Nahda krizi: Arap dayanışmasına karşı Etiyopya Hindistan’ı yanına çekti

Etiyopya’daki Nahda Barajı (Reuters)
Etiyopya’daki Nahda Barajı (Reuters)
TT

Nahda krizi: Arap dayanışmasına karşı Etiyopya Hindistan’ı yanına çekti

Etiyopya’daki Nahda Barajı (Reuters)
Etiyopya’daki Nahda Barajı (Reuters)

Etiyopya, Mısır ve Sudan ile aralarındaki gerilimi artıran Nahda Barajı krizine ilişkin herhangi bir uluslararası inisiyatife karşı koyma yönünde hamlelerini artırdı. Diğer yandan meselenin bir Tunus karar taslağı aracılığıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) yeniden sunulmasına ilişkin konuşuluyor.
Üç ülke arasındaki müzakereler, Addis Ababa'nın Nil'in ana kolu üzerine inşa ettiği, Kahire Hartum'a su kaynakları üzerindeki etkisinden korktuğu barajın dolum ve işletimine ilişkin düzenleyici bir anlaşmaya varılamaması üzerine donmuştu.

Tunus’a karşı Hindistan desteği
Tunus, geçen ay düzenlenen konseyde, Mısır ve Sudan'ın talebi üzerine Etiyopya'yı aşağı havza ülkelerine zarar verecek tek taraflı önlemler almayı durdurmaya çağıran bir karar taslağı sunmuştu. Ancak konuya dair anlaşmazlığı açık bir oturumda tartışan BMGK, şu ana kadar herhangi bir karar veya tavsiye yayınlamadı.
Etiyopya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Demeke Mekonnen, Hindistan Dışişleri Bakanı Dr. Subrahmanyam Jaishankar ile gerçekleştirdiği görüşmede Etiyopya'nın iç işlerine müdahaleyi reddederek BMGK’de konuyla ilgili Etiyopya'yı desteklediği için Hindistan Hükümeti'ne minnettarlığını dile getirdi. Hindistan'ın Nahda Barajı konusunda Afrika Birliği liderliğindeki müzakerelere verdiği desteğe övgüde bulunan Demeke, Hindistan'a, 2015’te imzalanan İlkeler Bildirgesi şartları mucibinde meseleleri çözmek yönünde üçlü anlaşmaya aykırı bir şekilde BMGK’ye sunulan söz konusu karar taslağını reddetmesi çağrısında bulundu. Dün akşam telefonla gerçekleştirilen görüşmede, Hindistan'ın BMGK toplantısında Tigray ile aralarındaki savaşı konusunda Etiyopya'yı desteklediğini belirten Bakan Jaishankar, Etiyopya'nın dış müdahale olmadan içişlerini halledebileceğine olan güvenini dile getirdi. Nahda Barajı konusunda ise “Üç ülkenin anlaşmazlıklarını diyalog yoluyla ve Afrika sorunlarına Afrika çözümleri ilkesiyle ele alması uygun” ifadelerine başvurdu. İki taraf, iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin çok yönlü ortaklıklar yoluyla desteklenmesinin önemini vurgulayarak görüşmelerini sonlandırdı.
Temmuz ayı başlarında sunulan Tunus kararı; BMGK’nin Afrika Birliği Başkanı ve BM Genel Sekreteri'nin talebi üzerine Mısır, Etiyopya ve Sudan'dan barajın dolum ve işletimine ilişkin bağlayıcı bir anlaşma metnine 6 ay içinde ulaşmaları yönünde müzakerelere yeniden başlamalarını talep etmesini şart koşuyor. Karar taslağında “Bu bağlayıcı anlaşma, hem Etiyopya'nın Nahda Barajı'ndan hidroelektrik enerji üretme kabiliyetini sağlamalı hem de aşağı havzadaki iki ülkenin su güvenliğine önemli zarar verilmesini önlemeli” ifadelerine başvuruluyor
Üç ülke 2011'den beri müzakereler yürütüyor, ancak bu müzakerelerden sonuç alınamıyor. Etiyopya, barajı ekonomik kalkınma için gerekli görürken, Mısır, barajı kendisi için hayati bir tehdit olarak görüyor; çünkü Nil, ülkenin sulama ve içme suyunun yaklaşık yüzde 97'sini sağlıyor.
Diğer yandan Etiyopya Su, Sulama ve Enerji Bakanı Sileshi Bekele, ‘Yeşil Parmak İzi’ girişiminin doğru bir şekilde uygulanmasının, Nahda Barajı" da dahil olmak üzere Etiyopya'nın bazı barajlarında alüvyon birikimi riskinin önlenmesine etkin bir şekilde katkıda bulunacağını vurguladı. Bakan Bekele, Oromia bölgesindeki Bishoftu şehri eteklerinde devlet yetkilileri, sanatçılar ve sporcuların katılımıyla gerçekleşen fidan dikim etkinliği sırasında yaptığı açıklamada, “2019 yılından bu yana uygulanan girişim, çevre korumaya ve komşu ülkelerdeki doğal ekosisteme katkısının yanı sıra barajlardaki alüvyon birikimi sorununu da çözecek” ifadelerine başvurdu.



Gazze'de Filistinli 3 kadın “bir dilim ekmek” için öldürüldü

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kampında bir parça ekmek yiyen yerinden edilmiş Filistinli bir kız çocuğu (DPA)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kampında bir parça ekmek yiyen yerinden edilmiş Filistinli bir kız çocuğu (DPA)
TT

Gazze'de Filistinli 3 kadın “bir dilim ekmek” için öldürüldü

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kampında bir parça ekmek yiyen yerinden edilmiş Filistinli bir kız çocuğu (DPA)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kampında bir parça ekmek yiyen yerinden edilmiş Filistinli bir kız çocuğu (DPA)

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde yer alan Deyr el-Belah şehrinde dün sabah bir fırının önünde bekleyenlerin üzerine açılan ateş sonucu 3 Filistinli kadının hayatını kaybetmesi, Gazzelilerin kötüleşen insani ve hayati koşullar karşısında içinde bulundukları trajedinin boyutlarını gözler önüne seren sahnelere bir yenisini daha ekledi. Deyr el-Belah'taki el-Beraket Caddesi üzerinde bulunan ‘Zadna 2’ adlı fırınının önünde meydana gelen olayda, ateşin hangi koşullarda açıldığı ve doğrudan mı yoksa bir hata sonucu mu açıldığı konusunda çelişkili açıklamalar yapıldı.

xsvdfd
Deyr el-Belah'ta ekmek almak için uzun kuyruklarda bekleyen Filistinliler (Arşiv - Reuters)

Filistinliler her gün saatlerce fırınların önünde yaklaşık 22 ekmekten oluşan tek bir ‘torba’ ekmek alabilmek için uzun kuyruklar oluşturuyor. Olayın yaşandığı fırın, bölgenin en bilinen fırınlardan biri. Bu fırın aynı zamanda İsrail’in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşın başlamasından çalışmayı hiç durdurmayan tek fırın, ancak trajik olaydan sonra kapılarını kapatmak zorunda kaldı.

Fırının sahipleri ise kadınların fırının dışında yaşanan izdihamın ardından fırının dışından açılan ateş sonucu öldürüldüklerini söylediler. Bir kaynak, ateşin fırın önünde düzeni sağlamak ve fırını hırsızlığa karşı korumak için orada bulunan korumalar tarafından açılmadığını, fırın dışında iki ailenin üyeleri arasındaki bir mesele olduğunu belirtti. Görgü tanıkları, ateşin korumalardan biri tarafından açıldığını, ancak korumanın doğrudan insanarın üzerine ateş açmadığını, havaya ateş ettikten sonra silahının boşalması sonucu olayın yaşandığını anlattılar.

scv
Gazze'nin orta kesimlerinde kapalı bir fırının önünde duran Filistinliler (Arşiv - AP)

Şarku’l Avsat’a konuşan Deyr el-Belah'tan bir kaynak, ateş açan kişinin ailesinin misilleme korkusuyla evlerini terk etmek zorunda kaldığını söyledi. Öldürülen kadınların Gazze şehrinden yerinden edilmiş kişiler olduğuna dikkati çeken kaynak, ateş açan kişinin, Gazze Şeridi'nin orta ve güney bölgelerinde giderek zorlaşan büyük kıtlık karşısında vatandaşların ekmek temin edebilmeleri için fırın sahipleri ile Deyr el-Belahlı aileler arasında yapılan anlaşmanın bir parçası olarak, fırının korunmasına katkıda bulunmak amacıyla fırının önünde durduğunu açıkladı. Deyr el-Belah'ta 300 binden fazla kent sakininin yanı sıra yaklaşık 850 bin yerinden edilmiş kişi bulunuyor.

srfg
Gazze'de bir torba ekmek aldıktan sonra el sallayan bir Filistinli (Arşiv - AFP)

Olay üzerine şehrin muhtarları ve ileri gelenleri duruma müdahale ederek durumun daha da kötüleşmesini ve herkesin kontrolü dışında bir misillemenin ortaya çıkmasını önlemeye çalıştı. Sosyal medyada bazı vatandaşlar, Deyr el-Belah'a giren un miktarını fırınlara paylaştırmaya ve diğer ailelerin de benzer bir pay almasını sağlamak için aile başına sadece bir torba ekmek satmaya karar vermelerinin ardından yaşanan olaydan muhtarları, bölgenin önde gelenlerini ve yetkili kişileri sorumlu tuttu. Bazıları, fırınlardaki yoğunluğu arttırmak ve vatandaşları bir öğün için yeterli olmayan bir torba ekmek almak için uzun saatler kuyruklarda bekleterek aşırı yük altına sokmak yerine her aileye bir çuval un dağıtılabileceğini düşünüyor.

k7ıı8
Gazze'deki bir fırından ekmek aldıktan sonra sevinç içindeki bir Filistinli (Arşiv - AFP)

Saatlerce kuyrukta bekledikten sonra fırının içinde bir torba ekmeğin fiyatı 3 şekel (1 doların biraz altında) iken, fırının dışındaki fiyat 30 ile 40 şekel (yaklaşık 11 dolar) arasında değişiyor. Gazze Şeridi'nin orta ve güney kesimlerinde bir çuval unun fiyatı bin şekel ve üzerinde (yaklaşık 255 dolar) bir fiyata ulaşmış durumda.

Gazze Şeridi’nin merkezi ve güneyi, İsrail'in uygulamaları ve hırsız çetelerinin insani yardımları çalması nedeniyle ciddi bir un sıkıntısı çekiyor. Ancak kuzeydeki durum, bölge sakinlerinin açlıklarını gidermek için hayvan yemi öğütmek zorunda kaldıkları aylarca süren kıtlıktan sonra şu an daha iyi.

Gazze Şeridi'nin merkezinde ve güneyinde yaşanan acılar yaklaşık bir ay önce başlamış, gıda yardımları durdurulmuş ve girişine izin verilen yardımların büyük bir kısmı çalınması nedeniyle insani durum daha da kötüleşmişti.

Birleşmiş Milletler (BM) sözcüsü Stephane Dujarric'e göre İsrail güçleri geçtiğimiz hafta 129 farklı insani yardımın üçte ikisinin Gazze Şeridi'ne ulaşmasını engelledi. Mevcut durum, fırın sahiplerini unlarını korumak ve hırsız çeteleri tarafından çalınmasını önlemek için silahlı korumalar tutmaya itti. Bazı fırınlar bu silahlı adamları güvenlik görevlisi olarak tutarken, bölgenin önde gelenleri, muhtarlar ve yetkili kuruluşlar da yaşadıkları bölgelerdeki fırınları korumaları için ailelerden silahlı adamlarla anlaştı. Bölge sakinleri İsrail'in yeterli miktarda yardımın girişini manipüle etmeye devam edeceğinden korkuyor. Çünkü bu durum, Gazze Şeridi'nin orta ve güney kesimlerinde, aynı koşulları birkaç aydır daha ağır bir şekilde yaşayan kuzeye kıyasla daha fazla artmakta olan kıtlığı daha da kötüleştirecek.