Babasının izinden... Pençşir’deki 'Taliban karşıtı direniş' mirasının sahibi Ahmed Mesud

Ahmed Mesud, 11 Eylül saldırılarından önce El Kaide tarafından öldürülen babasının izinden gidiyor.

Ahmed Mesud, Kabil'in kuzeyindeki Pençşir bölgesinde Taliban’a karşı yeniden direnişe öncülük ediyor (Reuters)
Ahmed Mesud, Kabil'in kuzeyindeki Pençşir bölgesinde Taliban’a karşı yeniden direnişe öncülük ediyor (Reuters)
TT

Babasının izinden... Pençşir’deki 'Taliban karşıtı direniş' mirasının sahibi Ahmed Mesud

Ahmed Mesud, Kabil'in kuzeyindeki Pençşir bölgesinde Taliban’a karşı yeniden direnişe öncülük ediyor (Reuters)
Ahmed Mesud, Kabil'in kuzeyindeki Pençşir bölgesinde Taliban’a karşı yeniden direnişe öncülük ediyor (Reuters)

11 Eylül saldırılarından iki gün önce El Kaide tarafından öldürülen ve Taliban hareketine karşı bir ‘direniş cephesi’ kuran babası Ahmed Şah Mesud'un izinden giden oğlu Ahmed Mesud,  Kabil’in kuzeyindeki Pençşir’de bulunan ‘Taliban’a karşı direniş ekseninin’ başına geçmek istiyor. Mısır'daki köktendinci hareketler uzmanlarına göre, Mesud, El Kaide ve Taliban'a karşı, Taliban karşıtı unsurlar içerebilecek güçlü bir muhalefet cephesi oluşturmayı hedefliyor. Uzmanlar, bu cephenin Taliban hareketini büyük ölçüde rahatsız etme ihtimalinin yüksek olduğuna dikkat çekiyor.
Gözlemciler, Taliban yönetimine karşı bir direniş cephesini andıran oluşumun, daha önce Ahmed Şah Mesud tarafından yönetilen Kuzey İttifakı'nın geleneksel kalesi olan Pençşir'de gün yüzüne çıkmaya başladığını aktarıyor
Basında yer alan haberlere göre Ahmed Mesud, “Binlerce Afgan komando ve subayı, Pençşir'in zorlu arazisine sığındı" dedi. Son olarak, Kabil'in Taliban'ın eline geçmesinden sonra Mesud, Batı'yı Taliban'a karşı direnişine yardım etmeye çağırmış ve Afgan askerlerinin yanlarında düzinelerce araç, zırhlı araç ve helikopter getirdiğini açıklamıştı.
Ahmed Mesud, 1980'lerde Sovyet işgaline ve 1990'larda Taliban hareketine karşı Kuzey İttifakı güçlerine liderlik eden Ahmed Şah Mesud'un oğlu. Oğul Mesud, Tacikistan ve İran'daki okullarda ve ardından 2010 ve 2011 yılları arasında Sandhurst Kraliyet Askeri Akademisi'nde okudu. Ayrıca İngiltere'deki King's College Üniversitesi'nden savaş çalışmaları alanında ve Londra'daki City Üniversitesi'nden uluslararası politika alanında yüksek lisans derecesi aldı. 2016 yılında Afganistan'a döndükten sonra siyasette aktif rol oynadı.
Mısır'da köktendinci hareketler konusunda uzman bir araştırmacı olan Amr Abdulmunim, Ahmed Mesud'un Pençşir'de El Kaide ve Taliban'a karşı güçlü bir muhalefet cephesi oluşturmayı arzuladığını doğruladı. Bu cephenin ana gücünün, Taliban’a karşı önce siyasi, sonra askeri olarak karşı çıkabilecek tüm Taliban karşıtı unsurlardan oluşacağını belirtti.
Amr Abdulmunim, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, "Pençşir'de Ahmed Mesud liderliğindeki direniş unsurlarının Taliban'a karşı büyük bir savaşa hazırlandıklarına dair işaretler var. Direnişin şu anda 20 askeri üssü var. Taliban ile geçmişteki savaşlarında sadece 8 askeri üsleri vardı. Direniş cephesi, Taliban'ı büyük ölçüde rahatsız edecektir. Ahmed Mesud, Taliban’a karşı mücadelede babasının izinden gideceğine dair dünya ülkelerine mesajlar veriyor” dedi.  
Gözlemcilere göre, Pençşir eyaleti, hareketin 1996 ve 2001 yılları arasındaki Afganistan yönetimi sırasında Taliban’ın kontrolü dışında kalan tek bölgeydi. Taliban, Kuzey İttifakı lideri Ahmed Şah Mesud’un saklandığı bu zorlu coğrafi bölgeye girme girişimlerinde başarısız olmuştu.
Abdulmunim, şimdiye kadar sadece sözlü direniş olduğunu, zira Taliban’ın henüz Pençşir’e girmeye veya kuşatmaya çalışmadığını aktardı. Bununla birlikte Batılı ülkelerin, Taliban’a karşı düzenlenecek saldırıları yayınlamak için Pençşir’e uydudan yayın yapan televizyon kanalları açma fikrine sıcak baktıklarına dikkat çekti.
Ahmed Mesud geçtiğimiz günlerde The Washington Post, İtalyan La Repubblica ve Fransız Le Figaro gazetelerinde yer alan 3 makalesinde kendisinin Afgan Ulusal Direniş Cephesi lideri olduğunu ve Taliban'a karşı bir kez daha direnmek için babasının izinden gitmeye hazır olduğunu söyledi.
Taliban'ın Afganistan'ın kontrolünü ele geçirmesinden sonra Ahmed Mesud'un, Taliban yönetimini reddederek Afganistan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Emrullah Salih'in yanında yer alması dikkat çekicidir.



İran 'barışçıl' nükleer programını güvence altına almak için Washington ile müzakereleri değerlendiriyor

İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan dün yapılan kabine toplantısına başkanlık etti (İran Cumhurbaşkanlığı)
İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan dün yapılan kabine toplantısına başkanlık etti (İran Cumhurbaşkanlığı)
TT

İran 'barışçıl' nükleer programını güvence altına almak için Washington ile müzakereleri değerlendiriyor

İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan dün yapılan kabine toplantısına başkanlık etti (İran Cumhurbaşkanlığı)
İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan dün yapılan kabine toplantısına başkanlık etti (İran Cumhurbaşkanlığı)

İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada, Tahran'ın nükleer silah üretimine ilişkin endişelerin giderilmesi halinde ABD ile müzakereleri değerlendireceği belirtildi. Açıklamada programın tasfiyesine yönelik her türlü girişim de reddedildi. Temsilcilik tarafından dün X platformu üzerinden yapılan açıklamada, eğer müzakerelerin amacı İran'ın ‘barışçıl’ nükleer programını ortadan kaldırmaksa, bu tür müzakerelerin ‘asla gerçekleşmeyeceği’ vurgulandı.

Bundan iki gün önce ABD Başkanı Donald Trump, İran ile nükleer anlaşmayı müzakere etmek üzere İran’ın Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney'e bir mektup gönderdiğini açıkladı.

Trump, Fox Business Network'e verdiği röportajda, “İran’ın nükleer silah edinmesini önlemenin iki yolu var. İran’la ya askeri olarak ya da bir anlaşmaya vararak başa çıkabilirsiniz” dedi.

İran'la nükleer programı hakkında bir anlaşma müzakere etmek istediğini söyleyen ABD Başkanı, Tahran'a iki ülke arasında müzakerelerin başlamasını önerdi. Trump ayrıca İran'ı küresel ekonomiden tecrit etmek ve petrol ihracatını sıfıra indirmek için ilk başkanlık döneminde olduğu gibi ‘azami baskı’ politikasını yeniden uygulamaya başladı.

Tahran nükleer silah elde etmeye çalıştığı iddialarını reddediyor. İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney cumartesi günü yaptığı açıklamada, Tahran'ın müzakerelere zorlanamayacağını belirterek Trump'ı ‘zorba’ olarak nitelendirdi.

Öte yandan İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan dün yaptığı açıklamada, ülkesinin ilkesel olarak politikasının gerilimi azaltmak ve birliği teşvik etmek olduğunu söyledi. Pezeşkiyan, İran'ın hiçbir zaman Dini Lideri Ali Hamaney'in direktifleri doğrultusunda nükleer silah edinmeye çalışmadığını da sözlerine ekledi.

İran Cumhurbaşkanlığı’nın internet sitesi, Cumhurbşkanı Pezeşkiyan’ın Norveç Başbakanı Jonas Gahr Stoere ile telefon görüşmesi yaptığını duyurdu. Yapılan açıklamaya göre Pezeşkiyan, görüşmede “Her türlü gerilim, kargaşa ya da çatışmanın bize, bölgeye ve dünyaya zarar vereceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Pezeşkiyan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İlkesel olarak gerginliği en aza indirmeyi ve birliği teşvik etmeyi öngören bir politikamız var. Ancak ülkemizin güvenliğine ve çıkarlarına yönelik her türlü tehdide şiddetle karşı koyacağız.”

Öte yandan Pezeşkiya ile Stoere arasındaki telefon görüşmesi, Trump'ın İran'a mektup gönderdiğini açıklamasının ardından İran Cumhurbaşkanı ile Batılı bir yetkili arasında kamuoyuna açıklanan ilk temas oldu.

Açıklamada Norveç Başbakanı Stoere’un ülkesinin ‘bölgede barışçıl çözümleri desteklediğini’ ve Oslo'nun ‘bölgesel istikrarı desteklemek için mümkün olan her türlü yardımı sağlamaya hazır olduğunu’ ifade ettiği aktarıldı.

Açıklamaya göre İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan ise buna karşılık olarak “İran İslam Cumhuriyeti her zaman bölgede istikrar sağlayıcı bir faktör olmuş ve mümkün olduğunca savaş ve çatışmaları önlemeye çalışmıştır” dedi.

Pezeşkiyan, sözlerine şöyle devam etti:

“Bölgedeki gerilimin ana kaynağı olan Siyonist rejim, sadece savaşları başlatmak ve Filistin halkına karşı suç işlemekle kalmıyor, aynı zamanda yalanlarla İran'ın barışçıl nükleer faaliyetlerini güvenliğe yönelik bir tehdit olarak göstermeye çalışıyor.”

Batı'nın Tahran'ın nükleer silah edinmeye çalıştığı yönündeki suçlamalarını reddeden Pezeşkiyan, ülkesinin ‘nükleer silah edinmeye çalışmadığını ve çalışmayacağını’ söyledi. İran Cumhurbaşkanı, nükleer faaliyetlerde şeffaflığın sağlanması için Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile iş birliğinin devam edeceğini de sözlerine ekledi.

İran’ın politikasının temelinde gerilimi azaltmanın ve birliği teşvik etmenin olduğunu ifade eden Pezeşkiyan, “Ancak güvenliğimizi ve çıkarlarımızı tam güçle savunmaktan çekinmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

İran Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Pezeşkiyan ile Stoere arasındaki telefon görüşmesinde ikili ve çok taraflı konular ele alınırken Pezeşkiyan, Tahran ile Oslo arasındaki iyi ilişkilere ve bölgesel ve uluslararası konularda iş birliği potansiyeline atıfta bulundu. İran Cumhurbaşkanı Norveç'in barışı ve istikrarı destekleme çabalarını’ takdir ettiğini dile getirdi.

Diğer bir gelişmede UAEA Genel Müdürü Rafael Grossi, Tahran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini silah edinme düzeyine yaklaştıracak şekilde hızlandırmaya devam etmesi nedeniyle İran'ın faaliyetlerine yeni kısıtlamalar getirecek diplomatik yollar için zamanın daraldığını açıkladı.