Kabil’de yeni saldırı korkusu: Biden, askeri liderlerden yeni bir DEAŞ saldırısına hazır olmalarını istedi

Körfez dayanışması ve Güvenlik Konseyi "hesap sorulmasını" istiyor... Birleşmiş Milletler, bu yıl yarım milyon Afgan’ın ülkeden kaçacağını tahmin ediyor.

Kabil Havalanı önünde düzenlenen intihar saldırısında yaralananlar, dün başkent Kabil’de hastane yataklarında (AP)
Kabil Havalanı önünde düzenlenen intihar saldırısında yaralananlar, dün başkent Kabil’de hastane yataklarında (AP)
TT

Kabil’de yeni saldırı korkusu: Biden, askeri liderlerden yeni bir DEAŞ saldırısına hazır olmalarını istedi

Kabil Havalanı önünde düzenlenen intihar saldırısında yaralananlar, dün başkent Kabil’de hastane yataklarında (AP)
Kabil Havalanı önünde düzenlenen intihar saldırısında yaralananlar, dün başkent Kabil’de hastane yataklarında (AP)

Afganistan'ın başkenti Kabil, 13 Amerikan askerinin ve onlarca sivilin ölümüne ve yaralanmasına neden olan, "DEAŞ" örgütünün "intihar bombacısı" tarafından düzenlenen "havaalanı katliamı"nın ardından dün, yeni bir saldırı korkusu altında yaralarını sarmaya başladı. Dünyanın dört bir yanından dayanışma ve kınama mesajları gelirken ABD yönetimi, Salı günü yabancı güçlerin Kabil'den çekilmesinin tamamlanmasından önce terör örgütünün gerçekleştirmeye hazırlandığı başka bir kanlı saldırı beklediğini açıkladı. Beyaz Saray, Başkan Joe Biden'ın askeri liderlere, DEAŞ/Horasan örgütüne yönelik operasyonlar gerçekleştirmek için tam yetki verdiğini, Kabil saldırısının sorumlularının “artık yeryüzünde kalmalarını istemediğini” duyurdu.
Körfez İşbirliği Konseyi, Kabil Havalimanı yakınlarındaki terör saldırısını kınadı. Konsey Genel Sekreteri Dr. Nayef el-Hacraf, dün yaptığı açıklamada, Körfez İşbirliği Konseyi devletlerinin tüm dini ilkelerle, ahlaki ve insani değerlerle bağdaşmayan bu terör eylemlerini reddettiğini belirterek, kurbanların ailelerine başsağlığı, yaralılara ise acil şifalar dilediğini ifade etti.
Suudi Arabistan, Kuveyt, BAE, Bahreyn, Umman Sultanlığı ve Katar dışişleri bakanlıkları tarafından yapılan açıklamalarda, terör saldırısının kınadığı ve reddedildiği belirtilerek, Afganistan'daki durumun en kısa sürede istikrara kavuşması dilekleri ile her türlü şiddeti ve terörü reddeden tutumları tekrar dile vurgulandı.
Alman Haber Ajansı’nın (DPA) aktardığına göre BM Güvenlik Konseyi de Kabil'deki terör saldırısını kınadı. "Bu menfur terör eylemlerinin faillerinden, organizatörlerinden, finansörlerinden ve destekçilerinden hesap sorulması ve adalete teslim edilmesi" gereği vurgulanırken "herhangi bir terör eylemi, amacı ne olursa olsun, nerede, ne zaman ve kim tarafından yapılırsa yapılsın suçtur ve haksızdır" açıklamasında bulunuldu. Güvenlik Konseyi, tüm üye devletleri olayları araştıran yetkililerle iş birliği yapmaya ve "terör eylemlerinin uluslararası barış ve güvenliğe yönelik tehditlerini her şekilde ele almaya " çağırdı.
Kabil dün kurbanların cenaze törenine hazırlanırken İngiltere, Kabil havaalanını hedef alan intihar saldırısında içlerinde biri çocuk olmak üzere 3 İngiliz vatandaşının bulunduğunu ve en az 85 kişinin öldüğünü duyurdu. Cuma günü İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, "Perşembe günü düzenlenen terör saldırısında biri çocuk olmak üzere 3 İngiliz vatandaşının öldüğünü ve iki İngiliz vatandaşının yaralandığını öğrendiğim için derin bir üzüntü duyuyorum. Onlar masumdu. Birleşik Krallık'ta sevdiklerinin güvenliğini sağlamaya çalışırken korkak teröristler tarafından suikasta uğramak trajiktir" açıklamasında bulundu. Kurbanların ailelerine konsolosluk yardımı yapılırken Raab, "Bize muhtaç olanlara sırtımızı dönmeyeceğiz ve teröristlerin bizi yıldırmasına asla izin vermeyeceğiz" dedi.
Perşembe günü, Kabil havalimanına düzenlenen ve 13'ü Amerikan askeri olmak üzere 85 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı DEAŞ üstlendi. Pentagon Cuma günü yaptığı açıklamada, ölümcül saldırının havaalanı kapılarından birinde ve tek bir intihar bombacısı tarafından gerçekleştirildiğini, yakındaki bir otelde ikinci bir patlama olmadığını söyledi. Tümgeneral William Taylor gazetecilere verdiği demeçte, "Sizi temin ederim ki Baron Oteli'nde veya yakınında başka bir patlama meydana geldiğine inanmıyoruz. Tek bir intihar bombacısı vardı" dedi. "Pentagon" önceki gün iki intihar bombacısı olduğuna dair ihtimallerden bahsetmişti.
Bu arada "Reuters"ın haberine  göre Beyaz Saray dün, Afganistan'da önümüzdeki günlerin "en tehlikeli günler" olacağını belirtti. ABD başkanlığı, Başkan Biden'ın ulusal güvenlik danışmanının kendisine Kabil'de başka bir terörist saldırının muhtemel olduğunu söylediğini belirtti.

“Mülteciler için en kötü durum senaryosu”
Birleşmiş Milletler Cuma günü Cenevre'de, şimdiye kadar herhangi bir göç hareketi tespit edilmemesine rağmen, en kötü senaryoya göre 2021'de yarım milyon Afgan mültecinin daha ülkeyi terk etmesini beklediklerini açıkladı.
Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) aktardığına göre Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiser Yardımcısı Kelly Clements, bölgesel hazırlık ve müdahale planını sunarken, "Sayılar açısından, bölgede yaklaşık 500.000 yeni mülteci için hazırlanıyoruz, bu en kötü durum senaryosu. İran ve Pakistan'ın şu anda 2,2 milyondan fazla Afgan'a ev sahipliği yaptığını unutmayalım. Bu kaçış onlar için son seçenek değil, aksine, hayatta kalabilmeleri ve temel insan haklarından yararlanabilmeleri için tek seçenek" değerlendirmesinde bulundu.
Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne göre, İran ve Pakistan, kimlik belgesi olmayanlar da dahil olmak üzere farklı durumlardaki üç milyon Afgan’a daha ev sahipliği yapıyor.
Bölgesel hazırlık ve müdahale planına göre, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Dünya Gıda Programı, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Birleşmiş Milletler’in ilişkide olduğu sivil toplum kuruluşları dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler ajanslarının bu yılki faaliyetlerini finanse etmek için 299 milyon dolar (254.4 milyon avro) toplanması çağrısında bulunuluyor. Clements, "En kısa zamanda büyük bir finansman oluşturulması, yardım malzemesi rezervi oluşturmamıza ve acil bir müdahaleye hazırlanmamıza olanak sağlayacaktır" dedi.
Clements, açıklamalarına şöyle devam etti: "Şu aşamada büyük bir Afgan göç hareketi fark etmemiş olsak da, Afganistan'daki durum herkesin beklediğinden daha hızlı gelişti. O yüzden her ihtimale karşı hazırlıklı olmalıyız.” Taliban, ABD Başkanı Joe Biden'ın ülkeden askeri geri çekilmeyi tamamlamak için belirlediği süre 31 Ağustos'ta sona ermeden önce, yıldırım saldırısıyla Afganistan'ın kontrolünü ele geçirdi.
Özellikle son yirmi yılda çok değişen bir ülkeyi yöneteceği için kendisini bekleyen zorlukların farkında olan Taliban hareketi, halkın ve uluslararası toplumun önünde ılımlı bir imaj vermeye çalışıyor. Ancak birçok Afgan, özellikle eğitimli insanlar ve şehir sakinleri, Taliban’ın, 1996 ve 2001 yılları arasında ülkeyi yöneten ve zulümlerin yaşandığı aynı aşırılıkçı rejimi kurmasından korkuyor.
Özellikle Batılı güçlerle çalışmış olan binlerce Afgan, DEAŞ’ın Perşembe günü çifte intihar saldırısı düzenlediği ve 13'ü Amerikalı 85 kişinin hayatını kaybettiği Kabil Havalimanı'nın kapıları önünde toplanarak ülkeden kaçmaya çalışıyor.
Yılın başından beri, şiddet sebebiyle ülkeden kaçmaya zorlanan Afganların büyük çoğunluğu amaçlarını gerçekleştiremeyip ülke içinde kaldı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği sözcüsü AFP'ye, 1 Ocak ile 20 Ağustos arasında komşu ülkelerde yaklaşık 7 bin 300 yeni Afgan mültecinin kayıt altına alındığını söyledi.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği rakamlarına göre, 2020 yılı sonuna kadar yaklaşık 2,9 milyon Afgan yerlerinden edilirken, bu yıl 558.000'den fazla Afgan kendi ülkeleri içinde yer değiştirmek zorunda kaldı.

 


Gözaltına aldığı Suriyelileri serbest bırakan İsrail, Kuneytra'ya yönelik saldırılarını yineledi

Esed rejiminin devrilmesinin ardından 5 Ocak 2025 tarihinde Kuneytra'nın eski adı el-Baas olan es-Selam şehrinde yeni Suriye bayrağı göndere çekildi. (AP)
Esed rejiminin devrilmesinin ardından 5 Ocak 2025 tarihinde Kuneytra'nın eski adı el-Baas olan es-Selam şehrinde yeni Suriye bayrağı göndere çekildi. (AP)
TT

Gözaltına aldığı Suriyelileri serbest bırakan İsrail, Kuneytra'ya yönelik saldırılarını yineledi

Esed rejiminin devrilmesinin ardından 5 Ocak 2025 tarihinde Kuneytra'nın eski adı el-Baas olan es-Selam şehrinde yeni Suriye bayrağı göndere çekildi. (AP)
Esed rejiminin devrilmesinin ardından 5 Ocak 2025 tarihinde Kuneytra'nın eski adı el-Baas olan es-Selam şehrinde yeni Suriye bayrağı göndere çekildi. (AP)

İsrail'in yeni bir saldırısında, aralarında dört tank ve 14 4x4 aracın da bulunduğu büyük bir İsrail askeri konvoyu bu sabah Suriye'nin güneyindeki Kuneytra vilayetinde yer alan es-Selam kentine ve es-Selam Hastanesi çevresindeki bölgelere girdi. Yerel kaynaklara göre saldırı, İsrail savaş uçaklarının Dera vilayeti üzerinde uçtuğu bir gecenin ardından gerçekleşti.

Suriye devlet televizyonu sabah saatlerinde bir İsrail askeri konvoyunun el-Hamidiye kasabası ile Suriye'nin güneyindeki Kuneytra kentindeki valilik binası arasındaki yolda konuşlandığını bildirdi. Konvoyun aralarında üç Merkava tankının da bulunduğu 14 askeri araçtan oluştuğunu belirten devlet televizyonu, İsrail güçlerinin bölgedeki konuşlanmasını güçlendirdiğini, ancak bu hareketliliğin nedeninin bilinmediğini kaydetti.

Ahrar Horan Topluluğu internet sitesi ise İsrail güçlerinin Suriye topraklarına yönelik ihlallerini sürdürdüğünü belirtti. Bu sabah dört Merkava tankı ve bir dizi askeri araçtan oluşan bir konvoy el-Hamidiye kasabası ile Kuneytra vilayet merkezi arasındaki bölgeye girdi ve ardından İsrail güçlerinin Suriye topraklarında konuşlandığı Kuneytra'daki el-Mahdama bölgesindeki üsse çekildi.

İsrail güçleri her gün güney sınırına saldırılar düzenleyerek bölge sakinlerini arıyor, kimliklerini ve nüfus cüzdanlarını kontrol ediyor ve Suriyeli gençleri gözaltına alıyor. Bölgedeki kaynaklara göre, İsrail güçleri birkaç gün önce köye girip sebepsiz yere arama yaparken gözaltına aldıkları es-Semdaniye köyünden iki genci serbest bıraktı. Es-Samdaniye, 1973 savaşı sırasında Kuneytra'nın batısında kurtarılan köylerden biriydi.

defde
İsrail geçtiğimiz aralık ayında Kuneytra kırsalındaki Cebata el-Haşab kasabasına saldırı düzenledi. (AFP)

Rejimin devrilmesinden sonra İsrail'in Suriye topraklarına yönelik ihlalleri arttı, yüzlerce hava saldırısında eski Suriye rejim güçlerine ait askeri tesislerin çoğu tahrip edildi. Buna, Dera ve Kuneytra vilayetlerindeki sınır hatları boyunca kara harekâtları, sınır arazilerine ve köylere baskınlar ve aşırılıkçı grupların bu bölgelere ulaşmasını ve İsrail'in güvenliğini tehdit etmesini engelleme bahanesiyle insansız hava araçları (İHA) kullanılarak casusluk ve keşif operasyonlarının yoğunlaştırılması eşlik etti.

fgrthy
Kuneytra halkı, rejimin devrilmesinin ardından geçtiğimiz şubat ayında İsrail bombardımanını protesto etti. (yerel medya)

Yerel kaynaklar ve medya raporlarına göre, İsrail saldırılarına insani ihlaller, tarım arazilerinin tahrip edilmesi, çiftlik hayvanlarının ve koyunların vurulması, Suriyeli çiftçilerin ağır kayıplara uğratılması ve ayrım hattına yakın topraklardaki çiftçilerin gözaltına alınması eşlik ediyor.

Bir hafta önce beş araçtan oluşan bir İsrail gücü, aniden Kuneytra kırsalının merkezine girerek Suriye sınırına yakın eski rejim güçlerine ait terk edilmiş bir askeri tesise baskın düzenledi. Güçler on saat sonra geri çekildi.