Washington Rohingyalara yönelik “vahşetin” sorumlularından hesap soracak

Myanmar'daki baskıdan kaçan binlerce Rohingya, Bangladeş ve Hindistan'da yaşam sürmeye çalışıyor (AFP)
Myanmar'daki baskıdan kaçan binlerce Rohingya, Bangladeş ve Hindistan'da yaşam sürmeye çalışıyor (AFP)
TT

Washington Rohingyalara yönelik “vahşetin” sorumlularından hesap soracak

Myanmar'daki baskıdan kaçan binlerce Rohingya, Bangladeş ve Hindistan'da yaşam sürmeye çalışıyor (AFP)
Myanmar'daki baskıdan kaçan binlerce Rohingya, Bangladeş ve Hindistan'da yaşam sürmeye çalışıyor (AFP)

ABD, Myanmar yetkilileri tarafından dört yıl önce ülkedeki Rohingya Müslüman azınlığına karşı işlenen vahşet ve diğer ciddi insan hakları ihlallerinden sorumlu olanları kovuşturma taahhüdünde bulundu.
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Myanmar lideri Aung San Suu Kyi’ne şiddet ve askeri darbeye son verilmesi çağrılarını yineledi.
Harris, Güneydoğu Asya’ya yaptığı bir haftalık ziyaretin bir parçası olarak Vietnam’ı ziyaret sırasında, kendisi ve Başkan Joe Biden’ın Şubat ayındaki darbeden “derin endişe duyduğunu” söyleyerek, “demokrasi yolunun restore edilmesi” çağrısında bulundu. Harris, “Şiddeti kınıyoruz ve Myanmar halkının yanındayız. Bu şiddet bitmeli.” dedi.
Washington’da, Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price, Myanmar ordusunun dört yıl önce kuzey Rakhine Eyaletindeki Rohingyalara karşı “korkunç bir etnik temizlik operasyonu” başlattığını kaydetti.
“Ordu tarafından o gün işlenen vahşet uluslararası toplumun vicdanını sarstı, ancak Rohingya’nın onlarca yıldır büyük insan hakları ihlallerine maruz kaldığını biliyoruz” diyen Price, “bu ihlallerin çoğu bugün dahi devam ediyor” dedi.
Price, ülkesinin “bu vahşetlerin ve diğer insan hakları ihlallerinin sorumlularını takip ve talep etme, mağdurlar için adalet arama taahhüdünü yinelediğini” de sözlerine ekleyerek, “Bu şiddetin temel nedenlerini ele alma ve bu tür vahşetlerin tekrarını önlemeye yardımcı olmak için faillerden hesap sorma gereğini” vurguladı.
Price, 1 Şubat darbesinden sorumlu askeri liderleri “ülke genelinde demokrasi yanlısı aktivistlere ve etnik ve dini toplulukların üyelerine yönelik ihlaller” yapmakla suçlayarak, “2017 yılında Rohingya topluluklarını terörize eden piyade taburları, demokrasi yanlısı protestoculara karşı acımasız şiddet uyguladı.” ifadelerini kullandı.
“Darbe ve ardından askeri harekatın vahşeti, Rohingyalar da dahil olmak üzere Burma’daki (Myanmar’ın eski adı) savunmasız insanların zaten tehlikeli durumunu daha da kötüleştirdi” diyen Price, “İhtiyacı olan tüm insanlara insani yardımın “engelsiz” ulaştırılması” çağrısında bulundu.
Price, Kovid-19’la mücadele yardımını da içeren yeni fonun, Myanmar, Bangladeş ve krizden etkilenen bölgedeki diğer ülkelere ABD tarafından Ağustos 2017’den beri yapılan toplam insani yardımın 1,3 milyar doları -Bangladeş’e 1,1 milyar doların üzerinde ve Myanmar’a 238 milyon doların üzerinde olmak üzere- aştığını açıkladı.
Uluslararası toplumun diğer üyelerini benzer şekilde “Rakhine Eyaletinde barış inşasını ve sosyal uyumu desteklemeye ve Ortak Müdahale Planına katkıda bulunmaya” teşvik eden Price, üst düzey komutanlara ve askeri birliklere vize kısıtlamaları ve mali yaptırımlar getirildiğini kaydederek, Washington’un “kurbanlar için adaleti desteklemeye devam edeceğini ve Rohingyalara karşı ciddi insan hakları ihlalleriyle bağlantılı olanlar ve 1 Şubat darbesinden bu yana barışçıl protestoların bastırılması da dahil insan hakları ihlallerinden sorumlu olanları sorumlu tutacağını” vurguladı.
Ayrıca Price, BM’nin Myanmar odaklı soruşturma mekanizmalarını da desteklediğini belirtti.



İsrail, ABD’yi dinlemeden İran’ı vurabilir

 İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, 18 Nisan’da Tahran’da düzenlenen Ulusal Ordu Günü törenlerine katılmıştı (Reuters)
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, 18 Nisan’da Tahran’da düzenlenen Ulusal Ordu Günü törenlerine katılmıştı (Reuters)
TT

İsrail, ABD’yi dinlemeden İran’ı vurabilir

 İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, 18 Nisan’da Tahran’da düzenlenen Ulusal Ordu Günü törenlerine katılmıştı (Reuters)
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, 18 Nisan’da Tahran’da düzenlenen Ulusal Ordu Günü törenlerine katılmıştı (Reuters)

İsrail, ABD Başkanı Donald Trump’ın desteği olmasa bile İran’ın nükleer tesislerine saldırı düzenleyebilir.

Adlarının paylaşılmaması şartıyla Reuters’a konuşan kaynaklar, İsrail’in “gelecek aylarda” İran’ın nükleer tesislerine saldırı düzenleme planının hâlâ masada olduğunu söylüyor.

New York Times’ın (NYT) 16 Nisan’da yayımladığı haberde, İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini mayısta vurmak için bir plan hazırladığı ve bunu Washington’la paylaştığı yazılmıştı. Ancak Trump’ın İsrail'in saldırı planını desteklememe kararı alarak müzakere yolunu tercih ettiği aktarılmıştı. Cumhuriyetçi liderse planı “ertelemediğini fakat acelesinin olmadığını” belirtmişti.

Reuters’a konuşan İsrailli yetkililer, Tel Aviv’in saldırı için Trump yönetimine birden fazla plan sunduğunu söylüyor. Bahar sonu ve yaz ayları için yapılan bu planlarda komando birlikleriyle düzenlenecek kara operasyonları ve hava saldırılarının yer aldığı ifade ediliyor.

Diğer yandan ABD’nin onaylamayacağı bir operasyonun, İsrail’in planladığından daha sınırlı kalacağı ve Tahran’ın nükleer silah geliştirme sürecini sadece bir yıllığına geciktirebileceği aktarılıyor.

NYT’nin bugün yayımladığı analizde de İsrail ordusunun saldırı için ABD’den istihbarata ihtiyaç duyacağı belirtiliyor. Ayrıca İran’ın misilleme yapması durumunda Amerikan ordusunun İsrail’e koruma sağlaması gerekeceği ifade ediliyor.

Analizde, ABD-İran arasında nükleer anlaşma görüşmeleri sürerken İsrail’in böyle bir saldırı düzenlemesinin Tel Aviv-Washington hattında gerilim yaratacağı belirtiliyor. Trump’ın Gazze savaşında İsrail’e verdiği desteğin tehlikeye girebileceği yorumu da yapılıyor.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, dünkü açıklamasında Tahran'a saldırı tehdidini yineleyerek "neye mal olursa olsun İran'ın nükleer silah elde etmesini engelleyeceklerini" söylemişti.

Öte yandan ABD-İran müzakerelerini yürüten Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ve Mossad Direktörü David Barnea’yla dün gizli görüşme yaptığı aktarılıyor.

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla Axios’a konuşan İsrailli yetkililer, Dermer ve Barnea’nın İran’ın nükleer programının durdurulmasını istediğini söylüyor. Witkoff’unsa “nükleer krizin diplomatik yoldan çözümüne” ve İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin durdurulmasına odaklanıldığını söylediği belirtiliyor.

ABD ve İran’dan heyetler, Umman’da 12 Nisan’da yapılan görüşmenin ardından müzakerelerin “olumlu ve yapıcı” geçtiğini bildirmişti. Görüşmelerin ikinci turu İtalya’nın başkenti Roma’da bugün gerçekleştirilecek.

Independent Türkçe, Reuters, Axios, New York Times