Berlin'deki Zafer Sütunu'nun çatısı çalındı

Berlinliler anıta "Altın Else" anlamına gelen "Goldelse" adını da veriyor (Unsplash)
Berlinliler anıta "Altın Else" anlamına gelen "Goldelse" adını da veriyor (Unsplash)
TT

Berlin'deki Zafer Sütunu'nun çatısı çalındı

Berlinliler anıta "Altın Else" anlamına gelen "Goldelse" adını da veriyor (Unsplash)
Berlinliler anıta "Altın Else" anlamına gelen "Goldelse" adını da veriyor (Unsplash)

Almanya'da tarihi Zafer Sütunu'nun bakır kaplama çatısının bir bölümü çalındı.
Başkent Berlin'deki Tiergarten'da yer alan Zafer Sütunu'nda cuma gecesi bir hırsızlık olayı yaşandı.
Berlin polisinin açıklamasına göre yapının çatısını oluşturan büyük bakır kaplama parçalar çalındı.
Cuma günü bölge birimi tarafından Zafer Sütunu'ndaki oluklara bakım yapmaları için gönderilen işçiler, çatıdaki büyük parçaların söküldüğünü gördü.
Polis, hırsızlığın tam olarak saat kaçta yapıldığını ya da olayda yer alan şüphelilerin kimliğinin henüz belirlenemediğini söyledi.
Yetkililer "önemli ve tarhisel değeri bulunan parçaların çalındığını" belirterek olaya dair soruşturma başlatıldığını bildirdi.
İlk tahminlere göre birkaç 100 bin euro (yaklaşık birkaç milyon TL) değerinde hasar meydana geldiği tespit edildi.
Zafer Sütunu, 1864'te Heinrich Strack tarafından İkinci Schleswig Savaşı'ndaki Prusya zaferinin anısına tasarlanmıştı.
2 Eylül 1873'teki açılışına kadar 1866'daki Prusya-Avusturya Savaşı ve 1870-1871'deki Fransa-Prusya Savaşı'nda da zaferler kazanıldığı için, anıt bu savaşlara da atfedilmiştir.
Independent Türkçe, DW, Der Tagesspiegel



Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı

35 yıldır karıncaların mantarla ilişkisini inceleyen Schultz, ekibiyle birlikte binlerce genetik örnek topladı (Unsplash)
35 yıldır karıncaların mantarla ilişkisini inceleyen Schultz, ekibiyle birlikte binlerce genetik örnek topladı (Unsplash)
TT

Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı

35 yıldır karıncaların mantarla ilişkisini inceleyen Schultz, ekibiyle birlikte binlerce genetik örnek topladı (Unsplash)
35 yıldır karıncaların mantarla ilişkisini inceleyen Schultz, ekibiyle birlikte binlerce genetik örnek topladı (Unsplash)

Yeni bir araştırma, karıncaların milyonlarca yıldır kendi gıdalarını yetiştirdiğini ortaya koydu.

Bilim insanları, 66 milyon yıl önce bir göktaşının Dünya'ya çarparak 5. kitlesel yok oluşu tetiklediği sıralarda karıncaların mantar yetiştiriciliğine başladığını bildiriyor. 

Kretase-Paleojen yok oluşu, dinozorları yeryüzünden silerken mantarların büyümesini sağlamış. Göktaşının fotosentezi engellemesiyle çürüyen bitkiler, karıncalarla mantarların halihazırda sürdürdüğü ortaklığı başlatmış. 

Zamanla güçlenen ilişki, insanların bitkileri evcilleştirmesine benzeyen bir süreçle, karıncaların 27 milyon yıl önce ileri tarım teknikleri geliştirmesini sağlamış. Böylece bazı karınca türleri daha kurak iklimlerde mantar yetiştirebilmiş.

Dün Science adlı bilimsel dergide bulguları yayımlanan araştırma, yüzlerce karınca ve mantar cinsinden alınan genetik verilere dayanıyor. Çıkarılan evrim ağaçları, karıncaların mantarla ilişkisinin detaylarını aydınlattı. 

Baş yazarlardan Ted Schultz şöyle diyor:

Karıncalar, tarım ve mantar yetiştiriciliğine insanlığın var oluşundan çok daha önce başladı. Karıncaların son 66 milyon yılda tarımda gösterdiği başarıdan öğrenebileceğimiz şeyler vardır.

Amerika kıtalarında ve Karayipler'de yaşayan 250'ye yakın cinsin mantar yetiştirdiği ortaya kondu. Karıncalar, tarım stratejilerine göre 4'e ayrıldı. 

En gelişmiş örnekleri sergileyen türler arasında yaprak kesen karıncalar var. Taze bitkilerle mantarları besledikleri belirlendi. Mantarlar da gongylidia adı verilen yapıları üreterek milyonlarca karıncalık kolonilere besin sağlıyor. 

Karıncaların istenmeyen bakteri ve mantarları temizleyip sağlıklı miselyumlarla onları beslediği de saptandı. İlginç bir diğer unsur da karıncaların mantarlarına saldıran hastalıklarla mücadele edebilecek antibiyotikleri üreten bakterilere sahip olması. 

Meseleyi açıklayan Schultz şu ifadeleri kullanıyor:

66 milyon yıl içerisinde mahsullerindeki hastalıkları kontrol etmeyi ve etkisini sürdüren antibiyotikler geliştirmeyi bir şekilde başarmışlar. Biz herbisit ve antibiyotikleri kullanmaya başlayalı 100 yıldan az oldu ki direnç ve yeni antibiyotik geliştirmeye dair büyük problemler yaşıyoruz.

Independent Türkçe, Newsweek, Science Daily