Nijerya’da 15 öğrenci fidye karşılığında serbest bırakıldı

Kaduna bölgesindeki güvenlik alarmı verildi (Arşiv_Getty)
Kaduna bölgesindeki güvenlik alarmı verildi (Arşiv_Getty)
TT

Nijerya’da 15 öğrenci fidye karşılığında serbest bırakıldı

Kaduna bölgesindeki güvenlik alarmı verildi (Arşiv_Getty)
Kaduna bölgesindeki güvenlik alarmı verildi (Arşiv_Getty)

Nijerya'nın kuzeybatısında en az 100 lise öğrencisini kaçıran silahlı kişiler, 15 rehineyi daha fidye karşılığı serbest bıraktı.
5 Temmuz'da Kaduna şehri eteklerinde bulunan Bethel Baptist Lisesi'ne baskın düzenleyen onlarca silahlı, 121 öğrenciyi kaçırmıştı.
Kuzey ve orta Nijerya’da yerel olarak ‘haydut’ olarak bilinen silahlı çetelerin terör faaliyetleri düzenleme, yağmalama, hayvan çalma ve fidye için adam kaçırma gibi olaylar uzun süredir sık sık yaşanıyor.
Çetelerin kaçırma eylemleri için okul ve kolejleri hedef alması neticesinde Aralık ayından bu yana bine yakın öğrenci kaçırıldı. Kaçırılanların çoğu yürütülen müzakereler sonucu serbest bırakılırken, onlarca kişi ise ormanlık alanlarda kurulan kamplarda tutuluyor.
Bethel okulunda kaçırılanların ailelerinin temsilcisi Rahip Joseph Hayab AFP'ye verdiği demeçte, "Fidyenin ödenmesiyle dün gece 15 öğrenci serbest bırakıldı” ifadelerine başvurdu. Ancak fidye için ödenen tutarı açıklamayı reddetti. Zirâ herhangi bir fidye ödemeye karşı olduklarını vurgulayan yerel yetkililer, kaçırılan kişilerin serbest bırakılması karşılığında para ödeyen herkesi hapse atmakla tehdit ediyor.
Bethel’den kaçırılan 56 öğrencinin serbest bırakıldığı veya kaçtığı kaydedildi. Hayab, “65 öğrenci hala ellerinde, serbest bırakılmaları için çalışıyoruz” açıklamalarında bulundu.
Çarşamba günü motosikletli silahlı kişilerin Kuzey Nijerya'da bulunan Katsina eyaletindeki bir İslami okuldan 9 öğrenciyi kaçırması, iki ay içinde türünün ikinci operasyonu sayılıyor.
Nijerya'nın merkezindeki Nijer eyaletinde yer alan Tegina'da Haziran ayında düzenlenen bir İslami seminer sırasında kaçırılan en az 136 çocuğun hala rehine olduğu, 4’ünün hayatını kaybettiği biliniyor.
Çocuklardan birinin ailesinin ifade ettiğine göre çete Cuma günü aylardır kıyafetlerini değiştirmeyen öğrencilere kıyafet gönderilmesini istedi. Tamamı kaçırılan yedi çocuk annesi Meryem Muhammed, AFP'ye verdiği demeçte, “Okul müdürüyle temasa geçen çete üyeleri, ebeveynlerden çocuklar için yeni kıyafetler göndermelerini istemiş, giydikleri kıyafetlerin eskidiğini söylemiş” ifadelerine başvurdu.
Kaçırma olaylarının ardında bir ideolojiden çok açgözlülük olduğu anlaşılıyor. Ancak birçok uzman, bu suç çetelerinin Batı Afrika'daki terör örgütü Boko Haram ve DEAŞ ile yakınlaşacağından endişeleniyor.
Nijerya'da öğrencilerin kaçırılmasıyla ilgili haberler, Boko Haram örgütünün Borno eyaletinde kırsal bir okuldan yaklaşık 300 kız öğrenciyi kaçırdığı 2014 yılında uluslararası manşetlere taşınmıştı.



Biden ve Trump seçimlerden önce TV’de iki tartışma konusunda anlaştı

Demokratların adayı Başkan Joe Biden ve Cumhuriyetçilerin başkan adayı eski Başkan Donald Trump (Reuters)
Demokratların adayı Başkan Joe Biden ve Cumhuriyetçilerin başkan adayı eski Başkan Donald Trump (Reuters)
TT

Biden ve Trump seçimlerden önce TV’de iki tartışma konusunda anlaştı

Demokratların adayı Başkan Joe Biden ve Cumhuriyetçilerin başkan adayı eski Başkan Donald Trump (Reuters)
Demokratların adayı Başkan Joe Biden ve Cumhuriyetçilerin başkan adayı eski Başkan Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Joe Biden ve Cumhuriyetçi rakibi Donald Trump, Biden'ın Trump'a meydan okuması ve Trump'ın da hemen kabul etmesinin ardından başkanlık seçimlerinden önce iki münazara yapma konusunda anlaştılar.

CNN’de gerçekleşecek ilk münazara 27 Haziran'da yapılacak, ikinci tartışmanın ise 10 Eylül'de Atlanta Georgia'da izleyici olmadan, Biden'ın tercih edeceği bir şekilde yapılacağı duyuruldu. ABC ise ikinci tartışmaya ev sahipliği yapacağını doğruladı.

Demokrat Başkan, Cumhuriyetçi rakibine meydan okuyarak: "Şu anda benimle tekrar tartışmak istediğini söylüyor... Bunu iki kez yapacağım, ilki Haziran'da, ikincisi Eylül'de" ifadelerini kullandı. Eski Başkan Trump hemen yanıt verdi: "Önerilen tarihlerde tartışma yapmaya hazırım ve kararlıyım."


Netanyahu’ya göre Gazze’de “ertesi gün” senaryosu Hamas’ın hakimiyetinin son bulmasıyla ilişkili

İsrail ordusunun dün Gazze'nin Zeytun Mahallesi’nden çekilmesinin ardından İsrail hava saldırılarında yıkılan binaların enkazı arasında yürüyen Filistinliler (DPA)
İsrail ordusunun dün Gazze'nin Zeytun Mahallesi’nden çekilmesinin ardından İsrail hava saldırılarında yıkılan binaların enkazı arasında yürüyen Filistinliler (DPA)
TT

Netanyahu’ya göre Gazze’de “ertesi gün” senaryosu Hamas’ın hakimiyetinin son bulmasıyla ilişkili

İsrail ordusunun dün Gazze'nin Zeytun Mahallesi’nden çekilmesinin ardından İsrail hava saldırılarında yıkılan binaların enkazı arasında yürüyen Filistinliler (DPA)
İsrail ordusunun dün Gazze'nin Zeytun Mahallesi’nden çekilmesinin ardından İsrail hava saldırılarında yıkılan binaların enkazı arasında yürüyen Filistinliler (DPA)

Reuters, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun dün Gazze Şeridi'nde savaşın ‘ertesi gün’ senaryosundan söz edilmesini Hamas’ın hakimiyetinin sona ermesiyle ilişkilendirdi. Netanyahu, Gazze Şeridi’nde alternatif bir Filistin hükümetinin iş başı yapması için Hamas Hareketi’nin ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.

İsrail basının aktardığına göre Netanyahu şunları söyledi:

“İsrail aylardır Hamas'ın ardından Gazze'yi kimin yöneteceği meselesi üzerinde çalışıyor.  Hamas'ın Gazze'yi askeri olarak yönetmeyeceği netleşene kadar tarafların hiçbiri kendi güvenliğinden korktuğu için Gazze'deki sivil yönetimi kabul etmeye yanaşmayacaktır.”

Netanyahu bu açıklamayı, Filistinlilerin, İsrail'in 1948 yılında yaklaşık 15 bin Filistinliyi ve Arap'ı öldürmesi, 950 binini yerinden etmesiyle sonuçlanan Nekbe'nin (Büyük Felaket) 76. yıldönümünü andıkları bir dönemde yaptı. İsrail, bugün de Gazze’de ikinci bir Nekbe’ye imza atıyor. Gazze’de İsrail’in saldırıları sonucu 35 bin kişi öldü, yaklaşık 1.9 milyon Filistinli ve Arap evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Öte yandan Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, Nekbe’nin yıldönümü vesilesiyle bir açıklama yaptı. Başbakan açıklamasında “Filistinlilerin farkındalığı ve topraklarına bağlılığı, Nekbe'den bu yana devam eden tüm yerinden edilme girişimlerini, en önemlisi de son 8 aydır sistematik olarak devam eden yıkımın ve soykırımın ardından Gazze halkını yerinden etme planlarını çökertecektir” ifadelerini kullandı.


Bahreyn’deki zirveden “iki devletli çözüm” için BM güçleri konuşlandırılması çağrısı

Bahreyn Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Selman bin Hamed Al Halife, Arap Birliği Zirvesi hazırlık toplantı sına katılan Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarını kabul etti (SPA)
Bahreyn Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Selman bin Hamed Al Halife, Arap Birliği Zirvesi hazırlık toplantı sına katılan Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarını kabul etti (SPA)
TT

Bahreyn’deki zirveden “iki devletli çözüm” için BM güçleri konuşlandırılması çağrısı

Bahreyn Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Selman bin Hamed Al Halife, Arap Birliği Zirvesi hazırlık toplantı sına katılan Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarını kabul etti (SPA)
Bahreyn Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Selman bin Hamed Al Halife, Arap Birliği Zirvesi hazırlık toplantı sına katılan Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarını kabul etti (SPA)

Bahreyn'in başkenti Manama’da bugün gerçekleşecek Arap Birliği Zirvesi’nin nihai bildirisinin resmi olmayan bir taslağı yayınlandı. Söz konusu bildiri taslağında iki devletli çözüm hayata geçirilene kadar işgal altındaki Filistin topraklarında Birleşmiş Milletler (BM) barış gücü ve barışı koruma güçlerinin konuşlandırılması çağrısı yapıldı.

Şarku’l Avsat’ın bir kopyasına ulaştığı bildiri taslağında ‘siyasi süreç ve müzakereler için bir zaman sınırı koyulması’ gerektiği de vurgulandı. İki devletli çözümün uygulanması için net adımlar atılması vurgulanan taslak bildiride iki devletli çözümün hayata geçirilmesini, BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) BM Şartı'nın VII. Bölüm’ü kapsamında alacağı kararlarla 4 Haziran 1967 öncesi sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan, yaşayabilir ve toprakları bütün bir Filistin devleti kurulması, Filistin topraklarındaki her türlü işgalin sona ermesi ve İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki şehirlerin ve sivil altyapının yıkımından sorumlu tutulması şeklindeki adımların takip etmesi gerektiğinin altı çizildi.

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Bahreyn’deki Arap Birliği Zirvesi’nin ana gündem maddesinin İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısı olduğunu söyledi. Ancak bu durumun zirvenin Sudan, Yemen ve Libya'daki krizler, su güvenliği ve Arap ülkelerinin ortak hareket edebileceği diğer konular başta olmak üzere bölgesel meseleleri görüşmesini ‘engellemeyeceğini’ belirten Ebu Gayt, geçtiğimiz dönemde bu dosya üzerinde sarf edilen çabaların uluslararası kamuoyunun pusulasını değiştirmeyi başardığını hatırlattı. İsrail işgal rejiminin bir apartheid rejimi olduğunu vurgulayan Ebu Gayt “Böyle bir rejimin bu devirde yeri yoktur” dedi. İsrail’in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ı işgal etmesi ya da Filistinliler, Araplar ve uluslararası toplum tarafından reddedilen yerinden etme planını uygulaması halinde bunun ‘aptallık’ olacağını söyleyen Arap Birliği Genel Sekreteri, buna karşı uyararak “Böyle bir eylem, bölgesel istikrar ve Mısır'la barış anlaşmasına dayanan ilişkiler açısından büyük sonuçlar doğuracaktır” dedi.


"Hizbullah, Tiberya yakınlarındaki İsrail askeri üssüne insansız hava aracıyla saldırı düzenlendiğini iddia etti

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği baskınlar sonucu yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği baskınlar sonucu yükselen dumanlar (AFP)
TT

"Hizbullah, Tiberya yakınlarındaki İsrail askeri üssüne insansız hava aracıyla saldırı düzenlendiğini iddia etti

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği baskınlar sonucu yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği baskınlar sonucu yükselen dumanlar (AFP)

AFP'nin haberine göre Hizbullah dün akşam (Çarşamba) Lübnan sınırından uzakta, Tiberya şehrinin batısındaki bir İsrail askeri üssüne "çok sayıda insansız hava aracıyla" saldırı düzenlenen saldırının sorumluluğunu üstlendi.

Hizbullah yaptığı açıklamada, İsrail'in "suikastlarına yanıt olarak" savaşçılarının "Tiberya kentinin batısındaki bir İsrail üssüne çok sayıda insansız hava aracıyla hava saldırısı düzenlediğini" belirtti. Açıklamada saldırının "hava kuvvetlerinin kapsamlı gözetleme ve tespit sisteminin bir bölümünü" hedef aldığı ifade edildi.

İsrail ordusu ise  bugün erken saatlerde yaptığı açıklamada, Lübnan'dan ateşlenen 10 roketin ülkenin kuzeyindeki açık alanlara düştüğünü ve herhangi bir can kaybı olmadığını duyurdu.


İsrail ordusunun Tulkarm'a düzenlediği saldırıda 3 kişi öldü

İsrail güçleri Batı Şeria'daki Nablus'a saldırdı (Arşiv- AFP)
İsrail güçleri Batı Şeria'daki Nablus'a saldırdı (Arşiv- AFP)
TT

İsrail ordusunun Tulkarm'a düzenlediği saldırıda 3 kişi öldü

İsrail güçleri Batı Şeria'daki Nablus'a saldırdı (Arşiv- AFP)
İsrail güçleri Batı Şeria'daki Nablus'a saldırdı (Arşiv- AFP)

İsrail güçleri dün gece (Çarşamba) Batı Şeria'daki Ramallah, Nablus ve Tulkarm'a ani ve eş zamanlı olarak saldırdı. Görgü tanıkları, Tubas şehrinin de yoğun silah sesleri altında basıldığını bildirdi.

Görgü tanıklarına göre İsrail ordusu Batı Şeria'nın kuzeyindeki Nablus'un birkaç mahallesinde mevzilendi. Arap Dünyası Haber Ajansı'na konuşan bir tanık ise Ramallah sokaklarında İsrail güçlerinin bulunduğunu söyledi.

Filistin Sağlık Bakanlığı yaptığı açıklamada, bugün (Perşembe) erken saatlerde bir gencin daha hayatını kaybetmesi ile İsrail ordusunun Batı Şeria'nın Tulkarm kentine düzenlediği baskında öldürülenlerin sayısının üçe yükseldiğini duyurdu.

Bakanlık, ölenlerin 22-27 yaşları arasındaki Eymen Ahmed Mübarek, Hüssam İmad Daabas ve Muhammed Yusuf Nasrallah olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı kaynaklar, kente düzenlenen ani baskında en az beş kişinin de yaralandığını bildirdi.

Arap Dünyası Haber Ajansı'na göre görgü tanıkları, İsrail güçlerinin şehirlerde birçok döviz bürosuna baskın düzenlediğini söyledi.

Bazı görgü tanıkları ise İsrail güçlerinin, Tulkarm’da Cemal Abdün Nasır Meydanı bölgesinde konuşlandığını ve Kalkilya kentine de saldırdığını belirtti.

Diğer bazı görgü tanıkları da İsrail güçlerinin Batı Şeria'daki Beytüllahim ve El Halil kentlerine de baskın düzenlediğini bildirdi.


Filipinli aktivistlerin filosu, Çin'i alarma geçirdi

Eylemcilerin filosu, Filipinler'in Zambales ilindeki Masinloc limanından yola çıktı (AP)
Eylemcilerin filosu, Filipinler'in Zambales ilindeki Masinloc limanından yola çıktı (AP)
TT

Filipinli aktivistlerin filosu, Çin'i alarma geçirdi

Eylemcilerin filosu, Filipinler'in Zambales ilindeki Masinloc limanından yola çıktı (AP)
Eylemcilerin filosu, Filipinler'in Zambales ilindeki Masinloc limanından yola çıktı (AP)

Çin, Filipinli protestocuların filosunu engellemek için çok sayıda gemiyi Güney Çin Denizi'ne gönderdi.

Amerikan gazetesi New York Times (NYT), Pekin yönetiminin ihtilaflı Scarborough Sığı'na sahil güvenlik ve milis gemileri konuşlandırdığını yazdı. 

"Deniz Milisleri" olarak adlandırılan bu birlikler, Çin donanması ve sahil güvenlik ekiplerine bağlı çalışıyor. Su toplarına sahip bu gemiler, operasyonlarda bölgeden uzaklaştırılması gereken gemilere tazyikli suyla müdahale edebiliyor.

Güney Çin Denizi'ndeki gelişmeleri takip eden ABD merkezli SeaLight grubunun direktörü Ray Powell, Pekin'in bölgeye 5 sahil güvenlik gemisi ve 6 milis gemisi gönderdiğini belirtti.

Powell, ayrıca Scarborough Sığı'na yaklaşık 95 kilometre mesafede 25 milis gemisinin daha hazır şekilde beklediğini söyledi.

Filipin donanmasından yapılan açıklamada, eylemcilerin yer aldığı filoların tahliye edilmesi için bölgeye gemi gönderildiği belirtildi.

Filipinli aktivistler, yaklaşık 100 teknelik bir filoyla bugün erken saatlerde Scarborough Sığı'na doğru yola çıktı. Çoğu ahşap teknelerden oluşan filoda balıkçılar ve gazeteciler de yer alıyor.

Powell, Çin'in daha filolar harekete geçmeden hamle yaparak bölgeye gemi konuşlandırdığına işaret edip şunları söyledi: 

Bu seferki durum kesinlikle bambaşka bir seviyede. Bence Çin Sahil Güvenliği, Filipinli aktivistlerin bölgeye çok yaklaşacağından endişeleniyor ve bu yüzden ciddi bir gücü buraya sevk ettiler.

Eylemi örgütleyen Atin Ito kuruluşunun liderlerinden aktivist Rafaela David, gemiler yola çıkmadan önce yaptığı açıklamada "Uluslararası hukuk temelinde barışçıl bir misyonumuz var. Egemenlik hakkımızı savunacağız. Toprak bütünlüğümüzü korumak için provokasyona değil, kararlılığa yelken açacağız" demişti. 

Scarborough Sığı, Güney Çin Denizi'nin doğusunda, Filipinler'in kuzeyindeki Luzon Adası'na yaklaşık 220 kilometre mesafede yer alıyor.

Filipinler'in "Panatag", Çinlilerin "Huangyan" adını verdiği sığlık üzerinde iki ülke de hak iddia ediyor. Ancak bölge 2012'den beri Pekin yönetiminin kontrolünde.

Çin Sahil Güvenliği'ne ait gemiler, 30 Nisan'da sığlıkta devriye görevi yapan Filipinler'e ait iki gemiye tazyikli su sıkmıştı.

Independent Türkçe, New York Times, AP


ABD'de bir bar Z kuşağına kapılarını kapattı

Bazı sosyal medya kullanıcıları, 30 yaş altı kişilerin bara girmesinin engellenmesinin yanlış olduğunu söyledi (Unsplash)
Bazı sosyal medya kullanıcıları, 30 yaş altı kişilerin bara girmesinin engellenmesinin yanlış olduğunu söyledi (Unsplash)
TT

ABD'de bir bar Z kuşağına kapılarını kapattı

Bazı sosyal medya kullanıcıları, 30 yaş altı kişilerin bara girmesinin engellenmesinin yanlış olduğunu söyledi (Unsplash)
Bazı sosyal medya kullanıcıları, 30 yaş altı kişilerin bara girmesinin engellenmesinin yanlış olduğunu söyledi (Unsplash)

ABD'deki bir bar, mekanda çıkan kavgaları engellemek amacıyla hafta sonları 30 yaş altı müşterilere hizmet vermeme kararı aldı. 

Ohio eyaletindeki Groveport şehrinde yer alan Donerick’s Pub, Facebook sayfasından yaptığı paylaşımda, cuma ve cumartesi geceleri sadece 30 yaş ve üstü müşterilerin mekana alınacağını belirtti.

Gönderide, kuralın hiç kimse için esnetilmeyeceği ve söz konusu günlerde sadece nakit parayla ödeme alınacağı bildirildi.  

Bir Facebook kullanıcısı, paylaşıma "Sadece nakit ödeme zorunluluğu kesinlikle 30 yaş altını bardan uzak tutar" yorumunu yaparken, bir diğeri "Bence yaş sınırını 35'e çekmelisiniz" ifadelerini kullandı.  

İşletme, kararın neden alındığını açıklamazken yorumlar kısmına "İşletmemizi güvenli hale getirmek ve şiddeti azaltmak için farklı yöntemler denemeyi sürdüreceğiz. Müşterilerimizi güvende tutmak bizim en önemli önceliğimiz" diye yazdı.

New York Post'un (NYP) aktardığına göre yaş sınırı kararı son zamanlarda barda çıkan kavgaları engellemek amacıyla alındı.

Haberde, barda yaklaşık iki hafta önce çıkan bir kavgada, çıplak bir kadının başka bir kadına saldırdığı bildirildi. 

Facebook kullanıcıları da gönderiye yaptıkları yorumlarda, son dönemde barda birkaç kez kavga çıktığını belirtti.  

NYP, kavgaya karışan kişilerin kimliklerinin paylaşılmadığını, Donerick’s Pub'ın da yorum talebini reddettiğini aktardı.

Independent Türkçe, New York Post, WDBJ


Ukrayna savaşı, Rusya ve Çin arasındaki dengeleri nasıl değiştirdi?

Vladimir Putin, yarın Çin'e gerçekleştireceği iki günlük ziyarette Çin lideri Şi Cinping'le bir araya gelecek (Reuters)
Vladimir Putin, yarın Çin'e gerçekleştireceği iki günlük ziyarette Çin lideri Şi Cinping'le bir araya gelecek (Reuters)
TT

Ukrayna savaşı, Rusya ve Çin arasındaki dengeleri nasıl değiştirdi?

Vladimir Putin, yarın Çin'e gerçekleştireceği iki günlük ziyarette Çin lideri Şi Cinping'le bir araya gelecek (Reuters)
Vladimir Putin, yarın Çin'e gerçekleştireceği iki günlük ziyarette Çin lideri Şi Cinping'le bir araya gelecek (Reuters)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), Ukrayna savaşının Çin ve Rusya arasındaki ticarete etkisini inceledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in verdiği emirle 24 Şubat 2022'de başlayan Ukrayna savaşının ardından ABD başta olmak üzere birçok Batılı ülke Kremlin'e yaptırım uyguladı. 

WSJ, Çin'in yaptırımlardan etkilenen Rus ekonomisine "can simidi olduğuna" dikkat çekerek, bunun iki ülke arasındaki ekonomik güç dengesini değiştirdiğini yazdı. 

Haberde, Rusya'nın toplam ticaretinin yüzde 33'ünü Çin'le yaptığı, Çin'inse toplam ticaretinin sadece yüzde 4'ünü Rusya'yla gerçekleştirdiği aktarıldı. 

Bunlara ek olarak iki ülke arasında Sibirya'nın Gücü 2 boru hattının inşasıyla ilgili görüşmelerin sürdüğü de hatırlatıldı. 

Rusya'nın Sibirya bölgesinden başlayıp Moğolistan'dan geçerek Çin'e doğalgaz ulaştıracak hatla Kremlin, Pekin yönetimine 2030'a kadar 98 milyar metreküp doğalgaz ve 100 milyon ton sıvılaştırılmış doğalgaz tedarik etmeyi hedefliyor.

Analizde, Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa'nın doğalgaz ve petrol alanında Rusya'ya bağımlılığını azaltmak için adımlar attığı bir dönemde, Çin'in bu durumu "koz olarak kullanıp Rusya'dan ucuz petrol alabileceği" belirtildi. 

Almanya'daki Carnegie Rusya Avrasya Merkezi'nin direktörü Alexander Gabuev, Rusya ve Çin arasındaki ilişkinin Pekin lehine geliştiğine dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı:

Bu, her iki tarafın da birbirine ihtiyaç duyduğu ancak Çin'in lehine giderek asimetrik hale gelen stratejik bir ortaklık. Çin sadece daha güçlü değil, aynı zamanda Rusya'dan çok daha fazla seçeneğe sahip bir ortak. Savaş bu durumu Rusya aleyhine daha da kötüleştirdi. Rusya, Çin'in müstemlekesi haline gelebilir.

Diğer yandan Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, geçen yılki açıklamasında ülkesinin Pekin yönetimine bağımlı hale geldiğine dair iddiaları reddederek "Rusya ve Çin arasındaki ilişkiler bağımlılık değil ortaklık prensibi üzerine kuruludur" demişti. 

Kremlin'in açıkladığı rakamlara göre Rusya'nın Çin'le ticareti geçen yıl 240 milyar dolara ulaşarak rekor seviyeye yükseldi. 

Ancak analizde, bu rakamın Çin'in Avrupa Birliği (AB) ve ABD'yle ticaret hacminin "gölgesinde kaldığına" işaret edildi. Çin, geçen yıl AB'yle 800 milyar dolarlık, ABD'yle de 660 milyar dolarlık ticaret yapmıştı. 

Alman Uluslararası Politika ve Güvenlik Politikaları Enstitüsü'nden Janis Kluge, söz konusu tablonun Pekin yönetimini güçlendirdiğini belirterek şu yorumları paylaştı: 

Çin, yaptırımlar nedeniyle Rusya'nın elinde olmayan neredeyse her şeye sahip. Çin'den ithalat gerçekleşmese Rusya'nın ekonomisi neredeyse anında durur. Bu da Pekin'e Moskova'ya karşı büyük bir koz kazandırıyor.

Independent Türkçe


Tayland'da monarşiye hakaretten hapiste tutulan aktivist öldü

Aktivistler, Bangkok'da Netiporn için anma töreni düzenledi (AP)
Aktivistler, Bangkok'da Netiporn için anma töreni düzenledi (AP)
TT

Tayland'da monarşiye hakaretten hapiste tutulan aktivist öldü

Aktivistler, Bangkok'da Netiporn için anma töreni düzenledi (AP)
Aktivistler, Bangkok'da Netiporn için anma töreni düzenledi (AP)

Tayland'da monarşiye hakaretten hapiste tutulan 28 yaşındaki aktivist Netiporn Sanae-sangkhom yaşamını yitirdi.

Tayland Ceza İnfaz Kurumu'ndan salı günü yapılan açıklamada, aktivistin aniden kalbinin durması nedeniyle hayatını kaybettiği bildirildi.

Hapishanedeki ilk yardım ekiplerinin müdahalesinin ardından başkent Bangkok'daki Thammasat Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılan Netiporn'un tüm çabalara rağmen kurtarılamadığı belirtildi.

İnsan Haklarını Savunan Taylandlı Avukatlar grubu, aktivistin 26 Ocak'tan beri gözaltında tutulduğunu ve 65 gün boyunca nisana kadar açlık grevi yaptığını aktardı.

Bu süreçte sağlığı kötüleşen Netiporn'un birkaç kez hastaneye yatırıldığı daha sonra 4 Nisan'da tekrar hapse gönderildiği belirtildi. 

Tayland Ceza İnfaz Kurumu'nun açıklamasında, aktivistin bu tarihten itibaren normal şekilde yemek yediği fakat açlık grevi nedeniyle vücudunda şişlik oluştuğu ifade edildi. Eylemcinin, doktorların verdiği vitamin ve kansızlık giderici ilaçları almayı reddettiği öne sürüldü.

Netiporn'un avukatı Kritsadang Nutcharat ise aktivistin ihmal nedeniyle öldüğünü savunarak "Neden ölüme terk edildi? Tedavisi neden acil görülmedi? Daha önce de tedavi talebinde bulunmuştuk. Ceza İnfaz Kurumu'nun bu soruları yanıtlaması gerek" dedi.

Netiporn, 2020'de patlak veren hükümet karşıtı protestolarda yer almıştı. Askeri vesayet ve monarşiye karşı ayaklanan muhalif gruplar, dönemin Tayland Başbakanı Prayut Çan-oça'yı istifaya çağırmıştı. Protestocular ayrıca tartışmalı "krala hakaret" yasasının kaldırılmasını da talep etmişti. Yasa kapsamında Tayland Kralı'na veya monarşiye hakaretten suçlu bulunanlara 15 yıla kadar hapis cezası veriliyor. 

2021'de sonlanan eylemlerin ardından bazı gruplar küçük çapta protestoları sürdürmüştü. Netiporn da bu gruplardan biri olan Thalu Wang'ın üyesiydi. Grubun 2022'de düzenlediği iki eylemde monarşi karşıtı pankartlar açıp broşürler dağıttığı gerekçesiyle Netiporn hakkında "krala hakaret" suçundan hukuki işlem başlatılmıştı. 

Amerikan medya kuruluşu CNN'in aktardığına göre aktivist hakkında buna ek olarak 5 suçtan daha hukuki işlem başlatılmıştı. Netiporn'un duruşma öncesinde gözaltında tutulurken öldüğü bildirildi. 

Birleşik Krallık merkezli Af Örgütü'nden yapılan açıklamada da "Bu durum, Tayland hükümetinin demokrasi yanlısı aktivistlere uyguladığı sert baskıya dair şoke edici bir hatırlatma niteliğinde" dendi.

Independent Türkçe, Guardian, CNN


Gerilla taktikleri, İsrail'i korkutuyor: Hamas, Gazze'nin her yerinde

Yüzbinlerce Filistinli, İsrail'in saldırıları ve tahliye emirleriyle Gazze'nin farklı bölgelerine geçmek zorunda kalıyor (Reuters)
Yüzbinlerce Filistinli, İsrail'in saldırıları ve tahliye emirleriyle Gazze'nin farklı bölgelerine geçmek zorunda kalıyor (Reuters)
TT

Gerilla taktikleri, İsrail'i korkutuyor: Hamas, Gazze'nin her yerinde

Yüzbinlerce Filistinli, İsrail'in saldırıları ve tahliye emirleriyle Gazze'nin farklı bölgelerine geçmek zorunda kalıyor (Reuters)
Yüzbinlerce Filistinli, İsrail'in saldırıları ve tahliye emirleriyle Gazze'nin farklı bölgelerine geçmek zorunda kalıyor (Reuters)

Her ne kadar İsrail, Refah'a yönelik büyük bir kara operasyonunun örgütü çökertmek için gerekli olduğunu savunsa da 7 aydır hedef alınan Hamas tamamen silinecek gibi durmuyor. 

ABD'nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, gerilla taktiklerine dönen örgütün İsrail'de bitmeyecek bir savaş korkusu yarattığını bugünkü haberinde bildirdi. 

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Hamas'ı tamamen bitirme hedefinin gerçekleşmesinin çok zor gözüktüğü ve Gazze'nin Hamassız nasıl yönetilebileceği sorusuna tatmin edici bir yanıt bulunamadığı belirtildi.

ABD'nin terör örgütü diye adlandırdığı Hamas'ın; tünel ağları, militan hücreleri ve geniş toplumsal nüfuzuyla hem hayatta kalıp hem de İsrail güçlerine düzenli saldırabilecek güce sahip olduğu aktarıldı. 

Cibaliya Mülteci Kampı'nda görev yapan 98. Komando Tümeni'nden bir İsrail askeri, Hamas'ın daha da agresif saldırılar düzenlediğini ve tanksavar silahlarla hedef alındıklarını söyledi. 

Birliklerini Gazze'nin güneyindeki Refah'a yönelten İsrail'in kuzeydeki görece sakin bölgelerde vurkaç taktikleriyle uğraşmak zorunda kaldığı da haberde yer aldı. 

Brüksel merkezli Uluslararası Kriz Grubu'nun Ortadoğu ve Kuzey Afrika Program Direktörü Joost Hiltermann durumu şöyle yorumluyor:

Hamas, Gazze'nin her yerinde. Yenilmekten çok uzaklar.

WSJ, Amerikan istihbaratı ve İsrailli yetkililerin Hamas'ın tamamen bitirilmesini imkansız gördüklerini de bildirdi. 

Örgütün Refah'a geniş kapsamlı operasyon tehditlerine rağmen ateşkes müzakerelerinde geri adım atmamasının da bu farkındalıktan kaynaklandığı aktarıldı. 

İsrail askeri istihbarat birimi Aman'ın eski başkanı Tamir Hayman, "Terör eylemlerini silseniz bile toplumsal yapılar, İslam kardeşliği duygusu, ideolojik ve dini etkenler kalıyor. Bunlar kökü kazınabilecek şeyler değil" diyor.

Filistinli yetkililere göre 7 Ekim saldırıları sonrasında İsrail'in düzenlediği operasyonlarda çoğu kadın ve çocuk 35 bini aşkın kişi öldü. 

İsrail, Hamas öncülüğündeki Filistin güçlerinin 7 Ekim'de düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu'nda çoğu sivil 1170 kişinin öldüğünü bildiriyor. 

Tel Aviv'in tahminlerine göre Gazze'de rehin tutulan 128 kişiden 36'sı hayatını kaybetti. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Reuters