Cezayir, Sahel ve Sahra Altı ülkelerinde terörizmin artmasından korkuyor

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, bugün önemli dosyaların ele alınacağı kabine toplantısına başkanlık edecek

Cezayirli yetkililer, yabancı tarafları Kabiliye bölgesinde yangın çıkarmakla suçlayarak olayı bölgenin birliğini hedef alan terör saldırılarından biri olarak nitelediler (Reuters)
Cezayirli yetkililer, yabancı tarafları Kabiliye bölgesinde yangın çıkarmakla suçlayarak olayı bölgenin birliğini hedef alan terör saldırılarından biri olarak nitelediler (Reuters)
TT

Cezayir, Sahel ve Sahra Altı ülkelerinde terörizmin artmasından korkuyor

Cezayirli yetkililer, yabancı tarafları Kabiliye bölgesinde yangın çıkarmakla suçlayarak olayı bölgenin birliğini hedef alan terör saldırılarından biri olarak nitelediler (Reuters)
Cezayirli yetkililer, yabancı tarafları Kabiliye bölgesinde yangın çıkarmakla suçlayarak olayı bölgenin birliğini hedef alan terör saldırılarından biri olarak nitelediler (Reuters)

Cezayir, son haftalarda ve günlerde, bazı Sahel bölgesi ve Sahra Altı Afrika ülkelerinde meydana gelen ciddi terör saldırılarının yeniden başlaması ve artmasının kendisi için ‘ciddi bir endişe kaynağı’ olduğunu açıkladı.
Cezayir Dışişleri Bakanlığı’ndan Cuma günü yapılan açıklamada, “Sivil halkı hedef alan bu terör eylemleri, insanlığa karşı suç niteliği taşımakta ve Afrika kıtasının güvenliği ile uluslararası barış ve güvenlik açısından rahatsız edici bir tehdit oluşturuyor” ifadeleri yer aldı. Açıklamada, Cezayir’in ‘kardeş ülke Nijer halkını hedef alan terör saldırılarının ardından, kardeş ülkeler Burkina Faso ve Mali halklarına büyük kayıplar verdiren terör saldırılarının şiddetle kınandığını’ vurgulandı.
Bakanlık açıklamasında, Afrika Birliği ( AfB) Terörizm Çalışma ve Araştırma Merkezi ve Afrika Polis İşbirliği Teşkilatı (AFRIPOL) bünyesindeki Kıta Güvenliğini Güçlendirme Yapıları’na ev sahipliği yapan Cezayir'in AfB Terörle Mücadele Koordinatörü olarak görevi çerçevesinde, “Bu belaya yönelik bölgesel tepkiyi daha da etkinleştirmek ve geliştirmek için toplu seferberliğin güçlendirilmesi çağrısında bulunuyor” dedi. Açıklamada, AfB'nin, kıta genelinde yaşamı ve insan onurunu korumak için iş birliğini ve karşılıklı desteği yoğunlaştırma çabalarını acilen teşvik etmesi gerektiğinin altı çizildi.
Cezayir Genelkurmay Başkanı Korgeneral Said Şangariha, Perşembe günü, Cezayir ordusunun ülkeyi hedef alan ‘kapsamlı ve entegre çok sütunlu komployu engelleme’ konusundaki kararlılığını vurgulayarak ordu mensuplarını Cezayir'e karşı yapılan tüm alçakça planları engellemek için daha fazla ihtiyatlı davranmaya çağırdı.
Korgeneral Şangariha, Konstantin şehrindeki çifte saldırıların ve Summam Konferansı'nın yıl dönümü arifesinde yayınladığı mesajda,  “Son dönemde ülkenin çeşitli bölgelerinde çıkan yangınlar, arka planı ve boyutlarıyla erken fark ettiğimiz, her zaman uyardığımız bu kapsamlı ve entegre komplonun küçük bir örneğidir” dedi.
Cezayir Genelkurmay Başkanı mesajını şöyle sürdürdü:
“Ne kadar çaba ve fedakarlık gerektirse de bu komployu engellemeye kararlıyız. Bu zorluk sırasında dayanışma ve bir olmanın en güzel görüntülerini sunan, fitne ve bölünmeyi savunanların zehirli söylemlerine asla kapılmayan gururlu insanlarımız bize bu konuda güç veriyor. Dünün ve bugünün düşmanları Cezayir halkının cesur duruşuna ve koşulsuz olarak dünyanın her yerindeki haklı davaların yanında yer almasına misilleme olarak ülkemizin birliğini hedef alıyor.”
Korgeneral Şangariha, ordu mensuplarını, ‘terör tamamen ortadan kaldırılıncaya ve kökleri Cezayir topraklarından sökülünceye kadar özveri ve samimiyetle mücadele çabalarını sürdürmeye’ çağırdı.
Öte yandan Cezayir Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Cumhurbaşkanı, Silahlı Kuvvetler Baş Komutanı ve Milli Savunma Bakanı Abdulmecid Tebbun, bugün hayati öneme sahip sorunların ve dosyaların ele alınacağı bir kabine toplantısına başkanlık edecek.
Açıklamada, toplantıda sosyal güvenlik, ilaç endüstrisi, görsel-işitsel medya ve kültür alanının yanı sıra içişleri ve yerel yönetimler, adalet, finans, işgücü ve istihdam sektörleriyle ilgili çok sayıda dosyanın masaya yatırılacağı belirtildi.



Libya, siyasi ve askeri bölünmüşlüğü sona erdirmek için ‘barışçıl bir çözümden’ bahseden Trump'ın kronik siyasi krizi çözecek ‘planını’ bekliyor

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ABD Afrika Komutanlığı'ndan (AFRICOM) bir heyetle yaptığı toplantıda (UBH Başbakanlık Ofisi)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ABD Afrika Komutanlığı'ndan (AFRICOM) bir heyetle yaptığı toplantıda (UBH Başbakanlık Ofisi)
TT

Libya, siyasi ve askeri bölünmüşlüğü sona erdirmek için ‘barışçıl bir çözümden’ bahseden Trump'ın kronik siyasi krizi çözecek ‘planını’ bekliyor

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ABD Afrika Komutanlığı'ndan (AFRICOM) bir heyetle yaptığı toplantıda (UBH Başbakanlık Ofisi)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ABD Afrika Komutanlığı'ndan (AFRICOM) bir heyetle yaptığı toplantıda (UBH Başbakanlık Ofisi)

Libya siyaset sahnesine, on yılı aşkın bir süredir kronik siyasi ve askeri bölünmüşlükten mustarip olan ülkede ‘barışçıl çözüme’ yol açacak bir ABD planının yaklaşmakta olduğuna dair bir beklenti atmosferi hâkim.

ABD Başkanı Donald Trump'ın detaylarına değinmeden bu planı açıklaması, özellikle de Afrika işlerinden sorumlu danışmanı Massad Boulos'un kısa süre önce ‘herkes için adil, eşitlikçi, şeffaf ve tatmin edici başkanlık seçimleri yapılması’ gerektiğinden bahsetmesinin ardından, Libyalı siyasetçi ve analistlerin beklentilerine geniş bir kapı açtı.

Radikal değişim

Bazı Libyalı siyasetçilerin gözünde ABD'nin krize çözüm yolu ‘radikal değişim’ seçeneğinden geçebilir. Bu bağlamda Libya-ABD Koalisyonu Başkanı Faysal el-Fituri, Trump yönetiminin ‘Libya'ya geniş yetkilere sahip özel bir başkanlık temsilcisi atayarak siyasi sahneyi tamamen yeniden şekillendirmek için Birleşmiş Milletler (BM) sürecine paralel çalışacağını’ öne sürdü.

El-Fituri bu senaryoya ilişkin vizyonunu açıklarken ‘çözümün önünde engel teşkil eden mevcut organların feshedilmesi ya da dondurulması ve daha önce herhangi bir yönetim organında yer almayan tüm Libyalı bileşenleri temsil eden bağımsız bir ulusal komite oluşturulması’ temeline dayandığını söyledi.

tyu7ı8
ABD Başkanı Donald Trump’ın Arap dünyası ve Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos geçtiğimiz nisan ayında Libya Ulusal Petrol Şirketi (NOC) Başkanı ile bir görüşme gerçekleştirdi. (UBH)

Libya’da iktidardaki siyasi organlar, Temsilciler Meclisi (TM), Devlet Yüksek Konseyi (DYK), batı ve doğu Libya hükümetleridir.

Daha önce Libyalı uzmanlar BM gözetiminde bir siyasi çözüm planı ortaya koymuş ve bu plan seçim yasaları, yürütme yetkisi ve kalıcı anayasa konularında çözüme ulaşmak üzere bir siyasi diyalog komitesinin oluşturulmasıyla sonuçlanmıştı.

Libya-ABD Koalisyonu Başkanı Faysal el-Fituri Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘Lübnan iç savaşını yatıştıran 1989 tarihli Taif Konferansı benzeri bir uluslararası konferans düzenlenmesi’ olasılığını değerlendirdi.

Ancak istikrarı engelleyenlerin yargılanması için Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) ve geçtiğimiz ekim ayında ABD Senatosu tarafından kabul edilen İstikrar Yasası'nın harekete geçirilmesini öneren el-Fituri'ye göre bu yol ‘havuç ve sopa’ yaklaşımından bağımsız olmayacaktır. El-Fituri, bunun karşılığında da ‘sıkı uluslararası şeffaflık koşulları altında yeni hükümeti desteklemek üzere dondurulmuş Libya fonlarının kademeli olarak serbest bırakılmasını’ önerdi.

ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff daha önce Libya'da diplomatik başarı elde edileceğine dair güvenini ve iyimserliğini dile getirmiş, mayıs ayında The Atlantic'e verdiği röportajda Washington'un ‘Libya'da başarı elde edeceğini ve bunun yakında duyulacağını’ söylemişti.

Libyalı siyasi analist Eyyub el-Evceli, Amerikan çözümünün ‘tüm siyasi tarafların diyalog masasına oturması’ yoluyla geleceği ihtimalini zayıf görüyor. Şarku’l Avsat'a konuşan el-Evceli, ‘Trump yönetiminin Libya'daki krizin taraflarından birini ortadan kaldırırken, bir tarafı güçlendireceği ve en fazla bir yıl içinde başkanlık veya parlamento seçimlerine gitmek için çözümün anahtarlarını ona vereceği’ beklentisindeydi.

“Washington, Libya'yı güvenlik ve istikrarı bozacak ya da çatışmanın tarafları arasında bir savaşı ateşleyecek her türlü girişimden uzak tutmak istiyor” diyen el-Evceli, ABD'nin ‘krizin tarafları arasındaki farklılıkların derin olduğuna’ inandığına dikkat çekti.

Mevcut organların devrilmesini dışlamak

Buna karşılık TM Milletvekili Rebia Buras mevcut siyasi organların devrilmesi senaryosuna sıcak bakmıyor. “Trump yönetimi siyasi sürecin ayrıntılarından çok dengeleri yönetmeye ve ABD'nin Libya'daki çıkarlarını sağlamaya büyük önem verecektir” diyen Buras, Beyaz Saray'ın planının ‘pragmatik olacağını, demokrasi ve insan hakları konularından çok ekonomik anlaşmalara odaklanacağını’ düşünüyor.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Buras, herhangi bir planın başarısı ve sürdürülebilirliği için temel bir koşula işaret etti: ‘Libya halkının, dışarıdan dayatılan ve Libyalıların hak ve çıkarlarını dikkate almayan her türlü dikte ya da çözümden uzak, birleşik ve egemen bir devlet kurma arzusunu yansıtması.’

Bu arada gözlemciler, Libya'nın uluslararası nüfuz ve çıkar mücadelesinin bir parçası olması nedeniyle ABD'nin olası bir çözümünün Libya dosyasındaki bölgesel ve uluslararası aktörlerden soyutlanamayacağına inanıyor.

rfty6
Libya Temsilciler Meclisi'nin (TM) Bingazi'deki bir oturumundan (TM resmi sayfası)

Trablus Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Dr. Ahmed el-Atraş, ‘ABD'nin çözüm yolunun başarı şansının, uluslararası ve bölgesel güçlerin Libya'daki çıkarlarını ve nüfuzlarını paylaşmalarına yönelik düzenlemelerle birlikte bölge için yeni bir siyasi haritanın yeniden çizilmesi konusunda uzlaşmaya bağlı olduğuna’ inanıyor.

El-Atraş, ‘uluslararası sistemde aktif olan ve BM Güvenlik Konseyi'nin daimî üyesi olan ülkeler arasında ABD dış politikasına taktiksel olarak karşı çıkan bir akımdan’ söz etti.

El-Atraş, ‘bazı ülkelerin Libya'nın içişlerine müdahalesinin derinliğini, bölgedeki yabancı çıkarlar üzerinde ciddi yansımaları olabilecek güvenlik durumunun kırılganlığını ve fiili otoritelerin yabancı baskılara boyun eğme ve iktidara tutunma tehdidini’ örnek gösterdi.

Libyalıların görüşlerinin aksine, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi eski üyesi Ben Fishman Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ABD'nin Libya politikasında bir değişiklik olduğuna dair hiçbir kanıt görmediğini söyledi.

Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı olan Fishman, Massad Boulos'un 20 Haziran'da Berlin'de düzenlenen Libya konulu uluslararası toplantıya katılmamasına dayanarak Trump'ın Libya siyasi çözüm planıyla ilgili açıklamasının ‘geçici’ olduğunu düşünüyor.

Geçtiğimiz hafta Trump, Libya'nın da aralarında bulunduğu birçok ülkeye yüzde 30 gümrük vergisi getirmiş ve bunun Libyalılar üzerinde olumsuz yansımaları olmayacağını savunmuştu.

Libyalı ekonomist Ömer Zermuh, “Libya'nın ABD'ye ham petrol ve küçük bir oranda petrol türevleri dışında hiçbir emtia ihracatı yok. Trump'ın açıklamalarına göre petrol bu kapsamda değil” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat'a konuşan Zermuh, “Petrole gümrük vergisi getirilse bile Libya'nın yüksek kaliteli ham petrolü için alternatif pazarlar bulması zor değil” dedi.

Öte yandan Fishman'a göre bu karar, Libyalıların ABD'ye giriş vizelerini kısıtlayan önceki karar da göz önünde bulundurulduğunda, Boulos'un Libya'da ekonomik fırsatlar arama çabalarının önüne engeller koyuyor.