Hamas'ın Taliban övgüsü Filistin'de tartışmalara yol açtı

İsmail Heniyye, Doha'da Taliban'ın siyasi büro üyeleriyle bir araya geldi (Hamas medya ofisi)
İsmail Heniyye, Doha'da Taliban'ın siyasi büro üyeleriyle bir araya geldi (Hamas medya ofisi)
TT

Hamas'ın Taliban övgüsü Filistin'de tartışmalara yol açtı

İsmail Heniyye, Doha'da Taliban'ın siyasi büro üyeleriyle bir araya geldi (Hamas medya ofisi)
İsmail Heniyye, Doha'da Taliban'ın siyasi büro üyeleriyle bir araya geldi (Hamas medya ofisi)

Halil Musa
Taliban'ın Afganistan'ın başkenti Kabil'in kontrolünü ele geçirmesinden sadece saatler sonra Taliban’ı tebrik eden Hamas, ‘Afgan modelinin’ Filistin meselesine en uygun çözüm olduğunu ima etti. İki meselenin birbirine bağlanmaması çağrıları yapılırken, Hamas’ın Taliban hakkında açıklamaları Filistin’de tartışma yarattı.
‘ABD işgalinin tüm Afgan topraklarındaki hezimeti’ sebebiyle Afgan halkını, aynı zamanda ‘Taliban hareketi ve cesur liderliğini’ tebrik ettiğini duyuran Hamas, bu zaferin Taliban'ın 20 yıllık uzun mücadelesinin doruk noktası olduğunu vurguladı.

Heniyye’den Molla Abdulgani Birader’e tebrik
Hamas ayrıca, “Müttefikleri ve ABD işgalinin sona erişi, başta Filistin halkı olmak üzere halkların direnişinin özgürlük ve geri dönüş hedeflerini gerçekleştirme ve zafer için olduğunu kanıtladı” açıklamalarında bulundu.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, geçtiğimiz Pazartesi günü telefonda görüştüğü Taliban Siyasi Büro Şefi Molla Abdulgani Birader’i ‘ABD’nin Afganistan’daki işgalinin hezimeti’ nedeniyle tebrik eden Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye, “Afgan topraklarından işgalin sona ermesi, başta İsrail'in Filistin topraklarını işgali olmak üzere tüm zalim güçlerin zevalinin başlangıcıdır” dedi.
‘Filistin'deki sevinci’ dile getirerek Taliban hareketinin siyasi ve medya performansına övgüde bulunan Heniyye, geçtiğimiz haftalarda Katar'ın başkenti Doha'da bir dizi Taliban lideriyle görüşmüştü.

İki hareket arasında bağlantı bulunmuyor
Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Musa Ebu Merzuk ise Taliban'ın zaferinin ezilen halklara bir ders niteliğinde olduğunu, bu zaferin Taliban’ın ‘geri kalmışlık, gericilik ve terörizmle suçlanması’ ardından geldiğini vurguladı.
Kendi deyimiyle artık daha zeki ve gerçekçi bir hale gelen Taliban’ın ABD ve ajanlarıyla yüzleşerek onlarla uzlaşmayı reddettiğini vurgulayan Merzuk, hareketin ne demokrasi ve seçim gibi gösterişli başlıklara ne de boş vaatlere aldandığını ifade etti. 
Hamas’ı Taliban’ın eylemlerini yüceltmekten kaçınmaya, Filistin davasını onun gibi bir ideolojik harekete bağlamamaya çağıran Filistin Halk Partisi (HŞF) Genel Sekreteri Bessam es-Salihi ise ‘dünya halklarının desteğini alan Filistin ulusal kurtuluş hareketi ile Taliban arasında ayrım yapmanın’ önemine işaret etti.
“Filistin davası ile belirli bir ideoloji arasındaki herhangi bir bağlantı Filistin’e zarar verecektir” ifadelerini kullanan Salihi, baskı ve otoriterlikten uzak, özgürlük ve demokrasi ilkelerini vurgulayan Filistin bağımsızlık belgesi içeriğine bağlı kalınması çağrısında bulundu.
Kudüs Siyasi Araştırmalar Merkezi Direktörü Ureyb er-Rentavi, Musa Ebu Merzuk’un açıklamalarının ‘ Hamas’ın geri kalmışlık, gericilik ve terörizm’ suçlamalarına artık kulak asmayacağını gösterdiğini’ ifade etti. Merzuk’un açıklamalarının ‘Hamas'ın Taliban yaklaşımına tekrar yanaştığını gösterdiğini’ vurgulayan Rentavi, Hamas liderliğinin demokrasi ve seçimlere bakışını sorgulayarak “Peki Hamas'ı ilk kez iktidara getiren seçimler?” açıklamalarında bulundu.

Arabulucu çözümler
Hamas'ın İsrail, Filistin Otoritesi veya her ikisi ile ‘uzlaşmayı’ reddedip reddetmeyeceğini sorgulayan Rentavi, hareketin ‘Katar hibesi’ ve ‘çözüm’ hakkında müzakerelerde bulunduğuna işaret ederek Hamas’ın arabulucu çözümleri ve uzlaşmayı reddedeceğinden korktuğunu dile getirdi.
2007’de Gazze Şeridi kontrolünü ele geçiren Hamas, o zamandan bu yana Ramallah’ın Gazze’deki bazı kısa dönemleri haricinde Filistin Otoritesi’nden uzakta tek taraflı yönetimini sürdürüyor.
Fetih ve Hamas hareketleri, birkaç uzlaşma anlaşmasına rağmen aralarındaki bölünmeyi sona erdirmeyi başaramadı. İki taraf, en son geçen sene seçimlerin yapılması konusunda anlaşmaya varmış, ancak Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail'in Kudüs'te yürütülmesini reddettiği seçimleri erteleme kararı almıştı.



Suriye, polis ve genel güvenlik hizmetlerini birleştiriyor, sınır muhafızları ve terörle mücadele birimleri kuruyor

Suveyda'daki Suriye güvenlik güçleri mensupları (Reuters)
Suveyda'daki Suriye güvenlik güçleri mensupları (Reuters)
TT

Suriye, polis ve genel güvenlik hizmetlerini birleştiriyor, sınır muhafızları ve terörle mücadele birimleri kuruyor

Suveyda'daki Suriye güvenlik güçleri mensupları (Reuters)
Suveyda'daki Suriye güvenlik güçleri mensupları (Reuters)

Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nureddin el-Baba dün yaptığı açıklamada, polis ve genel güvenlik birimlerinin her vilayette İçişleri Bakanı’nı temsilen bir komutan tarafından yönetilecek İç Güvenlik Komutanlığı adı altında tek bir birimde birleştirilmesine karar verildiğini duyurdu.

El-Baba, X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, Suriye'nin kara ve deniz sınırlarının güvenliğini sağlamak ve yasadışı faaliyetlerle mücadele etmek için bir Sınır Muhafaza Dairesi kurulmasına ve hayati tesislerin, hükümet tesislerinin ve diplomatik misyonların güvenliğini sağlamak için Diplomatik Koruma ve Güvenlik Dairesi kurulmasına karar verildiğini bildirdi.

El-Baba, İçişleri Bakanlığı'nın ‘Beşşar Esed rejiminin Suriye'yi en büyük Captagon tedarikçisi haline getirmesinin ardından Suriye içinde ve dışında taşıdığı önem nedeniyle’ Narkotikle Mücadele Dairesi'nin rolünü güçlendirmeye ve geliştirmeye karar verdiğini açıkladı.

Suriye'nin organize suçlar, tekfirci gruplar ve sınır ötesi suç örgütleri gibi büyük sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirten el-Baba, bu nedenle Suriye içindeki güvenlik tehditlerini ortadan kaldırmak için Terörle Mücadele Dairesi'nin kurulduğunu söyledi.

El-Baba, İçişleri Bakanlığı'nın isyanlar, rehin alma olayları ve büyük etkinliklerin korunmasıyla başa çıkmak için yüksek eğitimli birimlerden oluşan özel bir misyon departmanı kurma kararı aldığını da belirtti.

El-Baba, bakanlığın ‘kendisini halka baskı yapan bir baskı aracı olarak tanımlamadığını, aksine toplumsal barışı, hukukun üstünlüğünü ve güvenliği sağlayan bir hizmet kuruluşu olarak tanımladığını’ vurguladı.

Suriye nüfusunun yaklaşık üçte birinin eski rejimin istihbarat ve güvenlik servisleri tarafından arandığını ifade eden el-Baba sözlerini şöyle sürdürdü: “Eski rejim tarafından siyasi nedenlerle arananların sayısı 8 milyonu aşıyor. Kabaca Suriye halkının üçte birinin baskıcı eski rejimin istihbarat ve güvenlik servisleri tarafından arandığı gerçeğinden bahsediyoruz.”