Taliban Sözcüsü Şarku’l Avsat’a konuştu: Yönetim İslami olacak, geçmişteki tecrübeden ders aldık

Taliban Sözcüsü Naim Afganistan’ın başka bir devletin güvenliğini tehdit edecek herhangi bir operasyonun çıkış noktası olmayacağını vurguladı.

Muhammed Naim (Getty Images)
Muhammed Naim (Getty Images)
TT

Taliban Sözcüsü Şarku’l Avsat’a konuştu: Yönetim İslami olacak, geçmişteki tecrübeden ders aldık

Muhammed Naim (Getty Images)
Muhammed Naim (Getty Images)

Taliban Hareketi Siyasi Büro Sözcüsü Dr. Muhammed Naim, hareketin bölgedeki ülkelere ve uluslararası topluma, Afganistan’ın başka bir devletin güvenliğini tehdit edecek herhangi bir operasyonun çıkış noktası olmayacağına dair güven mesajları gönderdiğini belirtti. Ülkede Harekete karşı yıllardır savaşan ve Taliban’ın düşmanlarıyla ittifak yapan herkes için genel af çıkararak aynı güven mesajını Afgan kamuoyuna da verdiklerini söyleyen Naim, hareketin bu adımları atabilmesinin sahip olduğu güç, kudret ve imkandan kaynaklandığını ifade etti.
Taliban’ın siyasi müzakere üyesi Naim, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, hareketin eğer isteseydi düşmanlarını tutuklayarak onları yargılama yoluna gidebileceğini “ki bunu yapsaydı da adil bir davranış olacağını” ancak bunun yerine onları affettiğine işaret etti ve ekledi “zira affetmek bir fazilettir, fazilet ise adaletten üstündür”.
Naim, “(Taliban) Afgan kadınlarının eğitim almasını istediğini ve kadınların çalışma hakkına sahip olduğunu teyit etti. Fakat tüm bunlar şeriat hükümlerine göre olmalıdır. Hareketin yönetimi, Afganistanlı kadınlar için dünyanın sonu anlamına gelmiyor. Savaş bitti, barış dönemi başladı. Rejim İslami olacak ve Afgan halkının taleplerini ve beklentilerini karşılayacak. İslam Emirliği (Taliban) geçmiş tecrübelerinden ders aldı ve son 20 yıl içerisinde çeşitli alanlarda birçok tecrübe kazandı” ifadelerini kullandı.

İşte o röportajın tam metni:
Taliban Hareketi halihazırda otoritesini sağlamlaştırıyor, güven mesajları veriyor ve “genel af” çıkarıyor. Fakat sizin yönetiminizden duyulan endişe neden halen devam ediyor?
Afganistan’daki Emirlik, ülke kamuoyuna, bölgedeki ülkelere ve uluslararası topluma güven mesajları verdi ve yıllardır kendisine karşı savaşan, düşmanlarıyla ittifak kuran siyasi, askeri ve güvenlik bürokrasisini de kapsayacak şekilde Afganistan içinde genel af çıkardı. Bunu, sahip olduğu güç, kudret ve imkanla yaptı. Yapmayabilirdi de. Rakiplerini tutuklayıp onları yargılatabilirdi. Şayet bunu yapsaydı adaletli de olurdu fakat onları affetti. Affetmek bir fazilettir. Fazilet ise adaletten üstündür.
Emirlik bu adımla eski dönemi geride bırakmayı, geçmişteki çekişmelerin ve acıların aşılacağı yeni bir döneme geçmeyi ve İslami bir yönetimin inşasında tüm Afganların bir araya geleceği yeni ilişkiler kurmak istedi.
Hareket, bölgesel düzeyde ise geçmişi geride bırakarak, başkalarının içişlerine karışmayan ve iyi komşuluk ilişkisine dayalı karşılıklı ilişkiler kurmaya hazır olduğunu ifade etti.
Emirlik uluslararası düzeyde, 20 yıldır savaştığı ülkelerle bile normal diplomatik ilişkiler kurmayı arzuladığını vurguladı. İslam Emirliği bu kadar çok mesaj ve çeşitli yönelimleriyle, izlediği bu politikanın Emirlik’in asıl programının gerçek bir ifadesi ve başkalarıyla ilişkilerindeki sabit vizyonu olduğunu güçlü ve yetkin bir pozisyondan vurguluyor.

-Taliban 20 yılın ardından stratejisini değiştirdi mi?
Emirliğin halihazırda ülke kamuoyuna, komşularına ve dünyaya verdiği güven mesajlarıyla göstermiş olduğu tavır esasında Taliban için yeni bir şey değil. Taliban Hareketi geçmiş dönemlerde buna hazır olduğunu daima ifade etmiştir. Fakat bunu reddeden onlardı. Hareketin, sahip olduğu ilkelerden ve programından vazgeçmesini ve işgale teslim olmasını isteyen onlardı.

-Tokalaşmanız, affetmeniz ve kan dökmemeniz, herkesin kurulmasına eşlik edeceği yeni bir dönemin başlangıcı anlamına mı geliyor?
Doğrusu bu durum, düşman medyası yüzünden birçok kişi için gizli kalmış olması muhtemel Emirlik figürünün bir parçasıdır. Hareket, halka, komşu ülkelere ve tüm dünyaya söz verdiği gibi verdiği sözleri de yerine getirecek.

Eski ve Yeni Taliban

-Taliban’ın şu anki fikirleri, 1996 yılında İslami Emirliği ilan ederek ilk kez ülkeyi yönettiğinde insanların gündelik hayatına katı kurallar koyan o dönemki hareketin fikirlerinden farklı mı?
Taliban’ın fikirlerinin özü din esasına dayanır. Hareket, şeriatla (İslam hukukuna göre) yönetmek, adaleti sağlamak, zulme son vermek, güven ortamı oluşturmak, ülkeyi birleştirmek, birliği sağlamak, Müslüman Afgan halkı arasında kardeşlik hukukunu güçlendirmek, herkesin hakkını korumak, sosyo-ekonomik refahı temin etmek ve tüm ülkelerle olumlu ilişkiler kurmak için bağımsız bir İslami rejim istemektedir. Bu hedeflerde herhangi bir değişiklik olmadı.
Hayat aslında tümüyle tecrübedir ve her insan hayatından bir şeyler öğrenir. Emirlik de aynı şekilde son 20 yılda siyasi, askeri, kültürel, eğitim ve toplumsal vb. çeşitli alanlarda birçok tecrübe edindi. Dünyanın dört bir yanında çeşitli alanlarda birçok değişim söz konusu. Emirlik 25 yıl önce yönetimde yeniydi şimdi ise birçok tecrübeye sahip.
Şer’i (dini) hukuk, mevcut durumu ilkeler ışığında ele alır. Buna binaen şer’i hukukun alanı geniş ve seçenekleri fazladır. Önemli olan ilkeleri ve amaçları korumak ve işleri önceliklere göre düzenlemektir.

Şeriat ne zaman?

‘Şeriat’ Afganistan genelinde ne zaman uygulanacak?
Şeriatı (İslam Hukukunu) tatbik etmek, hırsızlık ve şarap içmeye kısas uygulanması gibi şeriatın bir parçası olsa bile sadece kısasları uygulamak anlamına gelmez. Şeriatı uygulamak; insanların bireysel, toplumsal, siyasi, ekonomik ve kültürel hayatındaki inanç, ibadet, ilişki, ahlak ve davranışlarda dini tümüyle hakim kılmaktır. Bu da Peygamberimizin (sav) “Hepiniz birer çobansınız ve hepiniz idareniz altında bulunanlardan sorumlusunuz” hadisine dayanmaktadır.
Rejim, halkın güvenlik ve emniyetinden sorumludur ve ona tüm alanlarda uygun yaşam fırsatları sunar. Gelecek rejimin görevlerinin başında, Afgan halkının 40 yılı aşkın süredir mücadele ettiği amacı, yani İslami bir rejim kurmak ve bu düzen içinde güvenli, huzurlu, saygın ve onurlu bir yaşam sürmeyi gerçekleştirmek geliyor.

-Sizce Eşref Gani başkanlığındaki Afgan hükümetinin hızlı çöküşünün sebebi neydi?
Kabil yönetimi, herkesin bildiği üzere, işgalle birlikte geldi ve öncesinde yoktu. Afgan halkı, kendisini yabancıların yönetmesini kabul etmez. Bu yüzden Afgan halkı tarih boyunca daima tüm işgalcilere karşı olmuştur. Ayrıca Kabil yönetimini koruyan askerler halkın bir bölümünden oluşuyordu. Afgan halkı doğuştan özgür ve Müslümandır. Onlar da bu gerçeğin farkındaydı. Fakat mücahitlere katılmalarını engelleyen bazı durumlar vardı. Yabancı güçler çekildiğinde ise halkın arasına döndüler. Buna ek olarak, Emirlikte toplanan iman gücü, cesaret, tecrübe ve halkın teveccühü, Kabil yönetiminin düşmesine yol açtı. Tüm bunlar her şeyden önce Allah’ın bir lütfudur.

Ortak Hükümet

-Afganistan’ın geri kalan bileşenleriyle genişletilmiş ortak bir hükümet kurmaya hazır mısınız? Dünya ülkeleriyle nasıl siyasi ilişkiler kuracaksınız?
Biz şu anda Müslüman Afgan halkının farklı bileşenlerini temsil edecek, beklentilerine cevap verecek ve verdiği mücadele ile yaptığı fedakarlıkların gerçek bir meyvesi olacak bir hükümet kurmaya çalışıyoruz. Afgan halkı siyasi, idari ve dini ilimler alanında birçok yeterliliğe, iman şevkine ve İslam onuruna sahip. Biz, bu yeterlilikten faydalanmayı ve iş birliği yapmayı istiyoruz.

-Meşruiyetinizi tanıyan ülkeler var mı? Arap ülkelerle ilişkileriniz bulunuyor mu?
Tüm İslam ve Arap ülkeleriyle güçlü ilişkiler ve tüm dünya ülkeleriyle dostluk ilişkileri kurmayı dört gözle bekliyoruz. Bizi Arap ve İslam devletleriyle birbirine bağlayan inanç, din, tarih, coğrafi bağlar ve ortak çıkarlar bulunuyor.
Suudi Arabistan vahyin indiği yer, risaletin kaynağı, Müslümanların kıblesi ve gönlümüzün sultanı gözümüzün nuru Rasulullah’ın (sav) vatanıdır. Orada İslam ümmetinin kalbindeki Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi bulunuyor. Dünya ülkeleri Emirliğe karşı olumlu mesajlar göndermeye başladı. Bunların arasında Çin, Rusya, Almanya ve bazı Avrupa ülkeleri bulunuyor. Bu durumu takdir ediyoruz.

-Taliban liderlerinin daha önce ziyaret ettiği ülkelerden olan Çin, Pakistan ve İran başta olmak üzere komşu ülkelerle kurmayı düşündüğünüz ilişkinin boyut ve kapsamı hakkında bir fikir vermeniz mümkün mü?
Tüm komşularımızla iyi ilişkilere sahibiz ve bu ilişkileri genişletip geliştirmek istiyoruz. Biz daha önce komşu ülkeler başta olmak üzere tüm ülkelerle doğal ilişkiler kurmak istediğimizi ilan etmiştik. Adı geçen ülkeler de komşu ülkelerdir ve onlardan Afganistan Emirliği’ne karşı olumlu mesajlar geldi. Bu da iyi bir şey.

-ABD’nin Afganistan’dan çekilme tekliflerinin ciddiyetine inanmış mıydınız?
Doğrusu, yabancıların kendilerine ait olmayan bir ülkede kalması mümkün değildir ki bu doğal bir şey. Yabancı güçlerin ülkemizden çıkacağına emindik ve bu halihazırda da oldu. Afganistan’dan çıkma tekliflerine gerçek bağlı kalacakları yönündeki zannımız buradan gelmektedir.

Taliban küresel teröre üs olmayacak

-Taliban ülkede kontrolü ele geçirdikten sonra El Kaide gibi radikal örgütlere karşı daha dikkatli bir yol izler mi?
Taliban, Afganistan’ın herhangi ülkenin güvenliğini tehdit edecek hiçbir bir operasyonun çıkış noktası olmayacağı konusunda bütün devletlere taahhüt verdi. Biz, bu taahhüte bağlıyız. Başkalarının iç işlerine karışmayacağız, başkalarının da iç işlerimize karışmasına izin vermeyeceğiz.

Kadınların eğitimi

-‘Emirliğin’ Afganistan’a geri dönmesi, Afgan kadınlar için eğitim ve çalışma noktasında ‘dünyanın sonu’ anlamına gelecek mi? Yoksa Hareket bu konuda daha mı esnek olacak?
Emirlik Afgan kadınlarının eğitim almasını istediğini ve çalışma hakkına sahip olduğunu teyit etti. Fakat tüm bunlar İslam hukukunun hükümlerine ve Afgan halkının ilke ve değerlerine göre olmalıdır. Doğrusu şu an Taliban’ın ülkede kontrolü ele almasının ardından bu oluyor. Kadın memur ve çalışanlar normal bir şekilde işlerini yapıyorlar. Hepimiz dinimizin ahlak ve hükümlerine bağlı kalmalıyız.

-Sizce Afgan halkı Taliban’a ve doktrinlerine alışacak mı?
Afgan halkı Müslüman bir halktır. İslam’ı ve hükümlerini bilir. Bu halk dinine, değerine, ahlakına ve vatanına düşkündür. İslam, halkımız için garip bir şey değil. Bilakis bu halk tarih boyunca ve özellikle de son zamanlarda İslam için fedakarlıklarda bulunmuştur. Bu herkesin bildiği bir şey. Emirlik, halkın değişik kesimlerinin ve farklı bileşenlerinin çoğundan büyük bir kabul görmektedir. Bunun kanıtı da Emirlik mücahitleri ve yetkililerinin Afganistan’ın şehirlerine girişleri sırasında onları sevinçle karşılayan halk topluluklarıdır.
İslam Emirliği’ni şeytanlaştıran düşmanlardır. Emirliğin imajına zarar vermeye çalışıyorlar. Daha önce onların sözlerine aldanan kişiler, hakikati gördüklerinde Emirliğe bakışları da değişiyor. Elhamdülillah.

-Taliban, Kabil dahil olmak üzere tüm Afganistan topraklarında kontrolü ele geçirdi. Savaş bitti mi? Kabil’deki yönetim biçimi ve şekli ne zaman netleşecek?
Evet, savaş bitti elhamdülillah. Barış dönemi başladı. Ortada bazı sorunlar var ama onlar da bitecek inşallah. Kabil’de kurulacak yönetim biçimine gelince, Müslüman Afgan halkının talep ve beklentilerini karşılayan, halka ve ülkeye hizmet etmek amacıyla fırsatlar oluşturan dürüst ve adil bir İslami rejim olacak. Önemli olan budur.

-Taliban Hareketi 1996-2001 arasında Afganistan’ı yönetirken toplulukların önünde idam cezası uygulamak, öldürene kadar recmetmek ve el kesmek gibi ağır cezalar uyguladı. Bu görüntüler tekrarlanacak mı yoksa geride mi kaldı?
Birincisi; Kitab (Kur’an-ı Kerim) ve Sünnet’te (Hz. Muhammed’in söz, fiil ve takrirleri) yer alan ve bu ümmetin alimlerinin üzerinde icma ettiği şeriat cezaları ‘ağır’ ve ‘gayri insani’ şeklinde nitelendirilemez. Allah’ın kullarına olan merhameti bir ananın yavrusuna olan merhametinden daha çoktur. Çünkü O, en merhametli olandır.
İkincisi; şeriat cezalarını farz kılan Emirlik değildir. Bu cezaları farz kılan Allah Subhânehû ve Teâlâ’dır. Bunun delilleri Kitabullah, Sünnet ve ümmet alimlerinin icma’ında bulunmaktadır.
Şeriat cezalarının uygulanması, İslam rejiminin görevinin ayrılmaz bir parçasıdır. Fakat bununun nasıl uygulanacağına dair sorumluluk yetkili yargılama mercilerine aittir.

-Dünyadaki Arap ve Müslüman okuyuculara bir mesaj vermek ister misiniz?
Evet, herkesten mazlum Afgan halkının yanında olmasını, ona yardım ve destek elini uzatmasını bekliyoruz. Şu an bunu yapma fırsatı oldukça mümkün çünkü daha önce bunun önünde savaş sorunu vardı. Artık savaş bitti, elhamdülillah. 20 yıldır ve hatta fazla bir süredir yıkıma uğrayan ülkemizi inşa edeceğiz. Bu nimet, güven ve huzur nimetidir. Allah bu nimeti bize nasip etti. Bunun için Allah’a şükrediyoruz.



Yeni ankete göre Kamala Harris, Trump'a karşı en iyi adaydı

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, 2024 başkanlık seçimlerinde yenilmiş olsa da yeni anket, onun Donald Trump'ın karşısına çıkabilecek en güçlü Demokrat aday olduğunu gösteriyor (AFP)
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, 2024 başkanlık seçimlerinde yenilmiş olsa da yeni anket, onun Donald Trump'ın karşısına çıkabilecek en güçlü Demokrat aday olduğunu gösteriyor (AFP)
TT

Yeni ankete göre Kamala Harris, Trump'a karşı en iyi adaydı

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, 2024 başkanlık seçimlerinde yenilmiş olsa da yeni anket, onun Donald Trump'ın karşısına çıkabilecek en güçlü Demokrat aday olduğunu gösteriyor (AFP)
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, 2024 başkanlık seçimlerinde yenilmiş olsa da yeni anket, onun Donald Trump'ın karşısına çıkabilecek en güçlü Demokrat aday olduğunu gösteriyor (AFP)

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, 2024 başkanlık seçimlerinde Donald Trump'ı yenememiş olsa da yakın zamanda yapılan anket, onun Trump'ın karşısına çıkabilecek en güçlü Demokrat aday olduğunu gösteriyor.

Say24/YouGov'un 5 bin 136 kayıtlı seçmenle yaptığı ankete katılanların yüzde 46'sı Harris'e oy verdiğini söyledi. Trump, Seçiciler Kurulu'nu kolayca kazandığı için bu oran Harris'in Beyaz Saray'ı kazanmasına yeterli değildi. Ancak anket, Harris'in Cumhuriyetçi aday Trump'a karşı diğer olası Demokrat adaylardan daha yüksek bir oy oranına sahip olduğunu açığa çıkardı.

Harris'in mağlubiyetinin ardından bazı Demokratlar, onun performansından Biden'ın adaylıktan geç çekilmesini sorumlu tutmuştu. Partinin kapsamlı bir ön seçim yaparak Trump'a karşı daha farklı bir aday seçmesi gerektiğini söylemişlerdi.

Anket, Biden'ın yarışta kalması halinde Trump yerine ona oy vereceğini söyleyenlerin, Harris'e oy veren yüzde 46'nın çok gerisinde kalarak yalnızca yüzde 41 olduğunu ortaya koydu.

Ayrıca Harris'in geride bıraktığı tek aday Biden değildi.

Aday Pensilvanya Valisi Josh Shapiro olsaydı ankete katılanların yalnızca yüzde 37'si ona oy vereceğini, yüzde 6'sı da hiç oy kullanmayacağını söyledi.

Katılanların yüzde 44'ü Trump'a oy vereceğini belirtirken yüzde 10'u kime oy vereceğinden emin olmadığını söyledi.

Harris'in başkan yardımcısı adayı olabileceği söylenen Shapiro, Demokrat Parti'de bir lider olarak öne çıkıyor. Ancak Birleşik Devletler'in çoğunluğu kendisini pek tanımıyor.

Michigan Valisi Gretchen Whitmer'la Trump arasında varsayımsal bir eşleşme durumunda, katılımcıların yüzde 38'i Whitmer'a oy vereceğini söylerken yüzde 48'i yine Trump'ı seçeceğini belirtti.

Bu durumda daha az katılımcı kime oy vereceğinden emin olmadığını söyledi, bu da Whitmer'ın adının biraz daha bilindiğini gösteriyor.

Varsayımsal eşleşmenin analizi, Whitmer'ın, üniversite eğitimli genç seçmenler arasında en iyi performansı sergilediğini tespit etti. Shapiro'yla karşılaştırıldığında Whitmer siyah ve Hispanik seçmenler ve küçük bir farkla kadınlar arasında da daha iyi sonuçlara sahipti.

Ancak Whitmer ve Shapiro'nun rakamları yine de Harris'in çok gerisinde, bu da gösteriyor ki Demokratik aday kim olursa olsun, Trump'ı yenmekte zorlanacaktı.
 

rtrhyjuk
Michigan Valisi Gretchen Whitmer, 2028'de başkanlık için olası bir aday gibi görülüyor, ancak ankete göre Whitmer, Trump'a karşı iyi bir performans sergilemezdi (AP)

Demokratların halihazırda Biden'a yarıştan çekilmesi için baskı yapmasının sebebi, ilk başkanlık münazarasının ardından düşen anket rakamlarıydı. Harris, yeni bir Biden yönetimine şüpheyle yaklaşan seçmenleri geri kazanmak ve daha geniş bir yurttaş kitlesine erişmek umuduyla Biden'ın yerine geçmişti.
 

gbrn
Pensilvanya Valisi Josh Shapiro'nun, Harris'in başkan yardımcısı adayı olarak değerlendirildiği bildirilmişti. Anket, aday olsaydı Shapiro'nun da 2024'te Trump'a karşı zayıf bir performans sergileyeceğini belirtti (Reuters)

Demokratlar Harris'in kampanyasının başkanlığı kazandıracağına dair umutluydu ancak birçok kişi yüksek enflasyon, karşılanamayan konut fiyatları, artan göç ve yurtdışında tırmanan gerilim sebebiyle ülkenin büyük bir kısmının ne kadar hoşnutsuz olduğunu hafife almıştı.

Kimileri başkanlığı kaybedilmesinde Harris'i günah keçisi ilan etmeye çalışsa da son anket, seçmenleri Demokrat Parti'de kalmaya ikna etmek için olağanüstü bir aday gerektiğini gösteriyor.

Liberallerin 2028'de yeniden Beyaz Saray'a ulaşma fırsatı olacak ve ilk anketler Harris'in yarışta hâlâ adaylık için güçlü bir temeli olduğuna işaret ediyor.
Independent Türkçe