Etiyopya, Nahda Barajı ile ilgili yeni bir Arap girişimi konusunda uyardı

Nahda Barajı’nın geçen ayki fotoğrafı (AFP)
Nahda Barajı’nın geçen ayki fotoğrafı (AFP)
TT

Etiyopya, Nahda Barajı ile ilgili yeni bir Arap girişimi konusunda uyardı

Nahda Barajı’nın geçen ayki fotoğrafı (AFP)
Nahda Barajı’nın geçen ayki fotoğrafı (AFP)

Etiyopya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Nahda Barajı sorununun yeniden gündeme getirilmesi konusunda yeni bir Arap girişimine karşın uyardı ve böyle bir adımın, Mısır ve Sudan arasında müzakereleri yeniden başlatma çabalarını baltalayacağını ifade etti.
Addis Ababa'nın Nil Nehri'nin ana kolu üzerine inşa ettiği barajın doldurulmasını ve işletilmesini düzenleyen bir anlaşmaya varılamaması üzerine üç ülke arasındaki müzakereler durdu. Bu durumun, Kahire ve Hartum'a su temini üzerindeki etkisi konusunda endişeler artırıyor.
Mısır ve Sudan'ın talebi üzerine, Güvenlik Konseyi'nin şu anki Arap üyesi olan Tunus, geçen ay Konsey'e Etiyopya'yı aşağı havzadaki ülkelere zarar verecek tek taraflı önlemleri durdurmaya çağıran bir karar taslağı sundu. Ancak taslağı açık bir oturumda tartışan konsey, şu ana kadar herhangi bir karar veya tavsiye yayınlamadı.
Etiyopya Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Rıdvan Hüseyin, dün yaptığı açıklamada, "Tunus'un Güvenlik Konseyi'ne tekrar bir talepte bulunma istekliliği, ilgili ülkeleri rotasının tersine işbirliği yapmalarını gerektiren zor bir duruma sokabilir” ifadelerini kullandı.
Mısırlı bir yetkili, Etiyopyalı bakanın uluslararası konseye dönüşle ilgili söyledikleri hakkında Şarku'l Avsat'a yorum yapmayı reddetti.
Bakanı Hüseyin, Nil Havzası ülkelerinin büyükelçileriyle bugün yaptığı görüşmede, “Tunus’un uygunsuz talebini BMGK’ya tekrar sunmaya yönelik devam eden hazırlığı, tüm kıyıdaş ülkeleri, bunun üstesinden gelmek için işbirliğine iten zor bir duruma sokacaktır” dedi.
Etiyopyalı Bakan, “Bir Afrika ülkesinin böylesine yararsız bir adımı, yalnızca Nahda Barajı’ndaki üçlü müzakereleri baltalamaya hizmet edecek. Bu Nil Havzası’na kıyıdaş ülkeler tarafından kabul edilmemelidir” diye konuştu.
Devlet Bakanı, Etiyopya’nın kıyıdaş ülkelerle yakın istişarelerde bulunarak, Nil Nehri sularından adil ve hakkaniyetli bir şekilde yararlanma konusundaki uzun süredir devam eden bağlılığını yineledi.
Etiyopya resmi haber ajansı ENA'ya göre, Nil Havzası ülkelerinin büyükelçileri, sınır ötesi kaynaklara ortak yatırım konusunda işbirliğini güçlendirmenin ve Afrika sorunlarını Afrika girişimleriyle çözmenin önemini ifade ettiler. Etiyopya’nın Ruanda Büyükelçisi, "Mısır'ı desteklemek için Güvenlik Konseyi'ne sunulan Tunus önerisinin reddedilmesi doğruydu."
Temmuz ayı başlarında BMGK’ya sunulan Tunus karar taslağı, Güvenlik Konseyi'nin “Mısır, Etiyopya ve Sudan'dan Afrika Birliği Başkanı ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin talebi üzerine müzakerelere devam edilmesini isteyeceğini öngörüyor. Müzakerelerin hedefi ise barajın doldurulması ve yönetimi konusunda 6 ay içinde bağlayıcı bir anlaşma metnine ulaşmak. Taslak karara göre, bu bağlayıcı anlaşma "Etiyopya'nın, Nahda Barajı'ndan hidroelektrik enerji üretme kabiliyetini sağlamalı ve aynı zamanda aşağı havzadaki iki ülkenin su güvenliğine önemli zarar verilmesini önlemelidir."
Üç ülke 2011'den beri müzakereler yürütüyor, ancak bu müzakerelerden sonuç alınamıyor. Etiyopya, barajı ekonomik kalkınma için gerekli görürken, Mısır, barajı kendisi için hayati bir tehdit olarak görüyor; çünkü Nil, ülkenin sulama ve içme suyunun yaklaşık yüzde 97'sini sağlıyor.
Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, Sudan’da birkaç vilayette etkili olan sel sonucunda Sudan'daki son durum hakkında bilgi almak için Sudan Dışişleri Bakanı Meryem es-Sadık el-Mehdi'yle bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Bakan Şükri, "iki ülkeyi ve halkı birleştiren kardeşlik bağları çerçevesinde Mısır'ın Sudan'daki kardeşlerle ve hükümeti ve halkıyla tam dayanışmasını" yineledi.
Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Hafız, “İki bakan iki ülke arasındaki ikili ilişkileri güçlendirme ve çıkarları ve istekleri gerçekleştirmede daha fazla koordinasyon ve işbirliğini ilerletme konusundaki isteklilik ışığında bir dizi konuyu görüştü. İki bakan ayrıca, ortak çıkarları ilgilendiren tüm konulara ilişkin ortak bir vizyon çerçevesinde birçok konuyu masaya yatırdı” dedi.



Komutanı tarafından Gazze'ye girmeye zorlanan İsrail askeri intihar girişiminde bulundu

Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
TT

Komutanı tarafından Gazze'ye girmeye zorlanan İsrail askeri intihar girişiminde bulundu

Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)

İsrail medyası, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşın zorlukları nedeniyle sadece bir hafta içinde dört İsrail askerinin intihar ettiğini bildirdi. İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, komutanlarının sorumsuz davranışlarına karşı çıkan birlikteki arkadaşlarının uyanıklığı olmasaydı neredeyse listeye katılacak olan beşinci bir askerin hikayesini açıkladı.

Muhabir Carmela Menashe, askerlerden alıntı yaparak, arkadaşlarının ‘Gazze'ye girmeyi reddettiğini, ancak komutanının onu zorladığını, bunun üzerine askerin silahın namlusunu ağzına dayadığını ve kendini vurmakla tehdit ettiğini, bunun üzerine komutanın onu hafta sonu izninden men ederek cezalandırmaya karar verdiğini’ anlattı.

dfgthy
Meslektaşlarının cenaze töreni için mezarlığa giden yaralı İsrail askerleri, 8 Temmuz 2025 (AP)

İsrailli muhabire göre, ‘asker başlangıçta kabul etti ve Gazze'ye girdi. Ancak sonra geri döndü ve tekrar dışarı çıkmak istedi; komutana orada kalamayacağını açıklamaya çalıştı. Komutan onu hafife aldı ve onu başka cezalarla tehdit etti. Birlikteki arkadaşları son anda devreye girerek intihar etmesini engelledi ve onu psikolojik destek subayıyla görüşmeye zorladı.’

Psikolojik destek subayı, askerin durumunun Gazze Şeridi'ne girmesine izin vermediğine karar vererek onu birlik dışında tedavi görmesi için göndermiş; psikolojik durumunun ciddi olduğu teşhis edilmiş ve askerin ordudan tamamen terhis edilerek tedavi altına alınmasına karar verilmiş.

Muhabir, “Askerin durumu benzersiz değil; savaş binlerce askeri travmatize ediyor. Zamanında gerekli tedaviyi görmeyenler kendilerini ciddi bir depresyon içinde buluyor ve bu da aşırı durumlarda intihara yol açabiliyor” dedi.

4 asker intihar etti

Tel Aviv medyası sadece geçen hafta dört askerin intihar ettiğini ve savaşın başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana intihar eden asker sayısının 44'e yükseldiğini duyurdu.

İntihar eden askerlerin çoğunluğunun aktif görevdeki yedek askerler olduğunu belirten Haaretz gazetesi, İsrailli askeri kaynaklara dayandırdığı haberinde intihar eden askerlerin büyük bir kısmının savaş sırasında psikolojik durumlarını önemli ölçüde etkileyen durumlara maruz kaldıklarını aktardı.

xcvfgbh
Temmuz 2025'te Gazze Şeridi'nde öldürülen meslektaşlarının cenaze töreninde ağlayan İsrailli askerler (AFP)

Gazete, orduda aktif görevde olan İsrailli askerlerin intihar oranlarının önceki yıllara göre artış gösterdiğini doğruladı.

Kaynaklar, intiharların bazen iç raporlarda ‘çatışma dışı ölüm’ veya ‘soruşturma altındaki durumlar’ gibi muğlak etiketler altında kategorize edilmesi nedeniyle gerçek sayının daha yüksek olabileceğini tahmin ediyor.

Şarku’l Avsat’ın Haaretz'den aktardığına göre İsrail ordusu, 2024 yılının başından bu yana yaklaşık bin 600 askerin travma sonrası stres semptomlarından mustarip olduğunu kabul ediyor ve bu da yaklaşık 250 askeri ruh sağlığı nedenleriyle terhis etmesine neden oldu.

Veriler intihar eden askerlerin çoğunun geçtiğimiz mart ayında yeniden başlayan savaştan bu yana çatışmaların devam ettiği Gazze'deki çatışmalara katıldığını gösteriyor.

cdfgthy
Temmuz ayında Gazze'de öldürülen bir İsrail askerinin cenaze töreninden (EPA)

Cepheden dönen askerlerin psikolojik olarak yalnızlaştığı ve özellikle muharebe tugaylarına yeni katılanlar ile dışlanmış sosyal sınıflara mensup askerlere yeterli psikolojik bakım sağlanmadığı belirtiliyor.

Ordu, sahadan dönen askerlerle ilgili sessiz bir iç krizle karşı karşıya; bu askerler fiziksel yaralanmaların ötesinde derin psikolojik yaralar da taşıyor ve bu da bazılarının son bir kaçış olarak intiharı seçmesine neden oluyor.

Gözlemciler Gazze savaşının sadece Filistinlileri tüketmekle kalmadığını, aynı zamanda İsrail'in iç cephesinde de giderek artan bir çatlağa neden olduğunu, askerlerin karada savaşırken psikolojik kaderlerinin havada asılı kaldığını düşünüyor.