Dünyanın en kuzeydeki adası Grönland'da keşfedildi: Yaklaşık 30 metre çapında ve üç metre yüksekliğinde

Kuzey Grönland'da keşfedilen ada (Reuters)
Kuzey Grönland'da keşfedilen ada (Reuters)
TT

Dünyanın en kuzeydeki adası Grönland'da keşfedildi: Yaklaşık 30 metre çapında ve üç metre yüksekliğinde

Kuzey Grönland'da keşfedilen ada (Reuters)
Kuzey Grönland'da keşfedilen ada (Reuters)

Kopenhag Üniversitesi, Temmuz ayında bir keşif gezisi sırasında bir grup bilim insanının, kuzey Grönland'da dünyanın en kuzeydeki kara parçası olan adayı keşfettiğini duyurdu.
Üniversiteden yapılan açıklamada, "Henüz adı açıklanmayan ada, Grönland'ın en kuzey noktası ve gezegenin en kuzey noktalarından biri olan Oodaaq'ın 780 metre kuzeybatısında yer alıyor" ifadeleri kullanıldı.
Kuzey Kutbu'nun 700 km güneyinde bulunan Oodaaq, Danimarka Akademisi'ne göre dünyanın en kuzeydeki kara parçasıydı.
Yaklaşık 30 metre çapında ve yaklaşık üç metre yüksekliğindeki küçük ada, deniz yatağındaki çamur ve morenden (buzulların hareket etmesinin ardından ortaya çıkan toprak ve kaya parçaları) oluşuyor. Aslında bu zorlu koşullarda yaşamaya uyum sağlayan yeni türler aramak için adadan örnek toplamaya giden araştırmacılar, başlangıçta Oodaaq'ta olduklarını düşündüler.

Araştırma ekibinden Morten Rasch, o anları şöyle anlattı:
“Oodaaq Adası'na gitmek istemiştik. Oodaaq Adası'nda olduğumuzu zannettiren şey bir GPS hatasıydı. Aslında kuzeyde yeni bir ada keşfettik, Danimarka’yı biraz genişleten bir keşif."
Ancak bu genişleme kırılgan, çünkü ada Rush'a göre "küçük, kısa ömürlü adalar" kategorisine girebilir. Rush, "Kimse bu adanın ne kadar süre kalacağını bilmiyor. Yeni ve güçlü bir fırtına gelir gelmez ada ortadan kaybolabilir” şeklinde konuştu.

 


Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
TT

Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

İspanya'da Bakır Çağı'na ait bir "mega köy"de ortaya çıkarılan nadir bir balina dişi, 4 bin yıl önce Akdeniz bölgesinde yaşayan İber halkının sanatsal yeteneklerine ışık tuttu.

2018'de İspanya'nın güneybatısındaki Valencina arkeolojik kazı alanında bulunan diş, kendi türü içinde geçmişi o döneme dayanıp İberya'da rastlanan ilk fosil oldu.

PLOS One'da yayımlanan araştırmaya göre diş muhtemelen antik bir kıyı şeridinden toplanarak Bakır Çağı zanaatkarları tarafından özenle işlendi.

4 bin 150 ila 5 bin 300 yıl önce bir sahil köyünde yaşayan zanaatkarlar, dişi muhtemelen kişisel süs eşyaları veya sembolik anlam taşıyan eserler yaparken kullanmıştı.

Çalışmanın belirttiğine göre fosil işlendikten sonra, üzerindeki aşınma ve yıpranma izleri ve yüzeyini kaplayan sert kabuktan anlaşıldığı üzere kasten gömüldü.

Bulgular, yaklaşık 40 bin yıl önce başlayan Eski Taş Çağı'ndan beri fildişinin süs eşyaları, müzik aletleri ve heykellerin yapımında kullanımı hakkındaki anlayışımızı derinleştiriyor.

Fildişi çarpıcı görünümü, dayanıklılığı ve sağlamlığıyla antik toplumların ticaret ve sosyokültürel faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmişti.

Ancak tarih öncesi çağlarda fildişinin kullanımı hakkında bildiklerimizin çoğu, fil, suaygırı, geyik ve ayılar gibi kara hayvanlarından elde edilen fildişinin incelenmesiyle elde edildi.

Daha önceki araştırmalar, İspanya'nın güneyindeki Eski Taş Çağı ve Bakır Çağı toplumlarında fillerden gelen fildişinin kullanıldığını vurgulasa da deniz memelilerinden elde edilen bu malzemenin önemi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Valencina'da bulunan 17 santimetre uzunluğuna, 7 santimetre genişliğine ve 0,5 kilogram ağırlığa sahip balina dişi, geçmişe eşsiz bir bakış sunuyor.

Fosilin analizi, yetişkin bir ispermeçet balinasından geldiğini ortaya çıkarırken, solucanlar ve sülükayaklılardan kaynaklanan aşınma belirtilerinin yanı sıra köpekbalığı ısırığı şüphesi doğuran izler bulundu. Bu izler, fosilin deniz tabanında bir süre kaldığını gösteriyor.

Araştırmacılar ayrıca dişte doğal yollarla oluşamayacak delikler ve belirgin kesik izleri gibi insan faaliyetine dair belirtiler tespit etti.

Araştırmacılar bu gözlemlere dayanarak balinanın muhtemelen doğal nedenlerle öldüğü, ardından cesedinin deniz tabanına battığı ve dişlerinden birinin kıyıya vurmasıyla antik İberler tarafından bulunup kullanıldığı sonucuna vardı.

Makalede şu ifadelere yer veriliyor:

Henüz bir ispermeçet balinası dişinden geldiği tespit edilen fildişi eser bulunmamasına rağmen son zamanlarda Avrupa'daki arkeolojik bağlamlarda deniz kaynaklı fildişi bulgularının ortaya çıkması, tarih öncesi toplumların deniz kaynaklarını kullanımına yönelik araştırmalara yeni bir odak noktası kazandırıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/news