ABD ekonomisi ikinci çeyrekte yüzde 6,6 büyüdü

Arşiv_AA
Arşiv_AA
TT

ABD ekonomisi ikinci çeyrekte yüzde 6,6 büyüdü

Arşiv_AA
Arşiv_AA

ABD ekonomisi, bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 6,6'lık büyüme kaydetti.
ABD Ticaret Bakanlığı, nisan-haziran dönemine ait Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) verisine ilişkin ikinci tahminleri açıkladı.
Buna göre, ABD'de GSYH yılın ikinci çeyreğinde yıllıklandırılmış olarak yüzde 6,6 arttı.
Söz konusu dönemde GSYH verisinde yukarı yönlü revizyona gidilirken, piyasa beklentisi ekonominin ikinci çeyrekte yüzde 6,7 büyümesi yönündeydi.
Ülkenin GSYH verisine ilişkin temmuz ayında yayımlanan öncü verilerde, ekonominin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 6,5 büyüdüğü kaydedilmişti.
Ülke ekonomisi yılın ilk çeyreğinde ise yüzde 6,3'lük büyüme performansı göstermişti.
Devam eden ekonomik toparlanma, işletmelerin yeniden açılması ve Kovid-19 salgınına karşı süren hükümet destekleri, ikinci çeyrek GSYH artışında belirleyici oldu.
Bu dönemde ABD ekonomisindeki büyümede, kişisel tüketim harcamaları, konut dışı sabit yatırımlar, ihracat ile eyalet ve yerel yönetim harcamalarındaki artışın özel stok yatırımları, konut dışı sabit yatırımlar ve federal hükümet harcamalarındaki düşüşle dengelenmesi etkili oldu. Aynı dönemde ithalat da artış gösterdi.
İkinci çeyreğe ait GSYH'deki revizyonda ise konut dışı sabit yatırımlar ve ihracattaki yukarı yönlü revizyonların özel stok yatırımları, konut sabit yatırımları ile eyalet ve yerel yönetim harcamalarındaki aşağı yönlü revizyonlarla dengelenmesi belirleyici oldu.
Yılın ikinci çeyreğine ait kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi yüzde 6,4'ten yüzde 6,5'e revize edildi. Gıda ve enerji harcamalarının hesaplama dışı tutulduğu çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksindeki artış ise yüzde 6,1 olarak korundu.



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal