Lübnan Sağlık Bakanı Hasan’dan ilaç stoklayanlara baskın

Lübnan Sağlık Bakanı Hamed Hasan baskın sırasında (NNA)
Lübnan Sağlık Bakanı Hamed Hasan baskın sırasında (NNA)
TT

Lübnan Sağlık Bakanı Hasan’dan ilaç stoklayanlara baskın

Lübnan Sağlık Bakanı Hamed Hasan baskın sırasında (NNA)
Lübnan Sağlık Bakanı Hamed Hasan baskın sırasında (NNA)

Lübnan Sağlık Bakanlığı, eczanelerden gelen ilaçların kesintiye uğradığına ilişkin şikayetlerin ardından ülkenin çeşitli bölgelerine önceki akşam başlayan ve dün de devam eden depo baskınlarında stoklanan tonlarca ilacın bulunduğunu duyurdu. Eczacılar Sendikası, gelişmenin piyasayı rahatlatacağını ancak ilaç krizini çözmeyeceğini düşünüyor.
Sağlık Bakanı Hamed Hasan, güvenlik desteğiyle ülkenin orta kesimi ile güneyindeki depolarda baskın düzenlerken, baskına ait video görüntülerinde bebek mamalarının yanı sıra binlerce ton ilacın olduğu görüldü. Açıklamada tekelciler dosyalarının yetkili makamlara bildirildiği kaydedildi.
Lübnanlılar yılbaşından beri eczanelerin boş raflarında ilaç arıyor. Yetkililer aylarca, ilaçlar da dahil olmak üzere büyük malların ithalatına yönelik sübvansiyonları rasyonelleştirmeye veya kademeli olarak kaldırmaya başladı. İthalat kredilerinin açılmasındaki gecikme, sıradan ağrı kesiciler ve bebek maması da dahil olmak üzere çok sayıda ilacın kesintiye uğramasına neden oldu.
Lübnan resmi haber ajansı NNA, Bakan Hasan’ın Sağlık Bakanlığı ve Merkez Bankası'ndan aldığı  firmaların havalelerini gösteren faturalar ışığında ilaç satış ve dağıtım hareketlerini doğrulamak adına Lübnan’ın birden fazla bölgesindeki ilaç ve bebek maması depolarında saha incelemesi yaptığını bildirdi.
Sağlık Bakanlığı depo baskınlarında, piyasada eksik olmasına rağmen, kronik hastalıkların tedavisinde kullanılanlar, antibiyotikler ve bebek mamalarının bulunduğunu tonlarca ilaç bulundu.
Hasan dün yaptığı açıklamada, güvenlik birimlerinin bildiği yerlerde ilaç kaçakçılığı yapan depo sahiplerine seslenerek, elektronik takip sisteminin iyi ve son derece doğru bir şekilde çalıştığını belirterek, eczanelere ilaç verilmesi talimatı verdi. Lübnanlı bakan açıklamasında, senetlerin kurallara uygun olacak bir şekilde olması gerektiğini ifade ederek, vatandaşların soruşturmaya ortak olabileceğini bildirdi.
Eczacılar Sendikası Başkanı Gassan el-Emin Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, depo baskınlarının piyasayı rahatlatacağını ancak  ilaç krizini çözmeyeceğini söyleyerek, “Bakan Hasan’ın adımı mükemmel, buna devam etmeli. Sağlık Bakanlığı ile sürekli temas halindeyiz” dedi. El konulan ilaçların eczanelere dağıtılsa bile sorunun asıl sebebinin devam ettiği için krizi çözmediğine işaret eden Emin, Hasan’ın hamlesinin piyasayı en fazla bir hafta rahatlatacağını ancak bir hafta sonra yine aynı sorunların çıkacağını vurguladı. Emin, ilaç şirketlerinin kredi açamaması sebebiyle üç aydır ilaç ithal edemediklerine değindi.
Lübnan Merkez Bankası, fatura değerinin yüzde 85'ine karşı resmi döviz kuru üzerinden ilaç ithalat kredilerinin önceden onaylanmasını şart koşacak şekilde ilaç destek mekanizmasını değiştirdi. Buna son dönemde ithal edilen ilaçlar da dahil. Merkez Bankası tarafından onaylanmadan bazı ilaç ve tıbbi malzemenin kesintiye uğraması, depolardaki ilaçların eczanelere teslim edilememesine yol açtı.
Hasan geçtiğimiz Pazartesi akşamı depo baskınlarına başladı. Bakan dün, Beyrut’un güneyindeki eş-Şuf ilçesinde bir depo sahibinin gözaltına alındığını belirterek ilaçların hastalara dağıtılmak üzere Sağlık Bakanlığı tarafından el konulduğunu duyurdu. Hasan, El-Akibiyye ve Cedra bölgesindeki depoların sübvansiyonları stokları eczanelere satmak zorunda olduğunu ifade ederek, sorumluların yargıya intikal ettirileceğini kaydetti. Lübnan Sağlık Bakanı, Nebatiye’de sübvansiyon düşürüldükten sonra fiyatı artış gösteren birçok türden (kronik hastalara ait ilaç ve diğer ilaçlar) ilaçların depolandığı bir ecza deposu buldu. Depo, ilaçları daha önce bin 500 Lübnan lirasından satın aldı.
Tekelci ecza depolarında bulunan şeylerin büyük bir skandal olduğuna işaret eden Hasan, ilaçların depolandığı yerlerin saklama koşullarının iyi olmadığını aktardı. Bakan açıklamasında, tekelcilerin gözaltına alındığı bildirerek, tüm faillerin tutuklanması gerektiğini bildirdi.
Öte yandan Sağlık Bakanlığı’nın baskın düzenlediği depoların görüntüleri, tekelcilerde büyük hoşnutsuzluk uyandırdı. (Dürzi) İlerici Sosyalist Parti (İSP) Medya Sorumlusu Rami el-Rayes, ilaç depolanmasının tekelcilik ve suç olduğuna değinerek, yargının olaya karışanlar hakkında işlem yapması gerektiğini kaydetti.

Finansal çöküş yeni krizleri doğuruyor
Lübnan’da finansal kriz, 1975 ile 1990 yılları arasında yaşanan iç savaştan bu yana ülkenin tanık olduğu en kötü çöküş olarak kabul ediliyor.
Ülkedeki kriz kritik bir noktaya ulaşırken, eczaneler, hastaneler ve fırınlar gibi temel hizmetler kapılarını kapatmak veya kapasitelerini azaltmak zorunda kaldı.
Akaryakıt ve ilaç krizi, Merkez Bankası’nın artık yakıt ithalatını büyük ölçüde sübvanse edilen döviz kurlarıyla finanse edemeyeceğini açıklamasıyla bu ay daha da kötüleşti.
2019'dan bu yana Lübnan, benzeri görülmemiş bir ekonomik ve finansal krize tanık oluyor. Dolarda likidite eksikliği ve çoğu sektörün çöküşüne yol açan ulusal para biriminin değerinde rekor düşüş yaşandı. Beyrut Amerikan Üniversitesi'ndeki Kriz Gözlemevi, "Lübnan'ın başarısız devletler arasında düşme tehlikesi gerçek oldu. Beş yılda 36 sıra geriledikten sonra ülke, 2021'de 179 ülke arasında en başarısız 34 ülke arasında yer alıyor" dedi.
Lübnan'da yakıt krizinin devam etmesi ve dizel yakıt yetersizliği çok sayıda hayati sektör için tehdit oluşturuyor. Özellikle de hastane ve fırınlar stoklarının tükenmek üzere olduğu konusunda uyarılarda bulundu. Bu durum, devletin elektriği karne ile dağıtmasıyla birlikte yüzlerce hastanın hayatını riske atıyor.
Lübnan'daki ilaç sıkıntısının nedeni, döviz rezervlerindeki düşüş nedeniyle ithalat yapan firmaların ilaç üreticilerine karşı biriken 600 milyon doları aşkın borçları ve geçen Mayıs ayında alınan bir karar uyarınca Lübnan Merkez Bankası’nın bu firmalara yeniden ithalat için önceden onay vermemesi olarak biliniyor.
Merkez Bankası, bir süredir Lübnan hükümetine ithalat faturalarının yüzde 85'ini 1500 Lübnan lirası (lbp) resmi döviz kuru üzerinden sağlayan ilaçlara yönelik sübvansiyonları artışlara uyumlu hale getirme planını onaylaması için çağrıda bulunuyor. Karaborsada ise bugün dolar 25 bin lbp üzerinden işlem görüyor.



Trump'ın ‘desteğine’ rağmen Gazze ateşkes anlaşmasının tamamlanmasının önündeki engeller neler?

İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)
TT

Trump'ın ‘desteğine’ rağmen Gazze ateşkes anlaşmasının tamamlanmasının önündeki engeller neler?

İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)

ABD, ocak ayında varılan anlaşmanın mart ayında çökmesinden bu yana Gazze Şeridi'nde bir ateşkesin gerekliliğinden bahsediyor. 13 Haziran'da başlayan İran-İsrail çatışmasının 12 gün sonra sona ermesiyle birlikte Gazze krizinin sona erdirilmesi gerektiğine dair uluslararası talepler arttı, ancak henüz bir anlaşma sağlanamadı.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, Gazze anlaşmasının önündeki engelleri İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun savaşa ve kişisel çıkarlarına bağlı kişiliğine ve Hamas'ın savaşı durdurmak için sözlü değil yazılı garantilerde ısrar etmesine bağlarken, savaşın her iki tarafının da ABD baskısı altında kısmi bir anlaşmayı göz ardı etmediğini belirtiyor.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ve Avrupa Birliği'nin (AB) Ortadoğu Barış Süreci Özel Temsilcisi Christophe Bigot dün Kahire'de yaptıkları toplantıda, ‘Mısır'ın Katar ve ABD ile iş birliği içinde Gazze'de ateşkes sağlanması, esir takası ve Gazze Şeridi'ne insani yardımların ulaştırılması yönündeki çabalarını’ gözden geçirdi. İkili, ‘İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırganlığının durdurulması gerektiğini’ vurguladı.

Bu gelişme, ABD Başkanı Donald Trump'ın, savaşın her iki tarafına da Gazze'de bir ateşkes imzalamaları için defalarca çağrıda bulunduğu bir döneme denk geliyor. Şarku’l Avsat'ın Times of İsrael’den aktardığına göre Trump son olarak cumartesi gecesi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı paylaşımda, “Gazze'de bir anlaşma yapın. Esirleri geri alın!” diyerek İsrail Başbakanı’na bir anlaşmaya varması için baskı yapmaya çalıştı.

cdvfgh
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail saldırıları sırasında öldürülen yakınları için ağlayan Filistinli kadınlar (AFP)

İsrail ile İran arasındaki çatışmaların sona ermesinin ardından peş peşe açıklamalar yapan Trump, cuma günü İsrail ve Hamas arasında ateşkes sağlanması çabalarına katılan bazı kişilerle yaptığı görüşmeler sonrası Gazze Şeridi'nde yeni bir ateşkes sağlanabileceğine dair iyimserliğini ifade etti. Reuters'ın haberine göre iki taraf arasında bir hafta içinde anlaşmaya varılabileceğini belirten Trump, Gazze'de ilerleme kaydedildiğini ifade etti.

Trump'ın Gazze'de ateşkes için bastırması, Axios'un cuma günü İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'in bugün İran ve Gazze Şeridi ile ilgili görüşmeler yapmak üzere Beyaz Saray'a geleceğini duyurmasıyla birlikte geldi. Axios, Dermer'in Netanyahu'nun bu yaz Washington'a yapacağı ziyareti de görüşeceğini bildirdi.

Bu gelişmeler, İsrail medyasında Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un olası ziyaretine ilişkin çelişkilerin yaşandığı ve İsrail Yayın Kurumu'nun Witkoff'un bölgeye gelişi konusunda bir karar vermeden önce arabulucuların Hamas'a yönelik baskılarının sonuçlarını beklediğini söylediği bir dönemde yaşandı.

İsrail'de yayın yapan iNews24, Witkoff'un Mısır'a ‘kararlı bir ziyaret’ gerçekleştireceğini bildirdi. Söz konusu ziyaret, müzakerelerde ‘önemli ilerleme’ kaydedildiğine dair olumlu işaretlerin yanı sıra İsrail tarafından yapılan açıklamaların tonunda somut bir değişimin yaşandığı bir dönemde gerçekleşiyor.

İsrail ve Filistin konularında uzman Mısırlı akademisyen Dr. Tarık Fehmi'ye göre ateşkesin önündeki en büyük engellerden biri Hamas'ın gelecekteki ateşkesler için yazılı garanti almakta ısrar etmesi, Washington'un ise sözlü garantilerden bahsetmesi olduğunu düşünüyor. Fehmi, Witkoff'un Mısır ve İsrail'e yapacağı ziyaretin, arabulucuların Trump'ın desteğiyle bir anlaşmaya varmak için izledikleri yolda bir ilerleme kaydedilmesi halinde gerçekleşeceğini ve bu ziyaretin, ABD Başkanı'nın anlaşmaya varma arzusuna pek sıcak bakmayan Netanyahu üzerindeki baskıyı artıracağını düşünüyor.

fgth
Gazze Şeridi'ndeki İsrail bombardımanı sırasında hayatını kaybeden bir kurbanın cenazesini taşıyan Filistinliler (AFP)

Hamas konusunda uzman Filistinli siyasi analist İbrahim el-Medhun'a göre ‘şu anda herhangi bir anlaşmanın tamamlanmasının önündeki en büyük engel, yargıdan ve siyasi hesap vermekten kaçan Binyamin Netanyahu’. El-Medhun, İsrail'in 7 Ekim 2023'teki başarısızlığıyla ilgili herhangi bir soruşturma komitesi kurmayı reddeden ve peşindeki yolsuzluk dosyalarında yargı önüne çıkmayı kabul etmeyen kişinin Netanyahu olduğuna dikkat çekti. Öte yandan Trump'ın birkaç gün önce İsrail'in içişlerine müdahalesi geldi; Netanyahu'ya yargılanmasının durdurulması ve iktidarda kalmasının sağlanması da dahil olmak üzere açık sözler ve vaatlerde bulundu.

El-Medhun, garantiler ve bunların anlaşmayı engellediği yönündeki söylemler konusunda şu ifadeleri kullandı: “İster sözlü ister yazılı olsun, bu konu önümüzdeki müzakereler sırasında ve üzerinde mutabık kalınacak detaylı mekanizmalar aracılığıyla ele alınacak. Ancak Hamas için şu andaki öncelik soykırımı durdurmak, saldırganlığı sona erdirmek, işgali geri çekmek, kuşatmayı kırmak, yardım getirmek, aç bırakma politikasını durdurmak ve Gazze Şeridi'ndeki felaket durumundan kurtulmaktır.”

Hamas dün yaptığı açıklamada, Arap medyasında yer alan, esir takası anlaşmasını ve Gazze Şeridi'nde ateşkesi kabul etmek için koşullar belirlediği yönündeki haberleri yalanlayarak, bunun ‘temelsiz’ olduğunu vurguladı. Hamas, herhangi bir anlaşma için koşullarının açık olduğunu ve bunların ‘işgalin söylemine hizmet eden anonim kaynaklar’ aracılığıyla değil, kamuoyu önünde ortaya konduğunu belirtti.

fgtrhyu7
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği saldırının ardından yükselen dumanlar (AFP)

İsrail müzakerelerdeki gelişmelerle ilgili resmi bir açıklama yapmazken, Gazze Şeridi'nde bir anlaşma yapılması çağrıları Washington'dan Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa ve Türkiye’ye kadar yayılıyor. Cuma günü BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ateşkes çağrısında bulunurken, bir gün önce de AB liderleri Gazze Şeridi'nde derhal ateşkes yapılması çağrısında bulundu. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ofisinden yapılan açıklamada, Erdoğan'ın geçtiğimiz çarşamba günü NATO zirvesinde liderlere İsrail ile İran arasındaki ateşkesin kalıcı olması gerektiğini söylediği ve Gazze Şeridi'ndeki insani krizin hafifletilmesi için ateşkes çağrısında bulunduğu belirtildi.

Fehmi, ‘Hamas'ın birçok fikirle ve arabulucuların yoğun çabalarıyla karşı karşıya olduğunu, uzun vadeli değil kısmi bir anlaşma yapmak zorunda olduğunu ve bunu baskı altında kabul edebileceğini, İsrail'in tutumunun ise Trump ve ekibinin baskısıyla belirleneceğini’ vurguladı.

Diğer yandan el-Medhun'a göre Hamas bu aşamada ‘savaşı bitirmek, soykırımı durdurmak, İsrail işgalini Gazze Şeridi'nden çekmek ve ilk aşama olarak insani yardımın girişini sağlamakla’ ilgileniyor gibi görünüyor. El-Medhun, Hamas’ın, ‘saldırganlığın sona erdirilmesi için ciddi baskı yapan bölgesel ve uluslararası ortamın ışığında uzlaşmazlığa yönelmediğini’ ifade etti.

El-Medhun sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Hamas, katliamların ve saldırganlığın sona ermesine yol açacak her türlü fırsatı değerlendirecektir. Savaşı sona erdirmek ve Gazze Şeridi'nde asgari yaşam unsurlarını yeniden tesis etmekle ilgilenen Hamas, esir dosyasındaki sorumluluğunun bilincinde; adil ve kapsamlı bir anlaşmanın parçası olarak İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını garanti eden her türlü teklifle etkileşime girmeye hazır.”