Moskova’dan Afganistan'daki ‘büyük tehlike’ konusunda uyarı

Rusya Afganistan'daki tüm olası senaryolara hazırlanıyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin.(AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin.(AP)
TT

Moskova’dan Afganistan'daki ‘büyük tehlike’ konusunda uyarı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin.(AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin.(AP)

Rusya, Kabil Havalimanı yakınlarında yaşanan kanlı olayların ardından Batı'ya, yaşananların Amerikalıların Afganistan'da bıraktığı kaos nedeniyle Kremlin'in ‘kötümser tahminlerinin’ doğruluğunu teyit ettiğini bildirdi.
Rusya Devlet Başkanlığı, Vladimir Putin'in de katıldığı Ulusal Güvenlik Konseyi'nin dün yaptığı olağanüstü toplantının ardından Afganistan’da ‘tüm taraflar için büyük bir tehlike’ olduğu uyarısında bulundu. Moskova'nın Afganistan'daki son gelişmelerden sonra tüm olasılıklara hazırlandığı vurgulandı.
Rusya Devlet Başkanlığı önceki gün Kabil'i sarsan bombalama eylemlerini de şiddetle kınadı. Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, ülkesinin bu terör eylemlerini şiddetle kınadığını ve gelen çok sayıda ölüm haberlerinin üzücü olduğunu söyledi.
Peskov sözlerini şöyle sürdürdü:
"Maalesef yaşananlar, defalarca bahsettiğimiz karamsar tahminlerin doğruluğunu teyit etmektedir. Şüphesiz ki başta DEAŞ olmak üzere Afganistan'da faaliyet gösteren terör grupları bu süreçte ortaya çıkan kaosu sömürmekten çekinmeyecekleridir."
Peskov açıklamasında son gelişmelerin bölgedeki durumu daha da kötüleştirdiği konusunda uyardı ve durumun vehametinin farkında olmak gerektiğini vurguladı. "Tehlike herkes için büyük. Elbette bu bizim için büyük bir endişe konusu olmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Peskov, Rusya'nın Kabil’deki saldırıların faillerini takip etme konusunda ABD'ye destek sağlama olasılığına ilişkin bir soruya doğrudan yanıt vermekten kaçındı. Ancak bu olasılığa açık kapı bıraktı:
“Herhangi bir tarafa destek sağlamak için önce bir talep almak gerekir. Bu konuda Amerikalılardan bize herhangi bir talep geldiğine ilişkin bir bilgim yok.”
Peskov, Afganistan'daki gelecekteki gelişmeleri tahmin etmenin zorluğunu kabul ederek Rus istihbaratının ülkedeki gelişmeleri gece gündüz takip ettiğini ve çeşitli senaryolar üzerinde çalıştığını kaydetti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Kabil'deki son gelişmelerin ardından Afgan sorunu ile ilgili konuşma yapmayı planlamadığını da sözlerine ekledi.
Sözcü, ülkesinin iki gün önce Afganistan'dan Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri vatandaşları için başlattığı tahliye operasyonlarına şu an için devam etmeyi planlamadığıı bilgisini paylaştı. Savunma Bakanlığı'nın şu an için Kabil'den yeni tahliyeler yapmayacağını ve bu konudaki planlarının ülkedeki gelişmelere bağlı olacağını açıkladığınıaktardı.
Savunma Bakanlığı, havalimanı yakınlarında yaşanan kanlı gelişmelere rağmen dün yüzlerce kişiyi tahliye eden dört nakliye uçağını Kabil'e gönderdi.
Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi'nin dünkü toplantısında Afganistan'daki durumla ilgili gelişmeler gündemdeydi.
Putin, toplantının başında yaptığı açıklamada "Afganistan'daki olayları tartışmaya, ortaklarımızla istişareler yapmaya ve bağlantılarımız hakkında bilgi alışverişinde bulunmaya devam ediyoruz" dedi. Açık oturumundan sonra kapalı kapılar ardında devam eden Konsey’e, ‘diplomatik, askeri ve insani çalışma alanları da dahil olmak üzere bu durumla ilgili tüm konuların’ görüşülmesi önerildi.
Çevrimiçi olarak gerçekleşen toplantıya Başbakan Mihail Mişustin, Federasyon Konseyi Başkanı Valentina Matvienko, Devlet Duması Başkanı Vyacheslav Volodin, Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev, Konsey Sekreteri Nikolai Patrushev, İçişleri Bakanı Vladimir Kolokoltsev, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Federal Güvenlik Servisi Direktörü Alexander Bortnikov ve Dış İstihbarat Direktörü Sergey Naryshkin katıldı.
Lavrov, Batılı ülkelerin Afganistan'da şu anda olanlardan dersler çıkarması ve yurt dışından diğer halklara ideoloji empoze etme politikasının tehlikesini anlaması gerektiğini vurguladı.
Şu an bir Avrupa turunda olan Lavrov, Afgan dosyasının Avrupalı diplomatlarla yaptığı istişarelerin odak noktasını oluşturduğunu vurguladığı açıklamasında perşembe günü Kabil'de meydana gelen kanlı terör saldırılarını kınadı.
Dışişleri Bakanı Lavrov, söz konusu gelişmelerin, ülkedeki tüm ana siyasi güçlerin gecikmeden bir araya gelerek kapsayıcı bir geçiş hükümeti kurması konusunda Afganlara derhal yardım edilmesi ihtiyacını gösterdiğini vurguladı.
Rusya Dışişleri Bakanı, Avrupa görüşmelerinin Afganistan'daki son gelişmelere, özellikle göç alanındaki yansımalarına odaklandığını belirttiği açıklamasına şöyle devam etti:
"Batılı meslektaşlarımız her zaman çabaları birleştirmeye ve ortak çözümler aramaya çalışıyorlar. Ancak bundan dersler çıkarılmalı. Irak'ta, Libya'da ve şimdi de Afganistan'da yaşananlardan sonra görünen o ki dışarıdan ideoloji empoze etme girişimleri içinde büyük ölçüde patlama tehlikesi barındırıyor."
Bakan, Rusya'nın "güney sınırlarının güvenliğini ve Orta Asya'daki müttefiklerinin güvenliğini sağlamasının" önemli bir prensip olduğunu vurguladı. Göçmen kalabalığıyla başa çıkmak ve Afganların ülkelerinin istikrarını ve devlet kurumların işleyişini sağlamalarına yardımcı olmak başlığı altında toplanan Afgan tehlikeleri konularının, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü ve Şanghay İşbirliği devletlerinin liderlerinin istişarelerinde merkezi bir yer alacağının altını çizdi.
Lavrov, Rusya'nın "Moskova formülü" ve "genişletilmiş troyka" çerçevesinde Afgan ihtilafının tüm taraflarıyla hala temas halinde olduğunu hatırlatarak, yakın zamana kadar Doha’da gerçekleşen “troyka” istişarelerinde anlaşmayı engellemek isteyen cenahı kınadı.
Rusya'nın Amerikalıların Taliban ile imzaladığına dikkat çeken Lavrov ne yazık ki uygulanmayan anlaşmaları desteklemeye hazır olduklarını ve muhtemelen bunların uygulanmamasının tek sebebinin de Taliban olmadığını kaydetti.

 


Stonehenge'in gizemi çözüldü: Kadim halkları birleştiren anıt

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Stonehenge'in gizemi çözüldü: Kadim halkları birleştiren anıt

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Arkeologlar, yeni bir çalışmada Stonehenge'in büyük ihtimalle Britanya'nın farklı yerlerinden gelen tarih öncesi halkları birleştirme amacı taşıyan bir projeyle inşa edildiğini öne sürüyor.

Çalışmada, Britanya genelinde 900'den fazla taş çemberi keşfedildiği halde Stonehenge'in, Avrupa'nın diğer bölgelerinden yeni göç edenler de dahil olmak üzere adanın kadim insanları için eşsiz bir önem taşıdığı savunuluyor.

Perşembe günü Archaeology International adlı akademik dergide yayımlanan araştırma, tarih öncesi anıtın merkezindeki dev sunak taşının, kilometrelerce uzaktaki günümüz İskoçya'sından getirildiği yönündeki son bulgulardan yola çıkıyor.

Yeni çalışma, anıtın inşasında kullanılan blokların yüzlerce ya da binlerce kişi tarafından getirildiği ve tüm yolculuğun muhtemelen yaklaşık 8 ay sürdüğüne işaret ediyor.

Araştırmacılar "Kara yoluyla seyahat, binlerce insanı bu sıradışı serüvene tanıklık etmeye ve katılmaya çekecek gösteriler, törenler, ziyafetler ve şölenler için çok daha iyi fırsatlar sunmuş olabilir" diye yazıyor.

Artık bilim insanları, bu titiz mimari çalışma uzak bölgelerden taşınan dev bloklarla elde edildiği için anıtın tarih öncesi Britanya halklarını birleştirdiğini düşünüyor.

Araştırmanın başyazarı Mike Parker Pearson, bir basın açıklamasında "Anıtın tüm taşlarının onu Britanya'daki 900'den fazla taş çemberden ayıracak şekilde uzak bölgelerden gelmiş olması, taş çemberin dini olduğu kadar siyasi bir amacı da olabileceğini düşündürüyor. Bu, Britanya halklarının ataları ve evrenle ebedi bağlarını kutlamasını sağlayan bir birleşme anıtı olabilir" dedi.

Araştırmacılar, 6 tonun üzerindeki tek parçadan oluşan sunak taşının bulunduğu yerden 700 kilometreden fazla uzağa taşındığını söylüyor.

İskoçya'daki antik taş çemberlerle İngiltere'nin Salisbury Ovası'ndaki Stonehenge arasındaki benzerlikleri değerlendiren bilim insanları, bu uzak bölgelerdeki kadim toplumların muhtemelen geçmişte düşünüldüğünden çok daha bağlantılı olduğunu öne sürüyor.

Bilim insanları, artık Stonehenge arkeolojik alanının sadece yakınlarda yaşayanlar için değil Britanya'nın farklı bölgelerinde yaşayan insanlar için de önemli olduğunu düşünüyor. Çünkü devasa taşların yüzlerce kilometre öteye taşınmasına birçok kişi destek vermişti.

Bu, mavi taş olarak da bilinen ince taneli kumtaşların ve sarsen adı verilen daha büyük taşların yaklaşık 240 kilometre uzaktan getirilerek anıtın yapımında kullanıldığına dair geçmişteki araştırma bulgularıyla destekleniyor.

Araştırmacılar şimdiyse sunak taşının, anıtın MÖ 2500'le 2020 arasındaki inşasının ardından gerçekleşen bir "yeniden inşa aşamasında", anıtın merkezindeki at nalı biçimindeki yapının ortasına yerleştirildiğini düşünüyor.

Bilim insanları, MÖ 2620'le MÖ 2480 arasındaki yeniden inşa aşamasında, kadim Britanyalıların dev sarsenleri bir dış çember oluşturacak şekilde diktiğini söylüyor.

Araştırmacılara göre anıtın son yapısı, kış ve yaz gündönümlerinde Güneş'le hizalı şekilde inşa edilmişti ve bu durum, tarih öncesi Britanyalıların "atalarıyla ilgili bir öneme" sahip olabilir.

Taş çemberin tam ortasında duran biri, kışın ortasındaki gündönümünde Güneş'in batışını çemberin ortasından görebiliyordu.
Independent Türkçe