WHO ve UNICEF: Aşılamada öğretmenler ve okul personeli öncelikli olmalı

Cakarta’da okulların açılmasından sonra öğretmen ve öğrenci selamlaşıyor (EPA)
Cakarta’da okulların açılmasından sonra öğretmen ve öğrenci selamlaşıyor (EPA)
TT

WHO ve UNICEF: Aşılamada öğretmenler ve okul personeli öncelikli olmalı

Cakarta’da okulların açılmasından sonra öğretmen ve öğrenci selamlaşıyor (EPA)
Cakarta’da okulların açılmasından sonra öğretmen ve öğrenci selamlaşıyor (EPA)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve UNICEF, Avrupa ve Orta Asya’daki okulların kapılarını açık tutabilmeleri için öğretmenler ve okul personelinin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısı için öncelikli gruplar arasında olması gerektiğini bildirdi.
WHO ve UNICEF tarafından yapılan ortak açıklamada, “Salgın boyunca okulların açık kalmasını sağlamaya yönelik önlemler arasında, ulusal aşı planlarının hedefi olan gruplarının bir parçası oldukları için öğretmenlere ve diğer okul personeline aşı yapılması da yer alıyor” denildi.
Ortak açıklamada, Delta varyantının yayılmasına rağmen sınıf temelli öğrenmenin kesintisiz devam etmesinin hayati önemde olduğuna vurgu yapıldı.
Açıklamada ayrıca, havalandırmanın iyileştirilmesi, her sınıftaki öğrenci sayısının azaltılması ve sosyal mesafeye uyulması gibi salgın sırasında okul ortamını iyileştirmeye yönelik önlemlerin önemine de dikkat çekildi.
WHO Avrupa bölgesi direktörü Hans Kluge İSE, “Bu, çocukların eğitimi, ruh sağlığı ve sosyal becerileri, toplumun mutlu ve üretken üyeleri olmalarına yardımcı olmaları kritik öneme sahip. Salgın, eğitimde tarihteki en kötü aksamaya neden oldu” ifadelerini kullandı.
WHO, Temmuz ayında yayınladığı tavsiyelerde, koronavirüs belirtileri gösteren çocukların testte öncelikli olmaları gerektiğini vurgulamıştı.



54 çocuk yüzerek Fas'tan İspanya'ya gitti

Bölgede çekilen görüntüler göçmenlerin göze aldığı tehlikenin boyutunu gözler önüne serdi (FaroTV/Reuters)
Bölgede çekilen görüntüler göçmenlerin göze aldığı tehlikenin boyutunu gözler önüne serdi (FaroTV/Reuters)
TT

54 çocuk yüzerek Fas'tan İspanya'ya gitti

Bölgede çekilen görüntüler göçmenlerin göze aldığı tehlikenin boyutunu gözler önüne serdi (FaroTV/Reuters)
Bölgede çekilen görüntüler göçmenlerin göze aldığı tehlikenin boyutunu gözler önüne serdi (FaroTV/Reuters)

İspanya'nın kamu yayımcısı RTVE, Fas'tan Kuzey Afrika'daki İspanyol toprağı Ceuta'ya ulaşmaya çalışan göçmenlerin görüntülerini cumartesi günü paylaştı.

En az 54 çocuk ve 30 yetişkinin sis altındaki dalgalı denizde yüzerek Avrupa Birliği topraklarına girmeye çalıştığı görüldü. 

İspanya'nın Sivil Muhafız (Guardia Civil) teşkilatı botlarla bazı göçmenleri tehlikeden kurtarsa da çoğu yüzerek Ceuta'ya geçti. 

Göçmenler geçici barınma merkezlerine alınırken Ceutalı yetkililer Madrid'den yardım istiyor.

Ceuta bölgesel yönetiminden Juan Rivas, gazetecilere verdiği demeçte "Bizi yalnız bırakmayın. Bu bir devlet meselesi ve çözülmeli" dedi. 

Yerel polisin aktardığı bilgilere göre geçen sene 26 Ağustos'ta yüzlerce göçmen, benzer bir şekilde sisin bastırmasını fırsat bilerek Fas'tan Ceuta'ya yüzmüştü. 

2021'de de bir erkek çocuğunun boş plastik şişelerin üstünde Ceuta'ya ulaşmaya çalışması dikkat çekmişti. 

Kuzey Afrika'daki tek İspanyol toprağı, Ceuta değil. Avrupa Birliği'nin Afrika'daki kara sınırlarını yalnızca bu kent ve Melilla oluşturuyor. Her iki kentte de yaklaşık 85 bin kişi yaşıyor. 

Üç yıl önce Melilla sınırındaki çitleri devirmeye çalışan 2 bin civarında göçmenin neden olduğu izdihamda en az 23 kişi ölmüştü.

Bu bölgelere girmeye çalışırken yakalanan Fas yurttaşları, çocuk değilse ya da iltica talebinde bulunmuyorsa derhal geri gönderiliyor. 

Diğer ülkelerin vatandaşlarıysa genelde geçici barınma merkezlerine sevk edildikten birkaç gün sonra serbest bırakılıyor.

Pedro Sanchez liderliğindeki merkez sol hükümet 2021'den bu yana yaklaşık 700 bin düzensiz göçmene yasal statü sağladı. 

Göçmenler özellikle tarım, inşaat, turizm ve sağlık gibi sektörlerde işgücü açığını kapatıyor. 

Diğer yandan Avrupa Birliği'ndeki en yüksek işsizlik oranı yüzde 10'la İspanya’ya ait. 

Göç politikalarını eleştirenler, bunların yerli işçilerin ücretlerini düşürdüğünü, kimlik çatışmalarına yol açabileceğini ve toplumda hoşnutsuzluk oluşturabileceğini savunuyor. 

Independent Türkçe, CNN, Reuters