Yüzlerce Yemenli aile şiddetli yağmur ve rüzgar nedeniyle barınaklarını kaybetti

Sanaa'da su basmış bir sokakta bisiklet süren bir çocuk (AFP)
Sanaa'da su basmış bir sokakta bisiklet süren bir çocuk (AFP)
TT

Yüzlerce Yemenli aile şiddetli yağmur ve rüzgar nedeniyle barınaklarını kaybetti

Sanaa'da su basmış bir sokakta bisiklet süren bir çocuk (AFP)
Sanaa'da su basmış bir sokakta bisiklet süren bir çocuk (AFP)

Birleşmiş Milletler’in (BM) küresel iklim krizinin Yemen'deki yaşam koşulları üzerindeki olumsuz etkilerine ilişkin uyarılarıyla eş zamanlı olarak Marib kentindeki yetkililer, kentte yaklaşık sekiz bin evin hasar gördüğünü duyurdu. Yüzlerce aile barınma ve acil gıda yardımına muhtaç duruma düştü.
Husilerin aylardır şiddetli bir şekilde saldırdığı kentte, yetkililer yerinden edilenlere ait 148 toplanma merkezinden 73'ünün çöl bölgesinin doğasına uygun olmadığını ve yağmurlara ve rüzgarlara karşı dayanıklı olmadığını söyledi.
Marib kentinde Ülke İçinde Yerinden Olmuş Kişilerin (ÜİYOK) Kamplarının Yönetimi Yürütme Birimi, yağmur ve beraberinde gelen rüzgar nedeniyle ÜİYOK kamplarında büyük zararlar meydana geldiğini belirtti. 210 konut tamamen, 7 bin 643 konut kısmen hasarlı olmak üzere toplam 7 bin 853 konut hasar gördü.
ÜİYOK raporunda, 210 ailenin yağmur ve rüzgardan etkilendiğini ve yerinden edilerek temel ihtiyaçlara muhtaç kaldığını söyledi. Böylece gıda dışı ihtiyaç sahibi ailelerin sayısı 7 bin 853'e, su ve çevre temizliği alanında 4 bin 130’a, gıda alanında 6 bin 380’e ve koruma alanında 7 bin 853'e ulaştı.
Bir devlet kurumu olan ÜİYOK, kentte gezici klinikler kurulması gerekliliği çağrısında bulunurken, ayrıca daha önce yaptığı açıklamada hasırdan evler ve dayanıksız çadırlardan oluşan 148 yerleşim ve toplanma merkezinden 73'ünün çöl, şiddetli yağmur ve rüzgar karşısında dayanıklı olmadığı konusunda uyarmıştı.
Kentte çalışan uluslararası ve yerel kuruluşlara, barınma alanında etkilenen insanlara acil yardım sağlama çağrısında bulunan ÜİYOK, “Birimin kamp yönetimi ve koordinasyon bloğundaki ortakları, barınağı iyileştirmek, korumak ve uluslararası standartlara uygun olarak rüzgar ve yağmur hasarını azaltmak üzere çözümler ve araçlar geliştirmek için görevlerini yerine getirmeliler.” açıklamalarında bulundu.
Yemen'de doğal afetler, sel baskınları ve kuraklık, konut ve altyapının tahrip olmasına, pazarlara ve temel hizmetlere erişimin kısıtlanmasına, geçim kaynaklarının yok edilmesine, ölümcül hastalıkların yayılmasıyla yüksek ölüm oranlarına yol açmış ve ülkede insanların yerinden edilmesine katkıda bulunmuştur. 4 milyondan fazla ‘ülke içinde yerinden edilmiş insanın’ bulunduğu Yemen, dünyada en fazla ‘ülke içinde yerinden edilmiş kişi’ sıralamasında 4. konumda yer alıyor.
Yağışlı sezonda özellikle kıyı bölgelerinde sağanak yağışlar, şiddetli rüzgarlar ve seller meydana gelir. Geçen yıl 13 kentte yaşanan yağışlardan 62 bin 500'den fazla kişi zarar gördü. Bu yıl ise binlerce aile bu yağışlardan etkilendi.
Sel felaketleri neticesinde kapanan yollar nedeniyle, insani yardım ortakları ihtiyaç sahibi insanlara hayat kurtaran yardım sağlamak için engellerle boğuşmaya devam ediyor.
Yemen'in Marib kentindeki ÜİYOK raporu, Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) “yavaş yavaş tükenen su kaynakları ve tarımsal baskıların neden olduğu çölleşme” uyarısıyla aynı zamana denk geldi. Halihazırda kırılgan olan gıda güvenliği durumu, tekrarlayan kuraklıklar ve iklim değişikliği nedeniyle daha da tehditkar hale geldi. Bu durum, ekilebilir arazilerin mevcudiyetini ve güvenli içme suyuna erişimi olumsuz etkiler.
Yemen İnsani Yardım Koordinatörü David Grisley: “İklim krizi bir insani krizdir. İklim krizinin neden olduğu insani ve çevresel maliyetleri azaltmak ve iklim değişikliği sorununu ciddi ve amaçlı bir şekilde ele almak için acil önlemler alınmalıdır. Bu olmadıkça, aramızdaki en savunmasız olanlar bir kez daha ağır bedel ödeyecek olanlardır. Artan halk sağlığı riskleri, bu yıl 12,1 milyonu acil ihtiyaç sahibi olmak üzere 20 milyondan fazla insanın insani yardıma ve korumaya ihtiyaç duymasına neden oldu. Yemen İnsani Müdahale Planı 2021, ihtiyaç sahibi 16,2 milyon kişiye hayat kurtaran insani yardım ve koruma sağlamak için 3,85 milyar dolarlık fon elde etmek için çabalıyor” dedi.
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi'nden yapılan açıklamaya göre, çatışma ve ekonomik çöküntü sonucu Yemen'de yaklaşık 5 milyon kişi kıtlığın eşiğinde. Ülke, artan gıda güvensizliği, yetersiz beslenme ve buna bağlı ölüm oranlarının yanı sıra çocuk yetiştirme ve gelişimi üzerindeki uzun vadeli geri dönüşü olmayan etkilerle mücadele ediyor.
BM’nin açıklamasına göre, bu yıl 5 yaş altı 2,25 milyondan fazla çocuğun ve bir milyondan fazla hamile ve çocuk emziren kadının akut yetersiz beslenme sıkıntısı çekmesi bekleniyor.



Trump'ın ‘desteğine’ rağmen Gazze ateşkes anlaşmasının tamamlanmasının önündeki engeller neler?

İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)
TT

Trump'ın ‘desteğine’ rağmen Gazze ateşkes anlaşmasının tamamlanmasının önündeki engeller neler?

İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)

ABD, ocak ayında varılan anlaşmanın mart ayında çökmesinden bu yana Gazze Şeridi'nde bir ateşkesin gerekliliğinden bahsediyor. 13 Haziran'da başlayan İran-İsrail çatışmasının 12 gün sonra sona ermesiyle birlikte Gazze krizinin sona erdirilmesi gerektiğine dair uluslararası talepler arttı, ancak henüz bir anlaşma sağlanamadı.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, Gazze anlaşmasının önündeki engelleri İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun savaşa ve kişisel çıkarlarına bağlı kişiliğine ve Hamas'ın savaşı durdurmak için sözlü değil yazılı garantilerde ısrar etmesine bağlarken, savaşın her iki tarafının da ABD baskısı altında kısmi bir anlaşmayı göz ardı etmediğini belirtiyor.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ve Avrupa Birliği'nin (AB) Ortadoğu Barış Süreci Özel Temsilcisi Christophe Bigot dün Kahire'de yaptıkları toplantıda, ‘Mısır'ın Katar ve ABD ile iş birliği içinde Gazze'de ateşkes sağlanması, esir takası ve Gazze Şeridi'ne insani yardımların ulaştırılması yönündeki çabalarını’ gözden geçirdi. İkili, ‘İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırganlığının durdurulması gerektiğini’ vurguladı.

Bu gelişme, ABD Başkanı Donald Trump'ın, savaşın her iki tarafına da Gazze'de bir ateşkes imzalamaları için defalarca çağrıda bulunduğu bir döneme denk geliyor. Şarku’l Avsat'ın Times of İsrael’den aktardığına göre Trump son olarak cumartesi gecesi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı paylaşımda, “Gazze'de bir anlaşma yapın. Esirleri geri alın!” diyerek İsrail Başbakanı’na bir anlaşmaya varması için baskı yapmaya çalıştı.

cdvfgh
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail saldırıları sırasında öldürülen yakınları için ağlayan Filistinli kadınlar (AFP)

İsrail ile İran arasındaki çatışmaların sona ermesinin ardından peş peşe açıklamalar yapan Trump, cuma günü İsrail ve Hamas arasında ateşkes sağlanması çabalarına katılan bazı kişilerle yaptığı görüşmeler sonrası Gazze Şeridi'nde yeni bir ateşkes sağlanabileceğine dair iyimserliğini ifade etti. Reuters'ın haberine göre iki taraf arasında bir hafta içinde anlaşmaya varılabileceğini belirten Trump, Gazze'de ilerleme kaydedildiğini ifade etti.

Trump'ın Gazze'de ateşkes için bastırması, Axios'un cuma günü İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'in bugün İran ve Gazze Şeridi ile ilgili görüşmeler yapmak üzere Beyaz Saray'a geleceğini duyurmasıyla birlikte geldi. Axios, Dermer'in Netanyahu'nun bu yaz Washington'a yapacağı ziyareti de görüşeceğini bildirdi.

Bu gelişmeler, İsrail medyasında Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un olası ziyaretine ilişkin çelişkilerin yaşandığı ve İsrail Yayın Kurumu'nun Witkoff'un bölgeye gelişi konusunda bir karar vermeden önce arabulucuların Hamas'a yönelik baskılarının sonuçlarını beklediğini söylediği bir dönemde yaşandı.

İsrail'de yayın yapan iNews24, Witkoff'un Mısır'a ‘kararlı bir ziyaret’ gerçekleştireceğini bildirdi. Söz konusu ziyaret, müzakerelerde ‘önemli ilerleme’ kaydedildiğine dair olumlu işaretlerin yanı sıra İsrail tarafından yapılan açıklamaların tonunda somut bir değişimin yaşandığı bir dönemde gerçekleşiyor.

İsrail ve Filistin konularında uzman Mısırlı akademisyen Dr. Tarık Fehmi'ye göre ateşkesin önündeki en büyük engellerden biri Hamas'ın gelecekteki ateşkesler için yazılı garanti almakta ısrar etmesi, Washington'un ise sözlü garantilerden bahsetmesi olduğunu düşünüyor. Fehmi, Witkoff'un Mısır ve İsrail'e yapacağı ziyaretin, arabulucuların Trump'ın desteğiyle bir anlaşmaya varmak için izledikleri yolda bir ilerleme kaydedilmesi halinde gerçekleşeceğini ve bu ziyaretin, ABD Başkanı'nın anlaşmaya varma arzusuna pek sıcak bakmayan Netanyahu üzerindeki baskıyı artıracağını düşünüyor.

fgth
Gazze Şeridi'ndeki İsrail bombardımanı sırasında hayatını kaybeden bir kurbanın cenazesini taşıyan Filistinliler (AFP)

Hamas konusunda uzman Filistinli siyasi analist İbrahim el-Medhun'a göre ‘şu anda herhangi bir anlaşmanın tamamlanmasının önündeki en büyük engel, yargıdan ve siyasi hesap vermekten kaçan Binyamin Netanyahu’. El-Medhun, İsrail'in 7 Ekim 2023'teki başarısızlığıyla ilgili herhangi bir soruşturma komitesi kurmayı reddeden ve peşindeki yolsuzluk dosyalarında yargı önüne çıkmayı kabul etmeyen kişinin Netanyahu olduğuna dikkat çekti. Öte yandan Trump'ın birkaç gün önce İsrail'in içişlerine müdahalesi geldi; Netanyahu'ya yargılanmasının durdurulması ve iktidarda kalmasının sağlanması da dahil olmak üzere açık sözler ve vaatlerde bulundu.

El-Medhun, garantiler ve bunların anlaşmayı engellediği yönündeki söylemler konusunda şu ifadeleri kullandı: “İster sözlü ister yazılı olsun, bu konu önümüzdeki müzakereler sırasında ve üzerinde mutabık kalınacak detaylı mekanizmalar aracılığıyla ele alınacak. Ancak Hamas için şu andaki öncelik soykırımı durdurmak, saldırganlığı sona erdirmek, işgali geri çekmek, kuşatmayı kırmak, yardım getirmek, aç bırakma politikasını durdurmak ve Gazze Şeridi'ndeki felaket durumundan kurtulmaktır.”

Hamas dün yaptığı açıklamada, Arap medyasında yer alan, esir takası anlaşmasını ve Gazze Şeridi'nde ateşkesi kabul etmek için koşullar belirlediği yönündeki haberleri yalanlayarak, bunun ‘temelsiz’ olduğunu vurguladı. Hamas, herhangi bir anlaşma için koşullarının açık olduğunu ve bunların ‘işgalin söylemine hizmet eden anonim kaynaklar’ aracılığıyla değil, kamuoyu önünde ortaya konduğunu belirtti.

fgtrhyu7
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği saldırının ardından yükselen dumanlar (AFP)

İsrail müzakerelerdeki gelişmelerle ilgili resmi bir açıklama yapmazken, Gazze Şeridi'nde bir anlaşma yapılması çağrıları Washington'dan Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa ve Türkiye’ye kadar yayılıyor. Cuma günü BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ateşkes çağrısında bulunurken, bir gün önce de AB liderleri Gazze Şeridi'nde derhal ateşkes yapılması çağrısında bulundu. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ofisinden yapılan açıklamada, Erdoğan'ın geçtiğimiz çarşamba günü NATO zirvesinde liderlere İsrail ile İran arasındaki ateşkesin kalıcı olması gerektiğini söylediği ve Gazze Şeridi'ndeki insani krizin hafifletilmesi için ateşkes çağrısında bulunduğu belirtildi.

Fehmi, ‘Hamas'ın birçok fikirle ve arabulucuların yoğun çabalarıyla karşı karşıya olduğunu, uzun vadeli değil kısmi bir anlaşma yapmak zorunda olduğunu ve bunu baskı altında kabul edebileceğini, İsrail'in tutumunun ise Trump ve ekibinin baskısıyla belirleneceğini’ vurguladı.

Diğer yandan el-Medhun'a göre Hamas bu aşamada ‘savaşı bitirmek, soykırımı durdurmak, İsrail işgalini Gazze Şeridi'nden çekmek ve ilk aşama olarak insani yardımın girişini sağlamakla’ ilgileniyor gibi görünüyor. El-Medhun, Hamas’ın, ‘saldırganlığın sona erdirilmesi için ciddi baskı yapan bölgesel ve uluslararası ortamın ışığında uzlaşmazlığa yönelmediğini’ ifade etti.

El-Medhun sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Hamas, katliamların ve saldırganlığın sona ermesine yol açacak her türlü fırsatı değerlendirecektir. Savaşı sona erdirmek ve Gazze Şeridi'nde asgari yaşam unsurlarını yeniden tesis etmekle ilgilenen Hamas, esir dosyasındaki sorumluluğunun bilincinde; adil ve kapsamlı bir anlaşmanın parçası olarak İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını garanti eden her türlü teklifle etkileşime girmeye hazır.”