Mısır: Irak'ta istikrarı artırma çabalarını destekliyoruz

Mısır: Irak'ta istikrarı artırma çabalarını destekliyoruz
TT

Mısır: Irak'ta istikrarı artırma çabalarını destekliyoruz

Mısır: Irak'ta istikrarı artırma çabalarını destekliyoruz

Mısır, Irak'ta güvenlik ve istikrarı artırma çabalarına desteğini yineledi. Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, dün ülkesinin kardeş Irak tarafıyla gerek ikili düzeyde gerekse Mısır, Irak ve Ürdün arasındaki üçlü işbirliği mekanizması çerçevesinde işbirliği alanlarını güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğini belirtti. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi, dün bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bessam Radi, "Telefon görüşmesi, iki ülke arasındaki bir dizi ikili işbirliği konusunu ve özellikle Afganistan'daki son gelişmeler olmak üzere bir dizi ortak çıkara yönelik bölgesel meselelerdeki gelişmeleri ele aldı. Cumhurbaşkanı Sisi, Mısır'ın Irak'ın güvenliğini ve istikrarını artıracak her türlü çabayı ve Irak Başbakanı'nın Irak devlet kurumlarının rolünü güçlendirme ve Irak'ın egemenliğini koruma çabalarını desteklediğini ifade etti.”
Irak Başbakanı, ülkesinin, Irak sorununu her düzeyde destekleyen Mısır'ın çabalarını takdir ettiğini ve özellikle başta terörle mücadele, güvenlik, istikrar ve kalkınmanın sağlanması olmak üzere ortak zorluklarla yüzleşme konusunda Mısır ile işbirliği çerçevelerini güçlendirme arzusunu dile getirdi.
Irak Savunma Bakanı Cuma İnad, daha önce Irak Başbakanı'nın Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'ye bir mektup gönderdiğini bildirdi. Mektupta şu ifadeler yer aldı: “Mısır'ın, Irak sorununu her düzeyde destekleme çabalarını takdir ediyoruz. Mısır ile işbirliği çerçevelerini güçlendirmeyi, kalkınma alanında Cumhurbaşkanı Sisi'nin liderliğindeki Mısır’ın başarılı deneyiminden yararlanmayı ve bunu Irak'a aktarmayı dört gözle bekliyoruz.”



Zincire bağlı 1500 yıllık iskelet, kadınlardaki aşırı çileciliği gösterdi

Bizans dönemi Kudüsü'ndeki bir mezarda, zincirlenmiş bir kadın bulundu (Matan Chocron/İsrail Eski Eserler Kurumu)
Bizans dönemi Kudüsü'ndeki bir mezarda, zincirlenmiş bir kadın bulundu (Matan Chocron/İsrail Eski Eserler Kurumu)
TT

Zincire bağlı 1500 yıllık iskelet, kadınlardaki aşırı çileciliği gösterdi

Bizans dönemi Kudüsü'ndeki bir mezarda, zincirlenmiş bir kadın bulundu (Matan Chocron/İsrail Eski Eserler Kurumu)
Bizans dönemi Kudüsü'ndeki bir mezarda, zincirlenmiş bir kadın bulundu (Matan Chocron/İsrail Eski Eserler Kurumu)

Kudüs yakınlarında keşfedilen 1500 yıllık zincirlenmiş insan kalıntılarının, bir erkeğe değil kadına ait olduğu ortaya çıktı. Araştırmacılar bulguların, dini çileciliğin daha aşırı biçimlerinin kadınlar tarafından da sergilendiğine kanıt sunduğunu söylüyor.

Kudüs'teki Eski Şehir'e yaklaşık 3 kilometre mesafedeki bir Bizans manastırında yapılan kazılarda çok sayıda erkek, kadın ve çocuğa ait iskeletler bulunmuştu. Mezarlardan birinde zincirlere bağlanmış birine ait kemikler ortaya çıkarken, İsrail Eski Eserler Kurumu iki yıl önce bu kişinin erkek olduğunu açıklamıştı.

Ancak hakemli dergi Journal of Archaeological Science: Reports'ta yayımlanan yeni bir makale aksini söylüyor. 

Hıristiyanlığın, MS 380'de Roma İmparatorluğu'nun resmi dini haline gelmesiyle birlikte, her türlü fiziksel zevkten kaçınmayı amaçlayan çilecilik de Avrupa ve Ortadoğu'da yayıldı. Daha aşırı biçimlerinde kişiler kendilerini zincirliyor ve cezalandırıyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Zubair 'Adawi ve Kfir Arbiv, "Keşişler vücutlarına zarar veriyordu" diyerek ekliyor: 

Tanımlanan eziyet biçimleri arasında uzun süreli oruçlar, vücudun etrafına demir zincirler ve çeşitli aksesuarlar sarmak, vücudu kayalara bağlamak, ağır yükler yüklemek, kendini ayakta durmaya ve uyanık kalmaya zorlayan bir düzeneğe yerleştirmek, kendini dar bir alana hapsetmek vardı.

Kadınların da çilecilik eylemleri gerçekleştirdiği bilinse de oruç tutmak ve meditasyon gibi daha hafif yöntemler benimsedikleri düşünülüyordu.

Eski Şehir'deki mezarda bulunan kişinin kalıntılarını inceleyen bilim insanları, durumun böyle olmayabileceğini gösterdi.

Araştırmacılar, MS 5. yüzyıla ait kemikler pek iyi korunmadığı için diş kalıntılarını kullanarak cinsiyetini saptamaya çalıştı. 

Ekip bu örneklerde, mine gelişimiyle ilgili bir X kromozomu genini tespit ederken, aynı görevi üstlenen Y kromozomu genini bulamadı. Bu durum mezardaki kişinin sadece X kromozomuna sahip bir kadın olduğuna işaret ediyor.

Bilim insanları makalede "Bu, Bizans'ın kendine eziyet etme ritüelini yalnızca erkeklerin değil, kadınların da gerçekleştirdiğini gösteren ilk kanıt" diye yazıyor.

Weizmann Bilim Enstitüsü'nden çalışmanın bir diğer yazarı Elisabetta Boaretto, "Zincirler muhtemelen kadının çileci kimliğinin ayrılmaz bir parçası olarak görülüyordu" diyerek gömülmesinin, "onun çileci yaşamını onurlandırmaya ve ruhani bağlılığının ölümünden sonra bile tanınmaya devam etmesi amacı taşımış olabileceğini" ekliyor.

Araştırmacılar, kadının kilise sunağının altında kendisine ayrılmış bir mezara gömüldüğünü belirtiyor.

İsrail Eski Eserler Kurumu'ndan Dr. Amit Re'em, erkeklerin baskın olduğu bu tür eylemleri gerçekleştirmek isteyen kadınların, zaman zaman erkek kılığına girebildiğini söylüyor.

Independent Türkçe, Live Science, IFLScience, Journal of Archaeological Science: Reports