Taliban karşıtı silahlı muhalefet Ahmed Mesud liderliğinde Pençşir Vadisi'nde toplanıyor

Ahmed Şah Mesud'un oğlu Ahmed Mesud Taliban’a direnme sözü verdi ve dış destek talep etti.

Ahmed Mesud, Kabil'in kuzeydoğusundaki Pençşir Vadisi'ndeki karargahından Taliban karşıtı "direniş"e öncülük ediyor (Reuters)
Ahmed Mesud, Kabil'in kuzeydoğusundaki Pençşir Vadisi'ndeki karargahından Taliban karşıtı "direniş"e öncülük ediyor (Reuters)
TT

Taliban karşıtı silahlı muhalefet Ahmed Mesud liderliğinde Pençşir Vadisi'nde toplanıyor

Ahmed Mesud, Kabil'in kuzeydoğusundaki Pençşir Vadisi'ndeki karargahından Taliban karşıtı "direniş"e öncülük ediyor (Reuters)
Ahmed Mesud, Kabil'in kuzeydoğusundaki Pençşir Vadisi'ndeki karargahından Taliban karşıtı "direniş"e öncülük ediyor (Reuters)

Seksenli yıllarda Afganistan'ın Sovyet işgaline karşı direnişin en önemli liderlerinden biri olan Ahmed Şah Mesud'un oğlu Ahmed Mesud, Taliban karşıtı silahlı muhalefetin toplandığı Pençşir Vadisi’ndeki karargahından Taliban’a karşı “direniş” sözü verdi.
Babası 2001 yılında El Kaide tarafından öldürülen Ahmed Mesud (32), Çarşamba günü "Washington Post" gazetesinde yayınlanan makalesinde, Afganistan'da liderliğini yaptığı milislerin Taliban’a karşı direnişi için Amerika’dan silah ve mühimmat desteği talep etti ve Taliban’ın, ulaşılması zor Pençşir Vadisi'ni hiçbir zaman kontrol edemediğini belirtti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün (Perşembe), "Taliban" karşıtı direnişin, eski Başkan Yardımcısı Emrullah Salih ve Ahmed Şah Mesud'un oğluyla birlikte Pençşir'de toplandığını söyledi. Lavrov, Moskova'da düzenlediği basın toplantısında, "Taliban tüm Afgan topraklarını kontrol etmiyor. Kabil'in kuzeydoğusundaki Pençşir vadisinden yeni bilgiler geliyor. Başkan Yardımcısı (Emrullah) Salih ve Ahmed Mesud'a bağlı direniş güçleri orada toplanıyorlar” dedi. Lavrov, “bir temsil hükümetinin kurulması için ulusal diyalog” çağrısını yinelerken, Taliban’ın Kabil’i ve ülkenin çoğunu ele geçirmesinden önce de Rusya’nın, Afganistan’da yaşanan ihtilafı sona erdirmek için bu tür bir mekanizma üzerinde ısrar ettiğini vurguladı.
Moskova, eski Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai'nin bu yöndeki girişimini desteklerken Taliban'a da açık olduklarını gösteren güven verici açıklamalar yaptı. Eski Devlet Başkanı Hamid Karzai de dahil olmak üzere birçok eski Afgan lideri, yeni bir hükümet kurma konusunda "Taliban" ile görüşüyor.
Ahmed Mesud, "Washington Post" gazetesindeki makalesinde, "Amerika, bir kez daha Taliban'la yüzleşmeye hazır olan savaşçıları destekleyerek büyük bir demokrasi cephaneliği olmaya devam edebilir" dedi. Fransız Basın Ajansı (AFP), Ahmed Mesud’un babası Ahmed Şah Mesud'un Sovyet karşıtı direnişin kahramanlarından biri olduğunu, onun da Taliban’a karşı savaştığını aktardı. Emrindeki “Pençşir Aslanları” güçlerinin, 90’lı yılların başında rakip mücahitlerle yaptıkları savaşta ele geçirdikleri Kabil sakinleri arasında çelişkili anılar bırakmasına rağmen, Ahmed Şah Mesud’un 2019 yılında cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile ulusal kahraman ilan edildiğini belirtti.
Washington Post'taki makalesinde Ahmed Mesud, Afgan ordusundaki askerlerin, "liderlerinin teslim olmasına çok kızgın olduğunu" ve bazı Afgan Özel Kuvvetleri mensuplarının Pençşir'e katıldığını ifade etti.
Ahmed Mesud, "Daha fazla silah, mühimmat ve teçhizata ihtiyacımız var. Taliban dış devletler için de tehlike arz ediyor. Afganistan, Taliban’ın kontrolüne girerek radikal İslami terörizmin üssü olacak ve burada yeniden demokrasilere karşı komplolar üretilecek" dedi.
Ahmed Mesud, "Washington Post" gazetesinde yayınlanan makalesinde, Özel Kuvvetlerin bazı "elit birimleri" de dahil olmak üzere bazı Afgan ordusu mensuplarının kendisine yardıma koştuğunu belirtti ve Batı'ya yardım eli uzatmaları için çağrıda bulundu. Ahmed Mesud, “Babamın zamanından beri sabırla topladığımız mühimmat ve silah depolarımız var. Çünkü bugünün geleceğini biliyorduk” dedi. Kendisine katılan bazı güçlerin silahlarını da yanlarında getirdiklerini aktaran Ahmed Mesud, “Eğer Taliban bir saldırı başlatırsa elbette bizim tarafımızdan sert bir direnişle karşılaşacak” açıklamasında bulundu.
Bu makale, Ahmed Şah Mesud'un yakın yardımcılarından biri olan, daha sonra da Cumhurbaşkanı yardımcılığı konumuna gelen Emrullah Salih'in, Eşref Gani'nin Pazar günü Taliban'ın Afgan başkentinin kontrolünü ele geçirmesi üzerine Kabil'den kaçmasının ardından kendisinin Afganistan'ın meşru başkanı olduğunu ilan etmesinin ardından yayınlandı.
"Direniş Cephesi" adlı bir siyasi partinin lideri olan Ahmed Mesud, Pazartesi günü yazar Bernard-Henri Levy tarafından kurulan Fransız "La Regal de Jo" dergisinde bir köşe yazısı makalede, babasının savaşını sürdürmek istediğini vurguladı. Afganları Pençşir’deki karargahına katılmaya davet ederken, “Pençşir, ölmekte olan ülkemizdeki son özgür bölgedir” ifadesini kullandı.
AFP, Pazartesi günü sosyal medyada, Eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Emrullah Salih’in Ahmed Mesud ile Pençşir Vadisi'nde bir direniş hareketinin temellerini atarken görüntülendiği resimlerin paylaşıldığına dikkat çekti.
Kabil'in kuzeydoğusundaki Pençşir Vadisi, Sovyetler Birliği’nin onu işgal etmek için yaptığı başarısız girişimlerde yok edilen Sovyet zırhlı araçlarının enkazlarıyla dolu. Ayrıca bu bölge, Taliban’ın Afganistan’ı yönettiği 1996 ve 2001 yılları arasındaki dönemde yapmış olduğu saldırılara da direndi.
Tüm bunlara rağmen Reuters'e göre Pençşir’deki güçlerin, henüz bu dar vadiye girmeye çalışmayan Taliban güçlerinin herhangi bir saldırısını püskürtüp püskürtemeyeceği veya Mesud'un açıklamalarının müzakerelere yönelik bir ilk adım olup olmadığı hala belirsizliğini koruyor. Ahmed Mesud, kuvvetlerinin Batı'nın yardımı olmadan direnemeyeceğini ifade etti ve ABD, İngiltere ve Fransa'ya, destek ve lojistik yardım sağlamaları çağrısında bulundu.
11 Eylül saldırılarının akabinde ABD liderliğindeki uluslararası bir koalisyon tarafından 2001 yılında iktidardan indirildikten 20 yıl sonra geçtiğimiz Pazar günü iktidarı tekrar ele geçiren Taliban, Afgan güçlerinden ele geçirilen, çoğu ABD’den tedarik edilmiş silah ve teçhizat stoklarını sergiledi.
Ahmed Mesud, bu yirmi yıl boyunca Amerikalılar ve Afganların ortak "idealleri ve mücadeleleri" paylaştığına inandığını belirtti. Washington'dan "özgürlük davasını" desteklemeye devam etmesini ve Afganistan'ı Taliban’a bırakmamasını isteyen Ahmed Mesud, "Siz bizim son umudumuzsun" ifadesini kullandı.



İran Dışişleri Bakanlığı: Danışmanlarımızı Suriye'den tahliye etme kararımız sorumlu bir tedbir

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (Arşiv - Mehr Haber Ajansı)
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (Arşiv - Mehr Haber Ajansı)
TT

İran Dışişleri Bakanlığı: Danışmanlarımızı Suriye'den tahliye etme kararımız sorumlu bir tedbir

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (Arşiv - Mehr Haber Ajansı)
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (Arşiv - Mehr Haber Ajansı)

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, İranlı danışmanların Suriye'deki varlığının başından beri Suriye ordusuna terörizme karşı savaşında destek sağlamayı ve güvensizliğin Suriye'nin komşularına ve tüm bölgeye yayılmasını önlemeyi amaçladığını söyledi. Bekayi, danışmanlık güçlerinin tahliyesi kararının da ülkede ve bölgede hüküm süren güvenlik, askeri ve siyasi koşullar dikkate alındığında sorumlu bir tedbir olduğunu belirtti.

Bekayi’nin IRNA'ya yaptığı açıklama, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in düzenlediği yıl sonu basın toplantısında başta Ukrayna, Suriye ve Batı ile gergin ilişkiler olmak üzere yerel ve küresel durumlara ilişkin soruları yanıtladığı açıklamaları çerçevesinde geldi.

Putin söz konusu basın toplantısında “Silahlı muhalif gruplar Halep'e girdiğinde 30 bin savaşçı vardı... Daha önce İranlı dostlarımız Suriye'de yardım istiyorlardı, şimdi ise onları Suriye'den çıkarmak için yardım istiyorlar” ifadelerini kullandı.

Bekayi, İran ile Rusya arasında Suriye'de terörle mücadele konusunda geçmişe dayanan bir ilişki ve koordinasyon olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Suriye'deki gelişmelere müdahil olan tarafların, gelişmelerin nedenleri ve farklı aktörlerin bu konudaki rolleri hakkında kendi anlatılarına sahip olmaları şaşırtıcı değil. Aynı zamanda, Şam rejiminin düşmesinden önce İran'ın Suriye'deki danışmanlık rolüne ilişkin son günlerde gündeme getirilen bazı konuların doğru bilgilere dayanmadığı görülüyor.”

Türkiye ve İran cumhurbaşkanları Suriye'deki durumu görüşmek üzere D-8 zirvesi çerçevesinde Kahire'de bir araya geldi. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)Türkiye ve İran cumhurbaşkanları Suriye'deki durumu görüşmek üzere D-8 zirvesi çerçevesinde Kahire'de bir araya geldi. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

İran'ın Suriye'ye ülkeyi kontrol eden meşru hükümetin daveti üzerine gittiğini belirten Bekayi, yıllar içinde iki ülkenin (İran ve Suriye) terörle mücadelede etkili bir iş birliği kurduğunu ve DEAŞ'ın Suriye ve Irak'ta kök salmasını ve bölgede terörizmin kapsamının genişlemesini önleyebildiğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın İran resmi haber ajansı IRNA’dan aktardığına göre Bekayi, “DEAŞ'ın çöküşünden sonra İran'ın Suriye'nin savunma hatlarındaki askeri varlığının niteliği değişti ve DEAŞ'ın ve terörizmin yeniden canlanmasını önlemek için bu ülkeye danışmanlık desteği sağlamak, Siyonist varlığın pervasızlığına karşı Suriye'nin askeri gücünü güçlendirmekle sınırlı kaldı. Bu adım başarıya ulaştı, zira herkes İran'ın danışmanlık güçleri Suriye topraklarını terk ettiğinde Siyonist varlığın bu ülkenin altyapısını tahrip ederken, stratejik bölgeleri derhal işgal ettiğini gördü” şeklinde konuştu.

Bekayi, Suriye'den İran'a taşınan İran vatandaşlarının sayısıyla ilgili bir soruya “Bu sayı Suriye'ye giden diplomatların ailelerini, İranlı ve İranlı olmayan ziyaretçileri ve Suriye'de yerlerinden edilen Lübnanlılara yardım sağlamak üzere gidenleri kapsıyor” yanıtını verdi. Bekayi, tüm bu kişilerin İran uçaklarıyla ve Rusya ile iş birliği içinde Şam Havaalanı’na ilave olarak Hmeymim Hava Üssü üzerinden ülkeye döndüklerini söyledi.

Bekayi sözlerini şöyle noktaladı: “İran ve Rusya'nın çeşitli alanlarda önemli stratejik ilişkileri var. İki ülke arasında çeşitli düzeylerde görüşmeler her zaman devam ediyor. Resmi kanallar aracılığıyla görüş ve uzmanlık alışverişinde bulunmayı tercih ediyoruz.”