Doğal gaz ithalatı haziranda yüzde 104 arttı

AA
AA
TT

Doğal gaz ithalatı haziranda yüzde 104 arttı

AA
AA

Türkiye'nin doğal gaz ithalatı haziranda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 104 artarak 4 milyar 65 milyon metreküp oldu.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun haziran ayına ilişkin "Doğal Gaz Piyasası Sektör Raporu"na göre, ithalatın yaklaşık 3 milyar 787 milyon metreküpü boru hatlarıyla, 278 milyon metreküpü de sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tesisleri aracılığıyla gerçekleştirildi.
Bu dönemde, boru hatlarıyla yapılan doğal gaz ithalatı yüzde 252,6 artarken, LNG ithalatı yüzde 69,6 düştü. Böylece toplam doğal gaz ithalatı haziranda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 104 artarak 4 milyar 65 milyon metreküp oldu.
Haziranda en fazla doğal gaz ithalatı 2 milyar 397 milyon metreküple Rusya'dan yapıldı. Rusya'yı 867 milyon metreküple İran, 522 milyon metreküple Azerbaycan takip etti.
Bu dönemde Rusya'dan ve İran'dan yapılan ithalat sırasıyla yüzde 1431 ve yüzde 100 artarken, Azerbaycan'dan gelen gaz miktarı yüzde 43 azaldı.

Gaz santrallerinden elektrik üretimindeki artış nedeniyle ithalat yükseliyor
Söz konusu dönemde, Türkiye'de doğal gaz tüketimi de yüzde 70 arttı ve 3 milyar 832 milyon metreküp oldu.
Elektrik santrallerinde doğal gaz tüketimi yüzde 188,5 artışla 1 milyar 708 milyon metreküpe çıktı. Konutlardaki tüketim yüzde 7,3 azalarak 352 milyon metreküp olarak kayıtlara geçti.
Organize sanayi bölgelerinin doğal gaz tüketimi ise yüzde 30 artışla 352 milyon metreküp oldu.
Geçen yıl yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınan tedbirler nedeniyle ekonomik aktivite yavaşlamış ve tüketimde düşüş görülmüştü. Bu durum, doğal gaz ithalatı ve tüketiminin haziran ayında geçen yılın aynı ayına göre önemli ölçüde artmasına neden oldu.
Ayrıca, 2020'nin son çeyreğinden beri devam eden kuraklık nedeniyle hidroelektrik santrallerinden sağlanan üretimin düşük seyretmesi, doğal gaz santrallerinin elektrik üretimindeki payının artmasına neden oluyor. Doğal gazdan elektrik üretiminin yükselmesi, toplam gaz ithalatına artış olarak yansımaya devam ediyor.
Haziranda Türkiye'nin toplam elektrik üretiminin 38,5'i doğal gaz santrallerinden sağlanırken, bu oran geçen yılın aynı ayında yüzde 16,2 seviyesinde kalmıştı.

Yer altı ve LNG stok miktarında artış
Türkiye'de doğal gaz stok miktarı ise haziranda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 38,5 artışla 2 milyar 606 milyon metreküp oldu.
Doğal gaz stokunun yüzde 96,1'ini 2 milyar 504 milyon metreküple yer altı depolama tesisleri, yüzde 3,9'unu ise 102 milyon metreküple LNG terminalleri oluşturdu.
Bu dönemde yer altı depolama tesislerindeki stok miktarı yüzde 51,7 artarken, LNG terminallerinde yüzde 56 düşüş gösterdi.



Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

ABD Masters Turnuvası'nda golf izleme, bu oyunu bizzat oynama, masaları gezme ve Mar-a-Lago'da yemek yiyenleri selamlama arasında Donald Trump'ın Bertrand Russell'ı incelemek için çok az zaman bulduğunu tahmin etmek makul olur.

Bu üzücü çünkü Britanyalı filozofun 1922'de yayımlanan Çin Sorunu kitabını özümsemek, sadece bu pasajla bile ona ve Amerika'ya fayda sağlayabilir:

Çin ulusu dünyadaki en sabırlı ulus, yüzyılları diğer ulusların on yılları gördüğü gibi görüyor. Temelde yok edilemez ve beklemeye gücü yeter.

Mandarin dilinde Donald Trump'ın bile dikkatini çekebilecek bir başka kısa ifade de var: Birebir çevrildiğinde "Acı yemek" anlamına gelen "chi ku", şikayet etmeden acı çekmek manasında kullanılıyor.

Russell'ın gözlemlediği gibi, Çin'in kültürünü ve yaklaşımını böyle özdeyişler tanımlar. Bugün Pekin'in, ABD'nin dünyanın en kalabalık ülkesiyle ekonomik rekabetini çarpıcı bir şekilde tırmandırmasına karşı kullandığı stratejinin ardında onlar yatıyor.

ABD Başkanı halihazırda göz kırptı ya da göz kırpıyormuş gibi göründü. Cuma günü Çin, ABD'den ithal edilen mallara uygulanan vergiyi yüzde 84'ten yüzde 125'e çıkararak Trump'ın tarifelerine karşılık verdi. Hafta sonu ABD'nin akıllı telefonları, bilgisayarları ve diğer tüketici elektroniği ürünlerini kendi vergi artışlarından muaf tuttuğu açıklandı. Bu bir geri adım gibi görünüyordu.

ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ise "Hayır" dedi. Bu ürünler belirli ülkelere uygulananların haricindeki vergilerle yakında karşılaşacaktı. Daha sonra Trump, bir sosyal medya paylaşımında bu ürünlere muafiyet tanınmadığını iddia ederek kararlı bir tavır sergiledi. Büyük harfler ortaya çıktı:

Tarifelere yönelik yürüteceğimiz ulusal güvenlik soruşturmalarında Yarı İletkenlere ve TÜM ELEKTRONİK TEDARİK ZİNCİRİNE bakıyoruz.

Yine de mevcut muafiyet, bir geri adım gibi görünüyordu.

Başkan Şi her zamanki gibi hiçbir şey söylemedi. Gelecek günlerde ve haftalarda daha fazlasını bekleyebiliriz: Bir tarafta kas gösterme ve bağırma, karşı cephede sakin metanet.

Bu, Çin'in sarsılmayacağı anlamına gelmiyor. Trump ve çevresinin hesaplarına göre Çin'in ABD'ye ihtiyacı var. Trump'ın sürekli atıfta bulunduğu bu devasa ticaret dengesizliği olmadan, Çin'in ihracatı için buna denk bir pazar yok. Şi ve çalışma arkadaşlarının, ülkelerinin hızla artan refahı, nüfusunu beslemesi ve aynı zamanda şişen orta sınıfın servetindeki artışı körüklemesi için ABD'ye bel bağladığını düşünüyorlar.

Ticaret söz konusu olduğunda, ABD-Çin mücadelesi yeni bir mesele değil. Hatta Trump ilk döneminde ikisi arasındaki eşitsizliğin üstesinden gelmeye çalıştı. Çin, dış ticareti teşvik etmeyi sürdürürken iç tüketimi ve kendi kendine yetmeyi artırma anlamına gelen "ikili dolaşım" veya "yeni kalkınma modeliyle" yanıt verdi.

Trump ikinci kez şansını deniyor. Ancak daha az odaklanmış bir şekilde, üç hedefi tek bir saldırıya dönüştürüyor: Federal geliri artırmak, Kanada ve Meksika gibi ülkeleri uyuşturucu tedariki gibi finansal olmayan nedenlerle cezalandırmak ve daha eşit bir ticaret dengesi sağlamak. Bu, üç danışman grubunu içeriyordu ve bir karmaşa reçetesi oluşturdu.

Aynı zamanda ekonomiyi siyasetle harmanlamaya çalıştı ve tarifeler söz konusu olduğunda ikisi birbiriyle kaynaşmıyor. Ekonomistlere her zaman tarifelerin kötü bir fikir olduğu, dayatılmaması ve bunlara cevap verilmemesi gerektiği öğretilir. Ancak Trump, Amerika'nın siyasi onayını aldığına ve çoğu Amerikalının kendisini destekleyeceğine inanıyor.

Trump bu hamlenin yaklaştığının sinyalini defalarca verdi. Çinliler hazırlık yapabilmiştir. Trump ilk salvoyu yaptığına göre, Amerika'nın üç hedefi vurmak için bir füze ateşlemeye çalışmasını izleyebilirler.

Trump, Çin'in ticaret fazlasına odaklanırken, ABD yönetiminin kendilerine önemli miktarda borçlu olmasından kaynaklanan kilit bir karta sahip olduklarının bilincindeki Çin, öncesinde Trump'ı ikinci bir devlet ziyaretine davet ederek muhtemelen eldeki tek kartını oynayan Birleşik Krallık'ın aksine, metanetini koruyup güvende kalabilir.

Çin, Amerikan dolarlarını doğrudan elden çıkarmasa da sertliğini başka yollarla ifade edebilir: ABD yatırımlarını yavaşlatarak, daha az yatırım yaparak ve sermayeyi başka yerlere yönlendirerek. Çin'in elindeki bir diğer güvence de üretimdeki küresel hakimiyetinin Amerika'nın finansal hizmetler ve yapay zekadaki hegemonyasıyla eşleşmesi. Dağınık ABD yaklaşımının artırdığı bölünmeden de faydalanabilirler. Avrupa, Pekin'e yaklaşmaya hazırlanma işaretlerini halihazırda gösteriyor.

Her iki süpergücün de canı yanacaktır, bunu yapmayacak kadar birbirlerine bağımlılar. Ancak ABD'nin yüksekten atmasını da bir zafer olasılığı gibi yorumlamak da bir hata olabilir. Bir uzlaşma sağlamak zorundalar. Bunun her iki lidere de itibar kaybettirmeden başarılması kritik önemde.

Trump ne söylerse söylesin ve Şi de ne söylemezse söylemesin, rekabetlerinin nereye varacağı neredeyse kesin.

Independent Türkçe