Dave Mustaine, Metallica'dan kovuluşunun "kaçınılmaz olduğunu" söyledi

Dave Mustaine ve Megadeth 2011'de Budapeşte'de düzenlenen konserde Avrupalı hayranlarıyla bir araya gelmişti (AP)
Dave Mustaine ve Megadeth 2011'de Budapeşte'de düzenlenen konserde Avrupalı hayranlarıyla bir araya gelmişti (AP)
TT

Dave Mustaine, Metallica'dan kovuluşunun "kaçınılmaz olduğunu" söyledi

Dave Mustaine ve Megadeth 2011'de Budapeşte'de düzenlenen konserde Avrupalı hayranlarıyla bir araya gelmişti (AP)
Dave Mustaine ve Megadeth 2011'de Budapeşte'de düzenlenen konserde Avrupalı hayranlarıyla bir araya gelmişti (AP)

Metallica'nın eski gitaristi ve Megadeth'in solisti Dave Mustaine 1983'te Metallica'dan ayrılmasa bile uzun süre grupla devam edemeyeceğini düşündüğünü söyledi.
Gibson TV'nin Icons serisinin yeni bölümüne konuk olan Mustaine, Megadeth'in geçmişinden ve müzik kariyerindeki kişisel deneyimlerinden bahsetti. 
NME'nin haberine göre Mustaine, Metallica'nın ilk albümü Kill 'Em All'un kayıtlarının başlamasından birkaç hafta önce gruptan atılmasına da değindi. 
Grup kayıt için Kaliforniya'dan New York'a gitmişti. Ancak yolculuğun ardından 1983'te Mustaine alkol ve uyuşturucu problemlerinin yanı sıra grubun üyeleri James Hetfield ve Lars Ulrich'le yaşadığı çatışmalar nedeniyle kovulmuştu. 
Mustaine röportajda gruptan ayrılmasının "muhtemelen kaderinde olduğunu" söyledi. Ünlü müzisyen gruptaki 4 kişinin de yetenekli ve şahsına münhasır isimler olduğunu belirtti. 
"Bir arada kalabilir miydik bilmiyorum. Bir noktada patlama yaşanması kaçınılmazdı."
Müzisyen sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bildiğim tek şey birlikte yaptığımız şeyi sürdürmeyi istediğim çünkü dinleyenleri mutlu ediyoruz ve dördümüz özel kişiler gibi etrafta dolaşıyoruz. Ve şu ana kadar hayatımda hiç özel hissetmedim."
Her ne kadar başlangıçta ayrılışına üzülse de Mustaine halihazırda Metallica'yla güçlü bir ilişkisinin olduğunu ifade etti.
"Bugünkü dostluğumuzun o zamankinden çok farklı olduğunu söylemekten mutluluk duyuyorum. Hepimiz farklıyız. Babayız. Artık daha yaşlıyız."
Mustaine'in solisti olduğu Megadeth mayısta grubun kurucularından David Ellefson'ın reşit olmayanlarla cinsel içerikli yazışmalar yaptığı gerekçesiyle yollarını ayırdığını duyurmuştu. 
Independent Türkçe, NME, The New York Post



Dişlerin neden hassas olduğu ortaya çıktı: 465 milyon yıl önce yaşayan balıkların zırhından evrimleşmiş

Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)
Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)
TT

Dişlerin neden hassas olduğu ortaya çıktı: 465 milyon yıl önce yaşayan balıkların zırhından evrimleşmiş

Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)
Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)

Dişlerin hassas olmasının nedeninin, yaklaşık 465 milyon yıl önce yaşayan balıkların vücudunu saran bir tür zırhtan evrimleşmesi olduğu bulundu. 

İnsanlar ve diğer hayvanların dişleri mineyle kaplı ancak soğuk bir içeceği veya ağrıyı algılayan kısma dentin adı veriliyor. Dişin iç tabakası olan dentin, sinirlere duyusal bilgi taşımaktan sorumlu. 

Bilim insanları uzun zamandır dişin evrimsel kökenini saptamaya çalışıyor. Ortaya atılan teorilerden birine göre diş, milyonlarca yıl önce yaşayan balıkların zırhlı dış iskeletlerindeki çıkıntılardan evrimleşmiş olabilir. Ancak odontod adı verilen bu yapıların gerçek işlevi bilinmiyordu.

Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (21 Mayıs) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, başka bir soruya cevap ararken bu gizemi aydınlattı. Odontodun dentin içerdiğine dair işaretler tespit eden araştırmacılar, balıkların bu sayede çevrelerini algıladığını düşünüyor.

Chicago Üniversitesi'nden Dr. Yara Haridy, fosil kayıtlarındaki en eski omurgalı canlıyı ararken 541 milyon ila 443 milyon yıla ait örnekleri bilgisayarlı tomografiyle inceledi. 

Bilim insanları, en eski balık olduğu düşünülen Anatolepis heintzi adlı türü analiz ederken, dış iskeletinde çok sayıda gözenek olduğunu fark etti. Bu gözenekler dentin gibi görünen bir maddeyle doluydu. 

Daha sonra örneği diğer türlerin fosilleri ve hâlâ yaşayan yengeç, salyangoz ve balıklarla karşılaştırdılar. Bu analizin sonucunda A. heintzi'nin gözeneklerinin, eklembacaklılarda görülen sensila adlı duyu organlarına daha çok benzediği ortaya çıktı. 

Araştırmacılar bu nedenle A. heintzi'nin omurgalı bir balık değil, omurgasız bir eklembacaklı olduğu sonucuna vardı. 

Yengeç, akrep ve örümcek gibi günümüz eklembacaklılarında sensila, sıcaklık, titreşim ve hatta koku algılamada kullanılıyor.

Dr. Haridy, bazı modern balıklarda odontodlar olduğunu, köpekbalıkları ve bazı yayıngillerinse derilerinin zımpara kağıdı gibi hissedilmesine neden olan dentikül adlı küçük yapılarla kaplı olduğunu söylüyor.

Bilim insanları modern türlerdeki bu yapılar, A. heintzi'deki sensila ve 465 milyon yıl önce yaşayan balıklardaki odontod arasında çarpıcı benzerlikler tespit etti. Dr. Haridy eski balık türlerindeki duyusal organın işlevini şöyle açıklıyor:

Bu hassas dokularla kaplı olduğu için belki bir şeye çarptığında basıncı hissedebiliyordu ya da suyun çok soğuduğunu ve başka bir yerde yüzmesi gerektiğini algılıyordu.

Ekip ayrıca avlanma riskinin yüksek olduğu bir ortamda yaşayan bu balıkların tehlikeden kaçınmak için bu duyusal yapılara ihtiyaç duyduğunu düşünüyor.

Bulgular dış iskeletteki bu duyusal yapıların omurgalı ve omurgasızlarda ayrı ayrı geliştiğine ve insanlarla hayvanlardaki dişlerin buradan evrimleştiğine işaret ediyor.

Dr. Haridy "Omurgalılar ve eklembacaklılardaki sert kısımların ayrı ayrı evrimleştirdiğini biliyorduk ve şaşırtıcı bir şekilde sert iskeletlerine entegre edilmiş benzer duyusal mekanizmaları da bağımsız olarak geliştirmişler" ifadelerini kullanıyor. 

Araştırmacılar zaman içinde balıklarda çene geliştiğini ve ağızlarının yakınında sivri yapılara sahip olmanın avantaj sağladığını söylüyor.

Dr. Haridy "Yavaş yavaş çeneli bazı balıkların ağzının kenarında sivri odontodlar oluştu ve nihayetinde bazıları doğrudan ağzın içinde gelişti" diyerek ekliyor:

Diş ağrısı aslında balık atalarımızın hayatta kalmasını sağlamış olabilecek eski bir duyusal özellik!

Independent Türkçe, Science Alert, CNN, Live Science, Nature