Tahran: Biden’ın tehditlerine karşı cevap hakkımız saklı

Tahran rejimi halkın güvenini yeniden kazanmak istiyor

İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani
TT

Tahran: Biden’ın tehditlerine karşı cevap hakkımız saklı

İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani

İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Şemhani, yaptığı açıklamada, ülkesinin Cuma günü İsrail Başbakanı Naftali Bennett’i kabul ettiği görüşmede ABD Başkanı Joe Biden’ın yaptığı tehdit dolu açıklamalara karşı “cevap verme” hakkını saklı tuttuğunu duyurdu. 
Öte yandan Biden, Beyaz Saray’da ülkesinin “İran’ın asla nükleer silah geliştirmemesini” sağlama taahhüdünü açıklamış ve “Diplomasiyi ön planda tutuyoruz, ancak diplomasi başarısız olursa, diğer seçeneklere geçmeye hazırız” uyarısında bulunmuştu.
Bu bağlamda Şemhani, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Hem Bennett hem de Biden, İran’a karşı başka seçeneklere başvurmayı düşündüklerini vurguladı. Bu konu başka bir ülke için yasadışı bir tehdit olsa da mevcut seçenekler içinde uygun cevabı seçmek İran’ın hakkıdır”.
Ancak Bennett, İran’ı, selefi Benjamin Netanyahu gibi, atom bombasını sivil bir nükleer program kisvesi altında elde etmeye çalışmakla suçluyor. 
Diğer taraftan 2015 yılında İran, altı büyük güçle (Çin, ABD, Rusya, Fransa, İngiltere ve Almanya) nükleer programı konusunda, resmi olarak Ortak Kapsamlı Eylem Planı olarak bilinen bir anlaşma imzalamıştı.
Viyana’da varılan söz konusu anlaşma, nükleer programında önemli bir azalma karşılığında İran’a uygulanan uluslararası yaptırımların kaldırılmasını ve İran’ın nükleer silah geliştirmeye çalışmayacağını garanti ediyordu.
Ancak, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2018’de anlaşmadan tek taraflı olarak çekildiğini açıklamasından ve İran ekonomisi ile yerel para biriminin değerini olumsuz etkileyen ciddi yaptırımları yeniden yürürlüğe koymasından bu yana anlaşma çökme tehdidi altında yer alıyor.
ABD’nin anlaşmadan çekilmesinden yaklaşık bir yıl sonra İran, Viyana Anlaşması’nda öngörülen temel yükümlülüklerinin çoğunu kademeli olarak uygulamadı.
2021’in başlarında göreve başlayan Biden, İran’ın anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine uyması şartıyla anlaşmaya geri dönülebileceğini dile getirdi.
Son zamanlarda İran ve diğer büyük güçler, ABD’nin dolaylı katılımıyla, anlaşmayı yeniden canlandırmak amacıyla Viyana’da birtakım görüşmelerde bulunuyor. 
Bu kapsamda, Nisan ve Haziran ayları arasında altı tur gerçekleştirildi. Ancak yeni bir tur için henüz tarih belirlenmedi.
İran’ın Viyana müzakerelerindeki ortakları, yeni İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin Ağustos ayı başlarında göreve başlamasından bu yana, Tahran’ın müzakereleri yeniden başlatma niyetini gösteriyor. 
Ancak yeni hükümet, dış politikadaki önceliğinin “komşu ve Asya” ülkeleri olduğunu iddia ediyor.
Bu arada İran rejiminin lideri “Rehber” Ali Hamaney Cumartesi günü yaptığı açıklamada, İran nükleer dosyasına ilişkin müzakerelerin hızlı bir şekilde yeniden başlatılacağına dair herhangi bir belirti içermeyen bir konuşmada ABD Başkanı Joe Biden’ın selefi Donald Trump’tan farklı olmadığını söyledi. 
Hamaney, İbrahim Reisi’nin yeni hükümetiyle yaptığı ilk kabülde, “mevcut ABD yönetiminin selefinden farklı olmadığını” çünkü “Trump’ın önerdiği şeyin aynısını başka bir şekilde sunduğunu” söyledi. Hamaney, “Trump bir şekilde; Biden aynı şeyi farklı şekilde söylüyor” diye ekledi.
Hamaney’in konuşması, Biden ile İsrail Başbakanı Naftali Bennett arasındaki görüşmeden bir gün sonra gerçekleşti.
Hamaney, ABD’nin “diplomatik alanda bazen kurnaz bir tilkiye dönüşen vahşi bir kurt olduğunu” ifade etti. 
Hamaney’den ‘halkın güveni zedelendi’ itirafı
İç politika cephesinde, Reisi ve bakanlarına “halkın güveninin” herhangi bir hükümetin sahip olabileceği “en büyük varlık” olduğunu vurgulayan Hamaney; “Maalesef güven biraz zedelendi ve bunu onarmanız gerekiyor” ifadesini kullandı.
Yeni İran hükümeti, Şura Konseyi’nin güvenini aldıktan sonra Çarşamba günü göreve başladı. 
60 yaşındaki radikal muhafazakar olan Reisi, rekor bir çekimserliğe tanık olan Haziran seçimlerini kazanmış, Batı’ya karşı açıklık politikasıyla hareket eden ve büyük güçlerle 2015’te nükleer anlaşma imzalayan “ılımlı” Hasan Ruhani’nin yerini almıştı.
ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesinden yaklaşık bir yıl sonra İran, anlaşmada öngörülen temel taahhütlerinin çoğunu uygulamaktan kademeli olarak geri çekildi.
2021’in başlarında göreve başlayan Biden, İran’ın taahhütlerine uyması şartıyla anlaşmaya geri dönme niyetini dile getirdi. İran ve diğer büyük güçler, ABD’nin dolaylı katılımıyla, anlaşmayı yeniden canlandırmak amacıyla Viyana’da görüşmelerde bulunuyorlar. 
Nükleer dosyada son sözü söyleyen Hamaney, Nisan ayında Viyana müzakerelerinin “çok uzun olmaması” gerektiği konusunda uyarmış; bunun İran’ın çıkarlarına “zarar verebileceğini” belirtmişti.
Reisi ise seçim zaferinin ardından “sözde görüşmeleri” yürütmeyi reddettiğini açıkladı.  Ancak “ulusal çıkarlarımızı garanti eden her türlü görüşmeyi” desteklediğini ve herhangi bir müzakerenin askıda kalmayıp İran halkı için “bir sonuç” ile bitirilmesi gerektiğini vurguladı.
İran’ın yeni Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan göreve geldiği gece yayınladığı iki mesajda nükleer anlaşmadan söz etmeyerek, politikasının “birinci önceliğinin” “komşu ülkeler ve Asya” olduğunu vurguladı.
83 milyon nüfuslu İran, şimdiye kadarki en şiddetli enfeksiyon dalgası olan Kovid-19’un delta varyantı nedeniyle ekonomik ve sosyal bir kriz yaşıyor.



Suudi Arabistan Çarşamba günü KİK-ABD zirvesine ev sahipliği yapacak

Başkan Trump'ın görevdeki ilk döneminde Suudi Arabistan'a yaptığı ziyaret sırasında 2017 yılında Riyad'da düzenlenen KİK-ABD zirvesinden bir kare (Reuters)
Başkan Trump'ın görevdeki ilk döneminde Suudi Arabistan'a yaptığı ziyaret sırasında 2017 yılında Riyad'da düzenlenen KİK-ABD zirvesinden bir kare (Reuters)
TT

Suudi Arabistan Çarşamba günü KİK-ABD zirvesine ev sahipliği yapacak

Başkan Trump'ın görevdeki ilk döneminde Suudi Arabistan'a yaptığı ziyaret sırasında 2017 yılında Riyad'da düzenlenen KİK-ABD zirvesinden bir kare (Reuters)
Başkan Trump'ın görevdeki ilk döneminde Suudi Arabistan'a yaptığı ziyaret sırasında 2017 yılında Riyad'da düzenlenen KİK-ABD zirvesinden bir kare (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan, Katar ve BAE'ye gerçekleştireceği tarihi ilk yurtdışı ziyareti öncesinde Suudi Arabistan başkenti Riyad'da Körfez-ABD zirvesine ev sahipliği yapması bekleniyor.

Axios internet sitesinin ABD'li bir yetkiliye ve Arap yetkililere dayandırdığı haberine göre Suudi Arabistan, Çarşamba günü ABD Başkanı ile Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi'nden mevkidaşı liderleri bir araya getirecek zirveye ev sahipliği yapmayı planlıyor. ABD Başkanı'nın ilk resmi dış gezisi, yönetiminin ABD ile Körfez ülkeleri arasındaki işbirliğine verdiği önemi yansıtıyor ve zirve, ABD Başkanı'nın ABD'nin Ortadoğu'daki angajmanına ilişkin vizyonunu sunması ve ülkesinin bölgedeki çıkarlarını tanımlaması için bir fırsat olacak.

Bu zirve, ilki Mayıs 2015'te Camp David'de, ikincisi Nisan 2016'da, üçüncüsü Mayıs 2017'de Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump'ın ilk dönemindeki katılımıyla ve dördüncüsü Temmuz 2022'de Mısır, Ürdün ve Irak'ın da aralarında bulunduğu Arap ülkelerinin katılımıyla düzenlendi. ABD ile KİK ülkeleri arasındaki beşinci zirve çarşamba günü düzenlenmesi bekleniyor.

cdfrgty
Fotoğraf: KUNA

 Kral Selman bin Abdülaziz Pazar günü Körfez liderlerine Riyad'da düzenlenecek Körfez-ABD zirvesine katılmaları için davetiye gönderdi.

Kuveyt Emiri Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, Kral Selman'dan yazılı bir mesaj ve zirveye katılım davetiyesi aldı. Bahreyn Kralı Hamad Bin İsa Al Halife de Kral Selman'ın  yazılı mesajını ve zirveye katılım davetiyesini Suudi Arabistan'ın Manama Büyükelçisi Nayef Al Sudairi'den teslim aldı.

frgty
Fotoğraf: BNA

Kral Hamad Al Halife, iki krallık arasındaki yakın ve sağlam tarihi bağları ve iki halkın çıkarlarını her düzeyde kardeşçe işbirliği ve koordinasyonun sürekli geliştirilmesini övdü. Ayrıca Kral Selman'ın Bahreyn-Suudi ilişkilerini güçlendirmeye yönelik hayırsever çabalarından ve Suudi Arabistan'ın ortak Körfez eylem sisteminin geliştirilmesindeki öncü rolünden, KİK ülkelerindeki kardeşler arasındaki uyum ve işbirliğinin derinleştirilmesinden, bölgedeki güvenlik, istikrar ve barışın temellerinin sağlamlaştırılmasından gurur duyduğunu ifade etti.

ty
Umman Dışişleri Bakanı, Suudi Büyükelçiyi kabul etti (Umman)

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan Şarku'l Avsat'a yapılan açıklamada Başkan Trump'ın ziyaretinin ABD'nin Suudi Arabistan'ı bölgesel güvenlik ve istikrarı arttırma çabalarında önemli bir ortak olarak görmesi nedeniyle, Suudi Arabistan'ın bölgedeki önemli rolünün ve stratejisinin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde yansıttığını ifade etti. Açıklamda şu ifadelere yer verdildi: "Washington, krizlere sürdürülebilir siyasi ve diplomatik çözümler bulmak, Gazze'deki çatışmaları durdurma çabalarını desteklemek, kalıcı bir ateşkese varmak, Kızıldeniz'de seyrüsefer özgürlüğünü tehdit eden faaliyetlere karşı koymak için bölgesel ortaklarıyla birlikte çalışma kararlılığını sürdürecek."