa, her biri kendine özgü "benlik kaygısına" (Foucault'nun İran deneyimini terk ederken kullandığı terim), kişinin hayatına haz kazandıran ufak şeylere odaklanmış dağınık bireylerimiz var.
Liberal bireycilik ve evrensel bağlılık, bu bakış noktasından, özellikle de yaşam riskini içeriyorsa, şüpheli ve "irrasyoneldir"…
Burada ilginç bir paradoks karşımıza çıkıyor: Taliban'ın başarısına ikna edici biraçıklama getirebileceği şüpheli olsa bile geleneksel Marksizm, Foucault'un İran'da aradığı (ve şimdi bizi Afganistan'da büyüleyen) türden mükemmel bir Avrupalı emsal sunmuştu. Daha iyi bir yaşam için kolektif katılım haricinde hiçbir köktendincilik içermeyen bir emsal. Küresel kapitalizmin zaferi sonrası, bahse konu kolektif katılım ruhu bastırıldı ve şimdi bu bastırılmış duruş köktendincilik kisvesinde geri dönüyor gibi.
Bastırılanın, kolektif özgürleştirici katılıma uygun biçiminde dönüşünü hayal edebilir miyiz? Kesinlikle. Sadece hayal etmemizle kalmıyor, kapılarımızı da büyük bir güçle çalıyor.
Yalnızca küresel ısınma felaketini ele alalım: Alıştığımız birçok zevkten fedakarlık ederek kendi şehitlik biçimlerini talep edecek geniş çaplı kolektif eylemler çağrısında bulunuyor. Yaşam tarzımızı gerçekten bütünüyle değiştirmek istiyorsak, zevkleri kendi kullanımımıza odaklı bireyci "benlik kaygısının" yerini terk etmesi gerekecektir. Bunu uzman bilim tek başına yapamayacak: En derin kolektif taahhüde dayanan bir bilim gerekli. Taliban'a cevabımız BU olmalı.
Kültürel çalışmalara eğilen filozof Slavoj Zizek, Ljubljana Üniversitesi Sosyoloji ve Felsefe Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacılık yapmış ve kendisine New York Üniversitesi’nce Alman Dili alanında Küresel Ordinaryüs Profesör ünvanı verilmiştir. Zizek, Londra Üniversitesi Birkbeck Beşeri Bilimler Enstitüsü’nün de uluslararası direktörüdür.
Independent Türkçe



Trump, Rusya'ya yeni yaptırımlar uygulamaya hazır olduğunu vurguladı

ABD Başkanı Donald Trump New York'ta (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump New York'ta (Reuters)
TT

Trump, Rusya'ya yeni yaptırımlar uygulamaya hazır olduğunu vurguladı

ABD Başkanı Donald Trump New York'ta (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump New York'ta (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya'nın 2022'de savaşın başlamasından bu yana Ukrayna'ya yönelik en büyük hava saldırısını başlatmasından birkaç saat sonra, dün Moskova'ya yeni yaptırımlar uygulamaya hazır olduğunu açıkladı.

Trump, Beyaz Saray'da gazetecilerin Rusya'ya yeni yaptırımlar uygulamaya hazır olup olmadığı sorusuna, “Evet, hazırım,” dedi, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Ukrayna Hava Kuvvetleri'ne göre Rusya cumartesi gecesi Ukrayna'ya 810 İHA fırlattı. Bunlardan 747'si düşürüldü. Ayrıca 13 füzeden dördü de düşürüldü. Saldırıda 5 kişi hayatını kaybetti ve Kiev'deki hükümet binası hasar gördü.

Donald Trump, Moskova'nın savaşını sürdürmek için finansman kaynağını zayıflatmak amacıyla Rusya'dan petrol satın alan ülkeleri tehdit etti. ABD başkanı bu nedenle Hindistan'a yüksek gümrük vergileri uyguladı.

Perşembe günü, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, Amerikalı meslektaşının AB ülkelerinin Rus petrolü satın almasından “hiç memnun olmadığını” vurguladı.

ju
ABD Hazine Bakanı Scott Besant, Beyaz Saray'daki Oval Ofis'te (AFP)

ABD Hazine Bakanı Scott Beecent ise dün yaptığı açıklamada, ABD ve Avrupa'nın uygulayacağı ilave ekonomik baskının, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i Ukrayna ile barış görüşmelerine girmeye zorlayabileceğini söyledi.

Besant, NBC'nin Meet the Press programında şunları söyledi: “ABD ve Avrupa Birliği devreye girip Rus petrolünü satın alan ülkelere daha fazla yaptırım ve ikincil gümrük vergileri uygularsa, Rus ekonomisi tamamen çökecek ve bu da Başkan Putin'i müzakere masasına oturtacaktır.”

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Besant, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin “Rusya üzerindeki baskıyı artırmaya hazır” olduğunu ifade etti.

Ancak o şöyle dedi: “Avrupalı ortaklarımızın da aynı yolu izlemesi gerekiyor; çünkü Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği bunu birlikte yaparsa, Ukrayna ordusunun ne kadar dayanabileceği ile Rus ekonomisinin ne kadar dayanabileceği konusunda bir yarışa gireceğiz."

Trump, 2025 yılının ocak ayında göreve başladığında, savaşı hızlı bir şekilde sona erdirebileceğini umarken, Ukrayna'daki çatışmaları durduramamaktan dolayı hayal kırıklığına uğradı.

Trump, şu ana kadar Rusya ve Rus petrolünün en büyük alıcısı olan Çin'e yeni yaptırımlar uygulamaktan kaçındı. Ancak Rusya'nın en büyük enerji tüketicilerinden biri olan Hindistan'dan ABD'ye yapılan ithalata uygulanan gümrük vergilerini artırdı.

ABD Başkanı Donald Trump, CBS News'te y perşembe günü yayınlanan açıklamasında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin henüz barış anlaşması imzalamaya hazır olmadığını, ancak “bir şeyler olacağını ve bunu başaracağımızı” söyledi.

Televizyon kanalına telefonla verdiği röportajında Trump, Putin ve Zelenskiy arasında doğrudan görüşme olasılığı konusunda belirsizliğin artmasına rağmen, Rusya ile Ukrayna arasında barış anlaşması sağlanması için çaba göstermeye devam edeceğini vurguladı.

ABD başkanı, Rusya, Ukrayna veya diğer savaşan ülkelerle yaptığı birçok diplomatik müzakerede izlediği yaklaşımın, liderleri bir odada masaya oturtup, bu gerçekleşmeden önce hiçbir olasılığı dışlamadan, onları derhal bir anlaşmaya varmaya zorlamak olduğunu söyledi.


Filistinlilerle dayanışma için on binlerce kişi Brüksel'de gösteri düzenledi

Dün Brüksel'de Filistinlileri desteklemek için düzenlenen gösterinin bir kısmı (EPA)
Dün Brüksel'de Filistinlileri desteklemek için düzenlenen gösterinin bir kısmı (EPA)
TT

Filistinlilerle dayanışma için on binlerce kişi Brüksel'de gösteri düzenledi

Dün Brüksel'de Filistinlileri desteklemek için düzenlenen gösterinin bir kısmı (EPA)
Dün Brüksel'de Filistinlileri desteklemek için düzenlenen gösterinin bir kısmı (EPA)

Dün Belçika'nın başkenti Brüksel’de on binlerce kişi Filistinlilerle dayanışmalarını ifade etmek için gösteri düzenledi. Polis göstericilerin sayısını yaklaşık 70 bin olarak tahmin ederken, organizatörler yürüyüşe 120 bin kişinin katıldığını söyledi.

Gazze'de ‘soykırıma son verin!’ çağrısı yapan kırmızı kartlar ve pankartlar taşıyan katılımcılar, Filistinli sivilleri korumak için İsrail'e karşı ek önlemler alınmasını talep ettiler.

Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan Esmat Gomospoga (60), “İnsanlar Berlin Duvarı'nın yıkılmasını hayal ediyordu. Ben ise Filistinliler için bir Filistin devleti hayal ediyorum, böylece onlar da diğer insanlar gibi yaşayabilirler” ifadelerini kullandı.

Samuel Toby (27), Brüksel'in özellikle Avrupa için uluslararası politikanın hayati bir merkezi olduğunu, bu yüzden tüm öğrencilerin ve farklı yaşlardaki insanların bu şehirde gösteri yapmasının çok önemli olduğunu ifade etti.

gt
Dün Brüksel'de Filistinlileri desteklemek için düzenlenen gösteriden bir kare (EPA)

Belçika-Filistin Derneği Sözcüsü Gregory Moise ise AFP’ye şunları söyledi:

“Devam eden soykırım karşısında, (şimdiye kadar alınan) önlemler bu görevin gereğini yerine getirmemiştir.”

Öte yandan Belçika Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Maxime Prevot dün AFP’ye yaptığı açıklamada Avrupa Birliği'nin (AB) Gazze'deki savaş karşısında ‘sorumluluklarını yerine getirmediğini’ belirtirken AB'nin dış politikadaki güvenilirliğinin ‘çöküşün eşiğinde’ olduğunu söyledi.

Bakan Prevot, AB üyesi 27 üye ülke arasında aylarca süren anlaşmazlıklara dikkati çekti. Bu ülkeler, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te başlattığı saldırıya yanıt olarak İsrail'in Gazze'de yaklaşık iki yıldır sürdürdüğü yıkıcı savaş nedeniyle İsrail'e yaptırım uygulanması konusunda anlaşmaya varamadılar.

thy
Dün Brüksel'de Filistin’i destek için düzenlenen gösteride elinde meşale ve Filistin bayrağı taşıyan bir adam (AP)

Birleşmiş Milletler (BM), İsrail'in Gazze halkına insani yardım konusunda kısıtlamalarını sürdürmesi üzerine, ağustos ayı sonlarında Gazze'de kıtlık ilan etti.

Belçika, bu duruma yanıt olarak kısa süre önce İsrail ve Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetindeki iki aşırı sağcı bakana (ekonomik, konsolosluk ve diğerler alanlarda) bazı yaptırımlar uygulama kararı aldı. Bu ayki BM Genel Kurul oturumları sırasında Fransa dahil bazı ülkelerle birlikte Filistin Devleti'ni tanıma sözü verdi.


Rusya, Ukrayna’ya karşı savaşın başlangıcından bu yana “en şiddetli saldırıyı” başlattı

Rusya'nın Kiev'e düzenlediği hava saldırısı sırasında, yakınlardaki bir saldırı bölgesinden yükselen yoğun duman gökyüzünü kapladı (Reuters)
Rusya'nın Kiev'e düzenlediği hava saldırısı sırasında, yakınlardaki bir saldırı bölgesinden yükselen yoğun duman gökyüzünü kapladı (Reuters)
TT

Rusya, Ukrayna’ya karşı savaşın başlangıcından bu yana “en şiddetli saldırıyı” başlattı

Rusya'nın Kiev'e düzenlediği hava saldırısı sırasında, yakınlardaki bir saldırı bölgesinden yükselen yoğun duman gökyüzünü kapladı (Reuters)
Rusya'nın Kiev'e düzenlediği hava saldırısı sırasında, yakınlardaki bir saldırı bölgesinden yükselen yoğun duman gökyüzünü kapladı (Reuters)

Rusya ordusu dün sabah Ukrayna'ya hava saldırısı düzenledi. Ukrayna, bu saldırının savaşın başlangıcından bu yana en şiddetli saldırı olduğunu belirterek, iki kişinin öldüğünü ve Kiev'deki hükümet merkezinin bulunduğu büyük kompleksin vurulduğunu açıkladı. Ukrayna Hava Kuvvetleri, Rusya'nın cumartesi gecesinden pazar sabahına kadar en az 805 insansız hava aracı (İHA) ve 13 füze ile saldırdığını ve bunun savaşın başlamasından bu yana en büyük hava saldırısı olduğunu duyurdu. Öte yandan, Ukrayna'nın başkenti Kiev'in Şehir Askeri İdaresi Başkanı Timur Tkachenko, Rusya'nın şehre düzenlediği saldırının ardından başkentin Peçerski semtindeki bir hükümet binasının çatısında yangın çıktığını söyledi.

Ukrayna hükümet binasından yoğun dumanların yükseldiği görülürken acil durum hizmetlerine göre saldırılar Kiev'deki bazı yüksek katlı binalara da zarar verdi.

Diğer taraftan Rusya, yalnızca askeri tesisleri ve ilgili altyapıyı hedef aldığı açıklamasında bulundu. Rusya Savunma Bakanlığı, Rus ordusunun Ukrayna askeri-sanayi kompleksine ait tesisleri ve ulaşımla ilgili altyapıyı vurduğunu belirtti.