Fas Libya siyasi çözüm sürecine desteğini yineledi

Fas Dışişleri Bakanı, Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı ile Rabat’ta bir araya geldi

Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, 25 Ağustos’ta Rabat’ta Libya Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısını kabul etti (MAP)
Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, 25 Ağustos’ta Rabat’ta Libya Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısını kabul etti (MAP)
TT

Fas Libya siyasi çözüm sürecine desteğini yineledi

Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, 25 Ağustos’ta Rabat’ta Libya Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısını kabul etti (MAP)
Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, 25 Ağustos’ta Rabat’ta Libya Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısını kabul etti (MAP)

Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, 25 Ağustos’ta Rabat’ta Libya’daki durumun siyasi süreçte, özellikle seçimlere hazırlık, güvenlik ve askeri yönlerle ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmesi hususunda bazı zorluklarla karşı karşıya olduğunu söyledi.
“Fas, bu zorlukların farkındadır, Libya ve halkının bu zorlukların üstesinden gelme kabiliyetine sahip olduklarından emindir” ifadelerini kullanan Bakan Burita, Kral 6’ncı Muhammed’in Libya siyasi sürecine verdiği desteği dile getirdi.
Burita, Libya Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Abdullah el-Lafi ile görüşmesi sonrasında yaptıkları basın açıklamasında “Libya seçimlerinin ülkedeki meşruiyet sorununu çözmek için önemli bir kazanım olmaya devam ettiğini” dile getirdi. “Libya ve uluslararası toplum, bu sorunun çözümünün şeffaf ve sağlam kazanımlar yoluyla Libya halkına ait olması gerektiğine dair hem fikirdir” diyen Bakan, Fas'ın bu seçimlere hazırlıktaki engellerin ‘irade ve sakin diyalogla, ayrıca Libya’nın çıkarlarına öncelik vererek’ aşılabileceğine inandığını da vurguladı.
Nasır Burita, “Fas, sihirli bir değneğe sahip değil. Ama Kral 6’ncı Muhammed’in Libyalıların ‘kendi aralarında müzakere etmelerinin ve engelleri aşmak için uzlaşmaya varmalarının’ yolunu açma konusundaki samimi niyet ve talimatlarına sahiptir. Fas, bu ülkenin güvenliği ve istikrarı dışında hiçbir gündem olmaksızın her zaman Libya'nın yanında olacaktır. Çünkü bu konu, zorluklarından haberdar olduğu için Mağrib bölgesi açısından önemlidir” şeklinde konuştu.
Faslı Bakan, Lafi’ye Kral 6’ncı Muhammed’in ‘Başkanlık Konseyi ve Libya'daki geçici yürütme makamlarının görevlerini üstlenmelerinden bu yana elde ettikleri başarılar çerçevesinde’ Libya siyasi sürecine verdiği desteği de dile getirdi.
Öte yandan Burita, Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı ile ‘geçmiş sayfaları çevirmek, Libya halkının tüm bileşenleri arasında tam bir uyum sağlamak için önemli bir unsur olan’ ulusal uzlaşma konusunu görüştüklerini belirtti. Bakan, Fas’ın tecrübesini Libya ile paylaşmaya ve bu süreçte ona eşlik etmeye hazır olduğunu vurguladı.
İkili ilişkilerle ilgili olarak Nasır Burita, Kral 6’ncı Muhammed’in ‘iki kardeş halk arasındaki güçlü bağları, iki ülkeyi ortak bir tarihte bir araya getiren durum çerçevesinde Libya kurumlarıyla kalıcı iletişimi’ koruma konusundaki istekliliğini dile getirdi. Faslı Bakan, Libyalı yetkiliyle ‘gelecek haftalarda Faslı- Libyalı iş insanları için bir forum düzenlemenin yanı sıra, ilerleyen günlerde iki ülkenin toplumlarını ilgilendiren tüm konuları ele almak için ortak konsolosluk komitesi düzenleme’ meselesini ele aldıklarını belirtti. Görüşmelerde ayrıca, başta tarım sektörü olmak üzere bazı önemli sektörlerde ikili iş birliğini geliştirmenin yolları üzerinde durulduğu belirtildi.
Diğer taraftan Abdullah el-Lafi ise, Rabat’ın ‘Libya hususunda büyük destek sağladığını ve her zaman tüm istasyonlar aracılığıyla taraflar arasındaki, özellikle de Libya Temsilciler Meclisi ile Yüksek Devlet Konseyi arasındaki diyalogda uzlaşma arayışında olduğunu’ söyledi.
Lafi, gelecek hafta iki ülke arasındaki konsolosluk komitesi toplantısının, ‘vize ve hava taşımacılığı ile ilgili olarak zorlukların çözülmesi, çok sayıda Faslı ve Libyalı vatandaşın acılarının hafifletilmesi’ konularına odaklanacağını belirtti. Libyalı yetkili, Libya’da gözaltına alınan 195 Faslı gencin durumlarının iyi olduğuna dikkati çekerek, kendilerine iyi davranıldığını söyledi.



Cezayir'in görkemli askeri geçit törenleri düzenleyerek verdiği mesajlar

Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
TT

Cezayir'in görkemli askeri geçit törenleri düzenleyerek verdiği mesajlar

Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)

Rabia Abdusselam

Cezayir'in 1954 yılında Fransa’nın sömürgeciliğine karşı başlattığı Kurtuluş Devrimi’nin 70’inci yıldönümü kutlamaları sıradan bir etkinlik değildi. Ülke, 132 savaş uçağı ve insansız hava aracı (İHA), yüzlerce tank ve Rus yapımı İskender-E mobil kısa menzilli balistik sistemi gibi benzeri görülmemiş yeni silahların tanıtıldığı devasa bir askeri geçit törenine tanık oldu.

Cezayir bu büyüklükte bir askeri geçit törenini ilk kez düzenlemiyor. Bundan iki yıl önce, bağımsızlığının 60’ıncı yıldönümünde yetkililer, Cezayir hükümetinin 30 milyon euro (32 milyon dolar) ayırdığı büyük bir askeri geçit törenini düzenledi. Bu durum, askeri gücü göstermesinin arkasında yatan sebepler ve bu askeri geçit törenlerinin verdiği mesajlar hakkında soru işaretleri yarattı.

Askeri geçit töreninde, medya tarafından ‘Cezayir'in uyuyan canavarı’ olarak anılan Rus ordusunun envanterindeki versiyonu 500 kilometre, dışarıya ihraç edilen versiyonu 280 kilometre menzile sahip olan Rus yapımı İskender-E balistik füze sisteminin tanıtılması heyecan yarattı. Törende, yüksek savaş kabiliyetine sahip etkili bir silah olan BM-30 Smerç çok namlulu roketatar sistemi, çok sayıda hedefi tespit ve takip edebilen ve balistik füzeleri ve çeşitli uçakları püskürtme ve imha etmede üstün yeteneklere sahip olan S-300 karadan havaya füze savunma sistemi ve D-30 obüslerinin yanı sıra hareket halindeki düşman hedefleri hassas bir şekilde imha edebilen BARQ lazer güdümlü anti tank füze sistemleri başta olmak üzere savunma ve saldırı silahları ile modern füze sistemlerinden oluşan bir cephanelik de sergilendi.

Ordunun silahlarının modernizasyonu

Törende Hava Kuvvetlerinin sahip olduğu silahlar da vardı. S-90 ve P-350 nakliye uçakları, S-130 taktik nakliye uçağı ve Ilyushin Il-76 havada yakıt ikmal uçağının yanında Suhoy-24 ve Suhoy-30 savaş uçakları uçuş yaptı. Cezayir Donanması da Akdeniz sularında Cercera, el-Hakkar ve Ouarsenis denizaltıları ve düşman topraklarının derinliklerindeki kara hedeflerini uzun mesafelerden yok etmek için derin denizden karaya kanatlı füzeler fırlatan ve gemileri ve denizaltıları yok etmek için torpido ve uzun menzilli füzeler kullanabilen Varshavyanka sınıfı denizaltısı gibi etkileyici gösterilerle geçit törenine katıldı.

Cezayir'in 2025 yılı genel bütçesi, Cezayir ordusu ve Savunma Bakanlığı bütçesinde 2024 bütçesine kıyasla ve 2018 yılından bu yana tahmini üç milyar dolarlık bir artışla 25 milyar doların üzerinde kayda değer ve kesintisiz bir artış olduğunu ortaya koyarken, askeri geçit töreni Cezayir'in savunma sektörüne her yıl harcadığı paranın büyüklüğünü gösterdi. Cezayir’in Savunma Bakanlığı ve ordu bütçeleri, yetkililerin ordunun teçhizat ve silahlarını yenileme ve modernize etme ve hatta gelişmiş silah sistemleri edinme arzusu nedeniyle rekor bir artışa tanık oldu. 2023 yılında 18 milyar dolar olan savunma bütçesi, 2024 yılında 22 milyar dolara yükselirken 2025 bütçesinde ise 25,1 milyar dolara ulaştı.

Çeşitli siyaset ve güvenlik analistleri, terörizm, Sahel bölgesindeki huzursuzluk, suç oranları, gizli göç ve insan kaçakçılığı ile ilgili artan güvenlik sorunları ve Cezayir'in etrafının Mali, Nijer ve Libya gibi güvenlik ve siyaset alanında zayıflıklarla boğuşan bir grup ülkeyle çevrili olması gerçeği göz önüne alındığında, bu askeri geçit törenlerinin yapılmasına hak veriyorlar. Kasaba Merbah Ouargla Üniversitesi’nde siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler profesörü ve uluslararası ilişkiler uzmanı olan Dr. Mebruk Kahi, Al-Majalla'ya yaptığı değerlendirmede, askeri geçit törenlerinin özellikle zamanlaması açısından iktidarın hem yurt içine hem de yurt dışına göndermek istediği siyasi mesajı ve hedefleri olduğunu söyledi.

Ordu ve halk arasındaki kutsal bağ

Bu mesajların hem yurt içinde hem de yurt dışındaki meselelerle ilgili olduğunu söyleyen Dr. Kahi, “Bunlar askeri düzeyde elde edilen başarıları tanıtmak ve Cezayir ordusunun vatanı savunmak ve korumak için tamamen hazır olduğuna dair bir güven mesajı göndermenin yanı sıra ordunun halkla olan ve Cezayir'in birliğini baltalamak niyetiyle kurulan pek çok komployu boşa çıkaran ilişkisini güçlendirmeyi amaçlayan bir girişim” ifadelerini kullandı.

Çeşitli siyaset ve güvenlik analistleri, artan güvenlik sorunları göz önüne alındığında, bu askeri geçit törenlerinin yapılmasına hak veriyorlar.

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı habere göre Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, ordunun kara, hava ve deniz kuvvetleri ile jandarma, polis, sivil savunma ve sınır güçlerinin seçkin mensuplarının katıldığı bu geçit töreninin açılış konuşmasında çeşitli mesajlar verdi. Kısacası yetkililer, askeri geçit töreninin Kurtuluş Devrimi’nin 70’inci yıldönümünün boyutlarına ve temsil ettiklerine uygun olmasını sağlamaya ve emaneti koruyanların fedakarlıklarının karşılığını vermeye istekliydiler. Bu tören, halk ile onun kalbinde yer alan Cezayir ordusunun yüksek bir vatanseverlik duygusu, sarsılmaz bir bağlılık ve saf bir vatanseverlikle çalışan mensupları arasındaki kutsal bağın gücünü ifade ediyor.

ASCDvfg
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Cezayir Devrimi'nin 70’inci yıldönümü vesilesiyle düzenlenen askeri geçit töreni sırasında askeri bir aracın üzerinden törene katılanları selamlarken, 1 Kasım 2024 (AP)

Törende yaptığı konuşmada ordunun savunma doktrinini ve ülkenin güvenliğinin ve istikrarının korunması ilkesini yineleyen Cumhurbaşkanı Tebbun, Cezayir ordusunun misyonu sınırları savunmak olan bir barış, güvenlik ve konsantrasyon gücü olarak görülmesine dayanan sabit savaş doktrinini teyit eden bir mesaj verdi. Tebbun, bu mesajda “Cezayir Halk Ulusal Ordusu'nun doktrini bir savunma doktrinidir ve silahları sadece ulusal egemenliği korumanın yanı sıra ülkemizin uluslararası ve bölgesel taahhütleri ve anayasal ilkelerimiz ve kurallarımız çerçevesinde uluslararası hukuka saygı doğrultusunda uluslararası barış ve güvenliğe katkıda bulunmaya yöneliktir” dedi.

Cezayir ayrıca, Mağrip bloğu projesine yönelik mevcut yönelimi yansıtan birden fazla anlamı olan bir imajı vurgulamak istiyordu.

Tebbun, gözden geçirme faaliyetlerinin hedeflerini anlamak için bölgesel riskler ve zorluklarla ilgili dikkate değer önemli mesajlar da verdi. Mebruk Kahi, “Mali ve Nijer gibi ülkelerdeki siyasi yapının kırılganlığı ve yönetimin zayıflığı nedeniyle Sahel bölgesinde yaşananlar ve Sahra meselesindeki gelişmeler nedeniyle mesaj açık. Cezayir barışçıl çözümlere olan bağlılığını vurguluyor, ama bu onun zayıf olduğu anlamına gelmiyor. Aksine Kuzey Afrika ve Sahel bölgesinin güvenliğinin garantörü olacak güce sahip olduğunu göstermeye çalışıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Fransa'ya gönderilen mesajlar

Cezayir ayrıca, Fas'ın Sahra üzerindeki egemenliği konusundaki son tutumu ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un geçtiğimiz hafta Fas parlamentosunda yaptığı konuşmada teyit ettiği görüşlerinin ardından Fransa'ya doğrudan bir mesaj göndermeye çalışıyor. Macron, konuşmasında Sahra'nın geleceğinin ‘sadece Fas'ın egemenliği altında ve özerklik önerisi çerçevesinde olabileceğini’ vurguladı. Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan Prof. Nurussabah Aknuş, “Bu görüntü, özerklik seçeneğine meseleyi çarpıtarak ve BM'nin meşru çerçevesinden çıkarıp yerleşim mantığına çekerek tamamen tasfiye etme eğiliminde olan ya da olabilecek Fransa ve diğer ülkelere bir cevap niteliğindedir” diye konuştu.